2. RİVAYET YÖNÜNDEN MECMA’U’L-ENVÂR TEFSİRİ
2.1. KUR’AN’IN KUR’AN İLE TEFSİRİ
2.1.1. Bir Ayetin Başka Bir Ayetle Tefsir
Örnek 1:
} َينّْلاَّضلا َلاَو ْمِهْيَلَع ِبوُضْغَمْلا ِْيرَغ ْمِهْيَلَع َتْمَعْ نَأ َنيِذَّلا َطاَرِص{
“Nimete erdirdiğinkimselerin yoluna (ilet); gazaba uğrayanların, ya da sapıtanların yoluna değil.”155
Hacı PaĢa, ayette geçen
ْمِهْيَلَع ِبوُضْغَمْلا
“gazaba uğrayanlar…” ifadesini, Maidesuresindeki
}… ِوْيَلَع َبِضَغَو ُوَّللا ُوَنَعَل ْنَم{
“Allah‟ın kendilerine gazap ettiği”156 ayetiyle açıklamaktadır. Bu ayette Yahudilerden bahsedildiğinden gazaba uğrayanlarYahudilerdir, demektedir. Yine ayette geçen
َينّْلاَّضلا
“sapıtanlar” kelimesiyle deHristiyanlar‟ın kastedildiğini:
}… ًيرِث َك اوُّلَضَأَو ُلْبَ ق ْنِم اوُّلَض ْدَق{
“…Hem sapıttılar, hem de çoğunu saptırdılar…”157ayetiyle açıklamıĢtır.
Fakat devamında, “Yaratıcıyı inkâr edenlerle müĢrikler din bakımından hiristiyan ve yahûdîlerden daha pistirler; bu nedenle, onların dinlerinden sakınmak daha evlâ olur” diyerek meĢhur olan bu görüĢün zayıf olduğunu söylemiĢtir. Müfessir: “Kendilerine gazab edilmiĢler”in kâfirler; “sapıtanların” ise, münafıklar olduğunu söylemek ihtimal dahilindedir. Bu böyledir, çünkü Cenâb-ı Hakk, Bakara sûresinin ilk beĢ ayetinde mü‟minleri zikrederek, onları medhetmiĢ; sonra, “O
kâfirler yok mu...”158 diyerek, kâfirlerden bahsetmiĢ; daha sonra da “Ġnsanlardan,
155 Fatiha Suresi, 1/7.
156 Maide Suresi, 5/60. 157 Maide Suresi, 5/77. 158 Bakara Suresi, 2/6.
iman ettik diyenler vardır”159
diyerek, münafıklardan bahsetmiĢtir. Burada da, aynı Ģekilde
“ ْمِهْيَلَع َتْمَعْ نَأ”
diyerek önce mü‟minlerden baĢlamıĢ, sonra“ ْمِهْيَلَع ِبوُضْغَمْلا ِْيرَغ”
diyerek kâfirleri zikretmiĢ, daha sonra da
“ َينّْلاَّضلا َلاَو”
diyerek, münafıklardan sözetmiĢtir.” diyerek ayeti izah etmiĢtir.160
Örnek 2:
}...وَّللا ِْيرَغِل ِوِب َّلِىُأ اَمَو ِريِزْنِْلخا َمَْلحَو َمَّدلاَو َةَتْيَمْلا ُمُكْيَلَع َمَّرَح اََّنَِّإ{
“ġüphesiz O sizeölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah‟tan baĢkası için kesilen hayvanı haram kılmıĢtır.”161
Ayette geçen
“ َمَّدلا”
“kan” kelimesini}… ٍريِزْنِخ َمَْلح ْوَأ اًحوُفْسَم اًمَد ْوَأ{
“Yahut akarkan veya domuz etini…”162 ayetinde “akar kan”163 olarak takyîd etmiĢtir.164
Örnek 3:
}... ِءاَمَّسلا َلىِإ ىَوَ تْسا َُّثُاًعيَِجم ِضْرَْلأا ِفي اَم ْمُكَل َقَلَخ يِذَّلا َوُى{
“Yerde olanlarınhepsini; sizin için yaratan O‟dur. Sonra, göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiĢtir.”165
ayetini tefsir ederken kâinâtın ne kadar sürede yaratıldığı konusu üzerinde durmuĢ ve bu ayeti, Fussilet suresindeki Ģu ayetlerin tefsir ettiğini beyan etmiĢtir:
{
ِمَلاَعْلا ُّبَر َكِلَذ اًداَدْنَأ ُوَل َنوُلَعَْتََو ِْينَمْوَ ي ِفي َضْرَْلأا َقَلَخ يِذَّلاِب َنوُرُفْكَتَل ْمُكَّنِئَأ ْلُق
َين
}
{
اَهيِف َلَعَجَو
ِف َرَّدَقَو اَهيِف َكَراَبَو اَهِقْوَ ف ْنِم َيِساَوَر
َينِلِئاَّسلِل ًءاَوَس ٍماَّيَأ ِةَعَ بْرَأ ِفي اَهَ تاَوْ قَأ اَهي
}
{
ِءاَمَّسلا َلىِإ ىَوَ تْسا َُّثُ
...
