• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 5: ŞAH TAHMASB’IN TEBAASINA YÖNELİK TUTUMU

5.1. Sünnîler

5.1.1. Babürlüler

İran, Hindistan ve Afganistan arasında önemli bir geçiş noktası olan Kandahar şehri de Babürlüler, Özbekler ve Safeviler arasında sorun teşkil etmiştir.508 Tahmasb’ın kardeşi Sam Mirza Horasan hükümetinden lalası Şamlu Ağzıvar Han ile birlikte Tahmasb’ın izni olmadan Kandahar’a saldırmıştır. Tahmasb’ın müdahalesiyle Sam Mirza’nın Kandahar’ı ele geçirmesi önlenmiştir. Çoğunluk olarak Sünni nüfusa sahip olan Kandahar şehri Tahmasb’ın ilgisini cezbedince bu şehri alıp komşu devletlere karşı bir set oluşturmayı düşünmüştür. Herat üzerinde hâkimiyet kurma isteği Özbeklerle Safeviler arasında mücadeleye sebep olduğu gibi Kandahar da Safevi Devleti’nin sınır bölgelerini Şiileştirme isteği doğrultusunda Tahmasb’ın bu bölgeye saldırmasına sebep olmuştur. Kandahar’a yapılacak saldırının gerekçesi dinî bir şekle büründürülerek fetih harekâtına meşruiyet aranmıştır. Şah Tahmasb’a ve ona yakın olan Uskuye seyyidleri ile ulema’ya bu şehrin fethinin gaybi haberinin ulaştığı söylenerek ordunun Kandahar’a hareketi gerçekleştirilmiştir. Bu rüyalar Safevilerin Şiileştirme faaliyetlerini gaybi yardımlarla yaptığının da kanıtıdır.509

H.942 (1535/1536) yılında Özbekleri Herat’dan çıkarmak için bu bölgeye gelen Tahmasb Kızılbaş emirlerin de desteği ile 7-8 bin süvari ile 10 Zilkade 942 (1 Mayıs 1536) yılında Kandahar’a hareket etmiştir. Kandahar’ın ele geçirilmesinden sonra bu şehrin Şiileştirmesine özen gösterilerek Sünni halk Kızılbaş tacı giymeye zorlanmıştır. Bu bölgeyi Şiileştirmeyi Özbeklere karşı çok önemli gören Tahmasb, Kaçar Budak Han’ı Kandahar hâkimi olarak atamıştır. Kandahar fetihnamesi de Azerbaycan, Horasan ve Irak’a gönderilmiştir.510

Kızılbaşların Kandahar şehrini ele geçirilmesinden sonra şehrin ayan ve eşrafından üç bin tebrizi tümen haraç alınarak ve Kızılbaş tacı giymeyi kabul ederek serbest kalmışlar, ‘Hz. Ali’nin dinini kabul edenler’ sulha ulaşmıştır. Kandahar şehrinde bulunan

508

Safeviler ile Babürlüler ve Özbekler arasında yaşanan çatışmalarda sınır şehirlerinin önemi hakkında Bkz: Jos Gommons, Mughal Warfare Indian Frontiers and High Roods to Empire (1500-1700), Newyork, 2002, s. 18-26.

509

Kumî, Hülasatü’t Tevarih, s. 270.

510

138

camilerin minberleri de On İki İmam’ın adıyla süslenmiş Şiilik şehrin tamamına hâkim kılınmaya çalışılmıştır.511

Babasının vefatıyla Babür tahtına oturan Hümayun Şah, Afgan Şir Şah’a karşı başarısız olunca Tahmasb’ın desteğini sağlamak istedi. Ancak Tahmasb’ın desteğini alması Şii olmasını gerektiriyordu. Şiiliğ’e meyletmesinde en yakın adamı Karakoyunlu Türkmenlerinden olan Bayram Beg’in etkisi büyüktür. Bu kararın alınmasında önemli bir etken de Afgan Şir Şah’ın güttüğü Ehl-i Sünnet’i ihya siyasetidir. Onun İran’ı Kızılbaş Safeviler’den alarak Hac yolunu güvenli haline getirme niyeti ve Osmanlı Devleti ile ittifak arayışına dahi girişmeye kalkışması, Hümayun’u zorunlu olarak Şiiliği benimseyip Tahmasb’ın desteğini aramaya itmiştir. Şir Şah’ın Osmanlı ile birlikte hareket etme ihtimali de Tahmasb’ın Hümayun’a destek olmasına neden olmuştur512 Bayram Bey’in tavsiyesi ile hareket eden Hümayun, Tahmasb’a bir mektup yazarak İran’a girmek için izin istedi ve Tahmasb’ın iznini beklemeden Sistan’a girmişti. Bayram Bey de Şii olmasının verdiği güvenle Kızılbaş emirlere bir mektup yazarak onların desteğini almaya çalıştı. Sistan hâkimi Sultan Ahmet, Hümayun ve adamlarının Sistan’a gelmesinden haberdar olunca onu karşılamak için askerleriyle birlikte yola çıktı. Sultan Ahmet, Hümayun’u karşılayınca onun 50 kişiden az olan askerleriyle olduğunu, Horasan Emirü’l Ümerası Muhammed Han’a haber göndererek tehlike arz etmediğini bildirmiştir.513

