• Sonuç bulunamadı

Bağye Teşebbüs

A. HAD SUÇLARI

5. Bağye Teşebbüs

Meşrû otoriteye karşı ayaklanacaklarını kendi aralarında konuştukları halde, henüz böyle bir isyana teşebbüs etmemiş olan kimselere, bu düşünce ve tasavvurlarından dolayı ceza verilemez. Çünkü fiile bitişik olmayan, kesin kararlılık arz etmeyen düşünceler hukûken takip edilemez.721

716 İbn Kudâme, el-Muğnî, XII, 482; Uteybe, el-Muhâdarât, s. 215. 717 İbn Kudâme, el-Muğnî, XII, 483.

718 Âmir, et-Ta‘zîr, s. 253.

719 Şekerci, Ta‘zir Suçları ve Cezaları, s. 87. 720 Âmir, et-Ta‘zîr, s. 253.

129

Suça hazırlık hareketleri de -bazı istinaları olmakla beraber- kural olarak cezalandırılmaz.722 Ancak kamu düzenini bozmaya yönelik hazırlık hareketleri (örgüt

kurma vb) müstakil suç kabul edilerek cezalandırılır.723

İmam Malik, İmam Şâfii ve Zahirîler kalkışma için yapılmış olan hazırlık hareketlerini bağy kapsamında değerlendirmezler. Onlara göre bâğiler icra hareketlerine başlayınca ancak isyana teşebbüs etmiş sayılırlar.724 Bu görüşlerini, Hz. Ali’nin

hâricilere “siz başlamadıkça biz sizinle savaşa girmeyeceğiz”725 şeklindeki sözlerine

dayandırarak, âsiler fiilen güç kullanmaya başlamadıkça kendilerine herhangi bir müdahalenin yapılamayacağını savunmaktadırlar.726 Hanefîlerden Serahsî (v.483/1090)

Hz. Ali’nin bâğiler hakkındaki bu sözünün fiili bir güç kullanmaktan ziyade “meşru

yönetime karşı bir araya gelip savaş hazırlığı yapma” anlamına geldiğini

belirtmektedir.727

Cumhur ise yetkili makamların elinde isyancıların ayaklanmak için silah, teçhizat vs. satın aldıkları, örgüt kurup bir araya geldiklerine dair sağlam deliller varsa, ayaklanmalarını önlemek için hazırlık aşamasındayken yakalanıp bu düşüncelerinden vazgeçip tövbe edinceye kadar hapsedebilecekleri görüşündedir.728 Çünkü silaha sarılıp

ayaklanmaları (icra hareketi) beklenecek olursa tehlike büyüyeceği için önlenmesi ve bastırılması daha da zor olacaktır.729

722 Özgenç, Türk Ceza Hukuku, s. 456. 723 Avcı, Suçlar ve Cezalar, s. 354.

724 Bilmen, Istılâhât, III, 413; Behnesî, el-Mevsû‘a, I, 256; Udeh, et-Teşrîu’l-cinâî, II, 688; Avcı, Suçlar

ve Cezalar, s. 354; a.mlf., “Suça Teşebbüs”, ERÜHFD, VIII/2, s. 24. Bilmen, meşru otoriteye karşı

ayaklananlar silahlı mücadeye başvurmadıkça kendilerine silah doğrultulamayacağı görüşündedir. Bk. Bilmen, Istılâhât, III, 413.

725 Müzenî, el-Muhtasar, s.338; Cessâs, Ahkâmu’l-kur’ân, V/282; Mâverdî, el-Ahkâmu’s-sultâniyye, s.

119; Serahsî, el-Mebsût, X/126; Merğînânî, el-Hidâye, I/462-463; İbn Kudâme, el-Muğnî, XII/244; Zeyla‘î, Tebyînü’l-hakâik, III, 294; İbnü’l-Hümâm, Fethü’l-kadîr, VI/102.

726 Müzenî, el-Muhtasar, s. 337; Kudûrî, el-Muhtasar, s. 239; Serahsî, el-Mebsût, X/125; Merğînânî, el-

Hidâye, I/462-463; Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâi’, VII/207; İbnü’l-Hümâm, Fethü’l-kadîr, VI/102; Şafak,

“Bağy”, DİA, IV, 452; Avcı, Suçlar ve Cezalar, s. 354; a.mlf., “Suça Teşebbüs”, ERÜHFD, VIII/2, s. 24. Hariciler Abdullah b. Habbab b. Eret’i şehit edip, eşinin karnını yararak cenini çıkarmışlardır. Bunu duyan Hz. Ali, Hariciler’e mektup yazarak kısas talep etmiştir. Hariciler “Onu hepimiz

öldürdük” deyince, Hz. Ali onlarla savaşılmasına müsaade etmiştir. Bk. Abdürrezzak, el-Musannef,

San‘ânî, X, 118-119; Sübülü’s-selâm, II, 376-377.

