• Sonuç bulunamadı

B. Gelişim Sürecinde Avrupa Konseyi Sosyal Güvenlik Belgelerinin

3. Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi

Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi sosyal haklar konusundaki önemli belgelerden birisidir.190 1972 yılında Paris’te imzalanmış olan bu sözleşme ile getirilen temel ilkeler; sosyal güvenlik alanında sözleşmeye taraf ülke vatandaşlarına eşit işlem yapılması, kişilerin bulundukları yerden bir başka yere gitmeleri ve yerleşmeleri veya bulunmaları halinde sosyal güvenlik bakımından kazanılmış

187 Avrupa Konseyi, s. 168.

188 Tecer, ss. 109-110.; Avrupa Sosyal Şartına, Amsterdam Antlaşması’nın 1 Mayıs 1999 tarihinde

yürürlüğe girmesinden bu yana Avrupa Birliği Antlaşması’nın 136 ncı maddesinde (eski m. 117) doğrudan atıfta bulunulmaktadır. (Avrupa Konseyi, s. 24.)

189 O’Cinneide Colm, Sosyal Haklar ve Avrupa Sosyal Şartı: Yeni Zorluklar ve Yeni Fırsatlar, Avrupa

Sosyal Şartı: Avrupa İçin Yeni Bir Sosyal Anayasa, Ankara, 2010, s. 165.

190 Bu Sözleşme’nin ülkemizde onaylanması, 13.07.1976 tarihli ve 2023 sayılı Avrupa Sosyal Güvenlik

Sözleşmesinin Uygun Bulunduğuna Dair 23.07.1976 tarih ve 3260 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Kanunla ve uygulanması da 31.08.1976 tarihli ve 7/12537 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’yla (Resmi Gazete Tarih: 21.02.1977, Sayı: 15857) kabul edilmiştir.

62 haklarının korunması, farklı ülkelerde geçen hizmetlerinin birleştirilmesine olanak sağlanması şeklinde belirlenmiştir.191

Sözleşme ile sosyal güvenliğin dalları olarak ILO 102 sayılı Sözleşmede belirtilen sigorta dalları aynı şekilde sıralanmıştır.

Sözleşmenin 4 üncü maddesi hükmü gereğince sözleşmenin uygulama alanına; taraf devletlerin vatandaşları, taraf devletlerde ikamet eden mülteciler veya vatansız kimselerle bunların aile fertleri ve hayatta kalan hak sahipleri girmektedir.192

Türkiye bu sözleşmeye taraftır. Sözleşmenin tarafı olan AB ülkelerinden Avusturya, Belçika ve Hollanda ile ikili sosyal güvenlik sözleşmesi imzaladığımızdan dolayı bu ülkelerle aramızdaki sosyal güvenlik ilişkisi ikili sözleşmeler yoluyla yürütülmektedir. Ancak sözleşmenin tarafı olan İspanya, Lüksemburg ve Portekiz ile aramızda ikili sözleşme bulunmadığından bu ülkelerle olan sosyal güvenlik ilişkisi Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi yoluyla yürütülmektedir. Sözleşmenin hastalık sigortasına ilişkin hükümlerinin uygulanması için ise ayrıca bir ikili anlaşmaya ihtiyaç bulunmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıkları hükümlerinin bir kısmı hemen uygulanacak hükümlerden olmakla birlikte masrafların ödenmesi konusunda ikili bir anlaşma yapılması gerektiği ve bu yapılmadığı için bahsi geçen hükümlerin uygulanmasına olanak bulunmadığı ifade edilebilir.193

191 Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi 81 madde ve 7 ek belgeden ibaret olup maddeler incelendiğinde

1408/71 sayılı Tüzük ve temel hükümler açısından da 883/2004 sayılı yeni Tüzüğe benzemektedir. Bkz. Arıcı, 1997, ss. 44-45.

192 Şen, 2003, s. 10.

193 Çolak Mahmut/Öztürk Ercüment, Yurt Dışındaki Türk Vatandaşlarının Emeklilik Yolları ve

63 § 3. Avrupa Birliği Sosyal Güvenlik Hukukunun Kaynakları

1951 yılında Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg Paris’te imzaladıkları bir antlaşma ile AKÇT’yi kurmuşlardır. AKÇT, bugünkü AB’nin temelini oluşturmaktadır.194

25 Mart 1957’de Roma’da AET kurulmuştur. AET gibi Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) da 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe giren Roma Antlaşması ile kurulmuştur. 1965’de kurucu üyelerin imzalamış oldukları “Birleşme Antlaşması” (Füzyon Antlaşması195) sonucunda, AKÇT, AET ve EURATOM için tek bir Konsey,

Komisyon ve Parlamento oluşturulmuş, bütçeleri birleştirilmiş ve “Avrupa Toplulukları” terimi kullanılmaya başlanmıştır.196

AB Antlaşması ise (Maastricht Antlaşması) 7 Şubat 1992 tarihinde imzalanmış ve 1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Maastricht Antlaşması; ekonomik faaliyetlerin uyumlu ve dengeli gelişimini, enflasyonsuz, sürdürülebilir ve çevre korumasına önem veren bir büyümenin sağlanması, üye ülke ekonomilerinin uyum içinde birbirlerine yaklaşması ve Avrupa vatandaşları için daha güçlü bir Birlik yaratılmasını hedeflemiştir. Bu gelişmeler neticesinde, Maastricht Antlaşması ile Avrupa Toplulukları (AKÇT, AET, EURATOM) AB bünyesine dâhil edilmiştir.197