Tahmasb, Hümayun’un İran’a geldiğini duyunca bu durumdan oldukça memnun kalmış, Hümayun’a gönderdiği mektubunda ondan “Mühibban-ı Haydar-ı Kerrar” diye bahsetmişti. Hümayun’un İran’a gelişini Allah’ın kendisine bir hediyesi olarak değerlendiren Tahmasb bu durumu Şiiliğin Hindistan’da yayılması için bir fırsat olarak görmüştür.514

Hümayun, İmam Ali b. Musa Rıza’nın türbesini ziyaret etmek amacıyla Meşhed’e gitmek istiyordu. Bu ziyaret için Şah’a gönderdiği mektup aracılığıyla müsaade istedikten sonra 1544 Mart ayının sonuna doğru Herat’tan ayrıldı. Şah, onun talebini

511

Kumî, Hülasatü’t Tevarih, s. 271.

512

Yusuf Hikmet Bayur, Hindistan Tarihi, II. Cilt, Ankara, 1947. s. 55.

513

Rumlu, Ahsenü’t Tevarih, C.3, s.1290-1292; Ayrıntılı bilgi için Bkz. Cihan Oruç-Mehmet Dağlar, “Tahmasb Hümayun İttifakında Şiilik’in Rolü”, Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 6/3, (2016), s. 665-670.

514

139

olumlu bularak ona izin verdi. Bunun üzerine Hümayun, Herat’tan Cam yoluyla Meşhed’e ilerledi.515 Meşhed’e yaklaşınca Meşhed hâkimi ve ileri gelenleri onu karşılamaya gittiler. Meşhed’e ulaşan Hümayun burada kırk gün kaldı. Bu süre boyunca sürekli İmam Rıza’nın türbesini ziyaret ederek birçok bağışta bulundu, türbe görevlilerine hediyeler ihsan etti. Burada bulunduğu sürece Bayram Bey’in tavsiyesi ile Şiiliğe uygun hareket ederek Tahmasb’a yaklaşmanın yollarını aradı. Tahmasb ise Hümayun’a “Binlerce tümen nakit para ve altın, değerli kılıç ve hançerler, kıymetli elbiseler” hediye etti.516

Hümayun Şah Hindistan’da iken Şiiliğe karşı meyli olmasına rağmen Sünni idi. Tahmasb Hümayun’un İran’a sığınmasından sonra ona Şiilik telkininde bulunarak ona şöyle demiştir: “eğer Şia mezhebini kabul etmezsen ateşte yanarsın”517. Şah Tahmasb, Hümayun ve adamlarını Şiiliğ’e geçmeğe ikna ederek onlara Kızılbaş tacı takmış ve on dört masuma selam ve salâvat getirmeği kabul ettirmiştir. Hümayun ve adamları Osman, Ömer, Ebubekir’e ve yezide lanet etmişlerdi. Onlar, daha sonra Erdebil şehrine giderek Şeyh Safi türbesini tavaf etmişlerdi.518

Hümayun ele geçireceği yerlerde Şiiliği yaymayı ve 12 imam adına hutbe okutmayı kabul etmiştir. Tahmasb da oğlu Murat’la birlikte onun lalası Budak Han’ı ve 10 bin kişilik atlı birliği Hümayun’a yardım için görevlendirmeyi kabul etti.519 Şah Tahmasb, bu anlaşmadan sonra Hümayun’u Kandahar’a yollamaya karar verdi. İki hükümdarın anlaşmasına göre Kandahar alındıktan sonra burası Şah’ın oğlu Şehzade Murad’a bırakılacak, Hümayun ise Kabil ve diğer yerleri kendisi için alacaktı. Hümayun bazı Şii ziyaret yerlerini, Tebriz ve Erdebil’de Safevi türbelerini ve Şii mezhebi için önemli mekânlardan olan Meşhed’i ziyaret ettikten sonra Kandahar’a doğru ilerlemiştir. 520 Hümayun, Tahmasb’ın desteğini sağlayabilmek için Şiiliği kabul etmesinin yanı sıra Hindistan’a yeniden hâkim olursa İran’lı âlimlerin ve sanatkârların Hindistan’a

515

R. Islam, Indo-Persian Relations: A Study of The Political and Diplomatic Relations Between The Mughal Empire And Iran, Tahran, 1970, s. 28

516

Şirazi, Tekmiletü’l Ahbar, s. 634

517

Parsadust, Şah Tahmasb-ı Evvel, s. 449.

518

Şirazi, Tekmiletü’l Ahbar, s. 93

519

Bayur, Hindistan Tarihi s. 58

520

140

gönderilip İran kültürü ve Farsça’nın yayılmasını sağlayacağı sözünü vermiştir.521 Hindistan’ın sınırlarını Kabil’den başlatan Babürler Kandahar üzeride hâkimiyet kurarak bölgeyi Hindistan’a geçiş noktası yapmak istiyorlardı.522

Kandahar’ın ele geçirilmesinden sonra daha önce yapılan anlaşma gereğince Hümayun Kandahar’ı Şehzade Murad ve onun atalığı Budak Han’a bıraktı. Ancak kısa süre Murat Mirza’nın ölmesi üzerine Budak Han Kandahar’ı terk etti.523. Hümayun Kandahar’ı kendi kontrolüne aldı ve burayı Şii olduğu için Tahmasb’ın makul karşılayacağı Bayram Han’ın kontrolüne bıraktı.524