}
“De ki: “Siz mi yeri iki günde (iki evrede) yaratanı inkâr ediyor ve O‟na
ortaklar koĢuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.” O, dört gün içinde (dört evrede),
yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve
159
Bakara Suresi, 2/8.
160
Hacı PaĢa, Mecma‟u‟l-Envâr, SK, Carullah, vr. 38a.
161 Bakara Suresi, 2/173. 162 En‟am Suresi, 6/145. 163
Buna göre, karaciğer ve dalak, kanın haramlığı kapsamı dıĢında tutulmuĢ olup temizdir. Usûlünce kesilmiĢ, eti yenen hayvanın etinin (damarlarının) içinde kalan kan da temizdir. Bkz. Öğüt, Salim, “Tahâret”, DĠA, Ġstanbul 2010, XXXIX, 383.
164 Hacı PaĢa, Mecma‟u‟l-Envâr, SK, Carullah, vr. 228a. 165 Bakara Suresi, 2/29.
orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti. Sonra da göğe yöneldi…”166
Müfessir devamla Ģunları söylemiĢtir: “Yerin yaratılması iki günde, rızıkların takdir edilmesi de diğer bir iki gündedir. Sonra Cenab-ı Hak, diğer iki günde semaya yönelmiĢtir. Nitekim birisi, “Kûfe‟den Medine‟ye yirmi gün, Mekke‟ye ise otuz gündür” diyebilir; o bu ifadesiyle toplamının “otuz gün” olduğunu kastetmiĢtir. Yani bunun toplamı, Cenab-ı Hakk‟ın
} ٍماَّيَأ ِةَّتِس ِفي َضْرَْلأاَو ِتاَواَمَّسلا َقَلَخ{
“Allah gökleri ve yerialtı günde yaratmıĢtır.”167
ayetinde buyurduğu gibi altı gündür.”168
Örnek 4:
} َنوُرَصْنُ ي ْمُى َلاَو ٌلْدَع اَهْ نِم ُذَخْؤُ ي
َلاَو ٌةَعاَفَش اَهْ نِم ُلَبْقُ ي َلاَو{
“Hiçbir kimsedenherhangi bir Ģefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz. Onlara yardım da edilmez.”169
Bu ayette geçen
ٌلْدَع
kelimesi müellife göre fidye anlamındadır.170 Nitekim{
َلا ٍلْدَع َّلُك ْلِدْعَ ت ْنِإَو
اَهْ نِم ْذَخْؤُ ي
...
}
“(KurtuluĢu için) her türlü fidyeyi verse de bu ondankabul edilmez.”171
ayet-i kerimesinde de aynı anlamda kullanılmıĢtır.172
Örnek 5:
}… ْمِِلذْوَ ق َلْثِم ْمِهِلْبَ ق ْنِم َنيِذَّلا َلاَق َكِلَذَك{
“Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demiĢti.”173Müellife göre “öncekiler”den kasıt Ġsrailoğulları‟dır. Çünkü Ġsrailoğulları da Musa (a.s.)‟a
…}
ًةَرْهَج َوَّللا ىَرَ ن َّتََّح َكَل َنِمْؤُ ن
ْنَل{
“Biz Allah‟ı açıktan açığa görmedikçesana asla inanmayız”174
demiĢlerdi.175
166 Fussilet Suresi 41/9-11.
167 Hûd Suresi, 11/7. 168
Hacı PaĢa, Mecma‟u‟l-Envâr, SK, Carullah, vr. 96b.
169
Bakara Suresi, 2/48.
170 “Adl” kelimesinin bu anlamı için bkz. Ferâhidî, Halil b. Ahmed, Kitabü‟l-Ayn, Thk. Mehdî
Mahzevî, Ġbrahim Samirâî, tsz, II, 39.
171
En‟am Suresi, 6/70.
