• Sonuç bulunamadı

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TARİHÇESİ

2.4.1. Karşılaştırmalı Hukukta Basın Özgürlüğünün Tarihçesi

2.4.1.1.ABD Örneği

Toplumlar arasındaki bilgi alışverişinin artmasıyla temel hak ve özgürlüklerin anlaşılması kolaylaşmış ve temel hak ve özgürlüklere verilen değer artmaya başlamıştır. Toplumların birbirini etkilemesi özgürlüklere olan ihtiyaç ve talebi de gün yüzüne çıkarmıştır. Bu bağlamda basının önemi ve işlevi aslında yüzyıllar önce kavranmaya başlamıştır. Genel anlamda basın özgürlüğü ile ilgili ilk düzenlemeye 1776 tarihli Virginia Haklar Bildirisinde rastlamaktayız. Bildiride “ Basın özgürlüğü, özgürlüklerin en büyük kalkanlarından biridir ve ancak baskı yönetimlerince kısıtlanabilir ” denilerek basın özgürlüğünün diğer özgürlüklerin savunucusu olduğu dile getirilmiştir.104 1791 ABD Anayasası’nın ek 1. Maddesinde “Kongre bir dinin kurumsallaşması ile ilgili, ya da özgür ifadeden yararlanılmasını yasaklayan; ya da

103 Öztürk, “Çağdaş Demokrasilerde Siyasal İktidar Basın İlişkileri”, s.81.

102Acu, “Resmi İlan Yayınlama Hakkının Basın İlan Kurumunca Belirlenmesinin Basın Özgürlüğü Açısından Değerlendirilmesi”, s. 378; Gedik, Türk Yargı Kararları Çerçevesinde Türkiye’de Kitle İletişim Özgürlüğü, s. 52.

38

ifade, ya da basın özgürlüğünü; ya da kişilerin barışçı biçimde toplanma veya hükümete şikâyetlere çözüm bulunması için dilekçe verme hakkını kısıtlayan hiçbir yasa yapamaz.”105Hükmü yer almış ve ABD’de basın özgürlüğü anayasal güvence altına alınmıştır.

ABD Anayasası’nda yer alan bu hükümde herhangi bir sınırlama gözükmemektedir. Amerikan Temsilciler Meclisi’nde “genel geçer” ilke olarak kabul edilmiştir. Fakat değişen iktidarlar döneminde bu hüküm iktidarın görüşüne göre uygulanmaya çalışılsa da, Amerikan Yüksek Mahkemesinin ifade özgürlüğünü ön plana çıkaran kararları, bu özgürlükle ilgili yeni yorumların gelişmesini sağlamıştır.106

Amerikan Yüksek Mahkemesi kararlarında, basın özgürlüğün mutlak bir özgürlük olmadığını, sınırlanması gerektiğini vurgulamıştır. Basın özgürlüğünün devam eden ve açık tehlike durumlarında kanunla sınırlanabileceğini, bunun ise Anayasa’ya aykırılık teşkil etmeyeceğini savunmuştur.107 Nitekim ABD’de yargı kararlarıyla bu hükme “müstehcen yayınlar, iftira ve hakaret eylemleri, devlete yönelen eylemlere karşı devletin korunmasına ilişkin yasaklar, askeri ve istihbarat bilgilerinin kasten açıklanmasının suç sayılması” gibi istisnalar getirilmiştir.108

Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin kararlarıyla ABD’de basın özgürlüğün şekillendiğini söyleyebiliriz. Tarihsel süreçte basın özgürlüğünün korunması görüşünün yanında zaman zaman bu özgürlüğü sekteye uğratabilecek kararlar da alınmıştır. Nitekim 2005 yılında New York Times gazetesinin muhabiri Judith Miller, bir istihbarat ajanının kimliğini basına sızdıran haber kaynağını açıklamadığından hapis cezasına çarptırılmıştır. New York Times gazetesi muhabirini savunarak, basın özgürlüğünü kendi özgürlüğüne tercih ettiğini belirtmiştir.109

105Öykü Didem Aydın,“ Düşünce Özgürlüğünün Anlamı ve İşlevi Işığında Düşünce Özgürlüğünü Sınırlamanın Anayasallığı—ABD Anayasasının Birinci Ek Maddesi ve AİHS Sözleşmesi’nin 10.

Maddesi Zemininden Hareket Eden Bir Kuram Çatısı—”, Hacettepe Hukuk Fakültesi D. C. I, S. 2, Y. 2011, s. 28.

