• Sonuç bulunamadı

1.1. Finansal Sistemde Bankacılık ve Uluslararası Düzenlemeler

1.1.5. Banka Risk Yönetiminde Uluslararası Düzenlemeler

1.1.5.3. Basel III’e Do ru Yapılan Çalı malar

2008 yılında ya anan krizle birlikte Basel II’nin bazı eksiklikleri gündeme gelmi , bu eksikliklerin giderilmesine yönelik Basel III sermaye yeterlili i çalı maları ba latılmı tır.

Haziran 2004 te yayımlanan Basel II metni, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi nin 14.06.2006 tarihli, 2006/48 ve 2006/49 sayılı direktifleri (CRD) ile Avrupa Birli i (AB) müktesebatına dahil edilmi tir. Söz konusu direktiflerde, Basel II metninde ayrıntıları verilen sermaye yükümlülü ünün nasıl hesaplanaca ı, gözetim ve denetim hususları ve de kamuya açıklama yükümlülükleri hüküm altına alınmı , bununla beraber bazı hususların üye ülkeler tarafından belirlenebilece i ifade edilmi tir (BDDK, 2010:3).

Eylül 2008’de Lehman Brothers’in iflasını duyurması, ABD’deki büyük yatırım bankalarının banka holding irketlerine dönü türülmesi, Fannie Mae ve Fredi Mac’in ulusalla tırılması, AIG’in çökü ün e i ine gelmesi, Fortis’in parçalanması ve satılması, zlanda’nın en büyük ticari bankasının ardından ülkenin bankacılık sisteminin çökmesi, birçok ülkenin bankalarına ciddi destekler vermesine yol açması gibi bir kısım olaylar henüz kriz durumları için yeterince önlemin alınmadı ını ve mevcut sistemin ciddi eksiklikler içerdi ini göstermi tir.

Finansal sistem ve bankacılık sistemi halihazırda tekrar istikrara kavu mu olsa da krizin maliyeti çok ciddi boyutlara ula mı tır. Bununla birlikte küresel finansal kriz reel sektörü de etkilemi refah seviyesinde ciddi dü ü ler görülmü , yüksek seviyede i kayıpları ya anmı tır. Finansal krizin hem çok maliyetli hem de sıkıntılı geçmesi, bankacılık ve finans sisteminin gelecekte kar ıla ılabilecek krizlere kar ı daha dirençli olmasını sa lamak amacıyla likidite, sermaye kalitesinin arttırılması, ekonomik döngünün dikkate alınması ve sermaye yükümlülü ünün arttırılması gibi önemli reformların gereklili ini gözler önüne sermi tir. Bu nedenle, Basel Komitesi tarafından hazırlanan reform takvimi Ekim 2009’da Pittsburgh’da düzenlenen G20 liderler zirvesinin en önemli konularından biri olmu tur. 12 Eylül 2010 tarihinde söz konusu

reformlar, Basel Komitesi tarafından kamuoyuna bir basın açıklaması ile bildirilmi tir (BIS, 2010a).

Yapılacak reformların ve reform takviminin duyuruldu u açıklama gözden geçirildi inde, krizin olumsuz etkilerini bertaraf etmek ve krizin yayılmasını engellemek amacıyla bankaya özgü yükümlülüklerin kapsamının geni letilmesi ile sınırlı kalınmadı ı, sistemik risklerin telafi edilmesi amacıyla ilave yükümlülüklerin getirilmesinin planlandı ı görülmektedir. Basel Komitesi, sistemik olarak önemli bankaların risklerinin tanımlanması hususunda Finansal stikrar Kurulu (Financial Stability Board- FSB) ile çalı malarını yürütmektedir. Bu konuda yapılan çalı malar neticesinde 12 Eylül 2010 tarihinde Merkez Bankaları ve Denetim Otoriteleri Ba kanları, sistemik önemi haiz finansal kurulu ların Basel III standartları çerçevesinin ötesinde kayıpları kar ılayacak kapasiteye sahip olmaları konusunda fikir birli ine varmı lardır. Basel Komitesi çalı malarını Basel III ve ilgili denetime ili kin sa lam standartların uygulanması alanlarında yo unla tırmayı planlamaktadır (BDDK, 2010:4-5).

