• Sonuç bulunamadı

912 BELKIS ALTUNIŞ-GÜRSOY

Belgede Atatürk Kültür Merkezi (sayfa 38-40)

IN SELJUK AND OTTOMAN ARCHITECTURE

912 BELKIS ALTUNIŞ-GÜRSOY

N apolyon B unaparte, 1798 yılında ani olarak M ısır’ı işgal etmiş, sonra Suriye’ye yürüyüp, A kka ö n ü n d e başarısızlığa uğ ray arak K ahire’ye geri d ö n m ü ştü . O sm anlı Devleti, M ısır’ı alm ak için, İngiliz ve R uslarla ittifak etm iş ve neticede F ransızların M ısır’ı b oşaltm alarına sebep olm uştu. F ran ­ sızların M ısır’ı işgali, İngiliz-Fransız savaşının b ir gereği idi. Savaşm aktan yorgun düşen ve b irb irle rin e galebe çalm aktan ü m id i kesen bu iki A vrupa devleti, 1801 yılında b ir barış antlaşm ası im zalamıştı. Bu antlaşm a şartların ­ dan b irisi M ısır’ın O sm anlIlara te rk i ve O sm anlı D evleti s ın ırla rın ın savaştan önceki h a lin d e kalm ası idi. T eferru at k ab ilin d e n sayılabilecek m a d d e le rin de F ransa’da A m iens şe h rin d e toplanacak b ir m ecliste görüşülm esi k a rarla ştırılm ıştı. A m iens’de yapılacak olan m ü zak erelerd e Ingilizlerin O sm anlı Devleti’n in m urah h aslığ ın ı yapm ak istem esi, padişah tarafın d an uygun görülm edi. III. Selim, dört-beş seneden b eri Paris’te sefir olarak b u lu n a n Ali E fen d i’yi bu işle görevlendirdi. T ürkleri, Ingilizlerden ayırm ak isteyen B onaparte, L o n d ra’da yapılan an tlaşm ad an b ir hafta ev­ vel, O sm anlı sefiri Ali Efendi ile Fransız hariciye nazırı Talleyrand arasında ikili b ir antlaşm a yapılm asını sağlam ıştı.

B onaparte, Ali E fen d i’n in m u rah h a s olarak A m iens’e gitm esini kabul etm ediği gibi, Paris M uahedesi’n in tasdikini isteyerek, O sm anlı D evleti’ni te h d it ediyordu. In g ilizler ise L o n d ra k a ra rın ın esas tu tu lm asın d a ısrar ediyorlardı. O sm anlı Devleti ise hem m üttefikleri olan İngiltere ile Rusya’yı g ü cen d irm em ek , h em de A vrupa’daki n ü fu zu ve kuvveti g id e re k a rta n ve ayrıca R um eli’ye sa ld ırm asın d an k o rk u lan F ransa ile iyi ilişkiler içinde olm ak istiyordu. Padişah III. Selim , askerî sahada yapılm asını d ü şü n d ü ğ ü ıslah at için F ran sızlard an yardım alm ayı plânlıyordu. Bu sebepten hem F ransa’yı, hem de İn g ilte re ile Rusya’yı m e m n u n edecek b ir elçi gerekti. III. Selim , o ta rih te Rikâb-ı H ü m ayun âm edcisi b u lu n a n Galib E fendi3’yi bu işe uygun olarak m u ra h h a s tayin etti.

3 Mehmed Said Galib Efendi, Sadaret Mektubî Kalemi başhalifesi iken ölen, Ahmed Efendi’nin (ö. 1774) oğludur. Babası öldüğü zaman on yaşında olan Galib Efendi, Ahmed Berrî Efendi’nin himayesinde tahsilini tamamladı. Babasının kalem inde göreve başlayan Galib Efendi, 1798 yılında âmedçi oldu. (Âmedî veya âmedçi: Divân-ı Hümayun’dan padişa­ ha arzedilecek resmî mektup ve tezkireleri sadrazam veya vekilinin mühürüyle m ühürle­ dikten sonra, saraya gönderm eye memur olan kimse) 1802 yılında Am iens Antlaşması için Paris’e gönderildi. İstanbul’a döndüğünde kendisine büyük tezkireci ve ikinci derecedeki devlet ricali makamı verildi. 1806 yılında reisülküttab (Osmanlı hariciye vekili) oldu. Bu sırada Ruslar ile mükâlemeye memur oldu. III. Selim’in saltanattan düşürülm esinden son­ ra, ıslahat taraftarı olduğu gerekçesiyle öldürülm ek istendi. 1808 yılında II. defa reisülküt­ tab olup, daha sonra sadrazam kathüdalığma getirildi. 1812 yılında Bükreş Muahadesi’ni imzaladı. 1814 yılında III. defa reisülküttab oldu. Daha sonra kendisini çekemeyen Halet Efendi’nin darbesiyle azledilerek, İstanbul’dan uzaklaştırıldı. Bir müddet sonra vezir rüt­

