• Sonuç bulunamadı

BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam) D) TEZKERELER VE ÖNERGELER

Belgede T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ (sayfa 34-39)

C) ÇEŞİTLİ İŞLER

III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam) D) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- İğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Yasa Teklifinin (2/348) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/272)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

12.11.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunmuş olduğum (2/348) esas numaralı Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Yasa Teklifim Başkanlıkça havale edil­

diği komisyonlarda bugüne kadar görüşülemediğinden, teklifimin, İçtüzüğün 37 nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması hususunda gereğini arz ederim.

Dursun Akdemir İğdır BAŞKAN - Teklif sahibi olarak Sayın Akdemir söz istemişlerdir.

Buyurun.

Süreniz 5 dakika.

DURSUN AKDKMİR (İğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 12.11.2004 tarihinde Tür­

kiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunmuş olduğum; ancak, Başkanlıkça havale edildiği Komisyonda bugüne kadar görüşülmeyen (2/348) esas numaralı Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Kanun Teklifimin, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasıyla ilgili olarak söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, mahalle ve köylerde, yerel yönetimin ilk basamağı, aynı zamanda, seçimle işbaşına gelen muhtarlar, köy ve mahallelerde devleti temsil eden, vatandaş ile devlet arasında köprü vazifesini gören, üstlenen kamu görevlileridir, dolayısıyla, yaptıkları hizmet de kamu görevidir. Bu itibarla, yaklaşık, 53 000 civarında bulunan ve halka hizmeti aslî görev olarak yapan muhtarlarımız, halkın ve devletin onlara yüklemiş olduğu görev ve sorumluluk anlayışı içerisinde, devletten aldıkları imkânı halkın istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaya çalış­

maktadırlar. Seçimle işbaşına gelmelerine rağmen, günümüz koşullarında muhtarların sosyal güvenceleri yok denecek kadar azdır ve bugün, Bağ-Kur prim borçlarını muhtarlarımızın çok büyük bir çoğunluğu ödeyememektedir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, muhtarlara verdiğimiz maaş 120 Yeni Türk Lirasıdır. Muh­

tarlar, bu parayla kırtasiye mi alsınlar, telefon giderlerini mi karşılasınlar, elektrik giderlerini mi kar­

şılasınlar... Bu nedenle, muhtarlarımızın bu ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalı ve birçok muh­

tarımızın, demin de söylediğim gibi, Bağ-Kur borçlarını ödeyemeyecek durumda olmaları bilinen bir gerçektir.

Muhtarların eline bir mühür vermişiz, ondan sonra da "yetki sizde" demişiz; ama, onların öz­

lük haklarını şimdiye kadar unutmuşuz. Bu nedenle, hangi makamlarla, hangi kaynaklarla, hangi donanımlarla bu hizmetleri görecektir diye hiç düşünülmemiştir ya da düşünülmüş ise, bir çare bulunamamıştır.

Bu nedenle, bugün şehirlerimizde 50 000-60 000 nüfuslu mahalleler oluşmuş ve bu mahal­

lelerimizi, köylerimizi muhtarlar yönetiyorlar. Buradaki muhtarlardan güvenlikle ilgili konularda soru soruluyor, askerlik durumu nedir diye soruluyor, nüfusla ilgili bilgi soruluyor... İşte, bu muh­

tarların eksiksiz olarak hizmet verebilmeleri için takviye edilmeleri gerekiyor, özlük haklarının düzeltilmesi gerekiyor ve en azından, özlük hakları yönünden, asgarî ücretteki bir işçinin alabileceği bir ücreti alması artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Onun için, muhtarların ödenek­

lerinin günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmesi, Bağ-Kur primlerinin belli bir kaynaktan kesilmesinin sağlanması gerekmektedir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu muhtarlarımız, gerçekten, köy ve mahalle muhtarlığı kuruluşları olarak, idarî örgütlenmede devlet kuruluşunun en uç birimidir. Bu uçta hizmet verebil­

meleri için de onların belli bir gelirinin olması gerekiyor. Bu niteliğiyle, vatandaşların devletin hiz­

met ve icraatıyla tanıştığı ilk hizmet kademesi olarak çok önem arz eden bir mevkidir, bir makam­

dır, bir icraat yeridir.

Devlet ile halk arasındaki diyalogun sağlandığı bu müessesede, hizmetlerin daha etkin, daha verimli ve daha hızlı bir şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla, muhtarların ödeneklerinin yüksel­

tilmesini amaçlayan bu kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması hususunda, siz değerli millet­

vekili arkadaşlarımın, ister muhalefet olsun ister iktidar olsun, olumlu katkıda bulunacağına inanıyor ve bu duygu, düşüncelerimle Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Önerge üzerinde, Hükümet adına İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu söz is­

tediler.

