• Sonuç bulunamadı

2.2. Yönetimde Bilişim 32

2.2.1. Bilgi Oluşturma Süreci 33

Bilginin gerek epistemolojik ve gerekse yönetsel açıdan ne anlam ifade ettiğine geçmeden önce, dilimizde sıkça karıştırılan anlam farklarını ortaya koymak gerekmektedir. İngilizcedeki “data”, “information” ve “knowledge” kelimeleri çoğu zaman dilimizde herhangi bir anlam ayrımına gidilmeden “bilgi” olarak anlaşılmaktadır. Kısmen bu kabullenme doğru kabul edilebilir görünse de aslında bahsi geçen kelimeler arasında önemli farklılıklar vardır. (Öğüt, 2012). Bu sebeple bu bölümde bu anlam farklarının ne olduğu ve sürecin her aşamasının ne anlam ifade ettiği üzerinde durulacaktır.

2.2.1.1. Veri

“Data” yani veri, bilgi elde etme sürecinde, sürecin esas hammaddesi olup çeşitli alfa numerik sembollerle, işaretlerle ifade edilen üzerinde çalışmamış bulgular veya izlenimlerdir. (Drucker, 1999). Barutçugil (1981) veriyi, olaylar hakkında birbirinden bağımsız objektif gerçekler şeklinde ifade etmiştir. Örgütsel bağlamda ele alındığında ise veri, K.C. Laudon ve J.P. Laudon (2002) tarafından bir örgütte ya da örgütün fizikî çevresinde meydana gelen olayları belirten, kişilerin anlayabileceği ve yine kişiler tarafından kullanıma hazır hale getirilmemiş gerçeklerdir. (Şimşek, İraz ve Kalay, 2010). Ayrıca örgütlerde yapılan her işlem, örgüte veri dönüşü sağlar. Bu işlemler bir örgütün ya da işletmenin herhangi bir eylemi, bir siparişin faturası veya bir ürünün satışı olabilir. Bütün bu işlemler veri dönüşü sağlamakla birlikte yöneticilere ihtiyaçlarından fazla veri sağlarlar. Asıl amaç ise bilgisayarların ve gelişim iletişim teknolojilerinin sayesinde bu verileri yöneticiler için uygun hale getirmektir.

(Szymanski, Szymanski ve Pulschen, 1995). Bu ifadelerin de yardımıyla bilgi için basit anlamda bireylerin veriye yüklediği anlam denilebilir. (Köksal, 1986).

2.2.1.2. Enformasyon

Bilginin yerine kullanılan bir diğer kelime ise İngilizce “information” kelimesinden dilimize aktarılmış “enformasyon” kelimesidir. Enformasyon ile bilgi arasında da önemli bir fark bulunmaktadır ve bu fark enformasyon kelimesine yüklenen “önemi ve amacı olan veri” tanımında ortaya çıkmaktadır. Daha açık bir ifadeyle enformasyon için K.C. Laudon ve J.P. Laudon (2002) “belli bir şekle sokulmuş, anlamlı ve insanlara faydalı olabilecek veridir” şeklinde bir tanım geliştirmiştir. Bu ifadelere ek olarak Akgün ve Keskin’in (2003) veri, enformasyon ve bilgi arasındaki ilişkileri açıklaması, yukarıdaki tanımların daha iyi anlaşılmasına olanak sağlayacaktır:

Veri ve enformasyon beyin dışından aktarılan, alınan ve saklanan formlardır. Bilgi ise, sadece insanların beyinlerinde bulunmaktadır. Enformasyon algılayıcılar aracıyla insan beynine ulaşmakta ve burada enformasyon işleyicisi tarafından önceki bilgiler kullanılmak suretiyle yeni bilgiye dönüştürülmekte ve hafızadaki yerini almaktadır. Enformasyon işlenmesi yoluyla birçok yeni enformasyon elde edildiğinden ve işleme tabi tutulduğundan yeni bilgiler elde edilebilmekte ve bugün ve gelecekte kullanım için üretilebilmektedir (s.176).