Bununla birlikte a a ıda belirtilen alanlarda da çalı malar devam etmektedir (BIS, 2010b);

- Alım satım hesaplarının (trading book) temelden gözden geçirilmesi,

- Dı sal derecelendirme notlarının seküritizasyon i lemlerinde (sermaye hesaplamaları çerçevesinde) kullanılması ve etkileri,

- Sistematik olarak önemi haiz finansal kurulu lara ili kin politikalar geli tirilmesi. - Büyük risklere ili kin düzenlemeler,

- Sınır ötesi ( cross-border) bankacılık ilkelerinin geli tirilmesi,

-“Etkin Bankacılık Denetiminin Temel lkeleri”nin krizinden çıkarılan dersler sonrasında gözden geçirilmesi,

- Standart uygulamaların ve güçlü i birli inin banka denetçileri ve denetim otoriteleri arasında geli tirilmesi.

Öncelikle Basel II’nin en önemli eksikliklerinden biri likidite riskini tam olarak dikkate almamı olmasıdır. Ya anan kriz, ba langıç evresi sonrası büyük ölçüde likidite krizine dönü mü tür ve bunun öngörülmemesi de krizin büyümesinin temel nedenidir (Babu çu, 2009:89).

Basel Bankacılık Denetim Komitesinin alt çalı ma gruplarında uzun süredir üzerinde tartı ılarak geli tirilen de i iklik önerileri 12 Eylül 2010 tarihli Merkez Bankası Ba kanları ve Denetim Otoritesi Ba kanları toplantısında da kabul edilmi ve nihai uygulama kararları açıklanmı tır (BDDK, 2010:4-5).

12 Eylül 2010 tarihi itibarıyla kamuoyuna açıklanan kurallar etkileri itibarıyla ciddi finansal sonuçlara yol açsa da sermaye yeterlili i hesaplama felsefesinde önemli sapmalar meydana getirmemektedir. Ba ka bir deyi le; Basel III, Basel II gibi sermaye gereksinimi hesaplanma usulünü tümden de i tiren bir “devrim” de il ancak Basel II nin özellikle son finansal krizdeki gözlemlenen eksikliklerini tamamlayan bir “ek düzenlemeler seti” niteli indedir.

Basel III’le birlikte tabloda özeti ve a a ıda ayrıntıları belirtilen (Gümü , 2011:13) düzenlemelerle “Basel Sürecine” yönelik ek uygulamalar devreye girecektir.

Tablo 1.5: Basel II ve Basel III Sermaye Oranları

Risk A ırlıklı Aktifler

BASEL II BASEL III

Kredi Riski +Piyasa Riski+Operasyonel Risk

Kredi Riski +Piyasa Riski+Operasyonel Risk

Tier 1 Sermaye Oranı % 2 % 4,5

Tier 3 Uygulaması Mevcut Mevcut De il

Sermaye Koruma Tamponu Oranı (SKTO)

- % 2,5

Sermaye Yeterlilik Oranı (SYO)

% 8 % 8

Toplam Sermaye Yeterlilik

Oranı (SYO+SKTO) % 8 % 10,5

Kaynak: Gümü (2011:13)

1. Bankaların Tier 1 (Ana Ku ak Sermaye)1 olarak bilinen kalitesi en yüksek çekirdek sermayesinin toplam varlıklara (riskli a ırlıklı varlıklar) oranı yüzde 2’den yüzde 4,5’e çıkarılmı tır. Oran yüzde 4,5’in altına dü erse ülkenin bankacılık kurulu ları devreye girecektir.

