• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

3.2. Türk Resim Sanatındaki Öne Çıkan Bazı Sanatçıların İrdelenmesi

3.2.6. Bedri Rahmi Eyüboğlu

Yöresel konulara yönelmiş bir sanatçımızdır. Eski ve zengin bir geleneğe sahip halk sanat ürünlerine coşkulu bir resim diliyle ve çağdaş sanatçı tavrıyla sahip çıkmaktadır.

Anadolu insanının elinden çıkmış işler, çoraplar, nakışlar, yazmalar, heybelerden etkilenmektedir. Halk sanatımızın anonim işlerinden yola çıkarak soyutlamacı sanat biçimlerini birleştirmektedir. Yaşayan Türk halk kültürünün önemini ve değerini ilk kavrayarak, halk sanatıyla çağımızın uygarlığı, Batı kültürü, çağdaş dünya sanatı arasında bir sentez kuran sanatçımızdır.

Sanatçı Trabzon Lisesi'nde okurken resim öğretmeni Zeki Kocamemi’nin derslerinin etkisi ile İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne girer. Burada Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı'nın öğrencisi olur. 1931'de ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu'nun yanına Paris'e gider.

1931’de akademiyi Çallı’nın öğrencisi olarak birincilikle bitirip Paris’e gittiğinde iki yıl çalıştığı Lhote atölyesindeki deneyleri, onu daha çok Dufy ve Matisse gibi sanatçılardan etkilenmesine neden olmuştur. Özellikle 1940 yıllarına kadar olan resimlerinde, bu iki sanatçının izleri görülmektedir.

Yurda döndükten sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretmen olarak çalışmaya başlamıştır. 1934'te D Grubu'nun dördüncü sergisine katılır. İlk kişisel sergisini de aynı yıl Bükreş'te açar. 1937'de Cemal Tollu'yla birlikte Akademi'nin Resim Bölümü Şefi Léopold Lévy'nin asistanı olur. Birçok ressamın da katıldığı, CHP'nin düzenlediği Yurt gezileri çerçevesinde Bedri Rahmi de resim yapmak üzere 1941'de Çorum'a gider. Bu dönem resimlerinde köy manzaraları, köy kahveleri ile bebeğini emziren köylü kadınlar egemendir. Bedri Rahmi böylece Anadolu'nun zenginliklerini resimlerine taşımaktadır.

Bedri Rahmi Eyüboğlu, Aşıklar Kahvesi, Tuval üzeri yağlı boya, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi

Sanatçı Akademi yıllarında Van Gogh'tan, sonraları El Greco, Dufy ve Matisse'den etkilenmiştir. Güçlü Dufy etkileriyle başlayan üslup ve tarz araştırma çalışmaları 1930’lara kadar iner. Bu dönemin akademik yapısında kübist ve konstrüktivist akımlar daha çok yer almıştır. Sanatçılar da bu yüzden yerel tema arayışları üzerinde çalışmalar yapmışlar ve her biri kendi eğilimleri doğrultusunda çoğunlukla dekoratif resimlere yönelmişlerdir.

Henri Matisse, Odalisque in Red Trousers,1924–1925 Tuval Üzerine Yağlıboya, 50 x 61cm

Resim yapmak olgusu hakkında şunları söylemektedir;

“Resim, ışığa kavuşan her şeyi büyük bir aşk ile incelemek ve

bu aşkı renkler ve çizgiler aracılığı ile insanlara aşılamak sanatıdır.... Ben renk peşindeyim. Benim anladığım resim hiçbir zaman bitmiyor. Biten bir

şeyler oluyor. Ama resim değil de çoğu zaman boya bitiyor, terebentin bitiyor,

çalışma sevinci bitiyor, en kötüsü ömür bitiyor." 70

Bedri Rahmi'nin portreleri içerisinde oto portre’leri önemli bir yer tutmaktadır. Kahveler, saz çalan aşıklar, kemençeciler, horon tepenler, balıklı nü'ler (aynı konuyu Orhan Peker de işlemiştir), hayat ağacı, gecekondular (Turan Erol'a da konu olmuştur), ebabil kuşları, geyikler, kısacası hayat onun resminin konusu olmuş; "Karadut" şiirinde adı geçen "nar"ı ve "karadut"u ("karadut satıcısı") dahi resmetmiştir.

