• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: HAZAR DENİZİ VE JEOPOLİTİK TEORİLER

1.6. Jeopolitik Teoriler Çerçevesinde Enerji Kaynakları

1.6.5. Bölgesel Güvenliği

Bölgesel yapılanma ilk olarak 1993 yılında Taşkent'te düzenlenen Kazakistan ve Orta Asya’nın Devlet ve Hükümet Başkanlarının Merkezi Asya kavramı teklif edildiği toplantıda sona ermiştir. Toplantıdan sonra Orta Asya'da yeni bir toplumun oluşumu için tüm önkoşulları oluştuğu vurgulanmıştır. Ekonomik nedenlerin yanı sıra bu tür eğilim için ulusların geleneksel dünya görüşünün, yaşam ve kültürlerin yakın olması ile Rusya’nın etek altı olmak istemesiyle kendi geleceğini kurmaya yönelmesidir. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan Orta Asya’da yakın dönemde bölgeselleşme 1990'lar boyunca baskın kalmıştır. Onun kurumsallaşması bir dizi yapılardan geçirilmiştir. İlk olarak Tek Ekonomik Alan, ikinci olarak Orta Asya Ekonomik Topluluğu olmuştur. Bu kurum daha sonra 2002 yılında Orta Asya İşbirliği Organizasyonuna dönüştürülmüştür. Ancak zamanla Orta Asya projesi çerçevesinde bölgeselleşme savunulamaz olduğu ve öncelikle ideolojik olduğu ortaya çıkmıştır. Sovyetler Birliği'nin eski cumhuriyetlerinin iki farklı ekonomik bölgeleri içerdiğinden ekonomik açıdan bakıldığında Orta Asya tek varlık olarak kabul edilemezdi. Aşağıdaki sebeplerin bazıları verilmiştir:

− Kazakistan ( Kazak SSR ) ;

− Orta Asya (Kırgız SSR, Tacik SSR,Türkmen SSR ve Özbek SSR ) .

− Tacikistan'da 1992-1997 arası iç savaş;

− 1990'ların ikinci yarısında Afganistan'daki durum ve Kuzey İttifakı ile Taliban hareketi çalışmasına yönelik tutumdur (Kalyujniy, 2012:6).

Böylece, uluslararası güvenlik açısından Orta Asya bölgesel merkez olarak gelişmemiştir. Bu ülkeler ulusal güvenlik kaygıları olan devletler setidir. Onların büyük güvenlik sorunları bir birinden ayrı analiz edilemez yâda ayrı çözülemezdi. Diğer bir deyişle Orta Asya'daki bölgeselleşme için yapısal koşullar mevcut değildir. Ayrıca, ülkeler bu yapı için kendi hazırlıksızlıklarını göstermişlerdir. Bölgesel projelere paralel olarak beş cumhuriyetin sınır ötesine geçen ŞİÖ ve Kolektif Güvenlik Anlaşması gibi güçlü yapılar vardır. Nazarbayev'in 29 Mart 1994’te önerdiği Avrasya Birliği fikri üzerine inşa edilmiş "genişletilmiş" bölge kavramı aynı derecede önemli olmuştur. Onun temelinde 2000’de Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve

Tacikistan’dan oluşan Avrasya Ekonomik Topluluğu oluşturulmuştur. Bu girişim inisiyatifleri Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan için Orta Asya ötesine bağlılığık öneminin baskınlığını net bir şekilde göstergesidir. Orta Asya’nın kendince yapılandırılmamış bölge yapısı Doğu Asya, Güney Asya ve Ortadoğu gibi bölgesel alanların arasında bir yalıtkan görevi göstermektedir. Bununla birlikte Orta Asya’yı Rusya kendi etrafında yeniden yapılandırmaya çalışmaktadır. Yani yakın çevre politikasına vurgu yapmaktadır. Orta Asya’nın güvenlik mekanizmaları Rusya, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri’nden etkilenen küresel düzeydeki mekanizmalar tarafından yapılanmaktadır. Yukarıda verilen veriler ışığında 2000'li yıllarda Orta Asya formatında bölgeselleşme biçimi olmadığı söylenebilir. Orta Asya ülkeleri, dış aktörlerle özellikle Rusya ile ilişkileri devamlı güçlü kalmıştır. Ayrıca, 18 Ekim 2004 tarihinde Rusya Federasyonu Orta Asya İşbirliği Organizasyonu’na dâhil olmuştur. 2006 yılında, Özbekistan'ın EurAsEC’e katılımı ile bağlı olarak fiilen iki Orta Asya İşbirliği örgütü birleştirilmiştir. Bu ise ortadan Orta Asya işbirliğinin kaldırılması anlamına geliyordu (Kurganbayeva, 2010:20).

