• Sonuç bulunamadı

3. SAHA SONUÇLARI VE TARTIŞMA

3.1. Ankara’nın Kent İmgeleri ve Bileşenleri

3.1.3. Bölgeler/Yerler

105

106 olarak kodlanmıştır. Bu bilgi özneler tarafından tecrübe edilerek kazanılmış bir bilgi değildir. Bölge ikincil kaynaklardan alınan bilgiler ile bir bölgesel tanımlama yapılmıştır.

“… polis bile giremiyor. Hayatta gitmem ben oraya, tanıdığım kimsenin gitmesini istemem. Bence orası biran önce kentsel dönüşüm ile tekrar yapılanmalı… televizyonda, gazetelerde duyuyoruz, her gün polisler mahallede operasyon yapıyor…”20

Bölgeler öznelerin yönlerini bulmalarında etkili olduğu için görüşmeciler tarafından Ankara için birçok bölge tanımlaması yapılmıştır. Bu bağlamda görüşmecilerin zihin haritalarında bölgelere atfettikleri anlamlar, zihinsel haritalarının yapısını belirlemektedir. Bazı görüşmeciler trafiği, bazı görüşmeciler güvenliği öne sürerek belirli bölgelerden uzak durulması gerektiğini söylemektedirler. Gündelik yaşamında kullandıkları yolları, mekânları ya da buna benzer ilişkide olduğu yapıları zihinsel haritalarında kodlarken bu bölgeleri dâhil etmediklerini belirtmişlerdir. Bu durum görüşmecilerin yaşları ile paralel bir ilişki göstermektedir. Görüşmecilerin yaşı arttıkça güvenlik sebebi ile birçok bölgeyi zihinsel haritalarından çıkartarak, hayatlarını bu bölgeler dışında sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bu bağlamda bölgeler, öznelerin

20 Erkek 49 Yaşında, İlkokul Mezunu, Çalışan

Fotoğraf 20: Çinçin Mahallesinin Google Görsel Aramalarında İlk Sıralarda Çıkan Profili

107 yaşamında büyük bir yer teşkil etmektedir. Kentte geçirilen süre arttıkça, Ankara’da bölgeler daha iyi tanımlanmakta ve sınırları belirlenebilmektedir. Ankara’da çocukluk, gençlik ve yetişkinlik dönemini kesintisiz yaşamış görüşmeciler Ankara’nın bölgelerini tanımlayabilmiş ve genelden uzaklaşarak daha ayrıntılı bilgiler verebilmişlerdir.

Ankara’nın hem mimari hem de sosyolojik yapısına dair ayrıntılı bilgilere sahip görüşmeciler, Ankara’yı geniş ölçekli bölgelere ayıramamıştır. Çünkü genelleştirerek tanımlanan bölgelerdeki küçük ince ayrım farklarını bilmektedir. Bu sebepten ötürü ne mimari olarak ne de sosyolojik ya da etnik kökensel bir bölgesel tanımlama yapamamışlardır.

Özneler tarafından bölgelerin belirlenmesinde birçok etken ve unsur kullanılmaktadır. Bölgeler iki farklı etken unsuruna göre belirlenmektedir; fiziksel etkenler ve sosyal etkenler olarak. Fiziksel etkenlerin başında; mekânlar, topografik yapı, alan, konum, sembol ve işlevsel özellikler gelmektedir. Sosyal etkenlerin başında ise güvenlik, etnik yapı, ekonomik seviye, kültürel yapı ve sınıfsal özellikler gelmektedir. Bu iki ana etken ayrı ayrı etkili olabildiği gibi bir bölge için aynı anda da etkili olabilmektedir. Mimari yapısal özelliklerine göre görüşmeciler tarafından Kurtuluş ve çevresi eski yapılar bölgesi olarak tanımlanmıştır. Çayyolu, Oran, İncek, Ümitköy, Bilkent gibi yerleşim yerleri görüşmeciler tarafından hem mimari hem de sosyal yapısına göre elit ve lüks yerler olarak tanımlanmıştır. Bu ve buna benzer birçok bölge görüşmeciler tarafından Ankara için tanımlanmıştır. Sıkışık yapıları, dar sokakları ve tek yön yolları ile tanımlanan Bahçelievler, hem fiziksel hem de sosyal özelliklerine göre büyük bölgeleri tanımlamada kullanılan bazı etkenlerdir.