Sezer Tansuğ Bedri Rahmi’nin resimleri hakkında şunları söylemektedir;

“Bazı yazarlar tarafından Bedri Rahmi Eyüboğlu, resmin

yerelleşme süreci içinde Nurullah Berk nakışçılığının folklorik bir alternatifi olarak gösterilmektedir ama bu tür açıklamalar sanatçının Sabri Berkel, Zeki Faik İzer düzeyinin hiç de gerisinde olmadığını ileri sürmeye bir engel değildir. Hatta Bedri Rahmi’nin belli bir dönemin ilginç ressamı kişiliğini oluşturduğu ve diğerlerinin tümünden daha etkin bir rol oynadığı koşullarının

sözünü etmek gereği de vardır.”71

Bedri Rahmi resmin yanı sıra özgün baskı teknikleri ve kumaş üzerine baskılar, tabak üzerine resimler, mozaik ve seramik duvar panoları yapmış, eserlerinin galeri duvarlarından çıkarak yaşamın içine karışmasına önem vermiştir. 1958'de Paris’te Musee de l’Homme’da ilkelsoylar sanatını inceledi. Uluslararası Brüksel Sergisi için 277 m²'lik büyük bir mozaik pano gerçekleştirerek altın madalya kazanmıştır. Sao Paulo Bienali’nde şeref

70 Köksal Ahmet, “Sergiler”, Milliyet Sanat Dergisi, 1979, 310, 12 Şubat

madalyası aldı. Bir yıl sonra da o zaman Paris'te, şimdi Brüksel'de bulunan Nato yapısı için 50 m²'lik bir mozaik pano hazırlamıştır. Başta Devlet Resim Sergilerinde olmak üzere çeşitli ödüller kazanmıştır. Ressamlığı kadar şairliğiyle de tanınan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun, Yaradan’a Mektuplar (1941), Karadut (1948), Tuz (1952), Karadut (1969), Dol Karabakır Dol (1974), Yaşadım (1977) gibi şiir kitapları ve yurt içi gezilerinden edindiği izlenimleri yansıtan kitapları vardır.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun tabak üzerine resim’ine örnek

1960’lı yıllarda kırsal yörelere ait folklorik nakıştan, kent yaşamına yönelmiş ve bu süreç içinde özellikle gecekondu temasını işleyen kompozisyonlar gerçekleştirmiştir. Kentin nüfus hareketine sahne olduğu bu süreç, gecekondu yaşamının gerçeklerinden çok, yerleşim özelliklerine ait bir tema kullanmıştır.

Sanatçı hakkında Ahmet Köksal şunları söylemektedir;

“Eyüboğlu, değişik malzeme olanaklarını uygulamış; konudan

tamamen ayrılarak bir rengin, bir biçimin, bir lekenin yüzde yüz resim sanatına ilişkin yepyeni düzenlerini bir laboratuar titizliği ile araştırmaya yönelmiş. Yüzeysel düzenleme anlayışı içinde araştırmalarını yoğunlaştırdığı, mat ve koyu renklerin egemen olduğu bu düzenlemelerine Eyüboğlu’nun uzun süre resmini etkileyen nakış esprisi, figür ve doğal motifler gibi biçimsel ögeleri tamamen yok etmese bile ikinci planda bıraktığı görülmektedir.

Sanatçımız öteden beri halk kaynağından üsluplaştırdığı motifleri büyük ölçüde soyut bir beğeniyle uzlaştırıyor resimlerinde. Değişik malzeme olanaklarının eklendiği kabartılı dokular, alışılmamış, tadılmamış renk etkileri, yeni bir örgü, yeni bir zemin bulmaya yönelen bir deneyimin katkılarıyla oluşuyor.” 72

Bedri Rahmi Amerika’da ve Amerika dönüşü (1960 sonrası) çağ egemen olan Peinture, Gestuel (Hareket resmi), Action (Eylem) resminden etkilense de, geometrik soyuttan, Op-Art’tan ya da Pop Art’tan etkilenmemiştir. Sadece Pollack resimlerine ilgi duymuştur bu da onun lirik, coşkulu, dışavurumcu kişiliğinin bir sonucudur.