Sizin de 5 dakikalık konuşma hakkınız var Sayın Bakan.

Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;

arkadaşlarımızın muhtarlarımızla ilgili teklifi üzerinde, müsaadenizle, birkaç söz söylemek is­

tiyorum; bu vesileyle, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.

Muhtarlarımızın durumu, gerçekten, şu anda almış oldukları maaşa baktığımızda, hiç de uygun olmayan bir maaş; bunun düzeltilmesi gerekir. Bizim Hükümet olarak bu konuda iki hazırlığımızın olduğunu da bildirmek isterim.

Öncelikle, şu anda, muhtarların aylıklarıyla ilgili yasa, 1977 tarihli, 2108 sayılı Kanun. Bu kanuna göre, her yıl, gerek görüldüğü zaman, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığının görüşünü de almak suretiyle, bu maaşı 1 kat artırabilir. Ancak, biz bunu aramızda görüştük, yeni bir düzenleme yapılmasına Bakanlar Kurulunda karar verdik ve Sayın Başbakanımızın da talimatıyla, İçişleri Bakanlığı olarak biz, bu kanunu değiştirecek yeni bir düzenlemeyle huzurlarınıza kısa bir sürede geleceğiz.

Ancak, bu ara, biz bu düzenlemeyi yaparken, yine, şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisimiz­

de görüşülmekte olan 827 sıra sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 9 uncu maddesi de, geçen hafta, burada, oylarınızla onay­

landı. Buradan "muhtarlıkların bulunduğu yerleşim biriminin idarî yapısı, nüfusu gibi kriterler ayrı ayrı veya hep birlikte düşünülmek suretiyle, yine, İçişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığı tarafından 1 kat artırılabilir" diye bir hüküm de geçti; ancak, biz, daha kapsam­

lısını, muhtarlarımıza daha çok maaş verilmesini öngören tasarımızı da, İçişleri Bakanlığı olarak hazırlayıp, en kısa sürede huzurlarınıza getireceğiz. O bakımdan, bu teklife, biz, şu anda gerek gör­

müyoruz; çünkü, en kısa sürede getireceğiz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN - Şahsı adına, Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu söz istiyor.

Buyurun Sayın Aslanoğlu.

Süreniz 5 dakika.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkanım, Yüce Meclisin değerli üyeleri...

Sayın Bakanım, iki yıl önce bu kanun teklifini verdiğimizde, zatıâliniz, çıkıp "en kısa sürede 3 000 göstergeden 5 000 göstergeye çıkarıyoruz" demiştiniz. Hâlâ kulaklarımda "en kısa süre" tabiri; ama, aradan iki yıl geçti. En son, yine, geçen hafta burada görüşülen yasa tasansında, tam madde gelmiş­

ken "teknik olarak olmaz" denildi. Tüm milletvekili arkadaşlarımız bir önerge vermişti.

Sayın Bakanım, Yüce Meclis, 37 nci madde uyarınca, daha önce benim ve diğer arkadaşların ver­

diği yasa teklifini kabul etti. Derhal Genel Kurula indirmek üzere bekliyor, yaklaşık altı aydır. Altı ay önce Yüce Meclisteki, burada bulunan herkes, her iki partideki tüm milletvekili arkadaşlarım, bu yasanın komisyonlarda görüşülmeksizin direkt Meclis gündemine alınması yönünde kabul buyurdular;

ama, her nedense, altı aydır da yine bu yasa gelmiyor. Hazır elimizde bir yasa teklifi ve Yüce Genel Kurulun kabul ettiği ve derhal Meclis gündemine alınması yönünde bir teklif var. Yani, bağışlayın, hakikaten, sadece spesifik örnek veriyorum. Malatya'da 850 muhtarın 650'si Kurla icralık. Bağ-Kurla icralık olduğu zaman, 650 muhtar kesinlikle sağlık yardımından yararlanamıyor; çünkü, prim borcu yatırılmadığı için bu insanların ne kendisi ne çocukları hiçbir yardım alamıyor, yani, hiçbir has­

taneye gidemiyor, hiçbir hastane kabul etmiyor. Sayın Bakanım, geçen hafta bir muhtarın 3 milyarlık ameliyat parasını dilendim, 10 kişiye böldürdüm. Yoksa hastaneye almıyorlardı. Bu şekilde ödedik.

