• Sonuç bulunamadı

3 D uygu Düzenlemede Güçlükler Ölçeği (Difficulties in Emotion Regulation Scale-

9. Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği Geliştirilmiş Formu (WISC-R):

7.1 Grupların Sosyodemografik Özellikler Açısından Değerlendirilmesi 1 Yaş

7.3.2 Beck Depresyon Öl çeğ

Çalışmamızda eşik altı depresif belirtiler, Beck Depresyon Ölçeği ile ölçülmüş. Üç grup arasında anlamlı farklılık saptanmıştır. İB ve İB+DEHB grupları daha yüksek depresyon puanı almışlardır. Bu iki grup arasında İB+DEHB grubu daha yüksek puan almış olsa da gruplar istatistiksel olarak benzerdir.

120 Dizinde, İB ile depresyon belirtileri arasında anlamlı ilişki bulan araştırmaların bulguları bizim çalışmamız ile benzerdir. Özcan ve Buzlu, (2005) İnternette Bilişsel Durum Ölçeği’nin Üniversite Öğrencilerinde Geçerlik ve Güvenirliğini saptamak için yaptıkları çalışmalarında, haftada en az 2 saat internet kullanan 148 üniversite öğrencisini örneklem olarak belirlemişler. Çalışmalarında, İBDÖ (İnternette Bilişsel Durum Ölçeği), Bilgi Formu, UCLA Yalnızlık Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği ve Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeklerini kullanmışlar. Çalışma sonunda İBDÖ, problemli internet kullanımını belirlemede iyi bir araç olduğu ve olguların depresyon düzeyleri ile pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Güney Kore’de ergenlerle yapılmış bir çalışmada internet bağımlıları grubunda, depresyon ve intihar girişim düzeyi kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (Kim ve ark, 2006). Cheung ve Wong (2011), Hong Kong’da 572 ergenle uykusuzluk, internet bağımlılığı ve depresyon arasındaki karşılıklı ilişkiyi kesitsel bir araştırma ile araştırmışlar. Bu çalışmada internet bağımlılık şiddeti ve uykusuzluk düzeyi, depresyon ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki göstermiştir. DEHB’li ergenlerin Depresyon açısından risk altında olduğu ve depresyona yatkınlık oluşturduğu saptanmıştır (Chronis-Tuscano ve ark., 2010). Bizim çalışmamız da bu açıdan dizin ile benzerlik göstermiş olsa da depresif yakınmaları arttıran bu iki durumun bir arada olması ile yalnızca İB olması açısından gruplar arasında fark bulunmamıştır. Dizinde bu durumu tartışacağımız bir araştırmaya rastlanmamıştır.

121 7.4 Grupların Sosyal Bilişsel Özellikler Açısından Değerlendirilmesi

Çalışmamızda olguların sosyal biliş becerilerini değerlendirmek amacıyla, Zihin Kuramı Testlerinden olan, Yüzler Testi, Gözler Testi, İma Testi, Beklenmedik Sonuçlar Testi (BST), Faux Pas (Gaf Testi), Anlamı ve İlişkileri Kavrayabilme Testi (AİKT) ve emosyon regülasyon becerilerini değerlendirmek amacıyla Duygu Düzenlemede Güçlükler Ölçeği (DDGÖ) kullanılmıştır.

