• Sonuç bulunamadı

Bilgi Yönetimi ve uygulama süreci ile eğitim kurumlarında halkla ilişkiler ve bilgi yönetimi konuları ile ilgili yerli ve yabancı literatür taranarak kuramsal altyapı oluşturulmuştur.

Kurumsal altyapının oluşturulmasından sonra çalışmanın bu bölümünde, Erciyes Üniversitesi akademik personeli üzerinde gerçekleştirilen ve halkla ilişkilere dayalı bilgi yönetimi araştırmasına ilişkin değerlendirilmesini amaçlayan alan araştırması bulgularına yer verilmiştir.

Alan araştırması bulguları ise, araştırmanın problemi, araştırmanın amacı ve araştırma hipotezleri, araştırmanın önemi, araştırmanın sınırlılıkları, araştırma anketi tasarımı ve uygulaması, katılımcıların seçimi ve temsil gücü, soru formu ve ölçüm aracı ile verilerin toplanması ve kullanılan istatistiksel analizler başlıkları altında ele alınarak gerekli incelemeler yapılacaktır.

3.2.1. Araştırmanın Problemi

“Bilgi” ve “Enformasyon” kavramları arasında bir algılama problemi yaşanmaktadır. Enformasyonu malumat ve haber olarak kabul etmek mümkündür. Bu haliyle enformasyon bilgiden önce gelir ve bilgi sıfatını hak etmek için onun islenmiş olması gerekmektedir. Dolayısıyla enformasyon ile bilgi arasındaki temel fark enformasyonun işlenmemiş, bilginin işlenmiş bir niteliğe sahip olmasıdır.

Geçmişten günümüze toplumlar sürekli bir değişim içerisinde bulunmaktadır. Özellikle de çağımızın en tipik özelliği her alanda hızlı bir değişimin yaşanmasıdır. Tarım toplumu, sanayi toplumu ve sanayi ötesi bilgi toplumu bu süreçte toplumların ulaştıkları noktaları göstermektedir.

Tarım toplumunda itici güç tarım iken sanayi toplumunda bu güç sanayiye geçmiştir. Sanayi toplumunda amaç daha fazla üretim ve mevcut karı en üst seviyeye çıkarabilmek olarak ifade edilmektedir. Buna karşılık bilgi toplumunun itici gücü bilgidir. Bilgi toplumunda sistematik aktarımı sağlayan baskın kurum bilginin kurumsallaşmasını sağlayan eğitimdir. Bilgi toplumunda en önemli kurumlar bilgi üreten kurumlardır. Bunlar da “Üniversite ve Araştırma ile ilgili kuruluşlar”dır.

Teknolojinin ve iletişim teknolojilerinin gelişimiyle beraber günümüzde bilginin kendisi bir ürün haline gelmiştir. Son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler ve bu teknolojilerin hızla yayılması toplumları sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerden etkilemekte, bu yeni bilgi teknolojileri aracılığı ile yaratılan içerik ve bilgi bolluğu ise kişilere zaman ve mekanla sınırlı olmayan bir iletişim olanağı sağlamaktadır.

Bilginin kaybolmaması, boşa harcanmaması, doğru yönlendirilmesi ve üretken olabilmesi için bilgi yönetimi kavramı ortaya çıkmıştır. Bilgi yönetimi, kayıtlı ya da kayıtsız organizasyon verilerini ve kişisel bilgi ve tecrübeye dayalı birikimlerin toplanıp, düzenlenip, tasnif edilip kayıt altına alıp yararlı bilgi haline getirerek bunları doğru zamanlarda, doğru kimselerin, istenilen her yerden ulaşılabilmesini sağlama ile ilgili tüm faaliyetlerin organize edilmesi ve yönetilmesi, örtülü durumda bulunan bilginin açığa çıkarılarak, dolaşımını ve kurumda kullanımını sağlayan disiplinler arası bir bilim dalıdır.

Günümüzün başarılı kurumları sürekli olarak yeni ve özgün bilgiler yaratan, bunları depolayan, paylaşan, gerektiğinde bu bilgileri yeni ürün ve teknolojilerin yaratılmasında kullanan yani kısaca başarılı bilgi yönetimi uygulamalarına sahip olan kurumlardır.

