• Sonuç bulunamadı

Özetleme stratejileri ile ilgili literatür incelendiğinde birbirinden farklı ama özünde aynı anlamlara gelebilecek özetleme stratejileri tanımlarının yapıldığı görülmüştür. Bu strateji ve tekniklerden en bilinen, Dijk ve Kintsch tarafından 1978’de sunulan “Toward a Model of Text Comprehension and Production” isimli çalışmaları

“Büyük Ölçekli Yapı Modeli”nin yapısını oluşturmuş, bu modelin bilişsel sunumunu/içeriğini ise 1983’te kaleme aldıkları “Strategies of Discourse Comprehension” başlıklı çalışmayla şekillendirmişlerdir. Dijk ve Kintsch’in

35

oluşturdukları bu çalışmaya göre bir metnin/belgenin büyük ölçekli yapısını sözdizimsel ve anlamsal yapı olarak iki ana başlık üzerinde değerlendirmek mümkündür.

Bu iki ana başlık üzerinde, küçük ölçekli yapılar aracılığıyla büyük ölçekli yapıların belirlenmesi sağlanır yani temel anlam türetilmiş olur; ancak türetme esnasında oluşan bazı anlamsal bilgilerin kaybolması nedeniyle bu iki ana başlık

“indirgeyici”, bazı önermelerin yeni bilgi grubu olarak değerlendirilmesinde rol oynadıkları için “kurucu”, alt fikirleri, düşünceleri büyük ölçekli fikir, düşüncede birleştirdikleri için “düzenleyici” rolünü üstlenirler (Dijk, 1980, s. 46).

“Genelleme, eksiltme, yorumlama gibi zihinsel işlemler ve çerçeve, şema gibi genel yapılar yardımıyla elde edilen büyük ölçekli yapılarda ana konu/tema en temel yapıdır ve diğer yardımcı konu/tema ile birlikte metnin bütünlüğünü sağlar” (Keçik ve Uzun, 2004, s. 122). Bir metnin/belgenin ana düşünce/fikir ve buna destek olan yardımcı düşünce/fikirlerin ortaya çıkarılmasıyla aslında metnin büyük ölçekli yapısı çözümlenmiş olur.

“Büyük Ölçekli Yapı Kuralları” silme eylemi (önemsiz ifadeyi silme), genelleme eylemi ve yapılandırma (şekillendirme) kuralı olarak belirlenmiştir (Dijk ve Kintsch, 1983, s. 190).

 Silme eylemi (önemsiz ifadeyi silme), sonradan gelen cümlenin (düşüncenin)

doğrudan veya dolaylı kendinden önceki cümlelerle (düşüncelerle) ifade edilememesi, desteklenememesi durumu,

 Genelleme eylemi, her cümle (düşünce) dizisinin yakın anlamlı üst bir cümle (düşünce) ile açıklanması,

 Yapılandırma (şekillendirme) ise metindeki genelleşmiş cümlelerden (önermelerden) yola çıkılarak metnin birey tarafından yorumlanmasıdır.

36

Silme (önemsiz ifadeyi silme) eyleminde ilk olarak metindeki/belgedeki bilgilerin seçilmesi, bu bilgilerin türüne göre sınıflandırılması, birbirleriyle karşılaştırılması ve gerekli/önemli ifadelerin yer alıp gereksiz/önemsiz ifadelerin atılması gerekmektedir. Genelleme eyleminde, belgedeki genel anlam taşıyan ifadeler sınıflandırılarak hangi türe ait olduğunu belirten bir üst ifadeye, yani temel anlamı ifade edecek bir nesneye, genel kavrama ulaşılır. Yapılandırma (şekillendirme) aşamasında ise yapılmış olan genel düşünceler ifade edilir ve belgede verilmek istenen anlama aykırı olmamak koşulu ile özet metin hazırlanır (Karadağ, 2019, s. 471).

Silme (önemsiz ifadeyi silme), genelleme eylemi ve yapılandırma (şekillendirme) süreçlerinin her biri kendi bünyesi altında birden çok karmaşık ve üst bilişsel süreç ile ortaya çıkar. Bu süreçlerin sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesi her bir aşamanın kendi içerisinde takım olarak çalışan sistem analizinin bir bütün halinde uyum içerisinde olmasına bağlıdır.