Çalışmamızda olguların zihin kuramı yeteneklerini değerlendiren Yüzler Testi, Gözler Testi, Beklenmedik Sonuçlar testi, İma Testi, Faux Pas (Gaf Testi) ve Anlamı ve İlişkileri Kavrama Testi puanları değerlendirildiğinde; Yüzler testi toplam puan, korku, iğrenme, öfke alt test puanları, Gözler testi, Anlamı ve İlişkileri Kavrayabilme testlerinden alınan puanlarda İB ve İB+DEHB gruplarının benzer sonuçlar aldığı ancak her iki grubun kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha düşük puanlar aldığı saptanmıştır. Yüzler testi, sevinç ve üzüntü alt testlerinde her üç grup arasında anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Yüzler testi şaşkınlık alt testinde İB grubu diğer iki gruptan anlamlı olarak daha düşük puan aldığı, İB+DEHB ve kontrol gruplarının da kendi arasında farklılaşmadığı saptanmıştır. İma testi ve Gaf testlerinde İB+DEHB grubunun diğer iki gruptan anlamlı olarak daha düşük puan aldığı ancak İB grubu ve kontrol grubunun kendi aralarında farklılaşmadığı saptanmıştır. Beklenmedik Sonuçlar testinde ise İB+DEHB grubunun İB grubundan anlamlı olarak daha düşük puan aldığı; İB grubunun da kontrol grubundan anlamlı olarak daha düşük puan aldığı saptanmıştır. Bulgularımız değerlendirildiğinde İB olgularının sosyal biliş becerilerinin kontrol grubuna göre düşük olduğu saptanmıştır. İnternet Bağımlılığı eştanılı DEHB olgularında sosyal biliş test puanlarının daha olumsuz yönde seyir gösterdiği saptanmıştır. Literatürü incelediğimiz kadarı ile internet bağımlılığı sorunu olan olgularda Zihin Kuramı

122 Testleri ile yapılmış herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Öte yandan, İnternet Bağımlılığı tanısı alan bireylerin sosyal özelliklerini farklı testlerle değerlendiren çalışmalar bulunmaktadır.

2015 Yılında yapılan bir tez çalışmasında sosyal kognisyon, Sosyal Cevaplılık Ölçeği ile ölçülmüştür. Sosyal kognisyonu değerlendiren bir test olan Sosyal Cevaplılık Ölçeği, kişiler arası ilişkilerde uygun karşılıklar verebilme, sosyal olarak uygun davranabilme becerisini ölçmektedir. Patolojik düzeyde internet kullanımı olan bireylerin ölçekten düşük puan aldıkları bulunmuştur. Sosyal cevaplılık becerileri düşük saptanan bireylerin, insanların yüz ifadelerinden ve davranışlarından sosyal mesajları anlamakta zorluk çektikleri, ortamdaki sosyal ipuçlarını algılayamadıkları, bu nedenlerle de kişiler arası ilişkilerde zorluklar yaşadıkları ifade edilmiştir (Ülgen, 2015).

Skařupová ve Blinka, (2015) kişilerarası bağımlılık ve çevirimiçi oyun oynama bağımlılığı adlı çalışmalarında, kişilerarası bağımlılık düzeyini ilişki profili testi (relationship profile test) ile değerlendirmişler ve bu testin oyuncuların sosyal özelliklerini incelemek için uygun bir yöntem olduğu belirtmişler. Kişiler arası bağımlılık kavramı, insanların diğerlerine nasıl güvendiklerini, bilişsel özelliklerinin, motivasyonlarının, duygusal tepkilerinin ve gerçek davranışsal örüntülerinin diğerleriyle olan ilişkilerinden nasıl etkilendiğini açıklamaktadır (Bornstein ve ark., 2009). Kavram, bir dereceye kadar, bağlanma kavramına benzerdir; örneğin, yüksek düzeyde kişilerarası bağımlılık güvensiz bağlanmayla bazı benzerlikleri paylaşmaktadır (Pincus ve Wilson, 2001). Çalışma sonucunda kişilerarası bağımlılık özelliklerinin, bağımlılık yapan davranışların ortaya çıkmasında çok önemli olduğu belirtilmiştir. Hem disfonksiyonel kopuş hem de yıkıcı aşırı bağımlılığın yüksek çevirim içi oyun skoru ile sağlıklı kişilerarası bağlılığın ise daha düşük oyun skoru ortaya çıkardığını saptanmıştır. Bu sonuçlar ile patolojik bazı oyuncuların çok oyunculu çevirim içi oyunları daha güvenli ve kontrol edilebilir bir sosyal çevreye kaçış olarak kullandıkları saptanmıştır.

123 Bunun yanı sıra oyun arkadaşlarından sosyal destek ve kabul görmek arayışında olduklarını belirtmişlerdir.

Doğrusever, (2015) yaptığı yüksek lisans tez çalışmasında öğrencilerde İnternet Bağımlılığı ve sosyal beceriler arasındaki ilişkiyi değerlendirmiştir. Sosyal becerileri değerlendirmek için Matson Çocuklarda Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği kullanılan çalışmada internet bağımlısı bireylerde; internet bağımlılığı düzeyi ile olumsuz sosyal davranışlar arasında pozitif yönde, olumlu sosyal davranışlar arasında ise negatif yönde anlamlı ilişki olduğu belirtilmiştir.