Halkla ilişkiler, en basit tanımı ile bir kurum ile o kurumun hedef kitlesi ile karşılıklı etkileşimi olarak tanımlanabilir. Halkla ilişkiler çalışmaları çerçevesinde çok farklı yöntem, araç ve tekniğin kullanılması söz konusu olmaktadır. Son yıllarda halkla ilişkiler aracı olarak kullanılmaya başlanan bilgi teknolojileri bilgi yaymak ve halkı aydınlatmak amacı ile iletişim sürecinde kamuyu bilgilendirme modelinden yararlanmaktadır. Bu kapsamda bilgi teknolojileri halkla ilişkiler açısından önemli bir iletişim kanalıdır.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla her sektörün olduğu gibi, eğitim sektörünün de bu gelişme ve değişmeden etkilenmesi, sunduğu hizmetlerde gelişen teknolojileri ve bu teknolojilerin getirdiği yeni yöntem ve ortamlardan yararlanması kaçınılmazdır. Bir toplumsal kurum olarak Eğitim Kurumları, toplumun eğitim gereksinimini karşılamak için kurulmuş ve toplumun bu gereksinimlerini karşıladığı sürede ve karşıladığı oranda topluma hizmet etmektedir. Eğitim Kurumları varlığını topluma sunduğu nitelikli hizmetlerle ve insan unsuruyla sürdürebilir. Bu amaca ulaşmak için de eğitim kurumları bilgi ve iletişim teknolojilerini çok iyi kullanmalıdır.

Bu kapsamda içinde bulunduğumuz 21’inci yüzyılda, bilgi toplumu olarak, Eğitim Kurumlarında bilgi yönetimine dayalı halkla ilişkiler faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğünü ortaya koymak için Bir Eğitim Kurumunda uygulama gerçekleştirilmiştir.

3.2.2. Araştırmanın Amacı ve Araştırma Hipotezleri

Uluslararası İletişim Birliği tarafından 2006 yılında yayımlanan Dünya Bilgi Toplumu raporuna göre Türkiye bilgi toplumu sıralamasında Avrupa’da 40 ülke arasında 32’nci, dünyada 180 ülke arasında 58’inci sıradadır. 2007 yılında yayımlanan, 127 ülkenin bilgi teknolojileri alanındaki rekabet edebilirliğini ortaya koyan Küresel Bilgi Teknolojileri raporuna göre Türkiye 127 ülke arasında 55’inci sıradadır. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından yayımlanan Bilgi İletişim Teknolojileri 2011 yılı raporuna göre 7 milyarlık dünya nüfusunun sadece %35’inin internet kullandığı belirtilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından Nisan 2011 ayında gerçekleştirilen hane halkı bilgi teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre Türkiye genelinde hanelerin %42,9’u İnternet erişim imkanına sahiptir.

20’nci yüzyılda petrol en büyük servet görülürken 21’inci yüzyılda bilgi kaynaklarına sahip olmak, bilgiyi üretmek ve onun ticaretini yapmak önem kazanmıştır. Artık 21’inci yüzyılın serveti bilgi olmuştur.

Dünya değiştikçe iletişim yöntemleri de değişmektedir. Teknolojideki hızlı değişim iletişimdeki değişimi de beraberinde getirmiştir. Amerikan Halkla İlişkiler Derneği Dergisi’nin verilerine göre son 30 yıl içerisinde üretilen bilgi son 500 yılda üretilen bilgiden fazladır. Teknoloji alanında yaşanan gelişmeler ve değişimler önemli ölçüde eğitim kurumlarını etkilemiştir. Hızlı bir şekilde ilerleyen bilgi temelli değişim sayesinde dünyanın diğer ucundaki değişim ve yenilikleri anında öğrenmek artık mümkün hale gelmiştir.

