• Sonuç bulunamadı

2.3. BENLøK VE BENLøK SAYGISININ TANIMI

2.3.1. Benlik Kavramı

Psikoloji bilim dalının önemli kavramlarından biri olan benlik kavramı (selfconcept), do÷du÷umuz andan itibaren, baúımızdan geçen sayısız olaylar ve di÷er insanlarla olan etkileúimlerimiz gibi birtakım yaúantılarımız sonucunda kazanılan bir oluúumdur (Baymur, 1985).

Benlik saygısı, kendini kabul duygusu, kiúinin kendi benli÷ine yönelik bir kiúisel hoúlanma ve kiúinin kendine yönelik öznel saygısının bir biçimi olarak tanımlanabilir (Morganett, 2005).

Kiúili÷in öznel yanını ifade eden benlik son yıllarda üzerinde çok çalıúılan konuların baúında gelmektedir. Benlik, insanın kendi kiúili÷ine iliúkin kanıların toplamı, insanın kendini tanıma ve de÷erlendirme biçimidir. Benlik, bireyin kendisi ile algılamalarının, bireysel atıflarının, geçmiú yaúantılarının, gelecekle ilgili hedeflerinin, sosyal rollerinin onun zihninde temsil ediliúi ve zihinde “ben” olarak odaklaúmasıdır (Sayıner ve di÷., 2007).

Benlik kavramı (self concept) biliúsel geliúim süreçleri tarafından geliútirilen ve kontrol edilen bir yapıdır. ønsanın kendi kendini, benli÷ini algılama, kavrama biçimi olarak tanımlanan benlik kavramı pek çok kuram gibi psikoloji tarihinde önemli bir konuma sahiptir. Benlik kavramı basitçe, bireyin bir insan olarak kendi

davranıúlarına, yetene÷ine, de÷er biçmesine ve bedenine karúı duydu÷u saygı, bunlara karúı gösterdi÷i tutum, de÷erlendirme, de÷erlerin toplamı olarak ifade edilir. ønsan hayatının çeúitli noktalarında duygusal ve biliúsel de÷iúkenler bireyin benlik kavramına çeúitli úekilde katkıda bulunurlar. Aynı zamanda benlik çevreden alınan geri bildirimlere dayanarak, toplumsal etkileúimlerle geliúme göstermektedir. (Erman ve Ark., 2007).

Benlik kavramı úahsın kendi ile algılamalarının, kiúisel atıflarının, geçmiú yaúantılarının, gelecekle ilgili hedeflerinin, sosyal rollerinin onun zihninde temsil ediliúi ve zihinde kavramsal ben olarak odaklaúmasıdır. Bireylerin sahip oldukları benlik úemaları ve içerikleri, söz konusu úahsın algılarını, bellek ve de÷erlendirmelerini etkileyen bir husustur. Her kiúinin benlik kavramında kendine özgü çarpıcı yönler mevcuttur (Aydın, 1996).

Benlik konusunda çalıúma yapanlardan biride Freud’dur. Freud’un kiúilik kuramı, kiúili÷in yapısının id, ego ve süperego olmak üzere üç bileúenden oluútu÷unu belirtir. Kiúili÷in yapısını oluúturan bu bileúenler, bireylerin geliúiminde farklı dönemlerde oluúmakta olup, karúılıklı etkileúim halinde çalıúmaktadırlar. Kiúilik yapısı ve bileúenleri, beynin belirli bölgelerinde bulunan gerçek fiziksel yapılar olmayıp, bireyin davranıúını harekete geçiren kiúili÷indeki çeúitli süreçlerin ve güçlerin etkileúimlerini betimlemek için kullanılan soyut kavramlardır. Kiúili÷in yapısını oluúturan bileúenler úu úekilde açıklanabilir (http://tr.www.forumgercek.com,2012). ød: ød, kalıtımla gelen, do÷uútan var olan ve ruhsal enerjinin kayna÷ını oluúturan kiúili÷in ilkel bileúenidir. ød, biyolojik özellikle dürtüsel davranıú kalıplarını içerir. Yeme, içme, cinsellik, saldırganlık gibi. ød, içsel dürtülerine doyum bulma çabası içerisinde hareket eder. ød beklemeksizin, bir an önce, cinsel dürtülerinin ve arzularının isteklerini yerine getirmek üzere haz almaya yönelmiú tepkiler oluúturur. Böylece, id, haz alma ilkesi çerçevesinde hareket eder. ød’in doyum bulma çabası zaman mekân tanımaz ve uygun koúullar aramaz. Örne÷in, yeni do÷an bebek tümüyle id’in istekleriyle hareket eder. Dolayısıyla; id, gerçekçi de÷ildir ve tamamen bilinç dıúıdır (URL1).