Onun için, Sayın Bakanım, süreç çok geçti. Ben size inanmak istiyorum; ama, iki yıl önceydi, yine 3 000 gösterge, 5 000 göstergeydi... Ne olursunuz; bu insanlar perişan. Bunlar bizim insan­

larımız, bunlar bizim muhtar amcalarımız; bunlar, bizim hepimizin köy adına, bizim köyümüzdeki insanlar adına yükümüzü çeken insanlar. Gelin Sayın Bakanım, buna bir süreç koyun. Ben bir iki yıl daha geçer diyemiyorum; ama, inanın, artık burada her seferinde bu muhtar ödeneği geldiğin­

de... Geçen hafta yine aynı şeyi söyledim. İnanın, artık inanamıyorum. Hatta, Sayın Fatsa bana cevap verdi. Yine aynı şeyleri söylüyorum; ama, ne olursunuz bu insanlara acıyalım. Hakikaten acınacak halde bu insanlar, perişan haldeler. Yani, biz, bu Yüce Meclis, perişan insanlara mutlaka bir çözüm umudu bulur diyorum. Türkiye'de çok elzem konu var; ama, hakikaten perişanlar. Ben, hepinizden bir kez daha istirham ediyorum.

2 0 8

-Yine, altı ay önce, Yüce Meclise inmek üzere bekleyen bu teklifi, Sayın Akdemir'in teklifiyle beraber kabul edelim. Sayın Bakanım da bir an önce, çalışmasını, Bakanlar Kurulundan geçir­

meden... Direkt Meclis gündemine alınacağı için, bu insanların sorununa çözüm bulalım. Ben, hepinizin adına hepinizden istirham ediyorum. Onlar bizim her şeyimiz, onlar bizim vekilharcımız, köyümüzdeki vekilharcımız.

Ben, Yüce Meclisin, tekrar, bu insanların sorununa çok duyarlılık göstereceğine inanıyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Önerge üzerinde görüşmeler tamamlandı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

İkinci önergeyi okutuyorum:

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğiit'ün, 14.9.1971 Tarihli ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/352) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/273)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/352 esas numaralı Kanun Teklifim, 45 gün içinde komisyonda görüşülmediğinden, İçtüzüğün 37 nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

Ensar Öğüt Ardahan BAŞKAN - Önerge sahibi Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt.

5 dakikalık süreniz var.

Buyurun Sayın Öğüt. (CHP sıralarından alkışlar)

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; esnaf ve sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanların Bağ-Kur primlerinin yeniden yapılanmasıyla ilgili vermiş olduğum kanun teklifi hakkında söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerinde esnafımız, ticaret yapan kesim kor­

kunç zarar gördü. Toplumun bütün kesimleri gördü; ama, ticaret yapan kesim, birsürü insan iflas et­

ti, 400 000 de esnafımız dükkân kapattı ve durum öyle bir hale geldi ki, daha önceki hükümet zamanında esnaf yolda yürümeye başladı, hatta, para kasasını, hatırlayacaksınız, Başbakan Ecevit'in önüne getirip, Başbakanlığa, attı "artık işe yaramıyor" dedi. Şu anda, hakikaten, Doğa Anadolu baş­

ta olmak üzere, benim bölgem Ardahan dahil, üç dört aydır siftah yapmayan esnaf var.

DURSUN AKDEMİR (İğdır) - Her yer öyle, her yer!

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Türkiye'nin her yeri öyledir; doğrudur.

Böyle bir konumda bu esnafımıza bir çare bulmamız lazım. Millet bize güvendi; 3 Kasım 2002 seçimlerinde iki partiyi Meclise gönderdi ve hakikaten, geldik, 27 Şubat 2003'te hemen Meclis olarak -ben bütün hükümete ve Büyük Millet Meclisindeki bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum-bir vergi barışı çıkardık. Bazı eksiklikler oldu; ama, bu vergi barışında, Gelir Vergisi, SSK ve Bağ-Kurla ilgili yapılaşma oldu; Gelir Vergisi işledi, yani taksitle oldu; SSK ve Bağ-Kur borçları halen ödenmedi. Niçin ödenmedi biliyor musunuz arkadaşlar; çok yüksek faiz oldu.

Ben dün yetkililerle görüştüm. Bağ-Kur borcunu ödemeyenlere bir gecikme zammı uyguluyor-larmış, otomatikman yüzde 10. Diyelim ki 10 000 000 000 lira borcun var; ödeyemediniz, yüzde 10 otomatikman faiziyle birlikte 11 000 000 000 oluyor. 11 000 000 000 lira üzerinden de aylık yüzde 1,5 faiz işleniyor. Bu da, birleştirdiğiniz zaman aylık yüzde 3'e geliyor. Aylık yüzde 3 de yıllık yüz­

de 36 oluyor. Yıllık yüzde 36 faizin Türkiye'deki durumunu düşünün. Türkiye'deki enflasyon geçen ay yüzde 9. Enflasyon yüzde 9, faiz oranları yüzde 36! Bu haksızlığı ve adaletsizliği ortadan kal­

dıralım. Halk bizi seçti gönderdi, derdine çare bulsun diye. İşte, derdine çare de Büyük Millet Mec­

lisi bulur, başka yerde aramanın gereği yok.