Bilginin önem kazandığı ve bilgi teknolojilerinin bu yeni toplumsal yapıyı biçimlendirmede itici rol üstlendiği çağımızda, bilgi yönetimi bütün kurumlar için

özellikle de eğitim kurumları için önemli bir süreç olmuştur. Bilgi teknolojilerinin çok hızlı bir şekilde gelişmesi ve yaygınlaşması ile eğitim kurumları bilgi yönetim stratejileri geliştirmek zorundadırlar. Eğitim kurumlarının etkili bilgi yönetimini gerçekleştirebilmeleri için bilgiyi değerlendirme, kullanma ve sürekli geliştirmeyi hakim kılmaları gerekmektedir. Amaca yönelik olarak kullanılabilecek bilgilerin toplanması, depolanması ve kullanıma sunulması ancak etkin ve verimli bir bilgi yönetimi ile sağlanabilecektir.

Eğitim kurumları dünyadaki gelişmelere paralel olarak çevreyle ve toplumla bütünleşmek ve çağın gereklerine uygun eğitimi gerçekleştirmek için gelişmek ve değişmek durumundadır. Kaldı ki eğitim kurumları diğer kurumlara göre bilgi ile daha çok iç içe olan kurumlardır. Bilgi toplumunu oluşturmada eğitim kurumlarına büyük görevler düşmektedir. Dolayısıyla eğitim kurumları bilgiye ulaşmada, gerekli bilgiyi kullanmada ve üretmede olduğu kadar, bilgi temelli bir teknolojiye dayanan yeni yüzyılın gereklerine yanıt verecek bilgili ve becerili nesilleri yetiştirmek bakımından da sorumluluk taşımaktadırlar. Bilgi toplumunda insanın bilgiyi en etkin ve en yararlı olarak kullanabilmesi için onun eğitimi her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır.

Bilgi toplumunun oluşumunda eğitim kurumları çok önemlidir. Eğitim, toplumu 21. yüzyılın bilgi toplumu olmaya hazırlayacak temel alanların başında yer almaktadır. 21. yüzyılda bilgi toplumuna geçiş ile eğitim alanında da eğitimli insanın tanımı, öğrenme ve öğretme biçimleri ve öğrenilen / öğretilen bilgi değişmektedir. Öncelikle bilgi toplumunda hızlı değişen bilginin hızına ayak uydurabilmek için bireylerin öğrenmeyi öğrenebilmesi gerekmektedir. Bireylerin, değişen hızlı bilgiye ulaşmaları, kendileri ile ilgili gelişmelerin ve tartışmaların dışında kalmamaları ve katılımcı vatandaşlar olabilmeleri için gelişen teknolojilere hakim olmaları gerekmektedir. Kişilerin bu temel beceriyi kazanmasının yanında tüm eğitim sistemleri de bilgi teknolojisi araçlarının getirdiği imkanlardan yararlanmalıdır.

Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, geniş bir kitleye öğretim hizmeti veren eğitim kurumlarında akademisyenlerin bilgi ve bilgi yönetimi ile ilgili tutumları,

akademisyenlerin yeni iletişim teknolojilerine ilişkin tutumları ile akademisyenlerin halkla ilişkiler uygulamalarında bilgi teknolojilerini iletişim aracı olarak kullanıp kullanmadığını ve hedef kitlelerle tatmin edici bir iletişim oluşturup, oluşturmadığını araştırmaktır. Bu temel amaç başlığı altında genel amaca bağlı olarak aşağıda yer alan alt amaçlara ulaşılmaya çalışılacaktır.

* Akademisyenlerin bilgi ve bilgi yönetimi konusunda sahip oldukları bilgi düzeylerini belirlemek.

* Akademisyenlerin yeni iletişim teknolojilerine ilişkin bilgi düzeylerini belirlemek.

* Akademisyenlerin halkla ilişkiler faaliyetlerinde bilgi yönetimi araçlarını kullanma düzeylerini belirlemek.

* Akademisyenlerin bilgi ve bilgi yönetimi konusunda sahip oldukları görüşleri arasında anlam farklarını belirlemek.

* Akademisyenlerin yeni iletişim teknolojilerine ilişkin bilgi düzeyleri arasında anlam farklarını belirlemek.

* Akademisyenlerin halkla ilişkiler faaliyetlerinde bilgi yönetimi araçlarını kullanma yeterliliği konusundaki görüşleri arasında anlam farklarını belirlemek.

