• Sonuç bulunamadı

3. KENTLERDE KATI ATIK SORUNU VE YÖNETİMİ

3.7 Belediyelerde Katı Atık Yönetimi

Türkiye’de nüfusu 100 bin kişi üzerinde 228 belediye bulunmakta, belediyelerin dâhil oldukları ve katı atık bertaraf tesisi bulunmayan mahalli idare birlikleri sayısı 43 olmuştur. 6360 sayılı Kanun sonrasında 43 birlikten büyükşehir statüsüne geçen 8 büyükşehir belediyesi bulunmaktadır. Toplam 43 belediye veya mahalli idare birliğinden 1’i işletmeye alınmış, 7 katı atık bertaraf tesisi inşaat, 6 katı atık bertaraf tesisi ihale, 17 katı atık bertaraf tesisi ise proje aşamasındadır. Oniki mahalli idare birliğinde ise katı atık bertaraf tesisi kurulmasına yönelik gelişme bulunmamaktadır.

Nüfusu 100 bin-50 bin kişi arasında 111 belediye bulunmakta olup, belediyelerin dahil oldukları ve katı atık bertaraf tesisi bulunmayan mahalli idare birlikleri sayısı 16’dır.

Belirtilen 16 belediye/mahalli idare birliğinden, 1 katı atık bertaraf tesisi inşaat, 4 katı atık bertaraf tesisi ihale, 8 katı atık bertaraf tesisi ise proje aşamasındadır. Kalan 3 mahalli idare birliğinde ise katı atık bertaraf tesisi kurulmasına yönelik gelişme bulunmamaktadır. Nüfusu 50 bin-10 bin kişi arasında 342 belediye bulunmakta olup, belediyelerin dahil oldukları ve katı atık bertaraf tesisi bulunmayan mahalli idare birlikleri sayısı 5 olmuştur. Beş belediye veya mahalli idare birliğinden, 1 katı atık bertaraf tesisi ihale ve 2 katı atık bertaraf tesisi ise proje aşamasındadır. Kalan 2 mahalli idare birliğinde ise katı atık bertaraf tesisi kurulmasına yönelik önemli bir ilerleme sağlanamamıştır (Anonim 2015).

Türkiye toplam 1.397 belediyenin (30 büyükşehir, 51 il, 519 büyükşehir ilçe, 400 ilçe ve 397 belde belediyesi olmak üzere) 681’inde katı atık bertaraf tesisi ile ilgili çalışmaların olduğu ve bunları da toplam belediye sayısı içindeki payının %52 olduğu görülmektedir. Genel olarak nüfusu 10 binden büyük olan belediyelerde katı atık bertaraf yatırımı yapılmakta, nüfusu 300 bin kişinin üzerindeki belediyelerde genellikle bertaraf tesisi ferdi veya diğer belediyelerle birlik kurma yoluyla işbirliği içinde yapılmaktadır. Ancak nüfusu 300 bin kişinin altında olan il, ilçe ve belde belediyelerinin tek tek katı atık bertaraf tesisi kurmak için genellikle yeterli yatırım bütçesine sahip olmadığı dikkati çekmekte ve bu tür belediyelerin iç ve dış

35

kaynaklardan sağlanan hibe ve desteklerle ortak bertaraf tesisleri kurma ve işletme konusunda desteklenmesi zorunluluğu bulunmaktadır.

Katı atık yönetiminin en önemli unsurlarından biri, katı atıklarla ilgili çeşitli verilerin toplanması, derlenmesi, biriktirilmesi ve bunların karar verici mekanizmalara yardımcı olacak biçimde sunulması gereğidir. Ülkemizde katı atık yönetimi planlaması ve 12 değerlendirmesine en büyük katkıyı yapabilecek temel veri tabanı yeterli değildir.

Türkiye’de katı atıkların sistematik olarak incelendiği, veri tabanının oluşturulduğu herhangi bir belediye bulunmamaktadır (Palabıyık 1998).

Çizelge 3.1 2001 yılı belediye katı atık istatistikleri temel göstergesi

Temel Göstergeler 2001

yılı

Toplam belediye sayısı 3215

Katı atık hizmeti verilen belediye sayısı 2915

Toplam katı atık miktarı (milyon ton/yıl) 25.1

Kişi başı ortalama katı atık miktarı (kg/kişi-gün) 1.31

Kişi başı yaz mevsimi ortalama katı atık miktarı (kg/kişi-gün) 1.28

Kişi başı kış mevsimi ortalama katı atık miktarı (kg/kişi-gün) 1.32

Katı atık hizmeti veren nüfusun toplam nüfusa oranı (%) 77.44

Katı atık hizmeti veren nüfusun belediye nüfusuna oranı (%) 98.32

Katı atık bertaraf tesisleri

Katı atık bertaraf tesisleri ile hizmet edilen nüfus toplam nüfusa oranı (%) 23.63 Düzenli depolama tesisi

