• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM: ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE METODOLOJİSİ

2.1 Araştırmanın Kapsamı, Amacı ve Önemi

Üretim odaklı ekonomi anlayışı, II. Dünya savaşı akabinde kapitalist ve komünist ekonomilerin gerilim sahasında, tüketim odaklı bir anlayışa doğru dönüşüm geçirmiştir. Savaşlar ve petrol krizleri ile durgunlaşan kapitalist ekonomilerin daralan Pazar alanlarında yeni kavramlar, tartışma sahasına girmiştir. Özellikle boş zamanlar ve sahte ihtiyaçlar üzerine yoğunlaşan girişimler, kültür endüstrisi kavramını gündeme getirmiştir. Kültür endüstrisi kavramı ülkemizde özellikle 1980’li yıllarda başlayan liberalleşme hareketleri ile daha bütüncül bir anlam zemini bulmaya başlamıştır. 1990’lı ve 2000’li yıllarda yaşanılan küresel ekonomik dönüşün boş zamanlar algısının hızla evrim geçirmesine neden olmuştur. Teknolojik gelişmelere paralel olarak boş zaman faaliyetlerinin, zaman ve mekana bağlı kalma zorunluluğu yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlamıştır. İnsanların bu faaliyetlere katılmasının da elbette bir maddi beldi olmak durumundadır. Kültür endüstrisinin ürünlerinin çeşitliliği gelir seviyesine ve alım gücüne göre sınıflandırılmaktadır. Ancak insanların beklentileri ve isteklerinin sınırsızlığı rasyonel davranış biçimlerinden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Sonuç itibariyle bu durum maddi imkanlarının ötesinde sisteme bağımlı birer tüketici konumuna dönüşmelerine neden olmaktadır. Maddi imkanların rasyonelliğinden uzaklaşan tüketici davranışları, sahte ihtiyaçlara yoğun talep şeklinde yeniden ve yeniden üretilmektedir. Gelir seviyesine göre katmanlara ayrılan toplumsal yapının bu yeni üretim-tüketim ilişkisinden ölçüsüzce etkilendiğini gözlemlenmektedir. Bu konun bilimsel sınırlılıklar içerisinde araştırılması, bulgularının değerlendirilmesi ve kültür endüstrisi çalışmalarına da katkı sağlaması bu araştırmanın temel hedefi niteliğinde olacaktır.

Kültür endüstrisi kavramına kitle iletişim araçları bazında yaklaşılması ve özellikle alt gelir grubundaki insanlar üzerindeki dönüştürücü etkilerinin

tartışılması, araştırmanın temel amacını teşkil etmektedir. Bu çalışmada özellikle, kitle iletişim araçları vasıtasıyla aktarılan kültür endüstrisi ürünlerinin, gelir grupları üzerinde yarattığı etkilerden söz edilecektir. Öyle ki kitle iletişim araçları vasıtasıyla (Diziler ve filmlerle) oluşturulan yapay kültürler, yalnız ülke çapında değil Ortadoğu ve Balkan ülkelerinde de etkilerini hissettirmeye başlamıştır. Bölge ülkeleri ve Türkiye’de Aile, Din, Hukuk, Siyaset vb gibi kurumların yapısı ile ilgili tartışmaların artmasında medyanın rolünün yadsınamaz olduğu açıkça görülmektedir. Örneğin, Türkiye’de son yıllarda kadın ve ailenin konumunu konu alan haberlerin, dizilerin ve filmlerin artması ile birlikte, kadın ve ailenin konumunun iyileştirilmesine yönelik politikalarda da bir artış yaşandığı gözlenmektedir. Ayrıca çevre ülkelerde bireysel özgürlüklerin tartışılması ve kitle olaylarının artmasını da genel anlamda medyanın birer başarısı olarak yorumlanabilir.

Bilindiği gibi Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında, Çin Halk Cumhuriyeti’nden sonra dünyada en hızlı büyüme trendi yakalayan ikinci ülke konumundadır. Ekonomik anlamda son derece hızlı büyüyen bir ülke olan Türkiye, kültürel olarak da hızlı bir değişim ve dönüşüm geçirmektedir. Şüphesiz ki kültür endüstrisi de bu süreçte payına düşeni gerçekleştirmekte ve küresel-yerel platformlarda kitleleri değiştirip dönüştürmektedir. Sonuçta toplumsal kurumların mahiyeti ile ilgili tartışmaların ve kitle toplumunun medya üzerinden şekillendirildiği iddialarının araştırılması kaçınılmaz bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır.

Kültür endüstrisinin alt gelir grubu üzerindeki dönüştürücü etkilerinin araştırıldığı bu çalışmamızda, araştırma evreni olarak Konya ili şehir merkezi tercih edilmiştir. Araştırma örneklemimiz, alt gelir grubuna dahil olarak tespit ettiğimiz; küçük esnaflar, işportacılar, asgari ücretli işçiler ve marjinal işlerde ( kağıt toplayıcılığı, hurdacılık vb. ) çalışan kişilerden seçilmiştir. Bununla beraber gelir seviyesindeki farklılaşmanın kıyaslanabilmesi için araştırma örneklemine sağlık çalışanları da dahil edilmiştir. Her bir grubun Konya ili şehir merkezindeki iş gücü potansiyeli Türkiye İstatistik Kurumundan elde edilen verilerle tespit

edilerek, örneklem üzerindeki ağırlığı belirlenmiştir. Buna göre nüfus bazında, alt gelirli ve orta gelirli kesimler, örneklemde dengeli olarak dağıtılmaya çalışılmıştır.

