• Sonuç bulunamadı

Bu kısımda bilgi yönetimi, bilgi yönetiminin tanımı ve içeriği, bilgi yönetiminin tarihçesi, bilgi yönetiminin amacı, bilgi yönetiminin önemi, bilgi yönetiminin önemini artıran sebepler, bilgi yönetiminin temel ilkeleri, bilgi yönetimi süreçleri, bilgi yönetiminin temel unsurları, bilgi yönetimi modelleri ve bilgi yönetimi yaklaşımları başlıkları altında incelenecektir.

1.2.1. Bilgi Yönetiminin Tanımı ve İçeriği

Bilgi yönetiminin anlam olarak ne olduğu hakkında genel kabul görmüş tek bir tanımı bulunmamaktadır. Bilgi yönetimi, çeşitli kaynaklarda değişik uzmanlar tarafından ufak ayrıntılar dışında benzer biçimlerde tanımlanmaktadır. Bilgi yönetimi

bilgiyi bir bütün olarak ele almakta, her tür ve davranışını gözlem altında tutmaktadır. Bilgi yönetimi farklı bakış açılarına ve ulaşılmak istenen amaca göre değişik biçimlerde tanımlanabilmektedir.

Bilgi yönetimi, organizasyonel amaçların daha iyi bir şekilde elde edilebilmesi için bireylere, takımlara ve bütün organizasyona bilginin kolektif ve sistematik olarak yaratılması, paylaşılması ve uygulanması için olanak sağlayan yeni bir disiplindir (Barutçugil, 2002: 50).

Von Krogh, Ichijo ve Nonaka bilgi yönetiminin tanımlarını çeşitli yazarların kaleminden; Snowden’e atfen; “ister somut biçimlerde ifade edilen açık bilgi, ister bireyler ya da toplulukların sahip olduğu saklı bilgi biçiminde olsun, entelektüel varlıkların belirlenmesi, optimizasyonu ve aktif bir biçimde yönetilmesi” şeklinde, Cortada ve Woods’a atfen; “duyarlılık düzeyinin ve yenilikçiliğinin arttırılması amacı ile kolektif aklın geliştirilmesi” şeklinde, Neilson’a atfen; “bir işletmenin enformasyon varlıklarının belirlenmesi, yakalanması, erişilebilir durumda tutulması, paylaşılması ve değerlendirilmesinde bütünleşik bir yaklaşım getiren disiplin olarak” belirtilmektedir (Krogh v.d., 2002: 89).

Bilgi yönetimi kurumsal karar almayı hızlandırmak, iş ve çalışan performansını artırmak ve örgütsel verimliliğe katkı sağlamak amacı ile gerekli olan her türlü bilginin üretilmesi, depolanması, örgüt içerisinde paylaşılması ve uygulanmasını içine alan, örgütlerde örtülü durumda bulunan bilginin açığa çıkarılarak, dolaşımını ve örgütte kullanımını sağlayan disiplinlerarası bir bilim dalıdır.

Bilgi yönetimi toplumsallaşma sürecinde bilginin bir sonraki kuşaklara aktarılması ile varlığını ortaya koymaktadır. Tarihsel süreçte bilginin etkili bir biçimde üretilmesini, dağıtılmasını ve kullanımını başaran toplumlar daha gelişmiştir. Bilgi yönetimi bilgiyi bulma, anlama, kullanma ve değer yaratmak için sistematik bir yaklaşımdır (Celep ve Çetin, 2003: 25).

Bilgi yönetimi örgütün imkan olduğunca akıllıca eylemler gerçekleştirmesini sağlayarak uygulanabilirliğini ve örgütün genel başarısını güvence altına almak ve örgütün bilgi varlıklarının gerçek değerini ortaya çıkarmasıdır (Wiig, 1997: 8).

Bilgi yönetimi, organizasyonun amaçları doğrultusunda bilginin üretilmesi, dağıtılması ve değerlendirilmesiyle -etkili biçimde kullanılmasıyla- ilgili tüm süreçlerin yönetilmesidir (Zaim, 2005: 80).

Bilgi yönetimi; işletmede bilginin yaratılması, transfer edilmesi ve uygulanması ile rekabet avantajının sürdürülmesi ve işletme için bir değer yaratılması için, organizasyonel bilginin yönetilmesi sürecidir (Tiwana, 2001: 156).