Ego: Çocuklar; do÷umdan itibaren, çevresindekilerin istekleri ve kısıtlamaları do÷rultusunda yeni davranıú kalıpları sergilemeye baúlarlar. Örne÷in, çocuklar, çevrelerinde çok sayıda engel bulundu÷unu, bu engellerin aúıldı÷ında ancak

doyumun sa÷lanabilece÷ini ve bunun için yeni davranıú biçimlerine gereksinim duyulabilece÷ini ö÷renirler. Böylece, kiúili÷in bir di÷er bileúeni olan ego geliúir. Ego, haz alma ilkesi yerine, gerçeklik ilkesine göre hareket eder. Ego; gerçekçi, mantı÷a uygun, akılcı bir biçimde davranan, gerçek dünyayla temas ederek bilinci kontrol eden kiúilik parçasıdır (URL1).

Ego; id’in isteklerine doyum bulma çabasını kontrol etmeye ve denetim altında tutmaya çalıúır. Örne÷in; ego geliúmeden önce çocuk, id’in isteklerine, yeri ve zamanı dikkate almaksızın, doyum bulmaya çalıúmaktaydı. Ancak, kiúili÷in ego bileúeninin geliúmesiyle birlikte çocuk, id’in isteklerinin nasıl, ne zaman, nerede doyum bulabilece÷ine karar vererek, bu istekleri gerekti÷inde bekletebilir, erteleyebilir, de÷iútirebilir ve bastırabilir. Böylece, id’in gerçe÷i dikkate almayan doyum bulma iste÷i, gerçe÷i dikkate alan ego’nun akıl yürütme, problem çözme ve karar verme gibi zihinsel etkinlikleriyle doyum bulur. Ego, id’in isteklerine gerçekçi bir biçimde doyum bulmaya çalıúmakla birlikte, aynı zamanda dıú dünyadaki koúulları ve durumları algılar ve kiúili÷in di÷er bileúeni olan süperego’nun isteklerini de dikkate alır. Böylece, ego, id ve süperego’nun çatıúan isteklerini uzlaútırmaya ve dengelemeye çalıúır. Bu nedenle ego, kiúili÷in düzenleyici, denge ve uyum sa÷layıcı bir bileúenidir (URL1).

Süperego: Çocukluk yıllarında kiúili÷in di÷er bileúeni süperego oluúur. Çocuk, do÷du÷u zaman iyiyi kötüyü, do÷ruyu yanlıúı ayırt edebilecek düzeyde de÷ildir. Ancak çocuk, zaman içerisinde, ana babasının, çevresindeki di÷er kiúilerin benimsedi÷i ahlaki kuralları ve de÷erler sistemini farketmeye baúlar. Örne÷in çocuk, ana babasının ne gibi davranıúları onayladıklarını ya da onaylamadıklarını, hangi davranıúlara úiddetli tepkiler gösterdiklerini, do÷ru ya da yanlıú bulduklarını ayırt eder duruma gelir. Bu davranıúları gösterdi÷inde ana, babasının ödül ve ceza uygulamalarıyla karúılaúır, onların tavrını ö÷renir ve içselleútirir. Böylece, kiúili÷in ahlaki ve yargısal yanını oluúturan “süperego” geliúir. Süperego; ana, babası ve yakın çevresi tarafından çocu÷a aktarılan toplumsal ve ahlaki kurallarla, geleneksel de÷erleri içerir. Dolayısıyla; süperego, toplumun ve ailenin kurallarını temsil etti÷i için, kiúili÷in ahlaki, yargısal ve vicdan yanını oluúturur. Süperego, egonun ahlaki kurallar ve de÷erler do÷rultusunda hareket etmesine çalıúarak mükemmel olmak ister. Bu nedenle, süperego ideal ve kusursuz olma ilkesine göre çalıúır. Ayrıca, süperego, doyum bulması ve yerine getirilmesi ahlaki kurallar tarafından hoú

karúılanmayacak olan id’in isteklerini (özellikle cinsel ve saldırgan dürtüleri) engellemeye ve bastırmaya çalıúır (URL1).

Bir di÷er çalıúma Maslow’a aittir. Maslow teorisi, insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını karúılamalarıyla, kendi içlerinde bir hiyerarúi oluúturan daha 'üst ihtiyaçlar'ı tatmin etme arayıúına girdiklerini ve bireyin kiúilik geliúiminin, o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin niteli÷i tarafından belirlendi÷ini söz konusu etmektedir. Maslow'un kiúilik kategorileri kendi aralarında bir dizilim oluútururlar ve her ihtiyaç kategorisine bir kiúilik geliúme düzeyi karúılık gelir. Birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kiúilik geliúme düzeyine geçemez.

Maslow, gereksinimleri úu úekilde kategorize etmektedir.

1. Fizyolojik gereksinimler (nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boúaltım). 2. Güvenlik gereksinimi (vücut, iú, kaynak, etik, aile, sa÷lık, mülkiyet güvenli÷i). 3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaúlık, aile, cinsel yakınlık)

4. Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, baúarı, di÷erlerinin saygısı baúkalarına saygı).

5. Kendini gerçekleútirme gereksinimi (erdem, yaratıcılık, do÷allık, problem çözme, önyargısız olma, gerçeklerin kabulü) (URL2).