106 Öykü Didem Aydın, Üç Demokraside Düşünce Özgürlüğü ve Ceza Hukuku – I- Amerika Birleşik Devletleri, Seçkin y. Ankara, 2004, s. 50

107 Gedik, Türk Yargı Kararları Çerçevesinde Türkiye’de Kitle İletişim Özgürlüğü, s. 52

108 Tayfun Aksoyak, “Mukayeseli Hukukta Basın Hürriyetinin Düzenlenişi”, Prof. Dr. Halil Cin’e Selçuk Üniversitesinde 10. Hizmet Yılı Armağanı içinde, SÜHF y. Konya , 1995, s. 170.

109 Gedik, Türk Yargı Kararları Çerçevesinde Türkiye’de Kitle İletişim Özgürlüğü, s. 53

39

ABD Anayasası’nda yer alan bu hüküm insanların kendisini ifade edebilmesi ile bilgi ve haber alışverişini sağlamada devlete yüklediği ödev açısından önemlidir.

İfade özgürlüğü ve bunun en önemli aracı basını hukuksuz olarak sınırlamak özünde tüm özgürlüklere yapılmış bir müdahale olacaktır. Tabi ki hukuka uygun yine toplumun huzuru için asgari düzenlemeler olmalıdır.

2.4.1.2.İngiltere Örneği

Avrupa’da basın özgürlüğünün öncülüğünü İngiltere’nin yaptığını söyleyebiliriz. İngiltere burjuvazinin merkezi olduğundan ticari ve siyasi haberlerin öğrenilip aktarılması burjuvaziyi ayakta tuttuğu gibi basın özgürlüğüne katkı yapmıştır.110 Toplumun yeniliklere olan merakına, engelleme olmadan ulaşması arzusu ile basının bilgi ve haber alışverişini sağlaması işlevi basını zamanla ayrıcalıklı bir konuma getirmiştir. İngiltere, basın özgürlüğü konusunda vermiş olduğu mücadeleler sonucunda, Avrupa’da sansürün yasaklandığı ilk ülke olarak tarihe geçmiştir111.

Sansür her ne kadar yasaklansa da siyasi iktidar otoritesini sağlamak adına başka yöntemlerle basın üzerinde baskı kurmayı amaçlamıştır. Basının ihtiyaç duyduğu malzemelerin vergisi artırılmış, bazı gazeteler kapatılması yoluna gidilmiş, halkın okuma salonlarına girişi için izin şartı getirilmiştir. 18. yüzyılın sonuna doğru büyük gazetelerin kurulmaya başlaması, gazetecilerin teminat altına alınması, vergi indirimiyle basın özgürlüğü gelişimi devam etmiştir.112

İngiltere’de basın özgürlüğünün sınırlanması devleti tehlikeye düşürme, genel ahlaka aykırı hareket etme, hukuka aykırı olarak kişilerin zararına hareket etme durumlarında sınırlandırılabilir. Basın bu sınırlamalara uyma şartı ile yayınlarını yapmak durumundadır. Aksi halde yargı mercileri devreye girmektedir.113

108Cem Eroğul, Anatüze’ye Giriş, İmaj y. Ankara, 1993, s. 30

109 M. Nuri İnuğur, Basın ve Yayın Tarihi, 5.B. Der y . İstanbul , 2002, s.66

112 Gedik, Türk Yargı Kararları Çerçevesinde Türkiye’de Kitle İletişim Özgürlüğü, s.57

113 İçel & Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, s. 28

40

2.4.1.3.Fransa Örneği

1789 Fransız İhtilali ile birlikte Fransa’da basın ve basının özgür olması anlayışı gelişmeye başlamıştır.114 Fransa halkı İngiltere ve Amerika’da yaşanan gelişmeler doğrultusunda, Fransız İhtilalinden sonra temel hak ve özgürlükleri kapsayan, esaslı bir bildiri hazırlamışlardır. Bu bildiri, 26 Ağustos 1789 tarihli

“Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi”dir. 115 Bildirinin 11. maddesi

Düşüncelerin ve görüşlerin özgürce iletimi, insanın en değerli haklarından birisidir.

Bu nedenle her yurttaş serbestçe konuşabilir, yazabilir ve yayınlayabilir; ancak bu özgürlüğün yasada tanımlanan biçimde kötüye kullanılmasından ötürü sorumlu tutulur.” şeklindedir. 1791 ve 1793 Anayasalarında da basın özgürlüğünün yer verilmiştir. 116 Buna göre ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü güvence altına alınmıştır.

