• Sonuç bulunamadı

3 D uygu Düzenlemede Güçlükler Ölçeği (Difficulties in Emotion Regulation Scale-

9. Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği Geliştirilmiş Formu (WISC-R):

7.1 Grupların Sosyodemografik Özellikler Açısından Değerlendirilmesi 1 Yaş

7.1.5 Anne Baba Psikiyatrik Bozukluğu

Anne-babasında alkol bağımlılığı olan ergenlerde internet bağımlılığı riskinin arttığı belirtilmektedir (Ohannessian, 2009). Bizim çalışmamızda gruplar, anne-baba ve birinci derece akrabalara konulmuş psikiyatrik bozukluk tanısı açısından benzerlik göstermiş ve internet bağımlılığı ile ilişki saptanmamıştır.

7.1.6 Akademik Başarı

Dizin incelendiğinde yapılan çalışmaların çoğunda akademik başarı ile internet bağımlılık düzeyi arasında ilişkinin değerlendirildiği görülmektedir. Araştırmalarda akademik başarı ile internet bağımlığı arasında ters yönde bir ilişkinin olduğu ve internet bağımlılık düzeyinin arttıkça akademik başarının düştüğü belirtilmektedir (Kubey ve ark, 2001; Lin ve Tsai, 2002; Bayraktar ve Gün, 2007; Esen, 2010; Gu, 2012; Eldeleklioğlu ve Vural-Batık, 2013).

Biz çalışmamızda olguların başarısızlığını sınıf tekrarı yapmalarına göre değerlendirdik. Gruplar arasında anlamlı fark saptandı. İB+DEHB grubunda 8 olgu, İB grubunda 2 olgu sınıf tekrarı yaparken, kontrol grubunda ise sınıf tekrarı yapan olgu yoktu. İnternet bağımlısı öğrencilerde akademik başarısızlığa ek olarak okula devam etmek ile ilgili sorunlar da yaşandığı belirtilmektedir (Young, 2007; Sinkkonen, Puhakka ve Merilainen, 2014). DEHB’nin okul döneminde akademik işlevselliği bozduğu, okul başarısını düşürdüğü ve sınıf tekrarına neden olabildiği bilinmektedir (Biderman ve ark, 1999). Bizim çalışmamızda iki bozukluğun eştanı olarak görüldüğü İB+DEHB grubunda anlamlı olarak sınıf tekrarının arttığı belirlenmiştir.

112 7.2 Grupların İnternet Kullanım Özellikleri Açısından Değerlendirilmesi

Olguların internet kullanım amaçlarına baktığımızda, internet bağımlılığı olan gruplar (İB ve İB+DEHB grupları) ile kontrol grubu arasında anlamlı farkın, ödev yapmak için internet kullanımında olduğu saptanmıştır. Bütün olguların öğrenci olarak saptandığı çalışmamızda, internet kullanım için beş amaç sunulmuş (ödev yapmak, oyun oynamak, sosyal medya kullanmak, film izlemek, diğer amaçlar için internet kullanımı) ve birden çok seçenek seçebilecekleri belirtilmiştir. Sonuçta; kontrol grubunda 26 olgu kullanım amaçları arasında ödev yapmak seçeneğini işaretlemişken, İB grupta 17 ve İB+DEHB grubunda 16 kişinin ödev yapmak için internet kullandığını saptadık. Çalışmamızda belirttiğimiz diğer internet kullanım amaçları (Oyun oynamak, sosyal medya kullanmak, film izlemek, diğer amaçlar için internet kullanımı) açısından gruplar arasında anlamlı bir fark saptanmadı.

İB+DEHB grubunda oyun oynama amacı ile internet kullanımı sıklığının diğer gruplardan fazla olduğu saptanmıştır. İB grubunda ise sosyal medya kullanım sıklığının diğer gruplara göre daha fazla olduğu ancak bu sıklığın istatistiksel anlamlılık düzeyinde olmadığı saptanmıştır.

İnternet kullanım amaçları ile ilgili yapılan çalışmaları değerlendirdiğimizde, ergenlerin en sık kullanım amaçlarının okul ödevleri/araştırma yapmak gibi akademik nedenler olduğunu saptayan çalışmaların bulguları bizim çalışmamız ile benzerlik göstermektedir (Young, 1996; Shapira ve ark., 2000; Şahin, 2011; Tanrıverdi, 2012; Makas, 2008, Çetinkaya, 2013; Doğrusever, 2015).

Çalışmamızda bağımlı olmayan (kontrol grubunun) grubun ödev yapmak amacı ile internet kullanımının bağımlı gruplardan anlamlı olarak yüksek bulunuşu, literatür bilgisi ile benzer görünmektedir.