“…bizim burası zamanında şehir dışı gibi az evlerin olduğu bir yerdi.

Önceleri çok lüks mekanlar vardı. Çukurambar denildiğinde vekillerin falan geldiği yerler olarak anılırdı. Balgat restoranlar bölgesi olarak ün salmıştır.

108 Şuan artık eski özelliği kalmadı tek tek kapanıyorlar. Ama önceleri herkes dışarıda yemek yemeye çıktığında bir Balgat’a gidelim derdi…”21

Bazı bölgeler sadece görsel imgeleri ile sınırları belirlenmemektedir. Bazen yaymış olduğu koku, gürültü gibi unsurlarda bölgeleri belirlemede kullanılmaktadır. Bu unsurların özellikleri öznelere göre farklılıklar göstermektedir. Bazı görüşmeciler için kaybolmaları ya da kafa karışıklıkları bölgenin belirlenmesinde bir unsur olabilmektedir.

Yaş gruplarına göre Ankara’da kayboldukları bölgeler farklılıklar göstermektedir ama görüşmecilerin büyük çoğunluğu Ankara’da kaybolmanın zor olduğunu belirtmişlerdir.

Bunu da her yolun Kızılay’a çıktığını söyleyerek açıklamaktadırlar. Bölgeler genellikle tematik özellikleri ile imgelenerek zihin haritalarında yer almaktadır. Ulus eski hal civarı, Anafartalar Caddesi, Posta Caddesi sıkışık sokaklar ve eski yapılar ile Ulus bölgesinin karakteristik özelliklerini oluşturmaktadır. Ayrıca buradaki satış yerlerinin hizmet verdiği kişilerin profili ile bölgenin belirlenmesinde bir ipucu olmaktadır. Bazı tematik özellikler kentin genel teması ile uyum göstermediğinden dolayı özneler tarafından hemen fark edilir ve algılanır. Örneğin Hamamönü Ankaralılar için birçok farklı özelliği ile bir bölge oluşturmaktadır. Bu bölge hem tarihten gelen anlam dizgeleri ile bir yer edinmekte hem de binaların yapısal özellikleri ile de fark edilmektedir. Ankara’nın yerlisi için

Hamamönü tarihsel bir geçmişi ile Ankaralıların zihinlerde yer alabilir ama Ankara’nın yerlisi olmayanlar için ise binaların farklılıkları ile zihinlerde yer edinmektedir. Binaların

21 Kadın, 68 Yaşında, Üniversite Mezunu, Emekli Fotoğraf 21, 22, 23: Hamamönü'nden Farklı Açılardan Kesitler

109 dokusu, mimari özelikleri, yapısal farkları hem bölgeleştirme hem de referans olma niteliği kazandırmaktadır.

Kentsel bir imgenin oluşturabilmesi için farklı yan unsurların desteğine ve özelliğine ihtiyaç vardır. Bir bölgeye imge oluşturmak için yapılmış levhalar ya da işaretler tek başına bölgesel bir imge oluşturmak için yetersiz olmaktadır. Bu levhalar ve işaretler görsel imgeler ile desteklenerek özneler için bölgesel bir imgelem oluşturulabilir.

Kenti tanıyanlar için levha ya da işaretler bir anlam üretebilir ama imgelem üretmesi bağlamında görsel destekleyiciler olmazsa zayıf kalabilir. Örneğin özneler Eryaman’a geldiğini TOKİ binaları ve levhalar ile anlayabilmektedir ama çoğu görüşmeci tarafından karıştırılmaktadır. TOKİ binaları güçlü bir imgelem yaratmaktadır ama bütünsel bir imgelem yaratmaya yetersiz kalmaktadır.