727 Serahsî, el-Mebsût, X, 126.

728 Merğînânî, el-Hidâye, I/463; Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâi’, VII/207; İbnü’l-Hümâm, Fethü’l-kadîr, VI/103;

Trablusî, Muînü’l-hükkâm, s. 190; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, VI, 415; Bilmen, Istılâhât, III, 413; Behnesî, el-Mevsû‘a, I, 254; Şafak, “Bağy”, DİA, IV, 452; Avcı, “Suça Teşebbüs”, ERÜHFD, VIII/2, s. 24.

729 Udeh, et-Teşrîu’l-cinâî, II, 689; Şafak, “Bağy”, DİA, IV, 452; Avcı, “Suça Teşebbüs”, ERÜHFD,

130

Osmanlı döneminde meşrû otoriteyi yıkmaya yönelik isyan teşebbüslerine hiçbir şekilde müsamaha gösterilmemiş, hazırlık hareketleri bile cezalandırılmıştır. Bu bağlamda şu örnek dikkat çekicidir: “…nefs-i Ma‘arra’da sâkin olan Setliş-oğulları

demekle ma‘rûf Muhammed ve Ahmedeyn ve Doğancı Hasan nâm kimesnelerin ahvâlin ve iki taraf olup üç yüz mikdârı yay alup hâzır idüp fitne ve fesâda mübâşeret etmek fikrinde oldukların bildirmiş. İmdi, ehl-i fesâd ü şenâ‘at ele gelip gereği gibi haklarından gelinmek lâzımdır.”730

Şeyhülislam Yenişehirli Abdullah Efendi (v. 1156/1743), padişah aleyhinde asılsız iddialarda bulunarak insanları ayaklanmaya teşvik ve tahrik edenlerin siyaseten

katl edileceğine dâir fetva vermiştir: “Devlet-i aliyede nice menasıp şerefinde olup mazhar-ı eltâfı padişah olan Zeyd’in … nizam-ı devlet-i âliyeye halli husûli içün nâsı fitne ve fesada sevk ve sa’y eder müfsid olsa padişah-ı İslam Zeyd’i siyâseten katl etmek meşru mudur? el-Cevap: meşrudur.”731

Hanefîler ayaklanma eylemi için yapılan hazırlık hareketlerini suç kapsamında değerlendirmektedirler. Ebû Hanîfe (v.150/767), bâğilerin -henüz silaha başvurmamış ve fiili güç kullanmamış olsalar bile- isyan sâikiyle bir araya gelmelerini ve toplanmalarını icra hareketi kabul etmektedir.732 Bununla birlikte isyancıların silahlı

eyleme hazırlandıkları bilgisi yetkili makamlara intikal ettiğinde veya isyana teşebbüs ettiklerinde güvenlik güçleri tarafından yakalananlar kalkışma eyleminden vazgeçinceye kadar hapsedilirler. Eğer salıverildiklerinde tekrar bir araya gelip ayaklanmalarını organize edecek bir örgüt varsa hapsedilmeye devam edilirler; yoksa salıvrilirler. 733

Ayaklanmaya teşebbüs eden isyancılar pişmanlık duyup tevbe ederek, doğru çizgiden ayrılmayan adil müslümanlara tekrar katılırlarsa, yaptıklarından dolayı herhangi bir şekilde hesaba çekilmezler.734 Ayaklanma teşebbüsleri bastırılırken

kaçanlar kovalanmaz, yaralılar tedavi edilir, yakalananlar ise tevbe edinceye kadar

730 BOA, MD, III, 31.

731 Abdullah Efendi, Yenişehirli, Behcetü’l-fetâva maa’n-nukûl, s. 153.

732 Zeyla‘î, Tebyînü’l-hakâik, III, 294; Trablusî, Muînü’l-hükkâm, s. 190; Udeh, et-Teşrîu’l-cinâî, II, 689;

Avcı, Suçlar ve Cezalar, s. 354; a.mlf., “Suça Teşebbüs”, ERÜHFD, VIII/2, s. 25.

733 Zeyla‘î, Tebyînü’l-hakâik, III, 295; Trablusî, Muînü’l-hükkâm, s. 190; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, VI,

416; Avcı, Suçlar ve Cezalar, s. 354-355; a.mlf., “Suça Teşebbüs”, ERÜHFD, VIII/2, s. 24.

131

hapsedilip te’dib edilirler. Malları da ganimet olarak taksim edilmez. Ancak tevbe edip itaat edinceye kadar da ele geçirilen mallar kendilerine iade edilmez.735