Sayısı 12

Kapasitesi (Milyon ton) 261.3

Bertaraf edilen belediye katı atık miktarı (milyon ton/yıl) 8.3

Bertaraf edilen tıbbi atık miktarı (1000 ton/yıl) 13

Kompost tesisi

Sayısı 3

Kapasitesi (1000 ton/yıl) 299

Bertaraf edilen katı atık miktarı (1000 ton /yıl) 218

Yakma tesisi

Sayısı 3

Kapasitesi (1000 ton/yıl) 44

Bertaraf edilen tıbbi atık miktarı (1000 ton /yıl) 11

Katı Atık Yönetmeliğini yerine getirmeme sebeplerine göre belediye sayısı

Yönetmeliği bilmeyen 942

Maddi imkânsızlıklar 1768

2001 yılında katı atık hizmeti verilen 2.915 belediyeden toplanan 25,1 milyon ton katı atığın %40’ı (10,1 milyon ton) belediye çöplüğünde, %33’ü (8,3 milyon ton) düzenli depolama sahalarında, %15’i (3,7 milyon ton) büyükşehir belediyesi çöplüğünde, %2’si (482 bin ton) gömülerek, %1’i (344 bin ton) açıkta yakılarak, %1’i (218 bin ton) kompost tesislerinde, %0,4’ü (101 bin ton) ise dereye dökülerek bertaraf edilmiştir.Aynı

36

dönemde tıbbi atıkları ayrı toplanıp, taşınıp, bertaraf edilen belediye sayısı 432, toplanan tıbbi atık miktarı ise 71 bin ton olarak tespit edilmiştir. Toplanan tıbbi atıkların

%18’ i düzenli depolama sahalarında, %15’ i yakma tesislerinde bertaraf edilmiştir.

Türkiye’de 2001 yılında belediyelerin kullandığı çöp dökme sahası sayısı 2.247 olarak tespit edilmiştir. Kullanılan çöp dökme sahalarının en fazla 1.000 metre uzağında yer alan yerlere göre incelendiğinde; çöp sahalarının1.105’inde tarımsal alan, 629’unda orman, 614’ünde çayır-mera, 351’inde yerleşim yeri, 137’sinde su kaynağı ve 23’ünde turistik tesis alanlarının olduğu belirlenmiştir (Anonim 2001b). Depolama tesislerinin kuruluş yerinin genellikle kentin çepherinde nispeten düşük değerli arazilerde veya Hazine arazilerinden seçildiği ve bu yolla proje için yüksek arazi ve kamulaştırma maliyetinden tasarruf edildiği ve aynı zamanda olumsuz çevresel etkilerin asgari düzeye çekilmesine imkan verildiği gözlenmektedir.

Türkiye’de atıklar kapıdan kapıya, konteynır ile ya da karma yöntemler ile toplanmaktadır. Günümüzde atık biriktirme ve toplama da standardizasyon ve yöntemler geliştirilmemiştir. Çeşitli personel ile motorlu, motorsuz ve bazı taşıyıcı hayvanların da kullanıldığı araçlarla atıklar toplanmaktadır. Çöp torbaları ve kapları ile konteynırlar belli şekil ve ebatta yapılmamakta; inşaatların tasarımında katı atıkların bekletilmesi için 15 herhangi bir mekan düşünülmediğinden evlerde üretilen atıklar en kısa sürede gözden uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır.

Türkiye’de katı atıklar genelde ekonomik ve ideal olmayan biçimde toplama araçlarıyla son uzaklaştırma alanına götürülmektedir. Toplanan atıkların ön ayıklamadan geçirilerek sıkıştırılacağı ve son uzaklaştırma alanına büyük kapasiteli araçlarla tır, demiryolu, denizyolu gibi taşınacağı transfer istasyonların planlaması yapılarak kullanılmalıdır (Palabıyık 1998).

Çeşitli ulusal çalışma belgelerinde ve hukuki düzenlemelerde Türkiye’de katı atıkların son uzaklaştırılmasında düzenli depolama yönteminin benimsendiği rahatlıkla söylenebilir. Bunun başlıca sebebi yatırım ve işletme maliyetlerindeki düşüklük kadar ülkemiz çöp içeriğinin organik yapısı oranındaki yüksekliktir.

