• Sonuç bulunamadı

Barış eğitimi, cinsiyet eşitliği bakımından kurumsal, toplumsal alanlarda ayrımcılığa uğrayan kadınlar arasında yoğunlaşmıştır. Dünya çapında kadınlar erkeklere göre daha eğitimsizdir ve daha az ücretle çalışmaktadırlar. Bazı ülkelerde kadının miras hakkı yoktur. Bazı toplumlarda ise kadına nefrete varan bir ayrımcılık söz konusudur. Buna karşı kadınlar erkeklerden daha fazla çalışmakta ve daha az para kazanmaktadırlar (Opotow, Gerson ve Woodside, 2005: 308).

Kadınlar barışta da şavaşta da erkeklere göre daha dezavantajlı konumdadırlar. Kadınlar savaşın kurbanı olsalar da barış masasında yer alamazlar. Kadınlara tecavüz savaşın bir taktiği de olmuştur. Bosna, Ruanda, Srilanka, Endenozya’da yaşanan iç savaşlarda sık sık buna şahit olundu. Açlık, yetersiz beslenme, üstesinden gelinemeyen kederler kadınlar için ruhsal ve fiziksel çöküntüye neden olmaktadır (Opotow ve digerleri, 2005: 309).

Al-Ali (2007) İran Savaşı ve Körfez Savaşı yaşayan Iraklı kadınların maddi ve manevi anlamda yaşadığı zorlukların kadınlara büyük acılar yaşattığını dile getirmiştir. Kadınların savaşların acılarını sarabilmeleri, savaşların yıkıcı etkilerini en aza indirmek için kadınlara destek olabilmek barış eğitiminin amaçları arasındadır. Barış eğitiminin kadınların bu sorunların üstesinden nasıl gelebileceklerine dair öğrencilerden çözüm yolları bulmaları beklenmektedir. 1989 yılında “The Interparliamentary Union”, 1891

yılında “The International Peace Bureau” kurulmuştur. 1896 yılında Nobel Barış Ödülü, barış ideolojisi için büyük önem taşımaya başladı. Bu dönemde yine kadınlar barış hareketlerine önemli katkı sağlamaya başladılar. Barış kurumlarında ve kuruluşlarında görev aldılar. Kadınların barış çağrıları daha sonra dünyadaki tüm kadınların oy hakkına kavuşması için çağrılara dönüşmeye başlamıştır (Thelin, 1996: 98).

İsveçte barış eğitimi ideali ile Stockholm’da kurulan genç kadınların eğitildiği kolej arasında sıkı bir bağ vardı. Bu kolejde eğitim gören, ünlü yazar Fredrika Bremer ilk feminist hareketin ve barış hareketlerinin sembolüdür. Bu okulda eğitim gören Selma Lagerlöf, 1909 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Onun yazılarında barış ve altruism ön plana çıkmaktaydı. Bu okuldan pek çok barış gönüllüsü kadın yetişmiştir. İsveç’te kurulan “The Swedish Peace and Arbitration Society” (SPAS) dünyadaki en eski ve yaşayan barış kuruluşudur (Thelin, 1996: 98).

İsveç’te barış eğitimi çalışmalarını aksatan ikinci gelişme ise aynı krallık tarafından yönetilen bu iki devletin ayrılma problemiydi. 1905 yılında bu iki ülke savaş yapmadan ayrıldı. Fakat savaş tehlikesi toplumu hep etkiledi. İsveç halkı şahinler ve güvercinler diye tanımlanan iki gruba ayrıldı. Bu dönemde savaş ve barış propagandaları sınıflara yansımıştır. Barış eğitimine inanan öğretmenler ikilem içinde kaldılar. Sınıflarda genellikle barış eğitimi yerine ülkeyi savunma ile ilgili temalar işlenmeye başlandı (Thelin, 1996: 103). Her şeye rağmen bu dönemde öğretmenler ve kadın dernekleri barış konusunda çaba sarf etti. Bu dönemde Fridtjuv Berg en önemli barış güverciniydi. Bu dönemde kadın barış derneklerinin çabaları Alfred Nobel’in yakın arkadaşı olan Bertha von Suttner tarafından saygıyla karşılandı. Özel bir Nobel Barış Ödülü’nün oluşturulmasında önemli bir yeri vardır. 1905 yılında Von Suttnerr İsviçre’de “Queen of Peace Friend’s Empire” Barış Arkadaşlık İmparatorluğunun Kraliçesi olarak ödüllendirilmiştir (Thelin, 1996: 102). Suttnerr’den etkilenen Avusturyalı yazar ve düşünür Ellen Key, Suttner’in düşüncelerine makalelerinde yer verdi. Ellen Key; Suttner gibi kahramanlık ve insan sevgisini tartışıyordu. Çocukların ve gençlerin savunmada kullanılmasına karşı çıkıyordu, kadınları ise kocalarını savaşa gitmeleri konusunda engellemedikleri için eleştiriyordu. Eğitime ise savaşı engellemenin birinci yolu olarak bakıyordu. Ona göre savaşın temelinde vahşi canavarlık vardır (Thelin, 1996: 103).

