• Sonuç bulunamadı

BÖLGEDEKİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI .1 Bölge Dernekleri ve Vakıfları.1 Bölge Dernekleri ve Vakıfları

Belgede TR83 Mevcut Durum Analizi 2012 (sayfa 117-129)

ÇALIŞMA HAYATI VE SOSYAL GÜVENLİK HİZMETLERİ 2.7.1 GİRİŞ

2.8.5 BÖLGEDEKİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI .1 Bölge Dernekleri ve Vakıfları.1 Bölge Dernekleri ve Vakıfları

TR83 Bölgesi’nde ticaret ve sanayi odaları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)’ne bağlı odalar, barolar, tabip odaları, esnaf ve sanatkâr odaları gibi meslek kuruluşları örgütlenmiş durumdadır. Bu meslek odalarının üye sayısı bakımından oldukça geniş bir üye tabanına sahip oldukları görülmektedir (YHGP, 2006).

Bölgede sendikalar, barolar, çeşitli ticaret ve meslek odalarının yanı sıra, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren dernekler ve vakıflar, THK ve Kızılay gibi kamu yararına çalışan/yarı kamu örgütleri de bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli kooperatiflerin ve üretici birliklerinin faaliyetleri de mevcuttur.

Bölgede bulunan derneklere ilişkin veriler Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerinde bulunan il dernekler müdürlüklerinden alınmıştır ancak Tokat dışındaki il müdürlükleri, dernekleri amaçlarına göre sınıflandırmamıştır. En son 2004 yılı verileriyle YHGP’de yapılan sınıflandırmaya göre bölge illerinde sosyal ve kültürel dernekler ile okul ve öğrencileri koruma derneklerinin çoğunlukta olduğu görülmektedir.

Türkiye’de faal dernek sayısı 92.366’dır (İçişleri Bakanlığı, 2012). İllere göre faal dernek sayısına bakıldığında dernek sayısının en fazla olduğu il Samsun (1.715) olup bunu sırasıyla Tokat (574), Çorum (576)ve Amasya (414) takip etmektedir. Bölgede ise toplam 3.277 dernek bulunmaktadır.

Ülke içerisindeki yüzdelerine bakıldığında Samsun yüzde 1,85; Tokat yüzde 0,62; Çorum yüzde 0,62 ve Amasya yüzde 0,44; bölge ise yüzde 3,37’lik oranlara sahiptir (İçişleri Bakanlığı, 2012).

Aşağıdaki şekilden bölge illeri içerisindeki dağılım görülebilmektedir.

Dernekler içerisinde sanayici ve işadamları dernekleri kalkınma önündeki sorunların bertarafı için özel önem taşımaktadır. Bu örgütler, iş adamlarının sektörlerinde karşılaştıkları sorunların

Şekil 2.8.5.1.1 Bölge İllerindeki Dernek Sayıları, 2010

Kaynak: İçişleri Bakanlığı, 2012

186

çözümünde etkili güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bölge illerinden özellikle Samsun 19 işadamları derneğiyle başı çekmektedir.

Ayrıca, bölgede iki adet Vakıflar Bölge Müdürlüğü bulunmaktadır. Bunlardan Samsun Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne bağlı TR83 Bölgesi’nden sadece Samsun varken, Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğüne bağlı iller bölgenin diğer üç ili olan Tokat, Çorum ve Amasya’dır. Bu müdürlüklerden alınan bilgiye göre Samsun’da toplam 44 adet vakıf bulunmakta olup bunun 18 adedi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfıdır. Tokat’ta 33 adet vakıf bulunmaktadır. Bunun 12’si yine sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı, 1 tanesi ise mülhak vakıftır. Vakıf kuruluşları, İslamiyet’in kabulü ile gelişme göstermiş ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde bugün modern devletin üstlendiği birçok görevi yerine getirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile ise bir ayrıma gidilmiştir. Vakıflar, Medeni Kanun’un kabulünden önce ve sonra kurulan vakıflar olarak ikiye ayrılmıştır. Önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıflara mülhak vakıflar denilmektedir.

