• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.3. ÖRGÜTSEL YARATICILIĞIN BOYUTLARI

2.3.1. Bireysel Yaratıcılık Boyutu

Kişisel özellik olarak yaratıcılık konusu II. Dünya Savaşı’nın gerçekleşmesinden bu yana en çok araştırma yapılan alanlardan birisidir. Bu konuyla ilgili çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Bu teoriler (Ortatepe, 2001: 13-14; Rouquette, 2007: 15-16):

-Lowenfeld, yaratıcılığı bireylerin sahip oldukları ve düzeyleri farklı ve durumlara göre değişen bir çeşit özellik olarak ele almıştır.

-Maslow’a göre ise yaratıcılık; birincil yaratıcılık (kendiliğinden fışkıran, oyun niteliğinde olan) ve ikincil yaratıcılık (kontrollü, disipline edilebilen ve oyun niteliğinde olmayan) şeklinde ayırım yapılarak ele alınmıştır.

-Taylor’a göre ise yaratıcılık beş düzeyde konumlandırılmaktadır:

 İnsanda en özgün özellik olan “canlı ve zengin” yaratıcılık. İlk düzeyde üretilmiş ürünün kalitesinden ziyade kişinin kendini göstermesi önemlidir.

 Geliştirilen ve kontrol edilebilen yetenekleri içeren “üretici” yaratıcılık. İkinci düzeyde ise, işgörenin yapmış olduğu iş diğerlerinin yaptığı işlere göre farklı olmasa bile, yüksek bir davranış düzeyi yakalamaktadır.

 Yeni ilişkilerin algılanması sonucu ortaya çıkan “buluşçu” yaratıcılık.

 Yüksek bir soyutlama kapasitesi ve çoğu zaman gelişmeye yönelik yaratıcı değişikliklerle ilgili ve yüksek düzeyde olan “doğurgan” yaratıcılık.

 En gelişkin düzey olan ve yepyeni temel ilkelerin bir araya gelmesinden oluşan bir anlayışa denk gelen “çarpıcı” yaratıcılık.

-Helson ise, özellikle arkadaşları tarafından yaratıcı olarak görülen genç kadınları birbirlerinden ayıran kişilik özellikleri üzerinde araştırmalar yapmış, yaratıcı genç kadınların; özerklik ihtiyacı, özgünlük eğilimi ve kadınlara yüklenen pasif rolle çatışma gibi durumlara eğilimli olduklarını ifade etmiştir.

-Barron, yaratıcı bireylerin; girişimci, maksimum düzeyde risk alabilen ve genellikle çok bilgili bireyler olduklarını öne sürmektedir.

-Wallach ve Kogan’ın, zeka ve yaratıcılığın çok büyük ölçüde bağımsız iki boyut olduğunu test edip ortaya çıkarmaları günümüzde bu durumun çok doğru bir görüş olduğunu hala desteklemektedir.

Yaratıcı bireyde; ilk olarak merak, sabır, icat etme yeteneği, serüvenci düşünme, imgelerle düşünebilme ve hayal kurma, deney ve araştırma yapma ve sentezci yargılara varabilen bir kişilik yatmaktadır (Üstündağ, 2003: 31). Bütün insanlarda doğumundan itibaren yaratıcılık yeteneği olduğu kabul edilmektedir. Ancak bu kabiliyet bazı bireylerde birtakım nedenlerden dolayı çok körelmiştir. Bundan ötürü yaratıcılık açısından kişileri ayırmamız gerekiyorsa yaratıcı ve yaratıcı olmayan diye bir ayırım yapmak yerine yaratıcılığı çok olan veya az olan insanlar olarak ayırım yapılmalıdır

(Aktan, 1986: 30).

Yaşama ortamı; insanda düşünmeye, davranış sergilemeye, yaratmaya yönelik bir atılım duygusunun gelişmesini gerektirmektedir. Kesintisiz bir akış içerisinde düşünemeyen, düşünmeyi belli konular üzerinde yoğunlaşan birer sorun biçimine

geçemeyen insan, olduğu yerde duran bir diridir. Böyle bir diri kendisini sınırlandırmış

ve bir duruma bağımlı kılmış demektir. Öyleyse yaşama ortamı, sürekli yaratmalarla gelişip değişen bir ortamdır (Ortatepe, 2001: 17).