37

Türkiyehızla kentleşen bir ülkedir. Artan nüfus ve kentleşme hızı ile il, ilçe ve belediye sayılarında ve nüfusunda önemli artışlar yaşanmaktadır 2005 yılında belediye sınırları içinde yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranının %87,2’ye; büyükşehir belediyelerinde yaşayan nüfusun toplam belediyeli nüfus içindeki oranının ise %40,1’e ulaşacağı beklenmektedir. Türkiye’de 1950’lerde hızlanmaya başlayan kentleşme olgusu, büyük kentlerde yığılmalara neden olmuş, dengeli kentsel dağılım sağlanamamıştır.

Türkiye’de yaşanmakta olan yerleşme ve kentleşme sürecinin katı atık yönetimi açısından önemli iki özelliği bulunmaktadır: İlk olarak hızla ve düzensizce yaşanmakta olan kentleşme ve sonuçta kabul edilebilir biçimde yönetilmesi gereken daha fazla kentsel katı atık üretimini beraberinde getirmektedir. İkinci ve ilki kadar önemli olan diğer özellik ise kırsal alanlarda kayıtsızca çevreye bırakılan çöplerin kentleşme süreci ile kentsel alanların başlıca sorunu haline gelmesidir. Bir taraftan hacim ve miktar olarak artan diğer taraftan belediyeleşme süreci ile yönetimlerin sınırlı kapasite ve olanaklarıyla yerine getirmeye çalıştıkları katı atık yönetimi hizmetleri kırsal ve kentsel alanlarda gündemde kalmayı sürdürecektir.

Yerel yönetimler yüksek maliyet gerektiren katı atık hizmetleri için genellikle öz kaynakları yetersiz kalması nedeni ile dış kaynaklardan yararlanma yolunu tercih etmek zorunda kalmaktadırlar. Benzer sıkıntıları yaşayan ve öz kaynakları ile sorunun üstesinden gelmekte zorlanan belediyelerin (Kütahya Belediyesi gibi), kentte katı atıklarla ilgili hizmetleri etkin biçimde yürütebilmek için dış kaynaklardan yararlanma yoluna başvurmuş ve AB Çevre Projeleri Hibe Destek Programı’ndan yararlanabilecek nitelikte bir proje geliştirmeyi tercih etmiştir. Birçok kentte kentsel atıklar karışık olarak toplandığı ve bu atıkların geri kazanılabilir olanlarının çok az bir kısmı sokak toplayıcıları tarafından ayrıştırıldığı bilinmektedir. Bu durum çevre sağlığı açısından tehlike yaratmakta ve geri kazanılabilir atıkların büyük bir bölümü yemek atıklarının içinde kirletildiğinden ayrıştırılamamaktadır. Ayrıştırılamadan düzensiz depolama alanına atılan geri kazanılabilir atıklar ise hem kirletilen alan hacmini artırmakta, hem de ekonomik kayıpların oluşmasına yol açmaktadır. Ancak son 20 yılda yetersiz imkânlarla yürütülen katı atıklarla ilgili hizmetlerin, daha sağlıklı koşullarda yürütülebilmesi için toplama, ayrıştırma, düzenli depolama, geri kazanım ve yeniden

38

kullanım gibi bertaraf yöntemlerinin geliştirilmesi ve uygulanması mümkün görülmektedir (Yılmaz ve Bozkurt 2010).

Kütahya Katı Atık Birliği (KÜKAB) Projesi ile 20 yıllık bir sürede kâğıt, plastik, metal, cam, seramik, kemik ve ahşap gibi malzemeler depolama alanına götürülmek yerine ikincil hammadde olarak kullanılacağından, endüstriye ekonomik hammadde temin edilecek ve böylece hammadde ihtiyacı azaltılacaktır. Ayrıca genelde yoğunluklarının düşük olmasından dolayı çöp hacimleri büyük olan bu atıkların geri kazanımı, yapılacak tesislerin ömrünü de uzatacaktır. KÜKAB Projesi ile bir taraftan katı atıkların yeniden kullanımı ve geri dönüşümü sağlanırken, atıkların çevre üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin azaltılması ve ekonomiye geri kazanımı gerçekleştirilecek ve diğer taraftan da il genelinde katı atıklardan kaynaklanan çevre kirliliği ortadan kaldırılacaktır. Yerel, bölgesel ve ulusal ölçekte kalkınmanın bir parçası olacak proje, üst düzey bir çevre koruma anlayışı ile Türkiye’nin “Avrupa Birliği Atık Direktifi”ne uyum çalışmalarında etkin bir rol oynayarak Avrupa Birliği katılım çalışmalarına da katkı sağlayacağı açıktır (Yılmaz ve Bozkurt 2010).

39

4. ADIYAMAN BELEDİYELER BİRLİĞİ DÜZENLİ KATI ATIK

BERTARAFTESİS ÖRNEĞİ