1

2. Bu orana ek olarak bankaların yüzde 2,5 seviyesinde “sermaye koruma tamponu” bulundurmaları gerekecektir. Bu da bankaların kötü günler için de sermaye ayırmak zorunda olması anlamına gelmektedir. Her iki oran beraber de erlendirildi inde bankaların en üst kalitedeki sermayeden ayırması gereken toplam oran yüzde 7’ye ula maktadır.

3. Basel II Kriterlerinde de olan “Toplam Sermaye Yeterlilik Oranı”nda ise bir de i iklik yapılmadı ı, yüzde 8 seviyesinde muhafaza edildi i görülmektedir. Ancak yüzde 2,5’lik sermaye koruma tamponu da dikkate alındı ında; toplam sermaye yeterlili i için gerekli oran yüzde 10,5’i bulmaktadır.

4. Mevcut düzenlemede yer alan katkı sermayenin ana sermayenin yüzde 100’ünü geçemeyece i hükmü ve üçüncü ku ak sermaye (Tier 3) uygulaması kaldırılmı tır.

5. Ülke artlarına ve tercihlerine ba lı olarak %0 ile %2,5 arasında de i en döngüsel sermaye tamponu uygulaması getirilmi tir. Anılan oran çekirdek sermayeden veya zararı tam kar ılama kapasitesi olan di er sermaye bile enlerinden ayrılacaktır.

6. Uygulama döneminde % 3 olarak test edilecek olan ve sermaye oranlarını destekleyici nitelikte risk bazlı olmayan kaldıraç oranı tesis edilmesi planlanmaktadır. Söz konusu oran Ana Sermaye/Aktifler + Bilanço Dı ı Kalemler olarak hesaplanacaktır.

7. Likiditeye ili kin olarak “Likidite Kar ılama Oranı” ve “Net stikrarlı Fonlama Oranı” isimli iki adet oran ihdas edilmi tir. Her iki oranın da en az % 100 olması gerekmektedir.

Basel II’ye getirilen temel ele tiriler ve bu ele tirilerin Basel III’deki yansımalarına Tablo 1.6’da de inilmi tir.

Tablo 1.6: Basel II’ye Yönelik Temel Ele tiriler ve Basel III’e Yansıması BASEL II’ye Yöneltilen Temel

Ele tiriler

BASEL III’te Konuya li kin Mevcut Durum

Son yıllarda ya anan krizlerde Basel II’nin beklenen korumayı sa lamaması, krize yol

açan bazı unsurlar açısından yetersiz kalması Tier 1 sermaye oranında artı a gidilmi , yeterlilik rasyolarına ek olarak sermaye koruma oranı bulundurulması istenmi , böylece finansal yapının güçlendirilmesi amaçlanmı tır

Ayrılan sermayelerin miktarı ve kalitesi yönünden tereddütlerin bulunması

Global krizin en önemli etkisi likidite riski yönünde iken Basel II’nin likidite riski için sermaye gerektirmemesi

Likidite riski henüz sermaye yeterlili ine dahil edilmemi tir ancak Avrupa Merkez Bankası Ba kanı Trichet, likidite oranları konusunda çalı ılması gerekti ini ifade etmi , likidite kar ılama oranı ihdas edilmi tir

Döngüselli i yeterince dikkate almaması

Ekonominin büyüme hızına ba lı olarak artırılıp azaltılarak hızlı kredi büyümesinin önüne geçmek amacıyla döngüsel sermaye tamponu uygulaması getirilmi tir

Bankaların risk hesaplama yöntemlerini kendilerinin seçmesi, bu durumun ise risklerini daha dü ük gösterme imkânına sebebiyet vermesi

Basel III’te hesaplama yöntemlerine ili kin bir de i iklik yapılmamı tır, bu husus Basel III’te de ciddi bir ele tiri olarak gündeme gelmektedir

Kaynak: Gümü (2011:13)