Mülhak vakıflar, “Anayasaya aykırılık teşkil etmeyen vakfiye şartlarına göre Meclis tarafından atanacak yöneticiler eliyle yönetilir ve temsil edilir” (Vakıflar Genel Müdürlüğü, 2010). Çorum’da ise toplam vakıf sayısı 39 olup bunların 14’ü sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı ve 3’ü ise mülhak vakıflardır. Son olarak Amasya’daki vakıf sayısı ise 16’dır. Bu 16 vakfın 7’si sosyal yardımlaşma

ve dayanışma vakfı, 2’si ise mülhak vakıflardır.

2.8.5.2 Bölgede Hizmet veren Ticaret ve Sanayi Odaları (TSO) ve Ticaret Borsaları

Bölgede hizmet vermekte olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’ne kayıtlı odalara bakıldığında Amasya’da 4, Çorum’da 3, Samsun’da 6 ve Tokat’ta 5 adet TSO bulunmaktadır.

Türkiye’de bulunan toplam 181 TSO’nun 18’i bölgede bulunmaktadır.

Amasya’dakiler;

•Amasya Ticaret ve Sanayi Odası

•Gümüşhacıköy Ticaret ve Sanayi Odası

•Merzifon Ticaret ve Sanayi Odası

•Suluova Ticaret ve Sanayi Odası Çorum’daki TSO’lar;

•Alaca Ticaret ve Sanayi Odası

•Çorum Ticaret ve Sanayi Odası

•Sungurlu Ticaret ve Sanayi Odası Samsun’da hizmet veren TSO’lar;

•Bafra Ticaret ve Sanayi Odası

•Çarşamba Ticaret ve Sanayi Odası

•Havza Ticaret ve Sanayi Odası

Amasya Çorum Samsun Tokat TR83

Toplam Merkez Vakıf Sayısı 16 39 44 33 132

Mülhak Vakıflar 7 3 - 1 11

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı 2 14 18 12 46

Tablo 2.8.5.1.1 Bölge İlleri Vakıf Sayıları

Kaynak: Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 2010 (Basılmamış Doküman) Samsun Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 2010 (Basılmamış Doküman)

187

•Samsun Ticaret ve Sanayi Odası

•Terme Ticaret ve Sanayi Odası

•Vezirköprü Ticaret ve Sanayi Odası Tokat’taki TSO’lar ise

•Erbaa Ticaret ve Sanayi Odası

•Niksar Ticaret ve Sanayi Odası

•Tokat Ticaret ve Sanayi Odası

•Turhal Ticaret ve Sanayi Odası

•Zile Ticaret ve Sanayi Odası’dır (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, 2010).

Ayrıca, Çorum’da Alaca Ticaret Borsası, Çorum Ticaret Borsası ve Sungurlu Ticaret Borsası olmak üzere 3; Samsun’da Bafra Ticaret Borsası, Çarşamba Ticaret Borsası, Samsun Ticaret Borsası ve Terme Ticaret Borsası olmak üzere 4 ve Tokat’ta Tokat Ticaret Borsası ve Zile Ticaret Borsası olmak üzere 2 adet ticaret borsası hizmet vermektedir. Türkiye’de 113 olan toplam ticaret borsasının 9’u bölgede bulunmaktadır (TOBB, 2010).

2.8.5.3 Bölgede Bulunan Oda ve Esnaf Sanatkar Sayıları

Bölgede aktif oda sayısının en yüksek olduğu il 72 oda ile Samsun olup bu ili sırasıyla 42 oda ile Çorum, 35 oda ile Tokat ve 28 oda ile Amasya takip etmektedir. Oda ve esnaf sicili olan aktif üye

sayısına baktığımızda ise Samsun başı çekerken Tokat, Çorum ve Amasya, Samsun İlinin takipçileri konumundadır.

2.8.5.4 Bölgedeki Memur ve İşçi Sendikaları

Bölgede toplam memur sendikası sayısı 255’tir. Bunların 61 tanesi şube, 193 tanesi ise temsilcilik olarak görev yapmaktadır. Ayrıca, Samsun’da bir adet de genel merkez bulunmaktadır. Bölgede

toplam işçi sendikası sayısı ise 44’tür. Bölge illerdeki Memur ve işçi sendikaları dağılımını aşağıdaki tabloda görmek mümkündür.