Bir işyerinde yaratıcılığın etkisiyle, çalışanların sorunları çözüme kavuşturmalarıyla ilgili fikir ve çözümlerle dolup taşmasının önemi ne kadar vurgulansa azdır. Çünkü yeni fikirler ilerlemenin dişlileridir. Ekonomiyi düzenleyen, şirketlerin gelişimini sağlayan ve yeni iş yerleri yaratan yeni fikirlerdir (Foster ve Corby, 2005:

10). Örgütlerde yaratıcılığın kullanılmaması, bildiklerimizin, deneyimlerimizin ve değerlerimizde bulunan potansiyelin büyük bölümünün kullanılmadığını göstermektedir. “Yaratıcılık, var olan değerlerden katma değer elde etmenin en ucuz ve en iyi yoludur” (De Bono, 2000: 72). Dolayısıyla yaratıcı bireyin özellikleri diğerlerinden ayrılabilmektedir. Öncelikle; yaratıcı kişi yaptığı işi severek yapar. İşini

yaparken, yaptığı iş ne olursa olsun, ün ya da para kazanmayı düşünmez. Yaratıcı kişilerle yapılan araştırmanın sonucuna göre; yaratıcı kişilerin işlerini severek yapmalarının nedeni, yeni bir şeyler tasarlamak ve keşfetmek duygusudur. Ayrıca yaratıcı kişilerin özellikleri ve bazı temel davranış biçimleri aşağıdaki gibi sıralanabilir

(Yurtseven, 2001: 46):

Özellikleri:

1. Yaratıcı insanlar, diğer insanlarla konuşmaktan ve beraber olmaktan zevk alırlar.

2. Vazgeçmezler ve motivasyonlarını korumayı bilirler.

4. Geçmişteki deneyimleri, araştırma ve deney yapma konusunda büyük bir serbestlikle doludur.

5. Son derece iyi bir mizah anlayışları vardır.

Temel Davranış Biçimleri:

1. Kurallara uymamak,

2. Ani tepkiler vermek,

3. Eğlenceden hoşlanmamak,

4. Beş duyu konusunda oldukça hassas olmak,

5. Diğerlerinin göremediklerini görmek,

6. Eyleme yönelik olmak,

7. Önlerine çıkan engelleri aşmak,

8. Tamamen belirgin olandan memnun olmamak,

9. Fazlasıyla farklı olmak,

10. Yüksek derecede motive olmak,

11. Kendisine fazlasıyla güvenmek ve saygı duymak.

Örgütlerde çalışan işgörenlerin yaratıcılıklarını ortaya çıkarıp yeni şeyler üretebilmelerinde lider önemli bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda her bireyin içinde üç bileşenden oluşan bir yaratıcılık işlevi vardır. Bunlar Şekil 2.2’de daha net bir şekilde görülmektedir (Amabile, 1997: 43; Amabile, 1998: 78; Amabile, 2000: 14; Arköse,

Şekil 2.2. Yaratıcılığın Üç Bileşeni

Kaynak: (Amabile, 1997: 43)

Şekil 2.2’de görüldüğü üzere yaratıcılığın üç bileşeninden biri olan uzmanlık;

teknik bilgi, sürece dair bilgi ve birikim anlamında kullanılmaktadır. Yaratıcı düşünme yeteneği ise, insanların problemlere ne denli esnek ve yaratıcı bir şekilde yaklaştığını kapsamaktadır. Son olarak her motivasyon eşit olarak yaratılamaz. Bir problemi çözüme kavuşturabilmek için içsel bir tutku, para gibi dışsal bir ödülden daha yaratıcı çözümlere yol açabilir. İçsel motivasyon olarak adlandırılan bu bileşen iş çevresinde en çok etkilenen bileşen olarak görülmektedir (Amabile, 1998: 78; Amabile, 2000: 14; Luecke,

2008: 100). Yapılan araştırmalarda içsel motivasyona sahip kişilerin yaratıcılıkta diğerlerine oranla daha çok başarı gösterdikleri kanıtlanmıştır. Bu nedenle önemli olan, örgütte bireylerin yaratıcılıklarını arttırıcı içsel motivasyonlarını destekleyen örgüt yapısının oluşturulmasıdır. Dışsal motivasyonda ise, bir aktiviteyi taahhüt ederek yapılan ödüllendirme için bir sözleşmeye sahip olmak yaratıcılığa zarar vermektedir. Örneğin; satışların belli bir rakamın üzerine çıkması ya da verimliliğin belli bir oranda

YARATICILIK M ot iv as yon

artması sonucunda ödüllendirmenin yapılması gibi (Saraçoğlu ve Duran, 2009: 141-

142).