Yaşları 14-18 arasında olan ergenlerle yapılan bir çalışmada, olumsuz sosyal davranışlar olan antisosyal, agresif davranışlar açısından interneti yoğun kullanan bireyler ile kullanmayanlar karşılaştırılmış. İnternet aşırı kullanımı ile olumsuz sosyal ilişkiler arasında anlamlı düzeyde pozitif ilişki tespit edildiği ifade edilmiştir (Fisoun ve ark., 2012). Algılanan sosyal destek, bireyin sosyal çevresinin destekleyici olup olmadığı konusunda genel izlenimini ifade etmektedir (Sorias, 1988). Bireyin kişiler arası bağların niteliği ve varlığının bilişsel değerlendirilmesi, destekleyici etkileşimleri yorumlama, iletişim içerisinde bulunduğu insanlara kişisel anlamlar vermeye dayalı öznel değerlendirmesi olarak tanımlanmaktadır (Altay, 2007). İnternet bağımlılığı ile algılanan sosyal destek birçok araştırmada ele alınmıştır. Algılanan sosyal destek ve internet bağımlılığı arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu saptanmıştır (Özcan ve Buzlu, 2005; Chen ve ark., 2007). Başka bir çalışmada ise internet bağımlılığı, aileden algılanan sosyal destek ile negatif yönde ilişkili bulunmuş ancak arkadaşlardan ve öznel kişilerden algılanan sosyal destek ile ilişkili bulunmamıştır (Esen ve Siyez, 2011).

Ergenlerde internet kullanım yoğunluğu ve olumlu sosyal davranışlar arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmada, yoğun internet kullanıcılarının, arkadaşlık ilişkilerinde sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir. Ayrıca yoğun internet kullanıcılarının olumlu sosyal davranışlar

124 (başka insanları anlama ve onlara yardım etme, derneklere yardımlar yapma gibi) göstermeye daha az önem verdikleri ifade edilmiştir (Mesch, 2001).

İnternet bağımlılığı ile bireylerin yalnızlıkları ve arkadaşlık kurma becerileri ile ilgili yapılan çalışmalar bulunmaktadır. Bireylerin yalnızlık düzeyleri ile internet bağımlılığının ilişkili olduğunu bildiren çok sayıda araştırma vardır (Morahan-Martin ve Schumacher, 2000; Caplan 2002; Whang ve ark., 2003; Nalwa ve Anand, 2003; Özcan ve Buzlu, 2005; Kurtaran, 2008; Esen ve Siyez, 2011). Arkadaşlık kurmakta güçlük çeken öğrencilerin bağımlılık düzeylerini daha yüksek olduğunu gösteren (Tanrıverdi, 2012) ve ergenlerde aşırı internet kullanımının zayıf sosyal bağlar ile ilişkili olduğuna işaret eden çalışmalar vardır (Kraut ve ark., 1998; Sanders ve ark., 2000).

Dizinde DEHB’de sosyal biliş işlevlerini inceleyen çalışmalar vardır.

Ata, (2015) yaptığı uzmanlık tez çalışmasında, DEHB bileşik tip, DEHB Dikkat eksikliği baskın tip gruplarının sosyal biliş işlevlerini kontrol grubu ile karşılaştırmış. Sosyal biliş özelliklerinin değerlendirilmesi amacıyla Yüzler Testi, Gözler Testi, Beklenmeyen Sonuçlar Testi, Gaf Testi, İma Testi ve Anlamı ve İlişkileri Kavrayabilme Testi kullanılmıştır. Çalışma sonunda DEHB gruplarının, Yüzler testinin korku emosyonunu ifade eden alt puanından, Gözler testinden, İma testinden, Beklenmedik Sonuçlar testinden, Gaf Testinden ve Anlamı ve İlişkileri Kavrayabilme testinden kontrol grubuna göre daha düşük puanlar aldığı saptanmıştır. DEHB Bileşik tip ve DEHB Dikkat eksikliği baskın tip grupları, kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde yetersizlik gösterdiği belirtilmiştir.