113 Bu çalışmada yer alan örneklem internet kullanım saatleri açısından da değerlendirilmiştir. İB grubu 46.2 saat ve İB+DEHB grubunu 44.6 saat olduğu belirlenmiştir. Bu iki grup benzerdir. Kontrol grubunun 11.2 saat internet kullandığını belirlendi. İB ve İB+DEHB grupları kontrollere göre daha fazla sürede internet kullandıkları belirlenmiştir. Dizini incelediğimizde, günde beş saatten fazla internet kullanımın (Kwiatkowska ve ark., 2007), haftada 38.5 saat üstünde kullanımın (Young, 1998) internet bağımlılığı ile ilişkili olduğunu bildiren çalışmalar bulunmaktadır. DSM-5’te İnternette Oyun Oynama Bozukluğu için günde 8-10 saat ya da daha fazla veya haftalık en az 30 saat zaman geçirilmesi gerektiği belirtilmektedir (APA, 2013). Başka bir çalışmada bağımlı olmayan kişilerin ortalama haftada 13 saat, bağımlı kişilerin ise ortalama 44 saat kullandıkları belirlenmiştir (Simkova ve Cincera, 2004).

Bizim çalışmamızla benzer olarak birçok çalışmada kontrol olguları ile internet bağımlısı olguları arasında günlük/haftalık internet kullanım süresi anlamlı olarak farklılaştığı görülmektedir.

Haftalık kullanım saatlerini kullanım amaçlarına göre değerlendirdiğimizde, İB ve İB+DEHB gruplarında haftalık internet kullanım saatlerinin en sık oyun oynama ve sosyal medya için olduğu tespit edildi. Bu iki durumun internet kullanım saati kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek olarak saptandı. İB grubunda en fazla sosyal medya kullanımı (18.8 saat/hafta); İB+DEHB grubunda en fazla oyun oynama (20.5 saat/hafta); kontrol grubunun ise en fazla ödev yapma (3.66 saat/hafta) amacı ile internet kullandığı gözlendi. Bu bulgularla, İB ve İB+DEHB gruplarının, oyun oynama ve sosyal medya kullanımı için anlamlı olarak daha fazla süre geçirdiğini; kontrol grubunun ise ödev yapma amacı için anlamlı olarak fazla süre geçirdiğini görüyoruz.

Dizini incelediğimizde , interneti günlük/haftalık kullanım saati daha fazla olan olgularda en sık kullanım amacının eğlence amaçlı kullanım olduğu belirtilmektedir (Gu, 2012; Leung ve

114 Lee, 2012; Günüç, 2009). Bağımlı gruplarla yapılan çalışmalarda ise en sık kullanım amaçları sosyal medya kullanımı ve oyun oynama olduğu belirtilmektedir (Young, 1996; Weitzman, 2000; Ülgen, 2015). Young (1997) yaptığı çalışmada, bağımlı ve bağımlı olmayanlar arasında internet kullanım sebeplerinde ciddi farklar olduğunu bulmuştur. İnternet bağımlılarının interneti sosyalleşmek, yeni insanlarla tanışmak, sohbet etmek gibi işlevleri için kullandıkları, bağımlı olmayanların ise interneti daha çok bilgi aramak için kullandıklarını belirlemiştir. Başka çalışmalarda da internet bağımlılarında en sık internet kullanımının sohbet etme, sosyal medya kullanımı, oyun oynama, e-posta, internette gezinme amaçları olduğu belirtilmiştir (Siamos, 2008; Demetrovics ve ark., 2008; Tsitsika ve ark., 2009). Çalışmamızda bağımlı grupların oyun oynamak ve sosyal medya kullanımı amaçları ile internet kullanımının bağımlı olmayan gruplardan anlamlı olarak yüksek bulunuşu, dizinle uyumludur.

Cinsiyetlerine göre kullanım özelliklerine baktığımızda, İB grubunda kızların haftalık 44.1 saat, erkeklerin haftalık 47.5 saat; İB+DEHB grubunda kızların haftalık 43.8 saat, erkeklerin haftalık 44.9 saat; kontrol grubunda kızların haftalık 8.4, erkeklerin haftalık 12.6 saat internet kullandıkları ve toplam kullanım süreleri açısından kızlar ve erkeklerin benzer sürelerde internet kullandıkları görülmektedir. İB grubunda cinsiyetler açısından farklılaşmanın oyun oynama ve sosyal medya kullanma amaçları için olduğu; kızların anlamlı olarak daha fazla sosyal medya kullandıkları erkeklerin ise daha fazla oyun oynadıkları saptanmıştır. İB+DEHB grubundan da aynı farklılaşmanın olduğu ve buna ek olarak kızların anlamlı olarak daha fazla film izlemek için internet kullandıkları saptanmıştır. Kontrol grubunda ise cinsiyetler arasında anlamlı farklılaşma sadece oyun oynama için internet kullanım amacında olduğu ve erkeklerin daha fazla oyun oynadıkları belirlenmiştir. Bu bulgularla bağımlı gruplarda (İB ve İB+DEHB grupları) kızların daha fazla sosyal medyayı tercih ettikleri ve sosyal medyada

115 daha fazla zaman geçirdikleri, erkeklerin ise daha fazla oyun oynadıkları ve oyun oynamak için daha fazla zaman geçirdiklerini söyleyebiliriz.