* Akademisyenlerin bilgi ve bilgi yönetimi konusunda sahip oldukları görüşleri cinsiyet, yaş, çalışma süresi, akademik unvan, unvanda bulunma süresi, eğitim düzeyi, görevde bulunma süresi, bağlı bulunulan ana bilim dalı ve görevli olunan fakülteye göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek.

* Akademisyenlerin yeni iletişim teknolojilerine ilişkin bilgi düzeyleri cinsiyet, yaş, çalışma süresi, akademik unvan, unvanda bulunma süresi, eğitim düzeyi, görevde bulunma süresi, bağlı bulunulan ana bilim dalı ve görevli olunan fakülteye göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek.

* Akademisyenlerin bilgi yönetimi araçlarını kullanma yeterliğine ilişkin görüşleri cinsiyet, yaş, çalışma süresi, akademik unvan, unvanda bulunma süresi, eğitim düzeyi, görevde bulunma süresi, bağlı bulunulan ana bilim dalı ve görevli olunan fakülteye göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek.

* Elde edilen teorik bilgileri alan araştırması sonucunda ulaşılan bulgularla karşılaştırmak.

Bu amaçlar doğrultusunda aşağıda yer alan hipotezler çalışma kapsamında incelenmeye çalışılacaktır.

Katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım sürelerine ilişkin sahip oldukları görüşleri onların demografik niteliklerine göre farklılaşacağını ortaya koymak amacıyla şu araştırma soruları yazılmıştır:

Araştırma sorusu 1: Katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım süreleri cinsiyetlerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 2: Katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım süreleri yaşlarına göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 3: Katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım süreleri üniversitede çalıştıkları süreye göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 4: Katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım süreleri akademik unvana göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 5: Katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım süreleri unvanda bulunma sürelerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 6: Katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım süreleri eğitim düzeylerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 7: Katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım süreleri görevde bulunma sürelerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 8: Katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım süreleri bağlı oldukları ana bilim dalına göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorularına bağlı olarak katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım sürelerine ilişkin sahip oldukları görüşlerin cinsiyet, yaş, çalışma süresi, akademik unvan, unvanda bulunma süresi, eğitim düzeyi, görevde bulunma süresi ve bağlı olunan ana bilim dalına göre farklılaşacağı ön görüsünden hareketle aşağıdaki hipotezlere yer verilmiştir.

Hipotez 1 : Katılımcı akademisyenlerin günlük ortalama bilgisayar kullanım süreleri (gün/saat) onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Hipotez 2 : Katılımcı akademisyenlerin yaşlarıyla bilgisayar kullanım süreleri arasında negatif ilişki vardır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin yaşları yükseldikçe bilgisayar kullanım süreleri düşmektedir.

Hipotez 3 : Katılımcı akademisyenlerin günlük ortalama bilgisayar kullanım süreleri (gün/saat) onların üniversitede çalıştıkları süreye göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin üniversitede çalışma süreleri yükseldikçe bilgisayar kullanım süreleri düşmektedir.

Hipotez 4 : Katılımcı akademisyenlerin akademik unvanlarına göre bilgisayar kullanım süreleri farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin günlük bilgisayar kullanım süresi akademik unvanlarına göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Hipotez 5 : Katılımcı akademisyenlerin günlük ortalama bilgisayar kullanım süreleri (gün/saat) onların unvanda bulunma sürelerine göre farklılaşmaktadır. Diğer

bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin unvanda bulunma süreleri yükseldikçe bilgisayar kullanım süreleri düşmektedir.

Hipotez 6 : Katılımcı akademisyenlerin eğitim düzeylerine göre bilgisayar kullanım süreleri farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin bilgisayar kullanım süreleri onların eğitim düzeylerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Hipotez 7 : Katılımcı akademisyenlerin günlük ortalama bilgisayar kullanım süreleri (gün/saat) onların görevde bulunma sürelerine göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin görevde bulunma süreleri yükseldikçe bilgisayar kullanım süreleri düşmektedir.