1.2.2. Bilgi Yönetiminin Tarihçesi

Orta Çağda “usta-kalfa-çırak” ilişkisi kapsamında temel üretim birimi “aile” iken; 18’inci yüzyılda endüstri devrimi ile üretim evden fabrikaya kaymıştır. İlk zamanlarda tüm üretim araçları ile üretim fabrikalarda toplanmış, fabrika sahipleri yöneticilik işlevini de yürütmüştür. Bu dönemde profesyonel yönetici yoktur.

Teknolojik gelişmelerle birlikte 19’uncu yüzyılda, ortaklık görevi ile yöneticilik görevi birbirinden ayrılmış, bu kapsamda yöneticilik bir bilim dalı olarak kabul görmeye başlamıştır. Sanayi devriminden itibaren giderek sistemleşen yönetim faaliyetlerini 19’uncu yüzyılın sonlarından ikinci dünya savaşına kadar olan dönem ile ikinci dünya savaşından günümüze kadar olan dönem olmak üzere iki ana grup altında incelemek mümkündür. Frederick Taylor’un öncülüğünü yaptığı “bilimsel yönetim”, Henri Fayol’un “yönetim bilimi”, Max Weber’in “bürokrasi modeli” birinci grupta, Elton Mayo’nun “hawthorne araştırmaları” ve Maslow’un “insan gereksinimlerinin hiyerarşisi” modeli gibi çalışmalar ise ikinci grupta incelenebilir.

İkinci Dünya Savaşı sırasında askeri amaçlı kararlara yönelik olarak, yöneylem araştırmaları ile matematiksel modeller üzerine kurulan karar verme ve yönetim işlevleri, 1950’li yıllardan itibaren işletmelerce karmaşık problemlerin çözümünde kullanılmaya başlanmış ve yaygınlaşmıştır (Akademik Bilişim, “Sanal”, 2010: 3).

1950 yılında General Motors yöneticisi Alfred Sloan “büyük şirketlerde uygulanacak tutarlı yönetim teknolojileri”ni tanımlamıştır. Matematiksel modellerin kullanımıyla hızlı bir şekilde gelişen çağdaş yönetim düşüncesi sistem yaklaşımı temelli olarak bugünlere gelmiştir. Çağdaş yönetim düşüncesi 1960’li yıllarda üst düzey ve karmaşık problemlerin çözümüne yönelik “yönetimsel kararlar” şeklinde iken; 1970-1980 yılları arasında “sistem analizleri” ön plana çıkmıştır.

1987 yılında Purdue üniversitesinde, DEC ve Technology Transfer Society işbirliği ile “21’inci yüzyıla doğru bilgi varlıklarının yönetimi” konulu ilk bilgi

yönetimi konferansı düzenlenmiştir. 1990’lı yılların başından itibaren teknolojinin

özellikle de bilişim teknolojilerinin hızla ilerleme kaydetmesi sonucu pek çok alanda meydana gelen yeni gelişmelere paralel olarak pazarda meydana gelen küreselleşme “yeni ekonomi” dönemini başlatmıştır.

Bu yeni ekonomi düzeni işletmeler için “iş entegrasyonunu” gerekli kılmış, işletmenin stratejileri, işletme süreçleri ve bilgi sistem altyapısı bir bütünün birbirleriyle tam uyum içinde çalışması zorunlu bileşenleri olmuş, işletmenin amaçlarına uygun olarak yönetici ve personele duyduklari ihtiyaçları artmıştır.

Ortaya çıkan bu ihtiyaçlar, işletmelerin yapılarını, hiyerarşilerini, karar mekanizmalarını, kısaca tüm iş süreçlerini değiştirmeye zorlarken; bilgiye de yeni değerler yüklemiştir. Yönetimin bu faaliyetleri yürütebilmesi için bilgiye ihtiyaç duyduğu ve bilgi akışı, veri toplama, veri işleme, veri depolama, bilgi oluşturma ve sunma gibi faaliyetleri de düşünüldüğünde; tüm bu faaliyetleri içeren “bilgi sistemi” ne sahip olması ve bunu yönetebilmesi gereği ortaya çıkmış, bu tarihsel gelişim ve gereklilikler “bilgi yönetimini” doğurmuştur (Entovation, “Sanal”, 2010: 1).

