• Sonuç bulunamadı

2.3. ABD’DE BAŞKANLIK SİSTEMİ VE TEMEL ORGANLAR

2.3.1. Başkan

2.3.1.2. Başkanın Seçimi

ABD Başkanlık sisteminde, başkan 4 yılda bir, Kasım ayının İkinci günü, doğrudan halk tarafından seçilmiş delegeler (Electors) tarafından seçilmektedir. Seçilen başkan adayının yemin töreni ise izleyen Ocak ayının 20’sinde yapılmakta ve ardından dört yıl süreyle yürütmenin tek başı olarak görev yapmaktadır (Arslan, 2013: 47).

Anayasa’nın ikinci maddesinin ilk bölümü, başkanın nasıl seçileceğine dair bilgiler içermektedir. ABD Anayasası kabul edildiğinde siyasî partiler henüz olmadığından başkan seçimlerinde partilerin rolü de söz konusu olamamıştır. Fakat 1800’lerde kurulmaya başlayan siyasi partiler, zamanla seçimlerde etkin rol oynamaya başlamıştır. Yıllar ilerledikçe Cumhuriyetçi ve Demokrat olmak üzere iki siyasi parti sisteme egemen olmuş ve başkan adaylarını belirlemek bu iki partinin en önemli faaliyetlerinden biri hâline gelmiştir (Koçak, 2015: 45).

Başkanı seçme yöntemi Amerikan sistemine özgüdür. Bir kişinin başkan seçilebilmesi için, 3 aşamadan geçmesi gerekmektedir (Gürbüz, 1987: 295).

Birinci aşamada: ABD de bir partinin başkan adayını belirlemesi için önce, ön seçimler yapılmaktadır. Ön seçimler tüm eyaletlerde aday belirleme süreciyle geçmektedir. Aday belirleme sürecinde, partiye ait adaylardan parti içinde hangisinin daha şanslı olduğu ve partisine ait üyelerce benimsendiği ortaya çıkmaktadır (Arslan, 2013: 217). Bunun için partiler ilk önce her federe devletten Milli Parti Komitesi için delegeler seçerler. Bu delegeler, başkanın seçileceği yılın ocak veya şubat ayında seçilir ve yazın toplanarak, bir bayram havasının hâkim olduğu ulusal kongrede kendi başkan ve başkan yardımcısı adaylarını seçerler. Genellikle, 4-5 başkan adayı yarışır. Eğer mevcut başkan ikinci defa adaylığını koyacaksa, genellikle başkanın partisi tekrar başkan adayı seçmez; mevcut başkan aynı zamanda parti lideri olduğundan tekrar aday olarak gösterilir (Özer, 1981: 28).

46

Her parti başkanlık yarışı için adaylarını saptadıktan sonra, sıra ikinci aşama olan seçimlere gelir. Başkanlık yarışında mücadele eden adayların isimleri oy pusulalarının üstünde yazılı olmasına rağmen teknik açıdan her eyaletin halkı, doğrudan başkan ve başkan yardımcısını seçmek için oy kullanmaz (Gürbüz, 1987: 295).

Bunun yerine her eyaletteki oy sahipleri, Kongre’ye gönderme hakkına sahip oldukları senatör ve temsilcilerin sayısına eşit bir sayıda ikinci bir seçmenleri veya başka bir deyimle “seçmenler kolejini” seçerler. Anayasa konvansiyonu, halkın doğrudan seçeceği bir başkanın çok güçlü olacağından korktuğu için böyle bir seçkinci (elitist) seçim sistemini öngörmüştür (Lipson, 1984:420).

İkinci seçmenlerin sayısı her federe devlet meclisindeki üye sayısı (438) artı senatodaki iki üye sayısı (100) ile seçime katılmaktadır. İkinci seçmenlerin sayısı toplam 538 üyeden ibarettir (Kuzu, 2013b:26).