Görüşme yapılan görüşmecilerin büyük bir kısmı, sosyal temellere dayanan bölgelerin tanımını yapmıştır. Bu tanımlamaların temelinde ise öznelerin kendi yaşamından kesitler yer almaktadır. Kimisi kendisi ile özdeşleştirmekte kimisi kendisi ile hiçbir uyumu olmayacak şekilde zihninde kodlamaktadır. Yerliler için anlam ifade eden bölgelerin, yabancılar tarafından anlamlandırılması ve algılanması yerlilere göre daha zor olmaktadır. Örneğin, Ankara’da Keçiören ilçesi birçok görüşmeci için muhafazakâr kişilerin yaşadığı yer olarak tanımlanmaktadır. Sosyal yapılara göre yapılan bölgesel tanımların büyük bir kısmı geniş ölçekli bölgeleri kapsamaktadır. Bu yapısal işleyişi özneler abartarak, bölgeleri geniş sınırlar içerisinde çok uç noktalarda ayrıştırmalara götürmektedir.

Bölge oluşturmak için gerekli olan temel gereksinimler yaratıldıktan sonra, kişisel değerlerin etkisi azalmaktadır. Bazı görüşmeciler bölgelerin imgelerini güçlendirmek için çeşitli mekânları bölgeler ile özdeşleştirmektedir. Ayrıca bölgelerin sınırlarını belirlemede de öznel değerler ile oluşturdukları imgeleri kullanmaktadırlar. Örneğin

110 Sıhhiye özneler tarafından hastaneler bölgesi olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamalarda Sıhhiye’deki diğer imgesel mekânların birçoğu özneler tarafından bilinmemekte ya da hatırlanmamaktadır. Birçok görüşmeci hastaneler bölgesi olarak tanımlanan yerde Etnografya Müzesi’nin olduğunu bilmemektedir. Müzeyi gezen kişiler bölgeyi tanımlarken bu imgeden hiç yararlanmamışlardır. Kolektif hafıza ile oluşturulan çeşitli bölgelerde, bölgenin tanımlanmasına ters düşen birçok mekân, özneler tarafından göz ardı edilmiştir.

Bölgeler oluşturulduğu kaynağa göre çok farklı sınırları vardır. Bazı bölgeler keskin ve net sınırlara sahip olabilirken, bazıları öznelerin algılamalarına göre muğlak ve değişken bir sınıra sahip olabilmektedir. Görüşmeciler tarafından Kızılay tarif edilirken çok farklı bölgelemeler ve sınırlandırmalar söylenmiştir. Bazı görüşmeciler Sıhhiye’yi de içine alan bir Kızılay tanımlaması yaparken, bazıları sadece Kızılay Meydanı ve çevresini kapsayan tanımlamalar yapmıştır. Bölgelerin keskin ve net sınırları, fiziksel mekânlarla oluşturulan imgelerle oluşturulmaktadır. Örneğin Kurtuluş Parkı’nın nereden başlayıp nerede bittiğini görüşmeciler bilebildiğini

belirtirken, bakanlılar bölgesi olarak tarif edilen bölgenin nereleri kapsadığını ve sınırları nerelerde bittiği konusunda net bir bilgi söyleyememişlerdir. Özneler bölgelerin sınırlarını önem derecelerine göre bilmektedirler.

Görüşmecilerden Kızılay, Sıhhiye ve Ulus bölgelerini tarif etmeleri istenilmiştir.