2.1.1 Araştırma Evreni ve Örneklem:

Kültür endüstrisinin alt gelir grubu üzerindeki dönüştürücü etkilerinin araştırıldığı bu çalışmada, araştırma evreni olarak Konya şehri, örneklem olarak da, Yeni İstanbul caddesindeki hastaneler bölgesinde çalışan asgari ücretli firma personelleri, sınıflandırılmamış işlerde çalışanlar, esnaflar ve devlet memuru sağlık personelleri tercih edilmiştir. Örneklemde bu bölgenin tercih edilmesinin esas nedeni, gelir grupları arasındaki gözlemlenebilir farklılaşmanın yoğun olarak yaşandığı bir nokta olmasıdır. Örneklem içerisinde, gelir gruplarının özelliklerini yansıtacak nitelikler aranmıştır. Örneğin, asgari ücretlilerin kayıtlı çalışanlar içerisindeki %45’lik ( 2011 yılı itibariyle yaklaşık 5 milyon kişi ) Payı ile kamu dışında çalışan diğer kayıtlı çalışanların %55’lik (2011 yılı itibariyle yaklaşık 10 milyon kişi ) oluşturduğu yüzdelik dilimler dengeli bir şekilde yansıtılmaya çalışılmıştır.

2.1.2 Araştırmanın Tipi ve Tekniği:

Araştırma, kültür endüstrisi bağlamında; Gelir grupları arasındaki sosyolojik farklılıklarının ve zihniyet dönüşümlerinin değerlendirmesi niteliğindedir. Hipotezlerin, ”betimleyici” ve “açıklayıcı” bir nitelikte ele alınmasına dikkat edilmiştir. Araştırma 84 sorudan oluşan bir anket formu ile katılımcılara sorular yöneltilmiştir. Çalışmanın 250 kişi üzerinde yapılması hedeflenmiştir ancak 237 kişiye ulaşılabilmiştir. Doldurulan bazı anket formlarının güvenilirliğinden duyulan endişeler nedeniyle değerlendirmeden çıkarılmasına karar verilmiştir. Özellikle sınıflandırılmamış mesleklerde çalışan kişilere uygulanan anketlerin sınırlı kalması araştırmanın güçlüklerinden biri olarak kabul edilebilir. Araştırmaya katılanların cinsiyet dağılımlarının birbirine yakın ve anlamlı

olmasına dikkat edilmiştir fakat uygulamada bazı güçlükler yaşandığı için bu oranlarda ufak sapmalar olmuştur. Anketlerin tamamı, 237 kişi ile yüz yüze görüşülerek tamamlanmıştır. Ayrıca deneklerin çalışma saatlerine dikkat edilmiş ve zihnen sakin zamanlar seçilmesine gayret gösterilmiştir.

Araştırma 01-25 Mayıs 2012 tarihleri arasında merkez hastaneler bölgesinde, Dr. Faruk Sükan Doğumevi ve Numune hastanesinde yapılmıştır. Ayrıca bu iki hastane arasında serbest çalışan kişilerde uygulamalara dahil edilmiştir.

Çalışma da betimleyici istatistikler hazırlanmış, ayrıca demografik veriler ile hazırlanan çapraz tablolarında sınanmasında yapılmıştır.

Hazırlanan sorularda katılımcıların demografik bilgilerinin yanında boş zaman faaliyetlerini nasıl değerlendirdikleri ve sosyal/bireysel güven duygularının ölçülmesi hedeflenmiştir. Sonuç kısmında ise tutumların değerlendirmeleri yapılmıştır.

Araştırmada kurgulanan varsayımların, tabakalaşma modellemelerine uygunluğunu sınamak için, konu ile ilgili hazırlanan anket formu saha araştırması metodu kullanılarak uygulanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS 16.0 Anket programında analiz edilmiştir.

2.1.3 Kullanılan Anket Formunun Tanıtılması.

Araştırmada kullanılan anket formu 84 sorudan oluşmaktadır. Bu sorulardan ilk on bir soru katılımcıların kişisel ve sosyal özelliklerinin belirlenmesi amacıyla hazırlanmış demografik değişkenleri içeren sorulardır.

Akabinde, katılımcıların çalışma hayatı ve alışkanlıkları hakkında bilgi edinmek için sorulan ,çalışma hayatı ve güncel hayattın gereksinimlerine dair on üç adet soru bulunmaktadır.

Bu sorulardan sonra ise boş zaman faaliyetlerinin hangi mekanlarda yoğunlaştırıldığını anlamaya yönelik sorular ve genel olarak medya ile ilgili yargı cümleleri sorulmuştur. (B ve C Kısımları)

Alışkanlıklar ve boş zamanların değerlendirilmesinde başvurulan yöntemlere dair sorulan sorularda ise; katılımcıların günlük hayatta, sosyal ve fiziksel faaliyetlere karşı geliştirdikleri bakış açılarını değerlendirmek amaçlanmıştır. (D kısmı)

Genel ve bireysel yargı soruları ile katılımcıların sosyal kurumlara ve yakın- uzak çevreye karşı geliştirdiği güven duygusunun ölçülmesi amaçlanmıştır. Yine bireylerin kendilerini hangi tabakaya ait hissettikleri de bu kısımda yöneltilen sorulardandır. Bu kısımlarda ( E,F,G ve H) yöneltilen sorular, 1990-1991 Dünya Değerler Araştırması"nın Türkiye bölümünde Boğaziçi Üniversitesi tarafından hazırlanan sorulardan alınmıştır. (www. wvsevsdb.com, 02.04.2012)

Son kısımda ise katılımcıların ulusal ve sosyal medya üzerinden geliştirdikleri tutumların değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan sorular yöneltilmiştir. ( I kısmı)