• Sonuç bulunamadı

1.2. ANAYASA MAHKEMESİ ve BİREYSEL BAŞVURU

1.2.6. Başvurunun Kabulü, Şartları ve İncelenme Usulü

Bu başlık altında yapılan başvurunun kabul edilebilirliği, kabul edilebilirlik incelemesinde yetki sahibi makam, esas incelemesi ve esas incelemesinde yetkili mercii, anayasal denetimin sınırları, Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğu, ihlal kararı neticesinde verilen hüküm başlıklarının incelemesi yapılmıştır.

1.2.6.1. Başvurunun Kabul Edilebilirliği

AİHS ve 1982 Anayasasında korunan hak ve özgürlüklerin kamu otoritesi yani iktidar eliyle ihlal edilmesi, 6216 sayılı Kanun ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü tarafından kabul edilebilirlik ölçütleri kapsamında denetlenmektedir. Takdir edesiniz ki AYM, kendisine sunulan başvuruları doğrudan gündemine alamaz. Zira bir eleme yapmak ve uygun bulunanları kabul etmek gerekir. Bu noktada komisyonlar devreye girmektedir. Söz konusu kanunun 45’nci ve 47’nci maddeleri ile içeriğine değinilen “kabul edilebilirlik” ölçütlerinin incelemesi komisyonlar marifetiyle yapılmaktadır.125

Komisyonlar oy birliğiyle karar vermektedirler. Oy birliğinin sağlanamadığı hallerde dosya, kabul edilebilirlik ya da edilmezlik kararının verilmesi için ilgili Bölüme (Daire) gönderilmektedir.126 Bir alt başlık olan kabul edilebilirlik mercii adlı başlıkta daha detaylı yer verilecektir.

Bireysel başvuru “ikincil” ve “olağanüstü” bir yol olarak tanımlanan, diğer taraftan Anayasa (m.148) ve AİHS kapsamında yer alan özgürlüklerin korunmasında kullanılan önemli bir kazanımdır. Bu anlamda kamu gücüyle hak ihlaline uğrayan bireyler için başvurulabilecek son kale olarak karşımıza çıkan hukuksal bir yol, yeni bir yöntem olduğu da söylenebilir. Bir bakıma AYM’ye böyle bir görevin tevdi edilmesinin asıl gayesi meydana gelen hak ihlallerinin tamamen olmasa bile hatırı sayılır bölümünün ortadan kaldırılmasıdır. Ne yazık ki tam tersi bir durum ortaya çıkmış ve başvuru sayısı ve mevcut iş yükü artmıştır. Tam bu noktada AYM’nin iş yükünün hafifletilip

125 Fatih SÜNGÜ, Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuruda Kabul Edilebilirlik Şartı Olarak Mağdur

Kavramı (Ankara: Gazi Üniversitesi SBE Kamu Hukuku ABD, Yüksek Lisans Tezi, 2019), s.22.

126 Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü 72’nci maddesinin 2’nci fıkrasına göre, Komisyonlarca başvurunun

kabul edilebilirliği ya da edilemezliği kararları oybirliği ile alınmaktadır. Oybirliğinin sağlanamadığı durumlarda ise karar vermek üzere başvuru, Bölüme havale edilmektedir.

65

çalışmasına işlevsellik kazandırılabilmesi için kabul edilebilirlik ölçütü devreye girmiştir. Bu sayede şartları oluşmayan bireysel başvurular gereksiz şekilde bölümleri meşgul etmeyecek ve bölümlerdeki yığılmalar engellenecektir.127 Kanımca, AYM’ye

bireysel başvurunun getirilme amacı Türkiye aleyhine AİHM’ye yapılan bireysel başvuruların azaltılmasıdır.

Yapılan bu çalışmalar ve bireysel başvuru yolunun açılması ile AİHM’ye yapılacak başvurularda bir azalma olduğunu söylemek mümkündür.128 Dolayısıyla

burada asıl istenen kişilerin kamu gücü karşısında uğramış olduğu hak ihlallerini uluslararası hukuk kanallarına başvurmadan çözebilmeleridir.

“Kabul edilebilirlik ölçütlerine kısaca dönmek gerekirse şu şekilde özetlemek mümkündür:

1) Başvuruyu yapanın bu hakkının varlığı incelenir (m. 46),

2) Yapılan başvuru yöntemine uygun yapılmış mı? Başvuru dilekçesinde belirtilmesi gerekli ana hususların belirtilip belirtilmediği çok önemlidir (m.47/3),

3) Başvuru yasal süresi içinde yapılmış mıdır? (m.47/3),

4) Başvuru ile güvencede bulunan özgürlükler için ihlal sebebiyle başvuruya konu yapılıp yapılamayacağı (m.45/1),

5) Başvuru yapılmadan önce başvuruyu yapan kişinin yasal yolların tamamını tüketmesi öngörülmektedir (m.45/2),6) Kamu gücüne karşı yapılan bireysel başvuru için kamudan kaynaklı hatalı işlem, eylem veya ihmalin AYM’ye bireysel başvuruyu gerektirecek nitelikte olup olmaması (m.45/3),

Komisyon yukarıdaki şartları taşıyor diye yapılan her başvuru için kabul edilebilir kararı veremez. Çünkü Mahkeme anayasayı uygulama, yorumlama, temel hak ve özgürlüklerin kapsam ve sınırlarını belirleme gibi durumlarda başvuru sahibinin zarara uğramadığı ve başvurusunun dayanaktan yoksun olduğu yönünde bir kanaat edinirse kabul edilemezlik kararı verebilir. Diğer taraftan yukarıda belirtilen nedenler de kabul edilemezlik kararının verilebilmesi için tek başlarına yeterli değildir. Dikkat edildiğinde 6216 sayılı Kanunun 48/2’inci maddesinde geçen “verebilir” ifadesi ihtimal dâhilinde olduğunu, kesinlik taşımadığını anlatmaktadır.