Ayrıca İnka Uygarlığının ip üzerine atılan binlerce düğmelerle yaptığı Quipus uygulaması, Pacioli'nin 1494'de geliştirdiği çift dizgeli muhasebe kayıt sistemi, Pascal'ın 1642'de bulduğu ilk hesap makinesi, Hollerith'in 1885 yılında bulduğu delikli kart sistemine dayanan hesap makinesi, 1946’da ABD'de üretilen ENIAC isimli 30 tonluk ilk tamamen elektronik bilgisayar, bilgi hizmetlerinde çalışanların

endüstride çalışanları geçtiği 1957 yılı her birisi çok önemli birer kilometre taşı olan bu tarihler farklı görüşlere göre bilgi yönetiminin başlangıç noktası kabul edilmektedir (McClellan ve Dorn, 2008: 194).

Başka bir kabule göre bilgi yönetimi ve tarihçesi ilk olarak Machlup ve Drucker'ın 1970'lerdeki çalışmaları ile gündeme gelmiştir. Konunun bir bütün olarak incelenmesine ise Drucker 1993'de yayınlamış olduğu “post-capitalist society” kitabı ve yine 1990'lı yıllarda bu konunun babası sayılabilecek Nonaka ve Takeuchi'nin bilgi şirketi kavramı üzerine yaptıkları çalışmalar ile başlanmıştır.

Bir disiplin olarak bilgi yönetiminin ortaya çıkışının 1990’lı yıllarda gerçekleştiği kabul edilmektedir. Uzmanlara göre Nonaka (1991), Buckman (1993), Sveiby (1997), Steward (1997), Allee (1997), Davenport ve Pursak (1998) gibi yazarlar bilgi yönetimi sahasının kurucuları ve öncüleri olarak gösterilmektedir (Zaim, 2005: 91).

Ancak bilgi yönetimi bir terim olarak ilk defa, 1986 yılında Dr. Karl Wiig tarafından işletme literatürüne kazandırılmıştır. İş hayatında ise bilgi yönetimi alanında Senge'nin 1990 yılında yayımlanan “beşinci disiplin” ve Nonaka ve Takeuchi'nin 1995’te yayımlanan “bilgi üreten şirket” adlı iki önemli kitabın da etkisiyle ilk bilgi yönetimi uygulamaları 1990'ların ikinci yarısında ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu aynı zamanda internet teknolojilerinin bütün dünyada popüler olmaya başladığı tarihlere denk gelmektedir.

Bilgi yönetiminin ortaya çıkışını tarihsel süreçte özetlersek, 1950’li yıllar çeşitlenme, sayısal yönetim, elektronik veri işleme, 1960’lı yıllar: Y kuramı, takıma dayalı gruplar, merkezileşme ve adem-i merkezileşme, 1970’li yıllar stratejik planlama, portföy yönetimi ve otomasyon, 1980’li yıllar toplam kalite yönetimi, Z kuramı, kurumsal kültür çalışmaları ve küçülmeler, 1990’lı yıllar öğrenen örgütler, yeniden yapılanmalar ve stratejik bilişim sistemleri, 2000’li yıllar bilgi paylaşım kültürü, kurumsal bütünleşmeler, entelektüel sermaye oluşumu olarak belirtilebilir (Sağsan, 2010: 3).

1.2.3. Bilgi Yönetiminin Amacı

Bilgi yönetimi, bilginin üretilmesi, tasnifi, depolanması, dağıtılması ve uygulanması ile ilgilenmektedir. Bilgi yönetiminde ulaşılmak istenen amaç tümüyle bilgi odaklı görülmektedir. Bilgi yönetiminin uygulanma amacı, örgütün sahip olduğu bilgi potansiyelinden azami ölçüde istifade etmek, bilgi varlıklarını en etkili biçimde kullanarak bunlardan en yüksek verimi elde etmektir (Zaim, 2005: 93).

Bilgi yönetiminin öncelikli amacı, örgütün çevresinde meydana gelen bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile kavramsal gelişmelerden haberdar olması ve bunun örgüte yansıtılmasıdır. Ayrıca bilgi yönetiminin amaçları şu şekilde sıralanabilir, bilgi deposu oluşturmak, bilgiye ulaşmayı geliştirmek, bilgi ortamını çoğaltmak ve bir servet olarak bilgiyi yönetmek (Celep ve Çetin, 2003: 31-32).