Sullivan'a göre üç önemli benlik sistemi vardır:

1. øyi Ben: Anneyle olan, ödül getiren, hoú karúılanan iliúkiler sonucu oluúur. Çocuk kendine karúı olumlu duygular geliútirir ve kendine olan saygısını arttırır.

2. Kötü Ben: Annenin hoú karúılamadı÷ı durumlar sonucu oluúur. Kötü ben kaygı içindedir. Ancak bu kaygı aúırı uçta de÷ildir. østenmeyen davranıúın engellenmesinde bireye yardımcı olur. Ancak kötü ben'de birey kendine karúı olumsuz duygular geliútirir. Bu duygular bireyin anti-sosyal davranıúlara giriúmesini otomatik olarak engeller, bilincin geliúmesine de yardımcı olur.

3. Ben ve Ben Olmayan: Yapıcı bir fonksiyonu yoktur. Benli÷in bu kısmı annenin çocu÷a karúı aúırı bir hoúnutsuzluk gösterip çocukta kuvvetli bir kaygıya yol açmasıyla oluúur. Birey di÷er benliklerle olan ba÷ını koparır, kontrol edemez hale

gelir. Benli÷in bu kısmı bilinçaltı düzeyde kalır ve birey bundan kaynaklanan olaylarla karúılaúınca aúırı bir anksiyete duyar (Akt: Yi÷it, 2010).

Ben, benlik ve kiúilik ço÷unlukla eú anlamlı olarak kullanılan kavramlardır. Kiúiyi o kiúi yapan, baúkalarından ayıran duygu, tutum ve davranıúların tümünün örgütlenmiú bütünlü÷ünü anlatmaktadır (Yörüko÷lu, 1989).Kiúinin benli÷i, kendini ayrı bir birey olarak tanımlama deneyiminden oluúmaktadır.

Benlik (ego), kiúili÷in dıúa yansımayan özel yanıdır; insanın kendini tanıma ve de÷erlendirme biçimi, kiúili÷ine iliúkin özelliklerin toplamıdır. Kiúili÷in temel, özerk ve özgür katmanı olan benlik, bireye özgü farklılıkları ve özellikleri oluúturur. Benlik geliúmesi do÷uútan baúlar, hatta kalıtımla kuúaktan kuúa÷a aktarılan özellikler göz önüne alınırsa, spermin yumurtayı dölledi÷i anda baúladı÷ı söylenebilir. Benlik, alt benlik üzerinde geliúir, üst benli÷in geliúmesiyle biçimlenir.

Alt benlik (id), kalıtımla geçen, do÷uútan var olan, bedenden kaynaklanan içgüdüleri ve dürtüleri içerir. Alt benlik, ruhsal yapının güç ve enerji kayna÷ı olup, ilk ve ilkel bölümüdür. Benlik, alt benli÷in temelleri üzerine oturur, yapılanır, geliúir, olgunlaúır. Alt benlik, kendi nitelikleri ve özellikleri içinde, içgüdülerden, dürtülerden kaynaklanan gerilimlerin doyuma ulaúmasını sa÷layan davranıúları baúlatır. Bunların teti÷ini çeker. Alt benli÷in dıú dünyayla, gerçekle ba÷lantısı yoktur. Çalıúması, iúlevi bilinçdıúında sürer. Davranıúların oluúmasında gerçeklik ilkesine uygun kurallar bulunmaz. Alt benli÷in yol açtı÷ı davranıúlar haz ilkesine uygundur. Herhangi bir kurala ba÷lı de÷ildir. Yer ve zaman kavramı söz konusu olmaz. Birbiriyle çatıúan karúıt davranıúlar, tutumlar, eylemler, e÷ilimler bulunabilir.

Üst benlik (süperego), kiúili÷in ruhsal yapısını de÷er, ilke, kural, yargı birikimini ve düzenini oluúturur. Yaúam boyu bireyin benimsedi÷i, içine sindirdi÷i do÷ru – hatalı, güzel – çirkin, iyi– kötü, olumlu – olumsuz de÷er yargılarının tümü üst benli÷in yapısında yer alır. Üst benli÷in insanın günlük yaúamına yansıması günahkarlık ve suçluluk duygusuyla olur. Günahkârlık ve suçluluk duygusunun a÷ırlı÷ı, derinli÷i, úiddeti ve süresi, üst benli÷in baskıcı, denetleyici, engelleyici, erteleyici, yasaklayıcı iúlevlerine ba÷lı davranıúların ortaya çıkmasına yol açar (Köknel, 2001).

Yeteneklerini denemekte, baúarılarını de÷erlendirmekte, baúkalarının de÷erlendirmelerini de÷erlendirmekte, bazı úeyleri iyi bir biçimde yaptı÷ını fark etmekte ve bunlardan doyum sa÷lamaktadır. Bu yaúantılar biriktikçe birey kendini úu

ya da bu alanda daha baúarılı olarak görmeye baúlamakta; kısaca kendisi hakkında bir yargıya varmaktadır. Kiúinin amacı, benlik tasarımını korumaktır ve bütün davranıúları artık benlik tasarımına göre biçimlenmektedir (Kuzgun, 1991).

Benzer Belgeler