Dizinde, ergenlerde internet kullanım amaçlarının cinsiyete göre değiştiğini ve oyun bağımlılığının erkeklerde, kızlardan daha yüksek olduğunu saptayan çalışmalar (Gross, 2004; Çakır, Ayas ve Horzum, 2011; Ayas, 2012) bulunmaktadır. Kızların ise interneti daha çok sosyal amaçlar için kullandığını belirten çalışmalar (Kraut ve ark, 1998; Özcan, 2004) mevcuttur. Belirtilen çalışmalar bu konuda bizim çalışmamız ile benzerlik göstermektedir. Çalışmamızda her üç grupta internet kullanımı erkeklerde daha fazla olsa da bu fark istatistiksel olarak farklılık göstermemiştir. Kim ve arkadaşları (2006), çalışmalarında, internet bağımlılığının Güney Kore gençlerinde yaygınlığını, depresyon ve intihar girişimi ile ilişkisini incelemişlerdir. Çalışmaya katılan bireylerde, bir şehirde yaşayan ve internet bağımlılığı derecesinin öz bildirim ölçeğini, çocuklar için-çoklu depresyon rahatsızlığı- basit soru formu tanı görüşme programının Kore versiyonunu ve intihar girişimi çocuk soru formunu doldurmuş 1573 lise öğrencisidir. İnternet bağımlılığının yaygınlığı cinsiyete göre değişmemiştir. Çalışgan (2013), 8.sınıfta öğrenim gören 632 öğrenciyle yapmış olduğu çalışmada, öğrencilerin %94.6’sı semptom göstermeyenler; kız öğrenci sayısının 297 (%49,2) erkek öğrenci sayısının 307 (%50,8), %3.5’i sınırlı semptom gösterenler; kız öğrenci sayısının 12 (%54,5) erkek öğrenci sayısının 10 (%45,5) ve 1 erkek öğrencinin (%0.02) patolojik internet kullanıcısı olduğunu tespit etmiştir. Çalışgan çalışmasında, internet bağımlılığının cinsiyete göre değişmediği sonucuna ulaşmıştır. Odacı ve Çelik (2013), üniversite öğrencileriyle yapmış oldukları araştırmada problemli internet kullanımıyla cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulamamışlardır. Benzer şekilde Pawlak (2002), Jang ve arkadaşlarının (2008) yaptığı çalışmalarda cinsiyet faktörünin internet bağımlılık şiddetini değiştirmediğini saptamışlardır.

116 Olguların oynadıkları oyunların özelliklerine baktığımızda, İnternet bağımlılığı olan gruplar ile kontrol grubu arasındaki anlamlı farkın, strateji oyunları oynamada olduğunu görüyoruz. Diğer tür oyunlar oynamada gruplar arasında anlamı bir fark ortaya çıkmamaktadır. İB grupta strateji türü oyunları 16 kişi oynarken, İB+DEHB grubunda 19, kontrol grubunda ise sadece 1 kişinin oynadığı görülmektedir. Bu sonuçlarla oyun türleri içerisinden strateji oyunları oynamanın internet bağımlılığı için anlamlı risk oluşturduğu söylenebilir.

Dizinde, internette oyun oynama ile ilgili çok sayıda çalışmaya rastlıyoruz. Son yıllarda, büyük çaplı çok oyunculu çevirim içi oyunların (Massive Multiplayer Online Games - MMOGs-), milyonlarca gencin boş vakitlerinin önemli bir kısmını ayırdıkları önemli bir eğlence aracı haline geldiği belirtilmektedir (Williams ve ark, 2008). Ng ve Wiemer-Hastings, (2005) yaptıkları çalışmada oyun türleri içerisinde MMOG tipi oyunların, çevirim içi olmayan oyunlara göre çok daha yoğun oynandığını belirlemişler. Bu oyunların en önemli farkı olarak topluluk içinde çevirim içi oynanması, diğer oyun türlerinin ise tek başına ya da küçük bir grup içinde oynanabilmesi olarak belirtmişler. Çoğu oyuncu için yegane eğlence ve boş vakit faaliyeti olsa da, çevirim içi oyun oynamanın bu kişilerin yaşamlarında, sosyal ve mesleki işlevlerinde ciddi problemlere sebep olduğu bildirilmektedir (Haagsma ve ark, 2013).