Bu seçimlerde hangi partinin ikinci seçmenleri çoğunluk sağlamışsa, o partinin başkanına artık fiili olarak seçilmiş gözüyle bakılır. Çünkü ikinci seçmenler emredici vekaletle yükümlü olduklarından dolayı mensup oldukları partinin başkanına oy vermek zorundadırlar (Bal, 2001: 52).

Üçüncü aşamada tüm eyaletlerde yapılan seçimlerin ardından seçim bölgelerinden seçilen toplam 538 delege, Electors, 13 Aralıkta eyaletlerinin kapitol binasında bir araya gelmekte ve favori gördükleri başkan ve başkan yardımcısı adayları için oy kullanmaktadırlar. Delegelerin oy kullandıkları kutular daha sonra kapanıp mühürlenmekte ve Senato Başkanına Washington’a gönderilmektedir. Senato ve Temsilciler Meclisi daha sonra, izleyen 06 Ocak’ta, ortak bir oturum düzenleyerek kutuları açmakta ve delege oylarını saymaktadır. Sayım sonunda kimin delegelerin çoğunluğunun oylarını aldığı ve başkan olduğu resmen açıklanmaktadır. Başkan adaylarından 538 delegenin 270’ini veya daha fazlasını alan aday, yeni dönemde, başkan olarak görev yapmaktadır. Ancak fiilen kimin başkan olduğu kasım ayında yapılan seçimlerin ardından bilinmektedir. Kazanan aday 20 Ocak günü yemin ederek dört yıllık görevine başlamaktadır (Arslan, 2013:220).

47

Adaylardan herhangi biri bu çoğunluğu sağlayamadığı takdirde, federal Kongrenin Temsilciler Meclisi üç aday arasından en fazla oy alanı başkan seçer; senato da en fazla oy alan iki aday arasından birini başkan yardımcısı olarak seçer (Kuzu, 2013b: 27).

Şimdiye kadar yapılan başkan seçimlerinden sadece ikisinde, 1801 yılında Thomas Jefferson ve 1825 yılında J. Quıncy Adams için, mutlak çoğunluk sağlanamadığından Temsilciler Meclisi kendilerini başkan seçmiştir. Temsilciler Meclisinde başkan seçimi yapıldığı zaman oylama federe devletlere göre yapılıp, 50 federe devletten 26’sının oyunu alan aday, başkan seçilmiş olur (Çam, 2000: 99).

Başkan, görev yaptığı sürece siyaseten sorumlu tutulamaz. Sadece istisnai hallerde cezai sorumluluğu söz konusudur. Başkanı cezai sorumluluğu kapsamında Temsilciler Meclisi’nin üçte bir oranındaki milletvekili suçlayabilir. Yargılamayı senato gerçekleştirir. Senato, başkanı ancak üçte iki oranında oyla suçlu bulabilir (Bezci, 2005).

Başkan’ın görevden uzaklaştırılması, ölümü, istifası veya görevinin yetki ve işlevlerini yerine getirmede yetersiz olduğu hallerde, bu yetki ve işlevler Başkan yardımcısına geçer. Hem Başkan Hem de başkan yardımcısının görevden alınması, ölümü, istifa ya da görevde yetersizliği halinde Kongre, yasa ile hangi görevlinin Başkan olarak görev yapacağını bildirir ve yetersizlik ortadan kalkıncaya ya da bir Başkan seçilinceye kadar bu kişi başkan olarak görev yapar (Avcı, 2015:122).

Amerika’da uygulanan bu seçim modelini eleştirenler olsa da, esasında başkanı bizzat halkın kendisi seçmektedir. Yani, bu seçimin tek dereceli bir seçimden farkı yoktur. Çünkü halk Başkanı seçecek olan ikinci seçmenleri seçerken bunların kime oy vermeleri gerektiğini de belirtir. Hatta bazı federe devletlerde bu durum kanunla düzenlenmiş bir hukuki mükellefiyettir (Kubalı, aktaran Yanık 2013: 46).