Bilgi yönetiminin temel amaçları, öğrenme eğrisini hızlandırmak, daha hızlı iyileştirmeyi sağlamak, doğru bilginin doğru insanlara doğru zamanda ulaşmasını sağlamak, hızlandırılmış transformasyona imkan sağlamaktır. Bilgi yönetiminin nihai amacı ise, bilgi transferini teşvik etmek ve bilgi paylaşımını sağlamak olarak belirtilebilir (Yeniçeri ve İnce, 2005: 67-68).

1.2.4. Bilgi Yönetiminin Önemi ve Önemini Artıran Sebebler

Bilgi yönetimi ile ilgilenen uzmanların büyük bölümü, bilgi yönetiminin örgütlerin varlığı ve devamı konusunda hayati önem taşıdığında hem fikirdir (Zaim, 2005: 95). Kesin olan tek şeyin belirsizlik olduğu bir ekonomide sürekli rekabet üstünlüğünün tek güvenilir kaynağı bilgidir. Piyasalar değiştiğinde, teknolojiler çoğaldığında rakipler fazlalaştığında ve ürünler neredeyse bir gecede eskidiğinde başarılı firmalar, istenilen biçimde yeni bilgi üretebilen, bu bilgiyi örgütün her yerine geniş ölçüde yayabilen ve yeni teknolojilerde ve ürünlerde hızla kullanabilen firmalardır (Nonaka, 1999: 46).

Bilgi yönetimini önemli hale getiren üç temel etmen vardır. Bunlar; artan rekabet, değişen müşteri istemleri ve iş çevresinin hızlı bir biçimde ve hala büyük bir hızda değişiyor olması olarak sıralanabilir (Celep ve Çetin, 2003: 35).

Geleceğin örgütleri bilgi yönetimini başardıkları oranda karlılık, verimlilik ve etkinlikten söz edebileceklerdir. Bu da bilgi yönetiminin önemini artırmaktadır (Yeniçeri ve İnce, 2005: 79).

Bilginin üretim denklemindeki nispi öneminin artması şüphesiz bilgi yönetiminin önemini ve popülaretisini arttıran unsurların başında gelmektedir. Bilginin öneminin artmasına etki eden önemli bir faktör teknolojik gelişmelerdir. Teknolojik etki üç şekilde ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki enformasyon kaynaklarının artması, enformasyona ulaşmanın kolaylaşması ve ucuzlaması, diğeri üretim yapısı, tarzı ve ürün dönüşüm sürelerinin kısaltılması ve sonuncusu da bilgi yönetimi faaliyetlerinin etkinliğini artırmış olmasıdır (Zaim, 2005: 97).

Günümüz örgütlerinde bilgi yönetiminin önemini artıran sebebleri şu başlıklar altında da sıralayabiliriz; zihinsel sermayeyi devam ettirme, bilişim teknolojisindeki gelişmeleri takip etme, iletişim teknolojilerini kullanma, değişik kaynaklardan bilgiye ulaşma, örgütten beklenen niteliğin artmasıdır (Celep ve Çetin, 2003: 34).

Bilgi yönetim sürecinin başarısı, gerek örgüt içi gerekse örgüt dışı yapılarla olan bilimsel ve teknik konularda iletişim sürecinin etkinliğine bağlanabilir. Başarıyı belirleyen diğer bir faktör de bilgi yönetimi sürecinde oluşturulacak işbirliğidir. Bilgi yönetim sisteminde, bilginin paylaşımında yapılacak işbirliği bilgi yönetiminin önemini arttırır (Yeniçeri ve İnce, 2005: 70).

1.2.5. Bilgi Yönetiminin Temel İlkeleri

Bilgi yönetiminden amaçlanan sonuçların elde edilmesi ve sürecin etkinliğinin sağlanması için uyulması gereken bazı temel ilkeler vardır. Bu ilkeler şu şekilde sıralanabilir;

 Bilgi dinamik bir sosyal süreçtir : Bilgi karşılıklı etkileşimle yaratılan sosyal bir süreçtir. İnsanlar birlikte çalıştıklarında karşılıklı olarak anlamları ortak kılacak şekilde etkileşimde bulunduklarında bilgi ortaya çıkar.

 Bilgi yalnızca kullanıldığı zaman değerlenir : Bilgi paylaşılmadığı sürece artmaz. Durgun olan bilginin değerinde azalma olur. Değerini koruyabilmek için bilgi hareket halinde olmalıdır. Bilginin faydasını arttırmak için sürekli tartışılması gerekir.