Çıkrıkçı (2008, s. 29) özetleme strateji ve tekniklerini; alıntı, doğrudan alıntı, ekleme ve genelleme şeklinde dört başlık altında ele almıştır. Alıntı aşamasında, orijinal belgedeki cümlelerden bazı yardımcı ögelerin (edat, bağlaç, birleşik sözcük vb.) silinerek metnin/belgenin kısaltılarak özeti hazırlanan belgeye geçirilmesi; doğrudan alıntı aşamasında, orijinal belgedeki cümlelerin herhangi bir değişiklik içermeden özeti hazırlanan belgeye asıl haliyle aktarılması; ekleme aşamasında özeti hazırlanan belgeye orijinal belgedeki cümlelere bazı yardımcı ögelerin (edat, bağlaç, birleşik sözcük vb.) eklenmesi; genelleme aşamasında ise orijinal belgedeki bir veya birden çok cümlenin ana düşüncesine aykırı olmamak koşuluyla özeti hazırlanan belgeye verilmek istenen mesajın genellenerek aktarılması ile oluşturulduğunu ifade etmektedir.

İdris, Baba ve Abdullah (2008, s. 348-349) aracılığıyla değerlendirilen analiz çalışmaları sonucunda özetleme çalışması yapılacak belge/metin değerlendirilirken

37

yararlanılacak strateji ve teknikleri yedi başlık altında incelemiş ve bu başlıkların hangi bilgileri kapsadığını açıklamışlardır.

Silme sürecinde orijinal metinde özü yansıtmayacak önemsiz veya gereksiz bilgiler, tekrar edilen bilgiler, özet metindeki cümleden çıkarılır. Bu süreç açıklamalar, örnekler ve detaylandırmalar gibi bazı birimleri içerir.

Cümle birleştirme sürecinde, birden fazla cümlenin bağlaçlar (çünkü, ve, ancak, yine de …) kullanılarak bir cümlede anlatılması esastır. Bu süreç genellikle silme, genelleme ve yeniden yazma gibi üst bilişsel zihinsel işlemle birlikte yapılır. Böylece üretilen özet cümleler, kısa ama bilgilendirici olur. Belgenin anlamını bozacak, ifadeyi değiştirecek cümlelerden kaçınılması esastır.

Konu cümlesi seçimi sürecinde, metinde yer alan bütnün, anlatılmak istenen mesajı içeren cümlenin ana düşüncesini ifade etmek için genellikle bir ana ifade seçilmiştir. Bu cümle metnin konusunu ifade eden, metnin tamamına yansıyan anlamın bulunup çıkarılması işlemidir.

Söz dizimsel dönüşüm sürecinde, asıl metne sadık kalarak cümledeki kelimelerin sırası veya cümlenin söz dizimsel yapısı değiştirilir. Bir metin özetlenirken metnin

38

tamamı olduğu gibi alınmadığı, kısaltıldığı için bu değişiklikler sadece özet metindeki sözcüklerin konumunu etkileyebilir.

Başka kelimelerle açıklamak/Yorumlamak sürecinde, orijinal belgenin/metnin içindeki bir cümle, kelime ve/veya ifadenin özet cümle içerisindeki benzer bir cümle yapısı ile ifade edilmesidir. Aslında özeti başka kelimelerle açıklamak, aynı anlama sahip farklı kelimelerin kullanıldığı, eş anlamlılığı içeren benzerlik kavramının kullanılarak metindeki duygu ve düşünceye sadık kalarak yeniden yorumlanması anlamına gelir.

Genelleme sürecinde, aynı kategorideki kelime ve nesnelerin bir üst terim olan daha genel kelime ve nesne ile açıklanması sağlanır.

Bulma/Keşfetme sürecinde, metnin ana konusunun, duygu ve düşüncelerinin özeti oluşturan kişinin kendi cümleleri ile ifade edilmesidir. Keşfetme süreciyle özet metni hazırlayan uzman kişi, belgeye sadık kalarak günümüzde kullanılan kelimeleri seçerek cümleleri oluşturur ve böylece ortaya çıkan ifadeler bulma/keşfetme yöntemi aracılığıyla gerçekleştirilmiş olur.

