• Sonuç bulunamadı

3.2 Fen Bilimleri Öğretmenlerinin Alan Bilgilerine İlişkin Bulgu ve Yorumlar

3.2.4 Bilimin Doğası

Öğretmenler bilimin nasıl başladığı, bilim yapmanın nasıl olabileceği hakkındaki görüşlerini açıklamışlardır. Öğretmenler bilimin bir yöntem dahilinde olmadan da yapılabileceği konusunda hemfikirdir. Bu konuda öğretmenlerin görüşleri aşağıdaki gibidir:

Öğretmen Melisa: Hayır, illa ki bir yöntem olmasına gerek yok. Önce etrafında bir problem olması ya da bu probleme çözüm arama ile bilim başlar. Onu ne yapabilirim diyerek bir araştırma yapmıştır. Geçmişte yapılan çalışmalara bakabilirsin. Belki çevrendekilere sorabilirsin, gözlem deney yapabilirsin. Geçmişteki kaynakları araştırırsın. Kendine göre bilim insanı olarak gördüğün kişilere danışabilirsin. Deneyerek yanılarak sonuca varabilirsin. Geçmişten günümüze de bu şekilde geldiğini düşünüyorum.

Öğretmen Büşra: Önce merak olması gerekir. Tesadüf olarak da bulunabilir tabi. Araştırırsın daha önce neler yapılmış gibi. Ama sadece bir araştırma da değil, bir insanın mutfağı da bilime girebilir. Çocukların yaptığı bir araştırma olsun, kitabın içini karıştırıp bir şeyi kendisinin yeni bir şey bulması da bence bir araştırma olabilir. Çok geniş bir şey açıkçası bilim denilen. Bence bir yöntemi yok herkes nasıl anlamak istiyorsa odur. Eğer bir makale yayınlamak istiyorsa, yayınladığın yere göre bir yöntemin vardır. Ama sen kendin bir şey bulmak istiyorsan illa o kadar yöntemin gerekli olduğunu düşünmüyorum. Biri ansiklopediye bakar araştırır biri internetten, biri diğerine sorarak araştırır biri kendi başına araştırır. Bir yöntemin olduğunu düşünmüyorum.

Öğretmen Efnan: Her yerde yapılır. Belli bir düzen içinde olur. Moda mod bir düzen mi değil tabi atladığım aşamalar olabilir bilim yaparken mesela. Sınıf içi dışı fark etmez çok iyi bir laboratuarda da olur okul bahçesinde de olur. Her an her yerde yani. Basit seviyede araştırma olarak da olur. Örneğin, biyoloji konusu olarak canlıları işliyorsam çevredeki bitkileri toplayıp, laboratuarda incelerim. Laboratuvarım varsa incelemeler yaparım. Toplumbilimciysem otururum bir çarşının göbeğine insanları gözlemlerim o şekilde.

Öğretmenlerin üçü de bilimsel bilginin değişebileceğinden bahsetmişlerdir. Öğretmenlerden biri (APD), mezun olduğu üniversitede aldığı Bilimin Doğası dersinde öğrendiklerinden yola çıkarak bilimsel bilginin özelliklerine vurgu yapmıştır. Bu konuda öğretmenlerin görüşleri aşağıdaki gibidir:

Öğretmen Melisa: …Mesela kaynaklarda da sürekli geçer öznel midir diye. Öznel olduğunu daha çok gördük biz üniversitede de Bilimin Doğası dersinde. Bilginin değişebileceğini ya da kişinin yorumlamasına göre değişebileceğini sana göre bana göre farklı olabildiğini. Bir birikimle meydana geldiğini ve geçmişten günümüze birikimle devam etmekte olduğunu biliyoruz. Deneye ve gözleme dayanır başka yöntemlerde kullanılabilir. Şu an aklıma gelenler bunlar oldu.

Öğretmen Büşra: Doğru yanlış diye bir şey yok benim için. Kişiden kişiye değişebilir. Ama tabi ki herkesin kabul ettiği bazı doğrular da var. Ama bunlar değişmez değil.

Öğretmen Efnan: Değişebilir, denenebilir yani tekrarlanabilir. Hata payı da vardır.

Öğretmenlerin üçü de alanlarındaki kanun, teori, ilke ve genellemeleri ayırt edemeyeceklerini ifade etmişlerdir. Bu konuda öğretmenlerin görüşleri aşağıdaki gibidir:

Öğretmen Melisa: Yani hakim olduğum kısımları da vardır eksik olduğum yerlerin de olduğunu düşünüyorum. Kesin olarak şuna hakimim diyemem. Kanun ve teoriyi daha iyi de, ilkeleri ayırt edemeyebilirim. Özellikle bildiğim gördüğüm kanun ve teorileri ayırt ederim. İlkeleri çok ayrıntılı görmediğimiz için mi bilmiyorum o konuda kesin bir şey diyemeye bilirim.