Bölgede görüldüğü üzere birçok STK bulunmasına karşın STK’ların varlığı tek başına yeterli olamamaktadır. STK’ların etkin faaliyetleri ve kalkınma sürecine katılımları karşılaştıkları sorunların en aza indirilmesi ile mümkün olacaktır. YHGP (2006) kapsamında bu sorunlar ele alınmıştır ve en çok öne çıkanlar sorunlar;

-STK’ların yeterince işlevsel olmaması ve geniş bir kitleye ulaşamaması,

Amasya Çorum Samsun Tokat TR83 Türkiye

Aktif Oda Sayısı 28 42 71 34 175 3.107

Oda ve Esnaf Sicili olan Aktif Üye Sayısı 9.142 18.330 45.681 16.597 89.950 1.987.559 Tablo 2.8.5.3.1 Bölge ve Türkiye’de Bulunan Aktif Oda Sayısı, Oda ve Esnaf Sicili Olan Aktif Üye Sayısı

Kaynak: Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu-TESK, 2012

Amasya Çorum Samsun Tokat TR83

Memur Sendikaları 55 31 96 73 255

İşçi Sendikaları 4 19 25 6 54

Tablo 2.8.5.4.1 Bölgedeki Memur ve işçi Sendikaları Dağılımı

Kaynak: Amasya, Çorum, Samsun, Tokat Valiliği Emniyet Müdürlükleri, 2010 (Basılmamış Doküman)

188

-Bölgedeki STK’ların temel işlevleri olan çeşitli alanlarda kamuoyu baskısı oluşturacak amaca ve yapıya sahip olmamaları,

-STK’larda örgüt içi demokrasinin az gelişmiş olması ve bu örgütlerin etkinliklerinde başkanı ya da kurucusu olan kişilerin büyük rol oynaması,

-STK’lar arasında ve STK’lar ile resmi kurumlar arasındaki koordinasyonsuzluk ve iletişim eksikliğidir.

Bu ve benzeri sorunların aşılması katılımcı kalkınmanın hedeflerine ulaşmayı kolaylaştıracak ve yaşanan sürece toplumun tamamının katılımını sağlayarak sürecin ve sonrasında gelinecek noktanın sahiplenilmesini sağlayacaktır.

2.8.6 SONUÇ

Merkezi yönetim kapsamında TR83 Bölgesi’nde 4 valilik ve 47 kaymakamlık bulunmaktadır.

Bölgede bulunan belediye sayısı ise 181’dir. İl belediyeleri içinde sadece Samsun’da büyükşehir belediyesi bulunmaktadır. Bölgede mahalli idarelerin kurduğu çeşitli alanlarda faaliyet gösteren 107 birlik bulunmaktadır (Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, 2010).

Diğer taraftan, Sivil Toplum kuruluşları (STK) toplumsal bilincin oluşumunda oldukça önemlidir.

Kalkınmada katılımcı yaklaşım, kalkınmanın tüm süreçlerine aktörlerin tamamının dâhil olmasını gerekli kılmaktadır. Bölgelerinin topyekûn kalkınmasını hedefleyen Kalkınma Ajansları da kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği sağlamayı amaçlamaktadır. Farklı grupların toplumsal yarar sağlayacak ortak hedefler doğrultusunda bir araya gelmeleri ve birlikte çalışma alanları yaratmaları önemlidir. STK’lar toplumsal bilincin oluşumunda oldukça önemlidirler.

Toplumsal bilinç bireyleri paylaştıkları değerler etrafında bir araya getirir. Böylesi katılımcı bir toplum sürdürülebilir bir kalkınma için STK’ları gerekli kılmaktadır.

İllere göre faal dernek sayısına bakıldığında dernek sayısının en fazla olduğu il Samsun (1.715) olup bunu sırasıyla Tokat (576), Çorum (574)ve Amasya (414) takip etmektedir. Bölge, dernek sayısı bakımından ülke içerisinde yüzde 3,37’lik bir orana sahiptir. Ayrıca, bölgede biri Samsun diğeri Tokat’ta olmak üzere iki adet Vakıflar Bölge Müdürlüğü bulunmaktadır. Bu müdürlüklerden alınan bilgiye göre Samsun’da toplam 44, Tokat’ta 33, Çorum’da 39 ve son olarak Amasya’da 16 adet vakıf bulunmaktadır.