Ben, AK Partinin Grup Başkanvekili Sayın Faruk Çelik Beyle de görüştüm, Sayın Bakanla da görüştüm, gündeme alınacağını, kendilerinin de böyle bir hazırlık içerisinde olduklarını, gündeme alındıktan sonra birlikte bu kanunu yeniden çıkartarak esnafımızın yüzünü güldüreceğimizi söy­

lediler. Ben, buradan da kendilerine teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, 16 234 000 Bağ-Kurdan yararlanan insanımız var; bu insanlarımız çok mağdur durumda. Nasıl mağdur biliyor musunuz; Bağ-Kur primini ödeyemediği zaman, insan­

larımız, hastanede tedavi olamıyorlar. Hastanede tedavi olamayan bir insanın milletvekilleri olarak herhalde hepimiz üzüntü duyuyoruz. Sosyal devletin anlayışı da bu olmaması lazım ve ben buradan öneriyorum; en kısa zamanda hükümet bu tasarıyı getirsin Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz de destek verelim esnafımızın yüzünü güldürecek, onlara nefes aldıracak şekilde bir kanun çıkaralım, faizlerini silelim, anaparasını taksite bağlayalım esnafımız rahat etsin.

Kanun teklifimin gündeme alınacağının müjdesini vermiştim; ben, hem AK Parti Grubuna hem de Cumhuriyet Halk Partisine teşekkür ediyor hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Önerge üzerinde, Hükümet adına, Sanayi Bakanımız Sayın Ali Coşkun söz is­

tediler.

Buyurun Sayın Coşkun. (AK Parti sıralarından alkışlar) Süreniz 5 dakika.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaş­

lar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt'ün, esnaf ve sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanların Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kurla ilgili hassasiyetine teşekkür ediyorum.

Önce bir şeyi düzeltmek istiyorum; e-esnaf kapsamında 5 730 000 esnaf bulunmaktadır ve bunun yaklaşık 3 700 000'i aktif olarak çalışmaktadır, diğerlerini de tek tek incelemeye devam et­

mekteyiz. 400 000'in üzerindeki esnaf kepenk kapatmıştı; aldığımız tedbirlerle bu kepenkler açıldı.

Takdir edersiniz ki, 2001 yılında başlayan ekonomik depremin sarsıntılarını, böyle, bir günde, bir yılda geçirmek mümkün değil. Esnafımız için ne yapsak azdır; ama, bu bir kaynak meselesi.

Özet olarak söylüyorum: 2002 yılında, esnafın kullandığı Halk Bankasından toplam kredi 153 trilyon lira. Şu anda, 800 000 esnafın kullandığı kredi 2 katrilyon lirayı geçti. Dönen paraları hesap­

larsanız, havuzdan, 2,5 katrilyon kadar bir fon oluştu. Faiz yüzde 59'du yüzde 18'e indirdik. Başka tedbirler de alıyoruz. Bağ-Kura borcu olanlar bu kredilerden yararlanamıyordu; o şartı da kaldırdık, sizlerin de destekleriyle.

Şimdi, esnafla çok yakından ilgileniyoruz. Vergi barışı ve sigorta barışı uygulandı. İyi sonuçlar alındı; ama, Bağ-Kur ve sosyal sigorta primlerinden dolayı uygulanan prim barışından vergi kadar iyi sonuç alınamadı. Bu kapsamda, takdir edersiniz ki, aslolan ekonomiyi sarsmayacak malî disip­

linin korunmasıdır. Burada çok hassasız Hükümet olarak; çünkü, enflasyonu tekli rakamlara indir­

mişken, tekrar yeni bir sorunla karşılaşmak istemiyoruz. Bu bakımdan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, bu konu üzerinde gerekli hazırlıkları yapmıştır, Hazine, Maliye, Devlet Planlama Teş­

kilatı ve diğer kuruluşların görüşlerini alarak, bu konuyu, zannediyorum, yakın zamanda gündeme taşıyacaktır. Bu bakımdan, tabiî, değerli arkadaşımızın kanun teklifi verme, milletvekili olarak hak­

kıdır; ama, böyle acilen gündeme alınma konusuna, biz, Hükümet olarak katılmıyoruz.

Saygılarımla.

BAŞKAN - Başka söz talebi?.. Yok.

Önerge üzerinde görüşmeler...

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Bakan, tamam demiştiniz bana.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Komisyonlarda birleşir Sayın Öğüt.

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım Sayın Bakanım.

Sayın Ensar Öğüt, Bakanla görüşeceğiniz konuyu, gelip, kendisiyle görüşebilirsiniz.

Genel Kurul çalışmalarına devam etmemiz gerekiyor; karşılıklı konuşmayın lütfen.

Önerge üzerinde görüşmeler tamamlanmıştır.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Bakanım, Sayın Fatsa teşekkür ederim.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

Belgede T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ (sayfa 34-39)