Yoğun şekilde çevirim içi oyun oynayan oyuncular haftada 40 saat ya da daha fazla vakit geçirdikleri bildirilmektedir. Bu da düzenli tam zamanlı bir işte geçirilen zamanla eşit ya da bunu geçmektedir (Dauriat ve ark, 2011). Çevirim içi oyun oynamanın, internet bağımlılığının oluşması ve bununla ilgili sorunlar açısından en riskli çevirim içi etkinlik olduğu belirtilmektedir (Blinka ve ark, 2015). Hatta, çevirim içi oyunlara bireyin yaşamsal gerekliliklerini yerine getiremeyecek kadar çok uzun süre bağlı kalarak yaşamını kaybeden olgular bildirilmiştir (Diconsiglio, 2008).

Bizim çalışmamızda, diğer oyunlara kıyasla strateji oyunlarının çevirim içi oynandığını ve büyük çaplı çok oyunculu çevirim içi oyunlar (MMOGs) denildiğinde ilk olarak akla gelen

117 oyun türü olduğu söylenebilir. Bu bakımdan internet bağımlılığı grupları ile kontrol grubu arasında anlamlı farkın bu oyun türünde ortaya çıkmasının literatür bilgisi ile uyumludur.

Olguların sosyal medya tercihleride değerlendirilmiştir. İB grubu ile diğer gruplar arasındaki anlamlı farkın, facebook ve twitter kullanımında olduğu belirlendi. Facebook kullanımına baktığımızda İB grubunda 26, İB+DEHB grubunda 21, kontrol grubunda ise 15 kişinin; Twitter kullanımı ise İB grubunda 16, İB+DEHB grubunda 10, kontrol grubunda ise 5 kişinin olduğu belirlendi. Diğer sosyal medya tercihlerinde ise benzer olduğu belirlendi.

Son yıllarda ergenlerin hem arkadaşları ile iletişim kurmak hem de başka arkadaşlar edinmek için sosyal paylaşım sitelerini sosyal paylaşım sitelerini (facebook, twitter) kullanmaya başladıkları ve bu tür sitelerin çok polpüler olduğu belirtilmektedir (Kuss ve Griffiths, 2011). Dizinde, internetin sosyal fonksiyonlar ile kullanmanın internet bağımlılığı ile ilişkili olduğu (Li ve Chung, 2006; Young, 1996; Chou ve Hsiao, 2000; Caplan, 2002; Armstrong ve ark, 2000) ve sosyal medya yoğun kullanımının internet bağımlığının yordayıcısı olduğu (Carmody, 2012) belirtilmektedir. Başka bir çalışmada, lise öğrencilerinin facebookta geçirdikleri süre arttıkça internet bağımlılığı ölçeğinden aldıkları puanların yükseldiği tespit edilmiştir (İmpraim, 2012). Başka bir çalışmada da, internet kullanım süresi, interaktif oyun oynama ve sosyal medya sitelerinden facebook kullanma (Facebook kullanmamaya göre) internet bağımlılığı gelişimi açısından riskli faktörler olarak saptanmıştır (Taylan ve Işık, 2015).

Çalışmamızda İB grubunun facebook ve twitteri İB+DEHB ve kontrol gruplarından anlamlı olarak daha yüksek kullandığı saptanmıştır. İB+DEHB grubunda facebook ve twitter kullanımı kontrol grubundan fazla ise de anlamlı düzeye ulaşamamıştır.

118 Olguların internete girdikleri yerlere baktığımızda, üç grup arasında anlamlı bir farkın olmadığını ve her üç grupta da en sık evden ve cepten internete girildiğini belirlenmiştir. Olguların internete bağlandıkları yere göre internet bağımlılık sıklıkları istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermemektedir.

Dizinde, internete bağlanılan yerler ile internet bağımlılığı düzeyi arasında ilişki olmadığı belirleyen çalışmalar bulunmaktadır (Demetrovics ve ark, 2008; Tsitsika ve ark, 2009; Üneri ve Tanıdır, 2011). Young, (1997) yaptığı çalışmada, internete kolay erişebilirliğin internet bağımlılığı açısından risk olarak saptamıştır. Evde bilgisayar olmasını internet bağımlığına yatkınlık oluşturduğunu belirleyen çalışmalar da mevcuttur (Aslanbay, 2006; Siamos ve ark., 2008; Şahin, 2011).

119 7.3 Kullanılan Ölçeklerin Değerlendirilmesi