Türkiye’de bulunan toplam 181 TSO’nun 18’i bölgede bulunmaktadır. Bunların illerdeki dağılımı ise Amasya’da 4, Çorum’da 3, Samsun’da 6 ve Tokat’ta 5 şeklindedir. Ayrıca Türkiye’de 113 olan toplam ticaret borsasının 9’u bölgede bulunmaktadır.

Bölgede aktif oda sayısının en yüksek olduğu il 72 oda ile Samsun olup bu ili sırasıyla 42 oda ile Çorum, 35 oda ile Tokat ve 28 oda ile Amasya takip etmektedir. Oda ve esnaf sicili olan aktif üye sayısına baktığımızda ise Samsun başı çekerken Tokat, Çorum ve Amasya, Samsun ilinin takipçileri konumundadır.

Son olarak, bölgede toplam memur sendikası sayısı 255’tir. Bunların 61 tanesi şube, 193 tanesi ise temsilcilik olarak görev yapmaktadır. Ayrıca, Samsun’da bir adet de genel merkez bulunmaktadır.

Bölgede toplam işçi sendikası sayısı ise 44’tür.

189

2.9 SOSYAL YAPI: DEĞERLENDİRME

Sosyal yapı bölümünde verilen istatistikler ve yapılan analizler göstermektedir ki TR83 Bölgesi’nin refah düzeyini artırmak ve diğer bölgelerle olan sosyo-ekonomik gelişmişlik farklarını azaltmak için bütüncül bir planlama anlayışı çerçevesinde hareket edilmelidir. TR83 Bölgesi’nin nüfus dinamikleri ve nüfusun demografik yapısı dikkate alınarak eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik yatırımlarının planlanması ile ekonomik ve sosyal kalkınma sağlanabilecektir. 2.717.685 olan toplam nüfusuyla üzerinde büyük bir nüfus baskısı olmayan Bölge’de kamu hizmetlerinin sağlanması açısından bu özelliği avantaj sağlarken, aynı zamanda 2.004.000 olan çalışma çağındaki nüfusuyla ekonomik büyümenin gerçekleşmesi için gerekli insan gücüne de sahip bulunmaktadır. Türkiye’de ve bölgede doğurganlığın düşmekte olduğu ve yaşlanmanın tam olarak gerçekleşmediği göz önüne alınarak işgücü arzı gerekli istihdam politikaları ile desteklenmelidir. Özellikle kadın nüfusa ve genç nüfusa yönelik politikaların önceliklendirilmesi gerekmektedir. Bölgede kadınların işgücüne katılma oranı Türkiye ortalamasının üstünde olsa da gelişmiş ülkelere kıyasla oldukça düşüktür. Bunun temel nedeni kadının eğitim düzeyinin düşük olması ve iş piyasasının gerektirdiği niteliklere sahip olmamasıdır.

Bölgede istihdam yaratan temel sektör tarımdır. Bu durum ücretsiz aile işçiliği yoluyla özellikle kadın nüfusta olmak üzere toplam gizli işsizliği artırıcı bir rol oynamaktadır. Bu kapsamda bölge özellikleri dikkate alınarak hazırlanacak bir istihdam politikasının bu durumu göz önüne alarak son yıllarda tarımda çözülen nüfusun bölgede gelişme potansiyeli bulunan tarıma dayalı sanayiye aktarılmasını, bunun içinde bölgede bu sektörün geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Bu bölgenin iddialı olduğu tarım sektöründe katma değeri yüksek üretimin gerçekleştirilmesini sağlamanın yanında istihdam fırsatları yaratmak yoluyla istihdam arayışı kaynaklı dış göçü bölgede azaltacak, bölge potansiyeli ve dinamikleri bölgede değer bulmuş olacaktır.

Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında büyük önem taşıyan eğitime ilgi bölgede istenilen düzeyde değildir. İlköğretimin zorunlu olmasından kaynaklı okur-yazar nüfusta bitirilen eğitim düzeyi sadece ilköğretim seviyesinde ülke ortalaması üzerinde iken diğer düzeylerde ülke ortalamasını yakalayamamaktadır. Bu kapsamda yapılacak her türlü yatırım ve bilinçlendirme çalışmaları bölgenin insan kaynaklarına yatırım anlamına gelecek ve bölgenin rekabet seviyesinin artırılmasında büyük önem taşıyacaktır. Bu nedenle Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO) ve Pansiyonlu İlköğretim Okullarının (PİO) yaygınlaştırılması, kız çocukların okula gönderilmesinin teşvik edilmesi, mesleki ve teknik liselerin ekonomi açısından öneminin vurgulanması ve mezunların istihdam edilebilirliklerinin sağlanması, kentleşmenin hızla arttığı bölgede yaygın eğitime verilen önemin artırılması, toplumun her kesiminin topluma ve kent yaşamına entegrasyonu ve istihdam edilebilmeleri bakımında büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan eğitim göstergeleri doğru analiz edilerek eğitim yatırımlarının bölge nüfusunun özelliklerine ve ihtiyacına en uygun şekilde gerçekleştirilmesi kaynakların etkin kullanımı bakımından oldukça önemlidir.

Yapılacak olan tüm çalışmalarda ekonomik gelişmenin olumsuz etkilerini en aza indirgeyecek, sosyal içermeyi sağlayacak politikalar da geliştirilmelidir. Yoksul kimselerin büyük çoğunluğu SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur gibi bir sosyal güvenlik sistemine bağlı değildir. Yoksul bireylerin sağlık hizmetlerine erişiminde sürekliliğin sağlanması için önlemler alınmalıdır.

Bölgenin yüksek okur-yazarlık oranı, çalışma çağındaki nüfusun fazlalığı, kültürel-tarihsel zenginlikleri, tarımsal ürün çeşitliliği ve sahip olduğu doğal kaynaklar gibi avantajları ile işsizlik, görece az gelişmiş sanayisi ve dengesiz gelir dağılımı gibi dezavantajları dikkatle incelenmeli ve bölge dezavantajların üstüne gidilerek bunların çözümüne ilişkin gerçekçi ve yerel odaklı ulusal planlarla uyumlu gerçekçi kalkınma politikaları hayata geçirilmelidir.

190

Bu politika önceliklerinin gerçekleştirilebilmesi için merkezi yönetimin plan ve uygulamalarının yanında, yerel yönetimlerin ve sivil toplumun da bu süreçte etkin olarak yer alması ile başarıya ve sürdürülebilirliğe ulaşılabilir.

191

192

Bölgenin iktisadi yapısının ele alındığı bu bölümde tarım, sanayi ve hizmetler sektörü detaylı bir şekilde incelenecektir. Bölgede sektörlerin ülke ve bölge ekonomisindeki yerini ortaya koymak için Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ve Gayrisafi Katma Değer (GSKD) verilerinden yararlanılacaktır.

Bunların yanı sıra sektörel istihdam verileri, girişim sayıları ve dış ticaret rakamları kullanılarak sektörler ve alt sektörler bazında bölgenin ekonomik yapısı incelenecektir. Sektör analizlerinin devamında bölgenin girişimcilik ve yenilikçilik kapasitesi ortaya konmaya çalışılacaktır. Bu bölümde bölgede açılan kapanan işyeri sayıları ve bölge firmalarının Ar-Ge faaliyetleri, patent başvuruları ile ilgili bilgi verilecektir. Yapılan analizler ile bölgenin ekonomik durumunun genel özellikleri ve gelişme dinamiklerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Son bölümde bölgede işletmelere yönelik verilen destekler ve kamu yatırımları ele alınacaktır.

3.1 GİRİŞ

TÜİK tarafından açıklanan 2001 yılına ait GSYİH verilerine göre TR83 Bölgesi 26 Düzey 2 Bölgesi arasında 10. sırada yer almaktadır. Bununla beraber kişi başına düşen GSYİH bakımından bölgemiz 15. sıradadır. Yıllar itibariyle bölgemizin GSYİH’den ve nüfustan aldığı payların verildiği aşağıdaki tabloya bakıldığında bölgemizin GSYİH ve nüfus paylarının düştüğü görülmektedir. GSYİH’nin nüfusa oranı 1987 yılında yüzde 0,65 iken, 2001 yılında yüzde 0,72’ye yükselmiştir. Bölge nüfus payının GSYİH payından daha fazla bir oranda düşmesi kişi başına düşen geliri yükseltmiştir.

Bu durum bölge illerinde 1987 ve 2001 yılında kişi başına düşen GSYİH verilerinin yer aldığı aşağıdaki tablodan da açıkça görülmektedir.