 Bilgi karmaşıktır : Bilgi aynı zamanda en geniş sosyal ortamda ulusal ve global çevrede bulunur. Bu yüzden, bilgi faktörlerini belirlemeye yönelik herhangibir girişim tabiatıyla karmaşık olacaktır.

 Bilgi kendi kendisini organize eder : Örgütlerde bilgi yaratılmakta, muhafaza edilmekte, yenilenmekte ve kaybedilmektedir. Bilginin kendine özgü bir yaşam süreci vardır. Bu bağlamda bilgi, kendi kendini organize eden bir varlıktır.

 Bilgi dil yoluyla seyahat eder : Dil, insanların deneyimlerini veya bildiklerini artırmasına imkan sağlar. Bilginin her modu farklı bir dilde seyahat eder. Dil, insanı belli bir deneyim dünyasına alıştırır. Örneğin, geleneksel yönetim, istatistiksel kontrol, muayene ve bilanço dilini kullanır.

 Bilgi değişimi elde tutar : Bilgi modelleri sürekli olarak değişmekte olduğundan bilgi yönetiminde nihai çözüm yoktur. En iyi yaklaşım hareketliliği sağlayan yaklaşımdır. Bu sebebtendir ki bilgi değişimi elde tutmaktadır (Bayraktar, 2006: 166).

1.2.6. Bilgi Yönetimi Süreçleri

Bilgi yönetimi, süreçler, insanlar, ürünler ve hizmetlerin altında yatan üstü örtülü ve açık bilginin tanımlanması ve iletişim sürecine sokulması olarak tanımlanır. Bu süreç bilgi yaratma, bilgiyi geçerli hale getirme, bilgi sunumu, bilgiyi dağıtma ve bilgi uygulama olarak kabul edilmektedir (Celep ve Çetin, 2003: 41-43). Örgütlerde bilgi yönetimi süreci bilginin üretilmesi, elde edilmesi, saklanması, ayıklanması,

düzenlenmesi ve sıralanması ile paylaşılmasından meydana gelmektedir (Yeniçeri ve İnce, 2005: 104).

Bilgi yönetimi süreçleri, bilginin üretilmesi, paylaşılması, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması, kullanılması ve saklanması başlıkları altında ele alınmaktadır (Zaim, 2005: 92).

Bilgi yönetimi, bilginin ortaya çıkarılması, toplanması, düzenlenmesi, değerlendirilmesi, çalışanlarla paylaşılması, paylaşılan bilginin verimli kılınması, verimlilikten doğan bilginin yeniden bilgi havuzunda toplanması, oluşturulan sistemin değerlendirilmesi gibi pek çok evreden oluşan bir sürece sahiptir. Bu sürecin herhangi birinde yaşanacak eksiklik ya da aksaklıklar diğer adımları da etkileyeceğinden her bir adımın düzenli olarak işletilmesine özen gösterilmelidir. Söz konusu sürecin içerisinde yer alması gereken evreleri; gerekli bilginin belirlenmesi, erişilebilir bilginin tespit edilmesi, bilgi uçurumunun belirlenmesi, bilgi geliştirme, bilgi edinimi, bilgi kanalı oluşturma, bilgi paylaşımının sağlanması, bilgiden yararlanma, yararlanılan bilgiyi değerlendirme şeklinde de belirtilebilir (Beijerse, 2000: 162).

Bilgi yönetimi süreçlerini genel yaklaşımlarda da görüldüğü gibi şu başlıklar altında incelemek mümkün görünmektedir;

1.2.6.1. Bilginin Üretilmesi

Bilgi yönetimi açısından önemli olan, bilginin bilinçli ve sistemli olarak üretilmesidir. Bilgi yönetimi, şirketlerin kurumsal bilgi birikimlerini arttırmak ve geliştirmek amacıyla yaptıkları sistemli çalışmalarla ilgilenmektedir. Bilginin üretilmesinde öncelikle bilgi elde edilir. Bilgi elde edilmesinde yöneticilerin dikkat etmesi gereken iki önemli nokta vardır. Bunlardan birincisi bilginin güvenilir olması, ikincisi ise işletmelerin ihtiyaçlarına cevap verebilmesi ve kendilerine rekabet avantajı kazandırabilmesidir. Şirketler taklit etme, satın alma ve kiralama yoluyla bilgi elde eder. Bilgi üretilmesi yeni bilgi üretilmesi ile de olur. Yeni bilgi elde

etmede araştırma - geliştirme çalışmaları ve bilginin müşterek olarak üretilmesi yolu kullanılmaktadır (Davenport ve Prusak, 2001: 85-93).