2000'li yılların ikinci yarısında Kazakistan Cumhurbaşkanı N.Nazarbayev tarafından ifade edilen Orta Asya Birliği'nin diğer bir yapısı olarak Orta Asya Projesi'ni canlandırmak için bir girişimde bulunmuştur. Ama bu girişim bir pratik düzeyde destek alamamıştır. Özbekistan lideri İslam Kerimov, Orta Asya formatında birliğin imkânsızlığı hakkında konuşmuştur. Bu yapı söz konusu olduğunda çelişkili ve onun gelişim vizyonunun yok olduğunu vurgulamıştır. "Orta Asya" kavramının ortadan kalkma tarihi 2010’da Beyaz Rusya, Kazakistan ve Rusya arasında Gümrük Birliği çerçevesinde bir gümrük alanı mekanizmasını desteklenmesi ile bağlantılıdır. Çünkü Özbekistan Rusya’nın dâhil olduğu birliğe girme konusunda tedirgin davranmaktadır. Özbek liderinin SSCB döneminde olduğu gibi Moskova’ya bağlanma kuşkusu vardır. Bu durumda Orta Asya'nın bölgeselleşme konusu tamamen açık kalmaktadır. Bu ise ilerletme için parçalanma kabiliyetinin yanı sıra yeni bir projeye dönüşümü ihtimalini de muhafaza etmektedir. Ayrıca mevcut eğilimler ışığında Orta Asya ülkelerine ek olarak Afganistan’ı içeren bir bölgesel güvenlik yapısı uygulanması muhtemeldir. Bu ise 2000'lerin ortalarında belirlenmiş ‘Büyük Orta Asya’ kavramına yakın bir yapıdır. ‘Orta Asya Birliği’ fikri gerçek gibi görünmemesine rağmen, 1990'larda etkin bir politik

pozitif fonksiyonların yerine (güvenlik dâhil olmak üzere) ilgili siyasi, ekonomik ve sosyal alana dönüşmeyi ve gelişmeyi engellemeye devam etmektedir. Böylece, 1990'lı yıllarda kazandığı ‘Orta Asya’ fikrinin himayesinde, Gümrük Birliği’ne Kırgızistan’ın katılma olasılığı ya da ‘Büyük Orta Asya’ kavramının eleştirisi üzerine tartışma devam etmektedir (Hanbabayev ve Mamarayev, 2009:92).

Bildiği üzere, Rusya, Çin, Kazakistan, Tacikistan devlet başkanları 26 Nisan 1996

Şanghay toplantısında, Sınır Bölgesindeki Askeri Alanda Güven Geliştirilmesi

Anlaşması imzaladılar. Bu belge Asya-Pasifik bölgesinde ilk askeri-siyasi düzeydeki bir belge olmuştur. Beş yıl sonra 2001’de Şanghay'da ikinci toplantı sırasında Devlet Başkanları bir bölgesel çerçevede oluşturulmuş işbirliğini genişlettiler ve geleceğe dönük Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) kurulmasına ilişkin bir bildirge yayınladılar. Bu organizasyonu ticaret, ekonomi alanında bölgesel işbirliğidir. Katılımcıların güvenliğini arttıran ve uluslararası terörizm, ayrılıkçılık ve aşırılığa karşı mücadele için önemli bir mekanizmadır. 2002 yılında St. Petersburg zirvesinde kabul edilen Şanghay