Taralı alanlar özneler tarafından verilen bilgiler sonucunda oluşturulmuştur. Bölgelerin

haritada görüldüğü gibi çok farklı sınırları Harita 1: Kızılay, Sıhhıye, Ulus bölgelerinin görüşmeciler tarafından oluşturulmuş sınırları

111 vardır. Öznelerin tarifleri sonucunda Kızılay Turuncu, Sıhhiye Kırmızı, Ulus Yeşil renkle boyanmıştır. Siyah çizgilerle belirtilen sınırlar, bölgelerin resmi kayıtlarını göstermektedir. Resmi sınırlar ile görüşmecilerin tarifleri arasında bazı yerler çakışmakta, bazı yerler ise farklılıklar göstermektedir. Gerçek sınırlar ile görüşmecilerin tarifleri sonucunda ortaya çıkan sınırlar arasındaki farkın temelinde, imgelemlerin türü ve şekli vardır. Sınırları çakışmayan yerlerde sınırı belirlemeye yarayacak net imgelemlerin olmaması bu farklılıkları ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bazı sınırlar bütün görüşmeciler tarafından net bir şekilde bilinmiştir. Necatibey Caddesi bütün görüşmeciler tarafından Kızılay ve Sıhhiye’yi ayıran sınır yolu olarak doğru bir şekilde bilinmiştir.

Özneler tarafından oluşturulan bu sınırlar, bölgeleri tanımlamada ve kimliğini belirlemede kullanılmaktadır ama bölgelerin oluşmasında öncül referanslar değildir. Bazı bölgeler tematik ilerlemeler ile güçlü bir sınır oluşturmaktadır. Ulus’ta pavyon olarak isimlendirilen eğlence mekânları, devamında gelecek bir bölge için tematik bir sınır bölgesi oluşturmaktadır. Birçok görüşmeci Ulus’taki bir yeri tarif ederken “…pavyonları geçince…”, “…pavyonların bulunduğu o caddeden…” gibi yön belirtmede pavyonların konumunu kullanmıştır. Pavyonlar bölgesi, komşusu olan yer için tematik bir sınır

Aşağı Eğlence Kavşağı

Harita 2: Aşağı Eğlence mahallesinin gerçek sınırları ve öznelerin zihnindeki sınırlarının karşılaştırılması Gerçek Sınırlar Öznelerin Sınırları

112 oluşturmaktadır. Bazen bir yol keşişimi çevresinde bölge oluşturabilmektedir. Bu kesişime uzaklığına göre özneler algılarında bir bölge yaratmaktadır. Birçok görüşmesi Aşağı Eğlence Mahallesini, Aşağı Eğlence kavşağı ve çevresi olarak tanımlamışlardır.

Aşağı Eğlence olarak bilinen bölge ile gerçek sınırları arasında bu kadar farkın olmasının en başlıca sebebi; Aşağı Eğlence bölgesinin sadece kavşak ile imgelendirilmesidir.

Görüşmeciler için Aşağı Eğlence kavşağı, bir geçiş güzergahı olması ve meydan işlevi görmesinden dolayı çevresinde bir bölge yaratmıştır. Bu bölge özneler tarafından zihinsel haritalarında referans nokta olarak kullanılmaktadır.

Bazı bölgeler bir birlerine çok yakın ve sınır komşusudurlar. Bu yakınlık sonucunda farklı bölgelerin bir birileri ile bağlantısız bir şekilde oluşturduğu bütünsel bir bölge ortaya çıkmaktadır. Kısaca bölgeler mozaiği şeklinde bir bütüncül bölge algısı ortaya çıkmaktadır. Örneğin bir ana yol aksının üzerinde ticaret merkezi, alışveriş merkezi, kamu alanları bölgesi gibi bölgelerin art arda gelmesi özneler tarafından bir bütünsel bölge olarak algılanmasına neden olmaktadır. Bu durumu tanımlayacak en iyi örnek Atatürk Bulvarı’dır. Kuğulu kavşağından başlayıp, Ulus Atatürk heykeline kadar devam eden bulvar, birçok bölgeyi bir birine bağlayan bir konumdadır. Bu bağlamda özneler bu aks üzerinde nerede olduğu çok rahat tanımlayabilmekte ve tarif edebilmektedir. Özneler tarafından bu bölgeler mozaiği algısı “Ankara’nın merkezi…”

sözleri ile tanımlanmaktadır. Ayrıca Kızılay ve Kuğulu Park arasındaki kısım, özneler tarafından elçilik/konsolosluklar bölgesi olarak tanımlanmıştır.

113