AB’de uygulanan hukuk, yukarıda adı geçen üç topluluğun; kuruluş, işleyiş, organları, ortak pazar ve bu toplulukların politikalarına ait kurallardan oluştuğundan “Topluluk Hukuku” olarak isimlendirilmektedir. AB’de uygulanan hukuk için “Avrupa Birliği Hukuku” terimi de kullanılmaktadır. Bu terimin kullanılmasının gerekçesi olarak AB’nin üç sütunu (Avrupa Toplulukları, Ortak Dış Politika ve

194 Avrupa Birliği Bakanlığı, Avrupa Birliği’nin Tarihçesi,

http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=105&l=1 Erişim Tarihi: 17.01.2013

195 Füzyon Antlaşması 1 Temmuz 1967 tarihinde yürürlüğe girmiştir.; Tapan Mehmet Nuri, Avrupa

Birliği (AB) Hukukunun Kaynakları ve Ulusal Hukuka Etkileri, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı: 3, 1998, s. 976.

196 Keskin, ss. 11-14.

197 İktisadi Kalkınma Vakfı, Avrupa Birliği’nin Tarihçesi,

64 Güvenlik Politikası, Adalet ve İçişleri Alanında İşbirliği) kapsayan bir çatıyı ifade etmesi ve dolayısıyla Topluluklarla ilgili kuralların da AB çatısı altında kalmasıdır.198 Birlik içerisinde uygulanan kaynakları tarif ederken bazı kaynaklarda

Avrupa Birliği Hukuku bazılarında Topluluk Hukuku bir kısım kaynakta da AB Müktesebatı kavramı kullanılmaktadır.199

Çalışmamızda; AB’nin bir çatı yapıyı ifade etmesi ve günümüzde bu şekilde bilinirliğinin daha fazla olduğunun düşünülmesi nedeniyle “Avrupa Birliği Hukuku” kavramı kullanılacaktır. Bu hukukun tüm kaynaklarına değinilmesi bu tez çalışması için gerekli olmadığından dolayı sadece sosyal güvenliğe ilişkin kaynaklara yer verilecektir.

ABSGH’nin kaynakları; birincil kaynaklar olan kurucu antlaşmalar, ikincil kaynak olan tüzük, direktif, karar, tavsiye ve görüşler ile AD tarafından tanınan hukukun genel ilkeleri, AD’nin kararları, üye olmayan devletlerle yapılan uluslararası antlaşmalar, yazılı olmayan hukuku kuralları ve doktrindir.

I. Birincil Kaynaklar

ABSGH’nin birincil kaynakları olarak adlandırılan kurucu antlaşmalar AKÇT Antlaşması, AET Antlaşması, Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu Antlaşması ve bunların ekleri protokoller ile bu antlaşmaları değiştiren veya ekleme yapan 1986 tarihli Tek Avrupa Senedi, 1992 tarihli Maastricht Antlaşması, 1997 tarihli Amsterdam Antlaşması, 2001 tarihli Nice Antlaşması ve 2009 tarihli Lizbon Antlaşması’dır. Bu antlaşmalar Birliğin anayasası olarak da kabul edilmektedir.200

Kurucu antlaşmalar, hem üye devletlerin ulusal hukuklarının üstünde yer almakta hem de AB hukukundaki normlar hiyerarşisinin en üstünde

198 İren, s. 3.

199 Bozkurt/Özcan/Köktaş, s. 113.; Keskin, s. 27.; İren, s. 4.

65 bulunmaktadır.201 Kurucu antlaşmalarda AB ve AB bünyesindeki Toplulukların

kuruluşu, teşkilatlanması, organları, yasama, yürütme ve yargı güçleri, kişilerin temel haklarına ilişkin kurallar yer almaktadır.

Kurucu antlaşmalar, üye devletler tarafından onaylandıktan sonra bu devletlerin iç hukuklarında otomatik olarak yürürlüğe girerler. Bu nedenle, bu antlaşmalar, kendiliğinden yürürlüğe giren antlaşmalardır. Diğer bir ifade ile birincil kaynaklar herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan uygulanmaktadırlar.202

AB Hukuku ile üye devletlerin ulusal hukuklarının çatışması durumunda, AB Hukukunun ulusal hukuka üstünlüğü ilkesi geçerlidir. AB’nin hukuk kurallarının doğrudan uygulanabilirliği ve ulusal hukuka göre üstün olma özelliği AB’nin iş ve sosyal güvenlik hukuku için de geçerlidir.203 Bundan dolayıdır ki ABSGH’nin temel

ilkeleri ile sosyal güvenliğin koordinasyon kurallarına aykırı normlar üye ülkeler tarafından ihdas edilemeyeceği ileri sürülebilir.

Burada özellikle sosyal güvenliğe ilişkin önemli kuralların yer aldığı iki kurucu anlaşmadan söz etmekte yarar vardır.