2.2.1.3. Bilgi ve Özellikleri

Basım ve Şeşen (2008) insanı yaşamında ve içinde bulunduğu çevrede neler olup bittiğine dair fikir sahibi olmak isteyen ve meraklı bir yapıya sahip birey olarak tanımlarken, bu araştırmacı kişiliğinden dolayı da bilgiye devamlı ihtiyaç duyduğunu belirtmişlerdir. (Aydın ve Çetin, 2010). İşte bu bilgiyi edinme arzusu ile kişiler ellerindeki verilere ve enformasyona anlam yükler, onları kategorize eder, özetler, aktarır veya düzeltir. Böylece ham gerçeklerden bilgiye ulaşma yolunca bir süreç başlar. (Yılmaz, 2009). Bilginin özellikleri ve özelliklerin ne olduğu ile ilgili olarak Szymanki v.d. (1995) şunları dile getirmişlerdir:

 Doğruluk: Bilginin doğru veya yanlış olmasıdır. Bilginin doğruluğu veya yanlışlığı sağlayıcısının sorumluluğunda olup bu bilgiye muhatap olan kişi bu bilginin yanlışlığının farkında olmayabilir. Bu da karar almada veya benzeri herhangi başka bir alanda kullanılsa ve yanlış sonuçlar doğursa bile hala bu

bilginin kullanıcısı için bilgi kabul edilmektedir. Bu durum da örgütler için bilginin üretimi ve dağıtımı konusunda ciddi sorunlar teşkil etmektedir.  Uygunluk: Özel durumlar için bilginin ihtiyaç duyulup duyulmadığı veya

kullanışlı olup olmadığıdır. Bilgiye ihtiyaç duyuluyorsa bilgi uygundur. Ancak uygunluk durağan bir yapıda değildir. Örneğin bir CEO (Chief Executive Officer) için uygun olan bir bilgi, bir müdür için uygun olmayabilir veya tam tersi durum da geçerlidir.

 Bütünlük: Bir bilginin ne kadar eksiksiz ve kapsamlı olduğudur. Birçok örgütün karar verme süreçleri karmaşık olduğu için fiilen bilgi dizisinin tamamına erişmek olanaksızdır. Amaç olabildiğince bütün bilgi setlerine sahip olmaktır.

 Güncellik: İki koşula işaret eder: İhtiyaç duyulduğunda bilgi mevcut mu? Elde edildiğinde veya kullanılacağında zamanı geçmiş mi? Bilgi karar alma, problem çözme ya da eylemlerin kontrolü sürecinde eğer ihtiyaç duyulduğunda güncelse işe yaramaktadır. Kimi zaman güncelliği olmayan bilgi, bilginin hiç olmamasından bile daha kötü sonuçlar doğurabilir.

 Maliyet Etkililiği: Bilginin kullanımdan elde edilecek yarar ile bu bilginin üretim maliyeti arasındaki ilişkidir. Eğer bilginin maliyeti yararından daha yüksek ise etkili bir maliyete sahip olmayacaktır.

 Denetlenebilirlik: Kontrol edilebilirlik olarak da bilinen denetlenebilirlik bilginin doğruluğunun ve bütünlüğünün kontrolüne işaret etmektedir. Bilginin denetlenebilme özelliği olmazsa bilginin kullanılabilirliği sorusu gündeme gelmektedir.

 Güvenilirlik: Bilginin yukarıda sayılan altı özelliği ile olan ilişkinin yakınlığına işaret eder. Bilgi her zaman kusursuz değildir. Tamamıyla doğru olmayabilir veya yüzde yüz kontrol edilebilir olmayabilir. Güvenilirlik, bilginin altı özelliğinden beklenen ortalama değerlerdir. Bu altı özelliğin beklenen kısımlarını bünyesinde barındıran bilgi güvenilirdir.