172 Hacı PaĢa, Mecma‟u‟l-Envâr, SK, Carullah, vr. 135a. 173 Bakara Suresi, 2/118.
174 Bakara Suresi, 2/55.
Örnek 6:
}... ِوْيَ ب ِقَع ىَلَع ُبِلَقْ نَ ي ْنَِّمِ َلوُسَّرلا ُعِبَّتَ ي ْنَم َمَلْعَ نِل َّلاِإ اَهْ يَلَع َتْنُك ِتيَّلا َةَلْ بِقْلا اَنْلَعَج اَمَو{
“Biz bu yöneldiğin kıbleyi özellikle Resul‟e uyanlarla sırt çevirenleri ayırt edelim diye belirledik…”176
ayetinde geçen
اَنْلَعَج
kelimesinin buradaاَنْحَرَش
manasındakullanıldığını, Maide suresinde geçen ve develerin özelliklerine göre isimlerini bildiren
}... ٍةَيرَِبَ ْنِم ُوَّللا َلَعَج اَم{
“Allah ne bahîre, ne sâibe… diye bir ĢeyaçıklamamıĢtır.”177
ayet-i kerimesiyle tefsir etmiĢtir.178
Müellifin burada
“ نحرشا ”
yerine“ رشا ” عن
kelimesini kastettiğini, müstensihinsehven tahrîf yaptığını tahmin etmekteyiz. Çünkü
“لعج”
kelimesi lügatte “meĢrûkılma ve hükmetme” manasında kullanılmıĢtır. Fakat “açıklama” manasında
kullanılmamıĢtır.179
Ayrıca müfessir Râzî de ayetteki bu kelimeyi “meĢrû kılma ve
hükmetme” manasıyla açıklamıĢtır.180
Örnek 7:
} َنوُرَظْنُ ي ْمُى َلاَو ُباَذَعْلا ُمُهْ نَع ُفَّفَُيُ َلا
{
“Artık ne kendilerinden azaphafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.”181
Müellif, ayette geçen
َنوُرَظْنُ ي ْمُى َلاَو
cümlesiniِرا َذ ْع ِت ْل ِل َنو َه ُل ُْيِ لا
“Onlara özür dilemeleri için süre tanınmaz” Ģeklindeki açıklamasını Ģu ayet-i kerimeleredayandırmıĢtır182
:
}نوُرِذَتْعَ يَ ف
ْمَُلذ ُنَذْؤُ ي َلاَو
َنوُقِطْنَ ي َلا ُمْوَ ي اَذَى{
“Bu, konuĢamayacaklarıgündür. Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler.”183
176
Bakara Suresi, 2/143.
177
Maide Suresi, 5/103.
178 Hacı PaĢa, Mecma‟u‟l-Envâr, SK, Carullah, vr. 199a.
179 Ġbn Manzûr, Ebü‟l-Fazl Cemâlüddîn Muhammed b. Mükerrem, Lisânü‟l-„Arab, Vezâretü‟Ģ-
ġüûni‟l-Ġslamiyye ve‟l-Evkâf ve‟d-Da‟veti ve‟l-ĠrĢâd, tsz., XIII, 117.
180 Râzî, Fahreddin, Mefâtîhu‟l-Gayb, Çev. Suat Yıldırım vd., Akçağ Yay., Ankara 1988, III, 544-545. 181 Bakara Suresi, 2/162.
182 Hacı PaĢa, Mecma‟u‟l-Envâr, SK, Carullah, vr. 218a. 183 Mürselat Suresi, 77/35-36.
Örnek 8:
}.
.. ُوَّلَِلز ُيْدَْلذا َغُلْ بَ ي َّتََّح ْمُكَس ُؤ ُر اوُقِلَْتَ َلا َو{
“Kurban, mahalline varıncayakadar baĢlarınızı traĢ etmeyin.”184 Müellife göre
ُوَّلَِلز
kelimesi, “kurban kesilen yer,yani harem sınırlarının tamamı” manasınadır. Nitekim Hac suresinde de
َلىِإ اَهُّلَِلز َُّثُ{
ِقيِتَعْلا ِتْيَ بْلا
}
“Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik (Kâbe)‟dir.”185Ģeklinde açıklanmaktadır.186
Örnek 9:
} َينِنِمْؤُمْلا َنِم اًقيِرَف َّلاِإ ُهوُعَ بَّ تاَف{
“Ġnananlardan bir grup dıĢında hepsi ona(Ģeytana) uydular.”187
Müellif, bu ayet-i kerimede anlatılan, mü‟minlere Ģeytanın hiçbir etkisinin olmadığıyla ilgili, o mü‟minler ki onlara Ģeytanın hiçbir hâkimiyeti yoktur diyerek ayeti, Hicr suresinde geçen
} َنيِواَغْلا َنِم َكَعَ بَّ تا ِنَم َّلاِإ ٌناَطْلُس ْمِهْيَلَع َكَل َسْيَل يِداَبِع َّنِإ{
“Azgınlardan sana (Ģeytana) uyanlar dıĢında, kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin yoktur”188 ayet-i kerimesi ile açıklamıĢtır.189
Örnek 10:
}…اََلذ َكِسُْمِ َلاَف
ٍةَْحَْر ْنِم ِساَّنلِل ُوَّللا ِحَتْفَ ياَم{
“Allah‟ın insanlar için açtığırahmeti kısabilecek yoktur.”190
Bu ayette geçen “rahmet” kelimesi müellife göre “peygamberlik” manasındadır. Çünkü Zuhruf suresinde
}... َكّْبَر َةَْحَْر َنوُمِسْقَ ي ْمُىَأ{
“Rabbinin rahmetini onlar mı bölüĢtürüyorlar?”191
denilerek ayetin bağlamından
burada “rahmet” kelimesi ile peygamberlik kastedildiği görülmektedir.192
184
Bakara Suresi, 2/196.
185
Hac Suresi, 22/33.
186 Hacı PaĢa, Mecma‟u‟l-Envâr, SK, Carullah, vr. 255a. 187 Sebe Suresi, 34/20.
188
Hicr Suresi, 15/42
189 Hacı PaĢa, Mecma‟u‟l-Envâr, ĠÜK, vr. 15b. 190 Fatır Suresi, 35/2.
191 Zuhruf Suresi, 43/32.