Bütün bu çalışmalara rağmen 1914 yılında patlak veren Birinci Dünya Savaşı barış için çalışanları hayal kırıklığına uğrattı. Barış örgütleri ortasyon programına başladı. Savaşın acı deneyimlerini paylaşmak için toplantılar yapmaya başladı. Hague’de 1915 yılında gerçekleştirilen on iki ülkeden toplam iki bin katılımcının olduğu bir toplantıda ön plana çıkan Amerikalı kadın Jane Addams, 1931 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülecekti (Thelin, 1996: 103).

İsveç’te günlük bir gazetede 1898 yılında “Eğitimde Barış Sorunu” adlı bir tartışma yazısı yayımladı. Bu yıl yine “İlk Kadın Barış Kurumu” kuruldu. Bu kurumun programında birinci ilke çocukların yetiştirilmesinde savaş oyuncakları ve savaş aletlerinin kullanılmamasıydı. Bu kurum yine tarih ve edebiyatta savaşı ve savaş kahramanlıklarını yücelten ifadelere yer verilmesini eleştiriyordu. Savaş yerine tarih programlarında barış ve kültürlere yer verilmesi gerektiğini savunuyordu (Thelin, 1996: 100). 2011 yılında ise Nobel Barış Ödülünü kadın hakları savunucuları aldı. Norveç Nobel Komitesi, Nobel Barış Ödülü’nü üç kadının paylaştığını duyurdu. Bunlardan ilki Ellen Johnson Sirleaf, Afrika’nın seçimle gelen ilk kadın cumhurbaşkanıdır. Johnson- Sirleaf iki yüz elli bin kişinin öldüğü 1989-2003 yııları arasındaki sivil savaşın yaralarını saran kadın olarak bilinmektedir. Nobel’i kazanan ilk Arap kadın Tevekkül Kaman, Yemen’de “Zincirsiz Kadın Gazeteciler” derneğinin başkandır. Kaman muhalefeti Yemen Devlet Başkanı Abdullah Salih’e karşı ayaklanmaya çağırmıştır. Nobel barış ödülünü kazanan üçüncü kadın ise Liberyalı Leyman Gbowee’dir. Gbowee ülkesinde Hristiyan ve Müslüman kadınları savaştan kazanç sağlayan çevrelere karşı mücadeleye çağırmıştır. Nobel Barış Ödülü’nü Alan kadınlar:

1905: Savaş karşıtı kitabıyla Avusturyalı Bertha Sophie Felicita Von Suttner 1931: ABD’li Jane Addams

1946: ABD’li Emily Greene Balch

1946: Kuzey İrlanda’da çatışmaya karşı mücadele veren Betty Williams ve Mairead Corrigan

1979: Rahibe Terasa

1982: İsveç’in Silahsızlanma Bakanı Alva Myrdal 1991: Burmalı Muhalefet Lideri Aung Saan Suu Kyi 1992: Guetamalı insan hakları lideri Rigoberta Menchu

1997: Kara mayınlarına karşı düzenlenen uluslararası kampanyanın koordinatörü Jody Williams

2003: İranlı insan hakları savunucusu Avukat Şirin Ebadi

2004: Kenyalı çevreci Wangari Maathai (Sabah, 8 Ekim, 2011, 11).