İşbirliği Örgütü anlaşmasında öngörülmüş sorunlar ile amaçlar tespit edilmiştir: üye

devletler arasında karşılıklı güvenliği artırma, dostluk ve iyi komşuluğun güçlendirilmesi, bölgede güvenlik ve istikrarı artırmak, barışı sağlama amacıyla çok disiplinli bir işbirliği geliştirme ve yeni demokratik, adil ve rasyonel uluslararası siyasi ve ekonomik düzenin oluşturulmasına katkıda bulunma, terörizme, ayrılıkçılık ve aşırıcılığın tüm kaynaklarıyla ortak mücadele, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile mücadele, ulusal diğer suç türleri ve yasadışı göçle mücadeledir. Bu belgede aynı zamanda, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve insani işbirliği sorunlarını da içermektedir. Ama ilk etapta, organizasyona taraf devletlerin tutarlı bir yaklaşımı yansıtan istikrar ve güvenlik sorunları vardır. Yavaş yavaş, ŞİÖ çok taraflı Çin-Rusya-Orta Asya işbirliğinin temel aracı olarak kullanılmıştır. Bu üyelere bulunduğu bölge içinde ikili ilişkilerin gelişimi ile olası risklere karşı garantilenmeye izin vermektedir. Ayrıca, ŞİÖ sınır sorunları ile terörizm, etnik bölücülük ve aşırı dincilikle kolektif mücadelenin düzeyine ulaşmıştır. Başlangıçta ŞİÖ’nün ana görevlerinden biri terörizm, bölücülük ve aşırıcılıkla mücadele idi. 2001 yılında örgütün açılış zirvesinde terörizm, ayrılıkçılık ve aşırılıkla mücadele sözleşmesini imzaladı ve ŞİÖ Bölgesel Anti-Terör Yapısı sonraki ülkelerin yetkili makamları arasında koordinasyon ve işbirliğini teşvik etmek için tasarlanmış bir daimi üyeleri bu sorunların çözümünde görevlendirildi. Aynı

zamanda, ŞİÖ üyeleri ekonomik işbirliğini geliştirmek Şanghay sürecinin mekanizmalarını kullanmayı denemeye başladı. Zaten 1998 yılında, " Şanghay Beş" üyeleri ticaret ve ekonomik işbirliğinin teşviki ve geliştirilmesi konusunu gündeme getirdi. Uzmanlara göre, örgüt yeni Avrasya direğinin oluşumunu başlatmış oldu. Kaçınılmaz olarak kendi sorumluluk kapsamını genişletecek yeni bir nüfuz merkezi oluşacaktır. 2011 yılında Şanghay İşbirliği Örgütü Kazakistan'ın dönem başkanlığında onun bağımsızlığına 20 yıl dönümü ile denk gelmesi sevindiricidir. ŞİÖ kısa vadede daha güçlü olmak için devlet ve çağdaş uluslararası ilişkilerde önemli bir faktör olarak canlılığını dünyaya göstermektedir (Sadikov, 2008:29).

ŞİÖ ile ortak çabalar sürekli bölgede güvenlik ve istikrarın garantörü olarak konumunu

güçlendirmektedir. ŞİÖ faaliyetlerine Kazakistan'ın katılımı çok vektörlü dış politikası için bir anahtardır. Kazak lideri ŞİÖ çerçevesinde kendi durumu ve fonksiyonel yönde canlandırıcı yeni içerik ile doldurma ve sonunda bölgesel güvenlik sisteminin önemli bir unsuru haline getirmeyi amaçlayan önlemlerin inisiyatif olmak gerektiği düşünmektedir. Genel olarak, Kazakistan Cumhuriyeti için örgüt jeopolitik hedeflere bir dizi ulaşmada etkili bir araç haline gelebilmektedir. Kazakistan, ŞİÖ Üye Devletleri ve gözlemci ile güvenlik, istikrar ve refahın sağlanması için yakından ilişkilerini kurmaya motive edilmiştir. Bölgede tartışmalı toprak sorunları çözülmüş, karşılıklı yararlı ekonomik ve ticari işbirliği geliştirilmektedir. Tutarlı ve şeffaf şekilde sınır bölgesindeki silahlı kuvvetlerin azaltılması uygulanmaktadır. ŞİÖ, etkinliğini gösterir ve potansiyel olarak tüm Asya bölgesine yayılabilir. ŞİÖ askeri bir ittifak değil, devletlerin siyasi birliği de değil ortak faaliyet alanlarını genişletmeyi amaçlayan bölgesel esnek güvenlik yapısıdır.