127 Bireysel başvuru 2010 değişikliği daha fazla bilgi için bkz., http://www2.tbmm.gov.tr/d23/2/2-

0656.pdf, (Erişim, 04.06.19)

128 Yavuz SABUNCU / Selin Esen ARNWİNE, Türkiye İçin Anayasa Şikâyeti Modeli ve Türkiye’de

Bireysel Başvuru Yolu (Ankara: Anayasa Yargısı, Cilt 21, 2004), s.229. daha fazla bilgi için bkz. 5’inci oturum konuşması, https://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg21/tbby.pdf, (Erişim,

66

Avrupa örnekleri ile karşılaştırma yapıldığında kabul edilebilirlik yönünden başvurucu açısından önemli bir hak zararı oluşmamışsa (Benzer koşullar Almanya ve İspanya’daki bireysel başvuru koşulları için de geçerlidir.) yine kabul edilemezlik kararı verilebilmektedir.”129

Dolayısıyla AYM, AİHS’de yer alan başvurucunun önemli bir zarara uğrama koşulunu yine AİHM içtihatlarına bağlayarak uygulamaktadır.

1.2.6.2. Kabul Edilebilirlik İncelenmesinde Yetki

“Kabul Edilebilirlik İncelemesinde” yetki AYM komisyonları tarafından kullanılmaktadır. 6216 sayılı Kanunun 20’nci maddesinde “Teşkilat” başlığı altında komisyonlar ve bölümler, aynı kanunun yine 22/1’inci maddesi “Bölümler ve Komisyonlar” başlıkları altında yetki sahibi birimlerin gerek yapısı gerekse çalışma şekilleri hakkında bilgiler vermektedir.

Başvuruları karara bağlamakla görevli AYM’de 1 başkan vekili ve 7’şer üyeli 2 bölüm bulunurken, bölümler 4 üyenin bir araya gelmesiyle toplanabilmektedir.130 Yine Bölüm ve Komisyonlar için 6216 sayılı Kanunun 22/2’nci maddesinde, tüzük ve iş bölümleri hakkında bilgilerin verilmesi bir önceki maddeyi destekler nitelikte olduğunu göstermektedir.

Dolayısıyla Komisyonlar için bölümler yardımcı inceleme birimleridir ifadesi uygun olacaktır. Çünkü 6216 sayılı Kanunun “Başkan Vekillerinin Görev ve Yetkileri” başlığı altında yer alan 14/2’nci maddesi ve (c) fıkrasında komisyon üyelerinin değişimli görev yapmalarını sağlamak maksadıyla kanımca komisyonların oluşturulma ve çalışma esasları gösterilmektedir.

Komisyonların diğer bir kuruluş amacı ise, ağır iş yükü altında çalışan AYM’nin yasama organı tarafından rahatlatılması olarak düşünülmüştür.131 Çünkü daha kabul edilebilirlik aşamasında, az üye sayısı ile hızlı ve esnek şekilde çalışan komisyonlar pek çok başvuruyu ön inceleme ile bir elemeye tabi tutarak sonuçlandırabilmektedir.

Eleştiri; 6216 sayılı Kanunun 48/3’üncü maddesine göre; Komisyonların ihlal iddiası ile önlerine gelen başvuruları “kabul edilebilirlik” yönünden incelemesini

129 AYDIN, s.156-157.

130 TBMM resmi internet sitesi daha fazla bilgi için bkz. https://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k6216.html,

(Erişim, 05.06.2019).

131 Hüseyin EKİNCİ, Anayasa Yargısında Kabul Edilebilirlik Kriterleri ve İnceleme Yöntemiyle ilgili

67

yaparken “oy birliği” ilkesiyle karar alması ve oy birliğini sağlayamadıkları durumda başvuruyu Bölümlere göndermeleri üzerinde biraz düşünülmesi gereken husustur. Çünkü “oy çokluğu” ile karar alınması temel hak ve özgürlüklerin korunmasında bana göre daha korumacı bir tutumun sergilenmesini sağlayacaktır. Komisyon ve Bölümler tarafından verilmiş olan kabul edilmezlik kararlar 6216 sayılı Kanun’un 48/4’üncü maddesine göre nihai karar hükmü taşımaktadır. Nitekim taraflara tebliğinden itibaren son karar hükmünü almaktadır.132 Dolaysıyla Komisyon ve Bölümlerin burada

başvurunun kabulü konusunda son noktayı koyduğu dikkatlerden kaçmamalıdır. Özetle kabul edilebilirlik şartları ve incelemesi, usulü, esasları ve ilgili diğer hususların düzenlenmesi 6216 sayılı Kanun’un 48’inci maddenin 5’inci fıkrasında belirtildiği şekliyle iç tüzük ile yerine getirilmektedir.