Fransız İhtilali sonrasında gelişen basın özgürlüğü ile o dönemde Fransa‘da siyasi içerikli gazeteler yayına başlamıştır. Devrimin ve arkasından kabul edilen 1789 tarihli insan ve Yurttaş Haklan Bildirisi ile Fransa’da çok geniş bir özgürlük havası hâkim olmuştur.117

Fransız İhtilali basın için önemli ilkeler ve görüşler ortaya koymuştur. İlk olarak mutlak monarşi iktidarında haksızlıkları koruyan gizliliğin ortadan kalkması görüşü ve kamusal işlerde şeffaflık ilkesidir. Bu ilkeyle birlikte mecliste konuşulan her konu basın aracılığıyla halka ulaştırılabilecekti. İkinci önemli ilke demokrasinin ve halk egemenliği düşüncesinin yerleşmesi için basını halk ve temsilciler arasında iletişimi sağlaması ilkesidir. Bir diğer görüş ise basının siyasi olayların hem merkezinde olması hem de topluma ulaştırmasıdır.118

Fransız İhtilali sonrası gelişen özgürlük ortamı Napolyon döneminde kesintiye uğramıştır. Zira bu dönemde birçok gazete kapatılmış, basın özgürlüğü yerine iktidarın kendi çıkarlarına göre hareket eden bir basın oluşturulmaya

114Oya Tokgöz, Temel Gazetecilik, 5. B. İmge Kitabevi, Ankara, 2003, s. 59

113İnuğur, Basın ve Yayın Tarihi, s. 89

116 Gedik, Türk Yargı Kararları Çerçevesinde Türkiye’de Kitle İletişim Özgürlüğü, s. 59-60

117 İnuğur, Basın ve Yayın Tarihi , s. 91

118 Jean-Noel Jeanneney, Başlangıcından Günümüze Medya Tarihi, (çev. Esra Atuk) Yapı Kredi y.

İstanbul, 1998, s. 60

41

çalışılmıştır. 1848 yılına kadar sansür uygulamaları devam etmiş, bu tarihteki Anayasa ile tamamen kaldırılmıştır. 1881 yılında çıkarılan “Jules Ferry ” kanunu ile basın özgürlüğüne karşı gelişen kısıtlamalar kaldırılmıştır. Bu kanun Birinci Dünya Savaşı sırasındaki sınırlamalar dışında basın özgürlüğünün güvencesini oluşturmuştur. 119

2.4.1.4. Almanya Örneği

Almanya’nın basın tarihi açısından önemi, matbaanın icadı ve toplumun hizmetine sunulmasından gelmektedir. Matbaayla birlikte basılı eserlerin ve yayınlanmaya başlayan gazetelerin halka ulaşması sağlanmış, fikirler geniş kitlelere böylece daha kolay ulaştırılmıştır. 120

Almanya her ne kadar matbaayla ilk tanışan devlet olsa da 19. yüzyıla gelene kadar sansür ve baskıcı rejim basının üzerindeydi. 1848 Reichs Anayasa’sı ve 1919 Weimar Anayasa’sında düşünceyi açıklama özgürlüğü bazı kısıtlamalarla birlikte yer aldığını görmekteyiz. Hitler döneminde ise basın özgürlüğünün tamamen kaldırıldığını, basına sadece Nazi ideolojisinin anlatılması için izin verildiğini söyleyebiliriz. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise 1949 tarihli Federal Almanya Anayasa’sı ile basın özgürlüğü garanti altına alınmıştır.121

1956 yılında Alman Basın Konseyi kurulmuştur. Bu konseyin amacı basın özgürlüğün korunmasını sağlamak ve bunu gerçekleştirmek için tekelleşmenin önüne geçmektir. Konseyin büyük bir yaptırım gücü olmasa da, özellikle oto- sansür konusunda etkili olmuştur.122

119 Gedik, Türk Yargı Kararları Çerçevesinde Türkiye’de Kitle İletişim Özgürlüğü, s. 60-61

120 Gedik, Türk Yargı Kararları Çerçevesinde Türkiye’de Kitle İletişim Özgürlüğü, s.66

121 Gedik, Türk Yargı Kararları Çerçevesinde Türkiye’de Kitle İletişim Özgürlüğü s.67

122 İçel & Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, s.238-239

42

2.5. TÜRKİYE’DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TARİHÇESİ VE