Şimdi ŞİÖ arasında geniş kapsamlı çok taraflı etkileşimi güçlendirmek için, sadece bir

askeri ve siyasi işbirliği değil aynı zamanda ekonomik işbirliğini de hedef almıştır. Kazakistan dâhil olmak üzere tüm Orta Asya devletleri için, kendi ulusal çıkarları ve güvenliğinin korunması için, Rusya, ÇHC ile ikili ve çok taraflı anlaşma ve sözleşmeler ile bağları güçlendirmek için önemlidir. Kazakistan’ın yanı sıra, Orta Asya güvenliği ayrılmaz şekilde Rusya'nın güvenliğine bağlıdır. RF’nın ŞİÖ etkinliklere katılımı Rusya Federasyonu’nun dış politikasının önceliklerinden biridir. Uluslararası arenada otoriteyi sürdürebilmenin yanı sıra bölgedeki nüfuzunu korumak için pragmatik amaçları takip etmektedir: Afganistan'dan gelecek olan olası aşırılıktan kendi sınırlarını korumak, Orta

durumun yanı sıra Sincan sınırındaki istikrarsızlık unsurları göz önüne alındığında, bu ülkeler ile işbirliğini güçlendirmelidir (Paşkovskaya, 2009, s.82).

Ayrıca bu uzun vadeli hedefleri Orta Asya ülkeleri ile entegrasyon ( ekonomik dahil) izlemektedir. Orta Asya'da jeopolitik durumun yeni eğilimleri, Rusya’nın bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin eşit ortaklığa dayalı yeni bir aşamaya işaret etmektedir. Kazakistan güvenliği yanı sıra, Orta Asya güvenliği ayrılmaz dış faktör Rusya'nın güvenliği ile bağlantılıdır. Bugün Rusya Federasyonu SSCB sonrası alandaki politik-askeri seçenekleri en güçlü devlettir. ÇHC ŞİÖ çerçevesinde ekonomik işbirliğini derinleştirerek aynı zamanda Orta Asya'daki ekonomik stratejisine ulaşmak için bir araç olarak kullanmaktadır. 90'lı yılların ilk yarısında ÇHC politikasında Kazakistan'la ekonomik çıkarlarına ilişkin olduysa şu anda durum niteliksel olarak farklıdır. Büyük önem sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeo-stratejik çıkarları da vardır. ÇHC ve Kazakistan Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin yeni bir niteliksel düzeye geçişi bununla açıklanabilir. Bunun yanı sıra öncelikle KGİÖ ve İslami köktendincilik ile mücadele konuları ile açıklanabilir. Adı geçen birlik Kazakistan için de önemli olduğu gibi Çin’in bir bölgesel güvenlik sistemi içine belirli bir entegre olması için en uygun bir araçtır. Taktik açıdan bakıldığında, ÇHC kendine kaynak çekmek için önemli bir görev bölgedeki aşırılık, terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı ve yasadışı göçle mücadele etmelidir. Kazakistan için uzun vadeli stratejik planında ÇHC ile ekonomik düzen dâhil olmak üzere onunla anlaşmalı enerji ilişkisi olması önemlidir. Hem Kazakistan’a hem ÇHC’ne Büyük İpek Yolu projesini yeniden canlandırma ve bölgede karlı altyapıyı geliştirme her ikisi için önemlidir. Bu sadece ikili ilişkilerin gelişmesiyle değil aynı zamanda genel olarak tüm ŞİÖ üye devletlerin etkileşimine de bağlıdır. Batı Kazakistan-ÇHC petrol boru hattı projesi de önem taşımaktadır. Kazak tarafı bunu bölgede barış sürecinin tamamlanmasından sonra dış politika önceliklerinden biri olarak uygulanması olarak görmektedir (İsmailov, 2006:25).

Şanghay Formu çerçevesinde iki ülke arasındaki işbirliğinin öncelikli alanları şunlardır:

− Sınırda ayaklanmalar, bölücülük ve dini aşırılık sorunlarına ortak bir çözüm;

− Ekonomik bütünleşme ile ikili ekonomik ilişkilerin başarılı bir şekilde geliştirilmesi için koşulların oluşturulması;

− Uluslararası arenada prestijini artırmak (Bistrova, 2009:65).