GSYİH payı Nüfus Payı GSYİH/Nüfus

1987 3,46 5,29 0,65

Tablo 3.1.1 TR83 Bölgesi GSYİH ve Nüfus Payları

Kaynak: TÜİK, 2012

Tablo 3.1.2 Bölge İllerinde Kişi Başına Düşen GSYİH (Dolar)

Kaynak: TÜİK, 2012

193 GSYİH’den farklı olarak TÜİK tarafından 2010 yılında açıklanan GSKD serisi, bölgelerin ekonomik

faaliyetlerinin gelişiminin ölçülmesinde faydalı bir gösterge olarak kullanılabilmektedir. GSKD, bir bölgede yerleşik ekonomik birimlerin belli bir dönemde bu bölgedeki ekonomik faaliyetleri sonucunda ürettikleri mal ve hizmetlerin (çıktı) üretim değerinden, bu üretimde bulunabilmek için kullandıkları mal ve hizmetler (ara tüketim) değerinin çıkarılması sonucu elde edilen değerdir.

GSKD, GSYİH’den farklı olarak KDV ve ÖTV gibi ürün üzerinde bulunan vergileri içermemektedir.

Aşağıdaki grafikte Düzey 2 Bölgelerinin GSKD verileri yer almaktadır. Bu sıralamaya göre TR83 Bölgesi 10. sırada yer almaktadır.

TR83 Bölgesi’nde 2008 yılı itibariyle kişi başına düşen GSKD 6.914 Dolar’dır. Bu rakam, ülke ortalaması olan 7.984 Dolar’ın altındadır. TR83 Bölgesi kişi başına düşen GSKD bakımından Düzey 2 bölgeleri arasında 15. sırada yer almaktadır. Aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere kişi başına düşen GSKD($) değerlerinde İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi’nde bulunan Düzey 2 bölgelerinin ilk sıralarda yer aldığı, özellikle Güney ve Doğu Anadolu bölgelerinde bu değerin ortalamanın gerisinde kaldığı görülmektedir.

BÖLGE ADI Kişi başına GSKD ($)

TR10(İstanbul) 14591

TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) 13265

TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik) 12983

TR51(Ankara) 12598

……

TR90(Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane) 7.059

TR82(Kastamonu, Çankırı,Sinop) 6.914

TR83(Samsun, Tokat, Çorum, Amasya) 6.813

TR71(Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir) 4.654

……

TRC3(Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) 3.724

TRA2(Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) 3.601

TRB2(Van, Muş, Bitlis, Hakkari) 3.419

Tablo 3.1.4 Düzey 2 Bölgeleri Kişi Başına Düşen Gayri Safi Katma Değer, 2006

Kaynak: TÜİK, 2012

Şekil 3.1.3 Düzey 2 Bölgeleri Gayri Safi Katma Değerleri, 2006

Kaynak: TÜİK, 2012

194

3.2 TARIM

3.2.1 GİRİŞ

Gıda ve giyim gibi yaşamsal öneme sahip sanayi dallarına hammadde sağlaması ve çevresel etkileri nedeniyle tarım sektörü tüm dünya ekonomileri için kritik bir öneme sahiptir. Nüfusun yüzde 24,4’ünün kırsal yerleşim yerlerinde yaşadığı ve işgücünün yüzde 24,7’sinin tarım sektöründe istihdam edildiği ülkemiz için tarımın özel bir yeri vardır. Ülkenin sahip olduğu farklı iklim özellikleri geniş bir ürün desenine imkan sağlamaktadır. Ancak tarım sektörü verimlilik ve kalite açısından gelişmiş ülkelerle rekabette geride kalmaktadır. Arslaner ve Polatkan tarafından gerçekleştirilen

“Bileşik Endeksle Tarım Sektörünün Gelişim Düzeyinin Avrupa Birliği (AB) Ülkeleri Karşılaştırmalı Ölçümü” çalışmasına göre, AB üyesi veya aday toplam 26 ülke arasında Türkiye tarımsal gelişmişlik düzeyi bakımından 21. sırada yer almakta ve orta düşük gelişmiş ülkeler grubunda bulunmaktadır (2009).