Hipotez 8 : Katılımcı akademisyenlerin bağlı bulundukları ana bilim dallarına göre bilgisayar kullanım süreleri anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıklarının onların demografik niteliklerine göre farklılaşacağını ortaya koymak amacıyla şu araştırma soruları yazılmıştır:

Araştırma sorusu 9: Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları cinsiyetlerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 10: Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları yaşlarına göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 11: Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları üniversitede çalıştıkları süreye göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 12: Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları akademik unvana göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 13: Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları unvanda bulunma sürelerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 14: Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları eğitim düzeylerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 15: Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları görevde bulunma sürelerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 16: Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları bağlı oldukları ana bilim dalına göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorularına bağlı olarak katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıklarının onların cinsiyet, yaş, çalışma süresi, akademik unvan, unvanda bulunma süresi, eğitim düzeyi, görevde bulunma süresi ve bağlı olunan ana bilim dalına göre farklılaşacağı ön görüsünden hareketle aşağıdaki hipotezlere yer verilmiştir.

Hipotez 9 : Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Hipotez 10 : Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların yaşlarına göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Hipotez 11 : Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların üniversitede çalıştıkları süreye göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların üniversitede çalışma sürelerine göre anlamlı farklılık göstermektedir.

Hipotez 12 : Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların akademik unvanlarına göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların akademik unvanlarına göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Hipotez 13 : Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların unvanda bulunma sürelerine göre farklılaşmaktadır. Diğer bir

ifadeyle katılımcı akademisyenlerin unvanda bulunma süreleri yükseldikçe yeni iletişim teknolojilerini kullanım sıklıkları düşmektedir.

Hipotez 14 : Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların eğitim düzeylerine göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların eğitim düzeylerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Hipotez 15 : Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların görevde bulunma sürelerine göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin görevde bulunma süreleri yükseldikçe yeni iletişim teknolojilerini kullanım sıklıkları düşmektedir.

Hipotez 16 : Katılımcı akademisyenlerin yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların bağlı bulundukları ana bilim dallarına göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin bağlı bulundukları ana bilim dallarına göre yeni iletişim teknolojileri kullanım sıklıkları onların anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Katılımcı akademisyenlerin, bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumlarının onların demografik niteliklerine göre farklılaşacağını ortaya koymak amacıyla şu araştırma soruları yazılmıştır:

Araştırma sorusu 17: Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları cinsiyetlerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 18: Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları yaşlarına göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 19: Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları üniversitede çalıştıkları süreye göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 20: Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları akademik unvana göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 21: Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları unvanda bulunma sürelerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 22: Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları eğitim düzeylerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 23: Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları görevde bulunma sürelerine göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorusu 24: Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları bağlı oldukları ana bilim dalına göre farklılık gösterir mi?

Araştırma sorularına bağlı olarak katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları onların cinsiyet, yaş, çalışma süresi, akademik unvan, unvanda bulunma süresi, eğitim düzeyi, görevde bulunma süresi ve bağlı olunan ana bilim dalına göre farklılaşacağı ön görüsünden hareketle aşağıdaki hipotezlere yer verilmiştir.

Hipotez 17 : Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları onların cinsiyetlerine göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları onların cinsiyetlerine göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Hipotez 18 : Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları onların yaşlarına göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin yaşları yükseldikçe bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutum düzeyleri düşmektedir.

Hipotez 19 : Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları onların üniversitede çalıştıkları süreye göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin üniversitede çalışma süreleri yükseldikçe bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutum düzeyleri düşmektedir.

Hipotez 20 : Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları onların akademik unvanlarına göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları onların akademik unvanlarına göre anlamlı biçimde farklılık göstermektedir.

Hipotez 21 : Katılımcı akademisyenlerin bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına yönelik tutumları onların unvanda bulunma sürelerine göre farklılaşmaktadır. Diğer bir ifadeyle katılımcı akademisyenlerin unvanda bulunma süreleri yükseldikçe bilgi iletişim teknolojilerinin halkla ilişkilerde kullanımına

Benzer Belgeler