Öğretmen Büşra: Konu alarak hakimim ama şu yasaydı şu ilkeydi diye ayırt edemeyebilirim o konuda....Ama bütün hepsi için bu kanun bu teori bu ilke diyemeyebilirim açıkçası.

Öğretmen Efnan: Çok hakim değilim ama araştırıyorum. Yeni şeyler oluyor. Küresel ısınma biyoçeşitlilik konularında yeni şeyler oluyor. Çok yeterli değilim ama araştırıyorum.

Öğretmenler derslerinde kanun, teori ve ilkeleri kısmen de olsa yer verdiklerine değinmişlerdir. Bu konuda öğretmenlerin görüşleri aşağıdaki gibidir:

Öğretmen Melisa: Yeri geldiğinde bahsediyoruz ama çoğunlukla değil. Çünkü öğrenci kanun teoriyi bilmiyor ya da karıştıracaktır. Şu konu şu kanunda yer alır şu teoridir demiyorum. Bazen yeri geldiğinde vurguluyorum.

Öğretmen Büşra: Öğrencilerin anlayabileceği düzeyde elimden geldiği kadarıyla veriyorum. Öğretmen Efnan: Evet diyorum mesela periyodik sistem konusunda MEB bilim adamlarına önem veriyor. O konu geldiğinde bu kanundur bu teoridir değiştirilebilir diyorum. Hafiften veriyorum çok detaylı vermiyorum. Ama o kavramı gördükleri zaman biraz olsun bilsinler istiyorum

Öğretmenlerin ikisi bilimin doğasına tam hakim olmadıklarını düşünmektedirler. Öğretmenlerden biri (APY), almakta olduğu yüksek lisans eğitiminin bilimin doğası konusuna katkısı olduğunu vurgulamıştır. Bu konuda öğretmenlerin görüşleri aşağıdaki gibidir:

Öğretmen Melisa: Hakim olduğumu yaklaşık olarak düşünüyorum. Zaten ben hiçbir şeye tam hakimim demem. Birazcık da olsa hata yapabileceğimi düşündüğüm için eksik yanlarım olabileceğini düşünürüm.

Öğretmen Efnan: Hakim olmaya çalışıyorum açıkçası ama çok hakim olduğumu söyleyemem. Yüksek lisansa başladıktan sonra biraz daha hakim olmaya başladım. Derslerde bilim doğası ile ilgili teorik konular gördük. Bilimsel bilginin değişebilirliği ya da kesin olan kısımlarını gördük. Branşımızda fen olduğumuz için araştırmaya müsait olduğu için daha çok dikkatimi çekti.

Öğretmenler derslerinde bilimin doğası konusuna yer verdiklerinden bahsetmişlerdir. Bu konuda öğretmenlerin görüşleri aşağıdaki gibidir:

Öğretmen Melisa: Yeri geldikçe. Çok aşırı derecede değil. Bilimsel bilginin değişebileceğini vurgulamak gerekiyor çünkü öğrenciler bilginin değişmez olduğunu düşünebiliyorlar. Bilgi de değişebilir diyerek örneklendirmeler yapıyorum. Çocuklara bir şey yaptıracağım da siz bir bilim insanısınız, buna göre davranın neler yapabilirsiniz bu

aşamalarda diyorum. Çocuklardan da bir şeyler bekliyorum. Yönlendirerek de yapıyorum her aşamasına dikkat etmeye çalışıyorum ama her aşamayı yapamadığımız da oluyor. Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyorum.

Öğretmen Büşra: Tabi ki yansıtıyorum. Açıkçası değişebileceğini ve değiştirilebileceğini biliyorum. Mesela önceleri atomun parçalanamayacağı düşünülürken artık parçalanmaya başlıyor. Önce farklı bir şekilde olan daha sonra gitgide farklı bir şekle bürünebiliyor. Bu değişebilirliği anlatırken Galileo örneğini çocuklara kesinlikle veriyorum. Önceleri dünya şeklinin düz kabul edildiğini, sonraları yuvarlak şeklin kabul olduğunu söylüyorum. Yaşanan tek gezegen Dünya şu an ama daha sonra başka gezegende yaşam olabileceğini söylüyorum. Öğretmen Efnan: Yansıtmaya çalışıyorum. Zaten fen bilimleri öğretim programı da bizim yansıtmamız isteniyor. Çocukların bir bilim adamı gibi çalışması isteniyor. Kazanımlarda araştırır yapar gibi ifadeler var. Önce bir problem durumu belirlenmesi gerektiğini, hipotezler kurup deneyerek çözüm yolları bulmamız gerektiğini falan derslerde anlatıyorum. 5.ve 6.sınıflarda pek başarılı olduğum söylenemez. 8.sınıflar bu dönemin sonuna doğru daha iyiler ama sınav stresleri var çok anlatmıyorum bu sıralar. Şimdilik iyi gidiyor.