1.2.6.2. Bilginin Sınıflandırılması ve Depolanması

Bilgi yönetiminin temel amaçlarından biri olan bilginin doğru zamanda, doğru kişi tarafından ve doğru biçimde kullanılması ancak bilginin sınıflandırılmasıyla sağlanır. Bilginin sınıflandırılmasındaki esas amaç bilgiyi kolay ve istenilen herkes tarafından erişilebilir ve uygulanabilir bir biçime sokmaktır. Bilgi örgütlerde depolanabileceği gibi ürünlerde, hizmetlerde, süreçlerde, kişilerde de depolanabilir (Davenport ve Prusak, 2001: 105).

1.2.6.3. Bilginin Paylaşılması

Örgütlerde bilgi paylaşımının önemi şu şekilde ifade edilebilir; “Şeffaflık bilgi yönetiminin olmazsa olmaz koşuludur. Ulaşılamayan ya da kurum içinde dolaşmayan bilgi kurumsal bilgi birikimi veya kurumsal sermaye olarak değerlendirilemez”. Bilginin, belgelerin, belge veri tabanlarının, intranetin, internet imkanlarının ve her türlü grup iletişim imkanlarının üye örgütlere aktarımında en önemli kanallar oralardan gelen görevliler ve yapılan yüz yüze toplantılardır (Davenport ve Prusak, 2001: 132).

1.2.6.4. Bilginin Kullanılması

Bilgiyi uygulamak ve kullanmak bir organizasyonun yaşamı için başlıca prensip olarak göze çarpmaktadır. Elde edilen bilgiyi sadece korumak ve saklamak bir anlam ifade etmemektedir. Örgüte rekabet avantajı sağlayan şey soyut bilgi değil bilginin etkin bir biçimde kullanımı, uygulanmasıdır (Kalkan, 2006: 9).

1.2.6.5. Bilginin Değerlendirilmesi ve Ölçülmesi

Bilginin değerlendirilmesi aşaması, bilgi kullanımının verimliliğinin de gözden geçirildiği bir aşamadır (Kalkan, 2006: 9). Bilgiyi değerlendirmek ve ölçmek,

ölçülebilir. Bunlardan ilki stratejik değerlendirmedir. Stratejik değerlendirme, bilginin organizasyonun gelişmesi ve rakiplerine üstünlük sağlaması yönünden değerlendirilmesidir. İkincisi paydaşlar açısından değerlendirmedir. Üçüncüsü ise hissi değerlendirmedir (Zaim, 2005: 242).

1.2.7. Bilgi Yönetiminin Temel Unsurları

Bilgi yönetimi örgüt için enformasyonu ve bilgiyi bulmak, sınıflamak, seçmek ve paylaşmayı kolaylaştıran bir sistemdir. Bu adımların etkin olarak yerine getirilebilmesi bilgi yönetiminin dört temel unsuru olarak teknoloji, liderlik, kültür ve ölçümü saymak mümkündür (Celep ve Çetin, 2003: 158). Bu dört temel unsur şu şekilde incelenebilir;

 Teknoloji : Teknoloji iletişim ve bilgi işlem merkezi altyapısını da içerecek şekilde örgütün tüm enformasyonunu derleyen, işleyen çoğaltan ve dağıtan platformdur (Barutçugil, 2002: 80). Bilgi yönetimi uygulamalarının gelişmesini sağlayan unsurlardan biri enformasyon kaynaklarının büyümesi, diğeri de hızla gelişen teknolojik değişimdir (Martensson, 2000: 208). Bilgi yönetimi konsepti içerisinde de teknoloji temel unsurlardan biridir. Özellikle internet ve intranet teknolojilerindeki hızlı değişim ve bu değişimin işletmeler tarafından hızlı bir şekilde benimsenmesi örgütlerin teknolojiye özel bir önem vermesine sebep olmuştur. Günümüzde gelişmiş bilişim teknolojileri sayesinde enformasyona ulaşmak hem ucuz hem de çok kolaydır (O’dell ve Grayson, 2003: 44).