Yönetimsel açıdan ise bilgi, bilinen bir biçimde işlenmiş ve bu bilgiyi elde eden için bir anlamı olan, yönetsel kararlar yönünden de ihtiyaç duyulduğu varsayılan ya da gerçek değeri olan veridir. (Gordon, 1974). Karar verme açısından da Kast ve Rosenzweig (1985) tarafından yapılan bir tanıma göre ise bilgi “toplanmış, organize

edilmiş, yorumlanmış ve bir yöntemle etkin karar vermeyi gerçekleştirmek amacıyla ilgili birime sevk edilmiş” veridir. (Şimşek vd., 2010).

2.2.1.4. Bilgelik (Üst Bilgi)

Bir diğer kavram olan bilgelik ya da üst bilgi Köksal’a (1981) göre, belirli bir alandaki bilgilerin bazı çözümleme, sınıflama ve bir araya getirme süreçlerinden sonra gelecekteki bir zaman aralığında potansiyel olarak kullanılmaya hazır hale getirilmesiyle oluşur. Bensghir (1996) ise daha basit bir ifadeyle üst bilginin muhakeme yoluyla kazanılan tecrübeler olduğunu belirtmiştir. (Şimşek vd., 2010). Özetle üst bilgi, “spesifik konulara ilişkin olgu ve kuralların çıkarılması ile ya da belirli bir amaca yönelik olarak bilgilerin çeşitli analiz, tasnif ve gruplama işlemlerinden geçirilerek, ileri zaman dilimleri için kullanıma hazır hale getirilmesi ile oluşan ve yorumlama ile elde edilen bilgi türüdür” (Öğüt, 2012). Üst bilgi kişisel ve ortak akılda ortaya çıkar ve paylaşılır; veri tabanlarında oluşturulmaz ve gelişmesi ise zaman içindeki tecrübelere, başarılara, başarısızlıklara ve öğrenmeye başlıdır.(Tiwana, 2003). Birbirlerine kıyasla bilgi için “işlenmiş, anlam kazanmış veriler” denilebilirken üst bilgi için “özelleşmiş bilgi” denilebilmektedir. Öğüt (2012) bu iki kavram arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılmasına adına “% 45 bir veridir. Türkiye’deki işletmelerin %45’inin düşük verimlilik arz ettiği bir bilgidir. Eğer yetkili bir kamusal kurum, bu işletmelerin %10’u için özendirici tedbirler öngörmekte ise, bu artık kullanılabilecek ve özel hale gelmiş bir üst bilgidir” örneğini getirmiştir.

Şekil 2.2.1.4.1. Bilgi Oluşturma Süreci

Yukarıdaki şekilde verilen sırayı daha da somutlaştırmak ve özetlemek için konuyu aşağıdaki gibi örneklemek mümkündür:

Harf, Rakam,  İşaret,  Sembol

Veriler gerçeklik ortaya koyarlar veya kendisinde başka hiçbir şeyle ilişkisi olmayan olayların cümleleridir. Veri: “Yağmur yağıyor.”

Enformasyon ilişkileri, çoğunlukla da sebep ve sonuç arasındaki ilişkileri açıklar. Enformasyon: “Sıcak 20 derece düşünce yağmur yağmaya başladı.”

Bilgi, ne olduğu ve ne olacağı yönünde yüksek düzeyde tahminde bulunabilme imkânı sağlayan kalıplardır. Bilgi: “Eğer nemlilik seviyesi çok yüksekse ve sıcaklık ciddi anlamda azalırsa atmosfer de bu nemi tutamaz ve yağmur başlar.”

Üst bilgi, ne olup bittiğine dair elde ettiğimiz bilginin temelleri için vazgeçilmez olan bilginin ortaya koyduğu prensiplerin esaslarını açığa çıkarmakla ilgilenir. Üst Bilgi: “Yağmur yağar ve bu yağış buharlaşma, hava akımları, sıcaklık geçişleri gibi faktörler arasındaki ilişkileri kapsamaktadır.”