TR83 Bölgesi tarımsal alan ve üretim bakımından oldukça zengindir. Bölge, birçok bitkinin yetiştirilmesine uygun koşullara sahiptir. Bölge, kişi başına bitkisel üretim değeri esas alındığında 6. sırada, üretim miktarı yönünden tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 4., sebze üretiminde 2. ve meyve üretiminde 16. sırada bulunmaktadır. Bu değerler, bölgenin ülke içerisinde bitkisel üretim açısından iyi bir konumda olduğunu göstermektedir. Hayvansal ürünlerde de bölgenin önemli bir potansiyeli bulunmaktadır. Bölge büyükbaş hayvan sayısında, yumurta tavukçuluğunda ve broyler üretiminde önemli değerlere sahiptir.

Tarımın bölge ekonomisindeki yerini daha iyi anlayabilmek için, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) istatistikleri incelenecektir. Tarım sektörünün GSYİH payı, Türkiye ve bölgede azalma eğilimi içindedir. Tarım sektörünün bölge GSYİH’si içindeki payı 1987-2001 yılları arasında azalarak yüzde 30’dan yüzde 20’ye düşmüştür. Diğer yandan bölgenin tarım sektörü GSYİH’sinin, Türkiye tarım sektörü GSYİH’si içindeki payı, 1987 yılında, cari fiyatlarla yüzde 5,8 iken 2001’de yüzde 5,3 düzeyine inmiştir.

Bölgede tarım sektörünün GSYİH içindeki payı, Türkiye ile kıyasla her dönemde daha yüksektir (Şekil 3.2.1.1). Türkiye’de 1987-2001 yılları arasında tarımın GSYİH içindeki payı yüzde 17,5’ten yüzde 12,1’e düşmüştür. 2009 yılına gelindiğinde ise bu oran yüzde 8,3’e gerilemiştir. 1990 yılı baz alınarak yapılan tarım GSYİH endeks değerlerine göre Türkiye’de 1990-2001 döneminde,

Şekil 3.2.1.1 Tarım Sektörünün GSYİH İçindeki Payları, 1987-2001

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2010

195 tarımsal üretim yüzde 5,3 büyümüştür. Tarım sektöründeki bu büyüme yıllık yüzde 0,5 düzeyinde

kalmaktadır. Bu hız sanayi ve hizmetler sektörü ile karşılaştırıldığında oldukça düşüktür. Aynı dönemde bölge illeri incelendiğinde tarımsal üretimi dönem boyunca artan tek il Tokat olmuştur.

Diğer üç ilde tarım sektöründe gerçekleşen küçülme sırasıyla, Amasya’da yüzde 15,9, Çorum’da yüzde 17,0 ve Samsun’da yüzde 18,1’dir.

Amasya, GSYİH içinde, tarım sektörü payının en büyük olduğu il konumundadır. Tarım sektörünün il geliri içindeki payı 1987 yılında, yüzde 36,7 iken 2001 yılında yüzde 21,7 düzeyine inmiştir. Buna karşın, Amasya tarımsal üretiminin Türkiye tarımsal üretimi içindeki payı bakımından bölge illeri arasında en küçük olan ildir (2001’de yüzde 0,6).

Samsun, bölge illeri arasında tarımsal üretimin GSYİH içindeki payının büyüklüğü bakımından 2001’de ikinci sırada yer almaktadır. Ancak tarımsal üretim Samsun’da önemli derecede bir düşüş göstermiştir. Tarımın il GSYİH’si içindeki payı 1987’de yüzde 29,6 iken 2001’de yüzde 20,4’e gerilemiş, il tarım gelirinin Türkiye tarım geliri içindeki payı, cari fiyatlarla 1987’de yüzde 2,7 iken

Samsun, bölge illeri arasında tarımsal üretimin GSYİH içindeki payının büyüklüğü bakımından 2001’de ikinci sırada yer almaktadır. Ancak tarımsal üretim Samsun’da önemli derecede bir düşüş göstermiştir. Tarımın il GSYİH’si içindeki payı 1987’de yüzde 29,6 iken 2001’de yüzde 20,4’e gerilemiş, il tarım gelirinin Türkiye tarım geliri içindeki payı, cari fiyatlarla 1987’de yüzde 2,7 iken

Belgede TR83 Mevcut Durum Analizi 2012 (sayfa 117-129)