Ancak, bu ülkelerin pozisyonları uyuşmuyorsa hangi konular dikkat edilmelidir. Özellikle, ÇHC’nin Orta Asya bölgesindeki ABD ve NATO’nun ekonomik ve politik - askeri pozisyonlarını güçlendirmesinden endişe duymaktadır. Buna ek olarak ÇHC tarafına göre, Kazak tarafı özellikle, örgüt içindeki ülkelerin sayı artışını (örneğin Hindistan, Moğolistan ve diğerlerinin olası katılımı gibi) önemli notaları göz önüne almamaktadır. Önde gelen devletlerin çıkarları çakışmakta olan Kazak petrolü için artan mücadele ile ÇHC’e göre, Orta Asya bölgesinde başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batı'nın artan etkisi, kendi çıkarlarına aykırı geldiği gibi Rusya çıkarlarına da aykırı olduğunu anlamaktadır (Mantusov ve Bukin, 2000:62).

Gelecekte Kazakistan da dâhil olmak üzere, bölgede karşılıklı Rus-Çin işbirliği biçimlenmesine imkân yaratmaktadır. Dolayısıyla, şu anda, Çin bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmesi için asgari düzeyde askeri ilişkilerini koruması gerekmektedir. Bunun için en doğru tercih edilen yol Rusya'nın katılımıyla çok taraflı işbirliği yapmaktır. Önümüzdeki on yıl içinde ÇHC’nin Orta Asya'yla ekonomik işbirliği hızla geliştirmekte olacaktır. Bu gelişme küresel trendi yansıtır. Çin, modern dünyada güçlü bir ekonomik merkezi olarak ortaya çıkmaya devam edecektir. ÇHC’nin ihracat, yatırım ve son yıllarda teknolojik yetenekleri sürekli artmaktadır. Orta Asya'da bölgesel güvenliği sağlamak için ciddi sorunlarından biri su yönetimi ve sınır aşan nehirlerin ve rezervuarları problemi çözülmelidir. Bu sorun yüksek derecesine ulaşmış değil, ama ikili ilişkilerde bir bozucu olarak görülebilir. Bu bağlamda, ŞİÖ bir mekanizma sağlamak için mükemmel bir fırsattır. Çünkü tüm üyelerin sınır aşan nehirler sorunun çözümünde katılabilmektedir. ŞİÖ, karşılıklı güvenlik ve güven arttırıcı önlemlerin alınması ve siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliği alanında kendi çıkarlarını, sorunları birlikte çözmek için ortaya çıkmış bir yapıdır. ŞİÖ karşılıklı saygı, anlayış, yüksek düzeyli güven ve karşılıklı çözümlere ulaşmak için yeteneği olduğu kabul edilebilir (Butayev, 1998:37).

2011 yılında, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev: "ŞİÖ, bizim aktif katılımımız ile oluşturuldu ve biz daha güçlü yapı olması için gerekli her şeyi yapmalıyız. Böylece, örgüt üyelerinin askeri güvenliğini sağlamak ve güçlendirmek

dostluk, iyi komşuluk, yeni tehditlerle mücadeledir. Özellikle terörizmle mücadelenin sağlanmasıdır. ŞİÖ üyelerinin tüm çabaları bölgede barış ve istikrarın korunmasına yöneliktir. Ayrıca organizasyonun işbirliği alanlarının coğrafi genişlemesi ele alınmaktadır. Kazakistan, NATO-ŞİÖ, NATO-KGAÖ hatları arasında yapıcı bir diyalogun tutarlı bir destekçisi olmuştur. Terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığı artan tehdidi göz önüne alındığında Şanghay İşbirliği Örgütü, NATO bloğu ile etkileşim olasılığını inkâr etmemektedir. Kısa vadeli gelişiminin ŞİÖ üyeleri en önemli alanlarda düzenleyici çerçeve geliştirmek için çaba sarf edecektir. Özellikle, yakın gelecekte aşağıdaki önemli belgelerin müzakeresi ve kabulü için odaklanmak gerekir: uluslararası karayolu taşımacılığı için elverişli koşulların yaratılması, kalkınma fonunun özel ilkelerinin oluşumu, yasadışı göçle mücadele, 2016 yılına kadar uyuşturucuya karşı strateji işbirliği prosedürlerine odaklanmak gerekir (Porohnin, 2009:92).