Yuill ve Lyon (2007), DEHB tanılı olgulara ve sağlıklı kontrollere yaptıkları çalışmalarda, emosyonlardan yüz tanıma becerilerini karşılaştırmışlar ve DEHB tanılı olguların emosyonel testlerde sağlıklı kontrollere göre daha yetersiz oldukları saptanmıştır. Araştırmacılar, çalışma sonucunda DEHB grubunda tüm emosyonları tanımada ve yüzlerin emosyonel olmayan özellikleri hakkında yargıda bulunmada yetersizlik olduğunu göstermişlerdir.

125 Biz de çalışmamızda yüzler testi toplam puan ve korku, iğrenme, öfke alt puanlarında İB+DEHB grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak yetersizlik saptadık.

DEHB tanılı olgularda zihin kuramı becerilerinin Gözler Testi ile değerlendirildiği bir çalışmada, DEHB tanılı olguların, testten sağlıklı kontrol grubuna göre daha düşük puanlar aldığı saptanmıştır (Mary A. ve ark, 2015). Bizim çalışmamızda, İB+DEHB eştanılı grupta Gözler Testi puanları kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde düşük saptandı.

Beklenmeyen Sonuçlar Testi kullanılarak, sağlıklı olgularla otizm spektrum bozukluğu, mental retardasyon, anksiyete bozukluğu, Asperger Sendromu ve DEHB tanılı olguları karşılaştıran bir çalışmada BST puanlarının DEHB’li olgularda sağlıklı kontrol grubu olgularına göre daha düşük olduğunu bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızda da benzer olarak İB+DEHB olgularında BST puanları kontrol grubundan anlamlı olarak düşük olarak saptanmıştır (Dyck ve ark. 2001).

Literatür değerlendirildiğinde olguların sosyal özelliklerinin farklı yöntemler ile değerlendirildiği ve internet bağımlılarının sosyal biliş becerilerinde sorunlar olduğu çalışmamızla benzerlik göstermektedir. DEHB eştanı durumunda sosyal biliş test puanlarının daha da düşük olduğu bizim çalışmamızda saptanmıştır.

Duygu düzenlemede yaşanan güçlükler DDGÖ kullanılarak değerlendirilmiştir. DDGÖ toplam puanı ve dürtüsellik, farkındalık, strateji ve amaç alt ölçek puanlarından İB grubu ve İB+DEHB gruplarının kendi aralarında farklılaşmadığı ancak kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek puan aldıkları belirlenmiştir. Netlik ve Kabul etmeme ise İB+DEHB grubu kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek puan aldığı saptanmıştır. İB grubu ise İB+DEHB grubu ve kontrol grubundan netlik ve kabul etmeme alt ölçek puanlarına göre anlamlı olarak farklılaşmamıştır. Ölçeğin toplam puan ve tüm alt ölçek puanlarına göre grupların sıralaması,

126 istatistiksel olarak anlamlı düzeyde olmasa da, İB+DEHB>İB>Kontrol olarak saptanmıştır. Bu bulgularla internet bağımlılarında duygu düzenlemede güçlüklerin olduğunu ve DEHB eştanısı durumunda bu durumun şiddetinin arttığı sonucuna işaret etmektedir.

Bunford ve ark, 12-16 yaş arası 180 DEHB tanılı olgu DDGÖ kullanılarak sağlıklı kontrollerle karşılaştırılmıştır. Çalışmada DEHB tanılı olguların ölçeğin farkındalık, netlik, dürtüsellik, strateji alt ölçeklerinde sağlıklı kontrollere kıyasla yüksek puanlar aldıkları belirlenmiştir (Bunford ve ark, 2014). Bizim çalışmamızda DDGÖ toplam ve tüm alt ölçek puanlarında İB+DEHB grubu kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek puan aldığı saptanmıştır.

Dizinde, DEHB ile duygu düzenlemede güçlük yaşama arasında ilişki olduğunu gösteren başka çalışmalar mevcuttur (Walcott ve Landau 2004; Barkley, 2006; Sobanski ve ark., 2010; Donuk, 2015; Ata, 2015) ancak internet bağımlılığı için böyle bir çalışmaya rastlanılmamıştır.