1802 y ılın ın 9 M a rtın d a (1216/Zilkade’n in 5. günü) İstan b u l’d an yola çıkan G alip Paşa, b u y o lcu lu ğ u n u n V iyana’ya k ad a r olan kısm ını oldukça te fe rru a tlı b ir şekilde anlatm ıştır. O sm anlı elç ile rin in kara veya deniz yolundan seyahat ed erk en izledikleri güzergâhlar bellidir.4 İstanbul, Sofya, B udin, V iyana ve S trazburg yoluyla P aris’e varan paşa, o devrin sayahat şa rtla rın ı, u ğ ra n ıla n köyleri, geçilen y e rle rd e h alk ın “ O sm anlı g ö rm ek ” m aksadıyla to p lan ıp , k e n d ile rin i sey retm elerin i, karşılam a ve u ğ u rlam a tö re n le rin i, at ve araba bulm akta çektikleri güçlükleri a n latırk en oldukça dikkatli b ir gözlem ci tavrı içerisin d ed ir. Biz bu m e tn i açıklayıp kısa b ir yorum g e tird ik te n sonra, L âtin alfabesiyle aktarm aya çalıştık.

Bu S efâretnâm ede, d iğ er b irçok ö rn e k le rin d e g ö rd ü ğ ü m ü z gibi,» A llah’a ham d, Peygam ber’e salâvat ihtiva ed en cüm lelerle başlar. S onra paşa, k e n d isin d en ve bizim de yu k arıd a belirtm eye çalıştığım ız seyahat seb eb in d en bahseder. Silivri, Bergos, K ırkkilise, Şum nu, H ezarg rad ve R usçuk’tan geçilerek Tuna N eh ri yoluyla Yergökü’ye varılır. K opaçin’den so n ra B ükreş’e gelen paşa ve m aiyeti b u ra d a Eflâk voyvodası ta ra fın d a n askerî b ir tö ren le karşılanır. Asker, subay, m e m u r ve halk büyük b ir kalabalık teşkil etm iş olduğu halde, davul z u rn a eşliğinde beklem ektedir. Ayrıca paşa için yedek at ve h in to la r (= asillerin b in d ik le ri atlı araba, fayton) h azır tu tu lm ak tad ır. Paşayı ve b e ra b e rin d e k ile ri süvariler şeh rin dışında, p iy ad eler şe h rin için d e karşılayarak m isafir edileceği eve kadar g ö tü rü rler. B urada b ir gece k alan heyet, ertesi sabah yola çıkar. G eceleri g ü zerg âh tak i kasaba ve köylerde kalm ak suretiyle, n ih ay et Nemçe (M acaristan) Devleti sın ırın a varır. N ehir yolunu takibeden paşa, geçtikleri y erleri dikkatli b ir n azarla inceleyerek, ilgili te fe rru a tı gözden kaçırm az. N e h irle rd e k arşıd an karşıya b ir çeşit ferib o tla geçilir. Y anından geçilen Olt* n e h rin in b ir k en a rı bazan yalçın kayalar ile, bazan da ağaçlar ve

besiyle vali tayin olundu. Uzun zamandan beri devam etmekte olan Mora isyanını bastırma­ sı için sadrazam rütbesiyle görevlendirildi. Avrupa siyasetine vakıf olan paşa, bu işi Mısır Valisi Ali Paşa’ya havale etmek suretiyle halletti. Bu durum ise Yunanlıları tahrik ve teşvik eden Avrupa devletlerinin işine gelm edi. Bu sebepten Navarin vak’ası meydana geldi. 1824 yılında sadrazamlıktan azledilen paşa, Erzurum valiliği ile seraskerliğinde bulundu. Rusya harbi dolayısıyla hükümete gönderdiği ikaz yollu yazılar hoş görülm ediğinden, vezirliği kal­ dırılarak azladildi. Balıkesir’e gönderilen Galip Paşa, 1829 yılında bu şehirde öldü. Zeki, dirayetli, tedbirli ve dürüst bir devlet adamı olan Galip Paşa, Pertev Paşa’yı yetiştirmiştir. O da, Ali ve Fuad Paşaları yetiştiren Reşid Paşa’yı yetiştirmiştir.

4 Ali İbrahim Savaş, “Osmanlı Elçilerinin Sedaret Güzergahları”, Toplumsal Tarih Dergi­

si, nr. 27, Mart 1996, s. 54-62.

* Bu sefâretnâmede geçen coğrafi adlar, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğretim üye­ lerinden Hungarolog Yrd. Doç. Naciye Güngörmüş H anım efendi’nin delaletiyle, kaynakça­ da 4 numarada adı geçen kitaptan faydalanmak suretiyle okunmuştur.

Belgede Atatürk Kültür Merkezi (sayfa 38-40)