 Liderlik : Bilgi yönetiminin uygulanması üst yönetimin liderliğine ve desteğine bağlıdır. Üst yönetimin bilgi yönetiminin yararları konusunda net bir inancı ve desteği yoksa bilgi yönetimi uygulamalarının gelişmesi ve değer yaratması mümkün görünmemektedir. Bilgi yönetimi sistemi içerisinde liderlik bu sistemin başarısıyla direk ilgilidir. Gerek işletme içerisinde bilgi yönetim çalışmalarının başlatılmasında, gerekse çalışanların sisteme katılımları için özendirilmesinde liderlik özel bir öneme sahiptir. Bilgi yönetim uygulamalarında üst düzey yöneticilerin sergileyeceği liderlik alt

kademelerde de katılımın artmasını destekleyecektir. Üst yönetimin liderliği ayrıca bilgi yönetimi liderlerinin daha etkili çalışmalarını da kolaylaştırır. Liderlik bilgi yönetimi ekibi kurulduktan sonra daha önemli hale gelmektedir (Twiana, 2003: 323).

 Kültür : Tutum ve davranış kalıpları, inançlar ve değerler sistemi, yönetim tarzları, gelenekler, kurumun vizyonu ve uzun dönemli amaçları kültür kapsamında düşünülmelidir (Barutçugil, 2002: 80). Kültür, bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, örf ve adetlerden ve insanın toplumun bir üyesi olarak elde ettiği bütün yeteneklerden oluşmuş karmaşık bir bütün olarak tanımlanabilir. Bu kapsamda örgütlerde bir kültüre sahiptir (Dönmezer, 1999: 98). Örgüt kültürü yeni yönetim uygulamalarının benimsenmesi ve uygulanması açısından önem taşımaktadır. Kültür bilgi yönetimi çabalarının başarısında kilit bir role sahiptir (McDermott ve O’dell, 2001: 77). Bilgi yönetimi için örgüt kültürü dendiğinde akla ilk gelenler güçlü bir meslek etiği ve ekip kurma becerilerinin gelişmiş olmasıdır. Bilgi yönetimine uygun bir örgüt kültürü her zaman var olmayabilir. Bu durumda uygun bir örgüt kültürü geliştirilebilir (O’dell ve Grayson, 2003: 44).

 Ölçüm : Ölçüm için örgütün kültürünü destekleyen ve diğer iş sistemleriyle uyumunu sağlayan standartlar, raporlama sistemleri, karar alma ve sorun çözme prosedürleri, performans değerlendirme ve ödüllendirme sistemleri kullanılmaktadır (Barutçugil, 2002: 80). Bilgi yönetimi uygulamalarının, temel hedef olan süreç ve performans iyileştirmelerinin ve çalışanların ortaya çıkan tabloya katkıların ölçülmesi bilgi yönetimi uygulamalarının sürdürülmesi için gerekli görülmektedir. Ölçüm konusunda ortaya ilk konulan model İsveç Skandia Sigorta şirketine aittir (O’dell ve Grayson, 2003: 45).

1.2.8. Bilgi Yönetimi Modelleri

1990’lı yıllardan itibaren bilgi yönetimi kavramı literatürde gelişim göstermeye başlamıştır. Bu zamana kadar geçen sürede farklı dönemlerde çeşitli yaklaşımlar gündeme gelmiştir. Bu bağlamda bilgi ve bilgi yönetimi modelleri; bilginin

yapılandırılmış modeller ve bilgi yönetim uygulamalarının evrim aşamalarına ilişkin modeller olarak dört sınıfta toplanabilir (Özer vd., 2002: 472). Bilgi yönetiminde bilgiye bakış açısına göre modellendirmeler de söz konusudur. Bunlar işlevselci model, toplumsalcı model, bütüncül modeldir (Celep ve Çetin, 2003).

Diğer bir incelemede ise bilgi yönetimi modellerini şu şekilde belirtmek uygun görünmektedir. Temel bilgi yönetimi modeli, SECI modeli, CORMA modeli, EvEr bilgi yönetimi modeli, 8+3 bilgi yönetimi modeli, Odabaş bilgi yönetimi modeli, Öztemel bilgi yönetimi modeli, Nasseri bilgi yönetimi modeli, yaşam döngüsü modeli, ISSS kurumsal bilgi yönetimi modeli, Tayland üniversiteleri için geliştirilen stratejik bilgi yönetimi modeli belirlenen bilgi yönetimi modellerinden bazılarıdır

Benzer Belgeler