Deneme (2008, s. 63-64) bir özet metnin/belgenin değerlendirilirken şu on özetleme stratejilerinin göz önünde bulundurulmasını söylemektedir:

1. Asıl metin/belge esas alınarak hazırlanan özet metindeki anlamın asıl metindeki anlam ve ifadeleri yansıtması,

2. Özetleme işlemi yapılırken ilk cümlenin özeti hazırlanan belgenin ana fikrini ifade etmesi,

3. Özetleme işlemi boyunca orijinal belgeyi hazırlayan şahsa, kuruma gönderme yapması,

4. Orijinal belgede yer alan önemli, gerekli ifadenin seçilip özet metinde yer almasını sağlaması,

39

5. Asıl metindeki önemsiz/gereksiz cümle ve bilgiye özet metinde yer vermemesi, 6. Asıl metinde anlatılmak isteneni özet metne kendi sözcükleriyle yazması, 7. Uygun uzunlukta ve bir yargı ifadesiyle özet metni yazabilmesi,

8. Özeti hazırlanan belgede ana düşünce ve yardımcı düşünceler arasında fikir birlikteliğini sağlamak için gerekli edat, bağlaç vb. ifadelerin kullanılabilmesi, 9. Verilmek istenen ana düşünceyi destekleyen yardımcı cümleleri seçip özeti

hazırlanan belgeye yazabilmesi,

10. Orijinal belgedeki anlatım akışına uygun olarak cümleler arasındaki paragraflar birbirleriyle uyumlu ve anlam akışına bağlı olarak özet metin hazırlanabilmeli.

Çalışmalarda kullanılan metin/belge özetleme tekniklerinin sayıca değişiklik göstermesindeki başlıca unsur hangi alanlarda ve ne için kullanılmak üzere hazırlanmış olduğudur. Bu sebeple bazı çalışmalarda özetleme tekniklerinin daha dar, bazı çalışmalarda ise daha geniş bir açıyla ele alındığı yukarıdaki çalışmalarda görülmektedir. Literatürde ele alınan bu stratejiler gözden geçirilerek ilk defa arşiv belgelerinin özetlenmesinde kullanılacak aşağıdaki parametreler sayesinde bilgi erişim açısından özetlemelerin standart bir biçimde değerlendirilmesi ve arşivcilere kolaylık sağlanması esas alınmış olup şu başlıklar belirlenmiştir:

başlık yazma,

anlatım kipini doğru kullanma,

önemli ifadeyi seçme,

önemsiz ifadeyi silme,

tutarlı yazma

 genelleme

kısaltma (Özçakmak, 2015, s. 65).

40 IV.1.1. Başlık Yazma

Özetleme, bir aktarma eylemi olarak anlaşıldığı için özet yazan kişilerin oluşturulan yeni metne/belgeye kendi düşüncelerini katması metni özet olmaktan çıkarabilir. Orijinal metinde yer alan başlık metnin ana düşüncesini içermesi bakımından özeti hazırlanan metinde aynen muhafaza edilmelidir (Özçakmak, 2015, s.

66).

Belgenin/yazının en üst satırında yer alan ve yazıda anlatılmak isteneni genel bir ifadede özetleyen düşünce ve/veya ifade “başlık” olarak tanımlanmaktadır. Bir metin/belge okunmaya başlanırken ilk göze çarpan yer başlık olmaktadır. Başlık belgede/yazıda anlatılan olay ve düşünceler aracılığıyla okuyucuya bilgi sunmakta, okuyucu başlıktaki bu bilgiye göre yazının aradığı içeriğe uygun olup olmadığına ve böylece okuma eylemini gerçekleştireceği konusunda yardımcı olmaktadır. Bu sebeple başlık genel bir ifadede seçilmeli ve yazının içeriğini yansıtacak özellikte olmalıdır (Güneş, 2015, s. 292).

Başlık, metinde anlatılmak istenen mesaj ve sözcüklerin kısa bir ifade ile özünü oluşturur. Aynı zamanda metinde anlatılmak istenen mesajın nasıl oluşturulduğuyla ilgili okuyucuya bir ipucu verir. Metnin/belgenin başlığı ile anlatılmak mesaj arasında birliktelik ve uyum aranmaktadır. Başlık, bir bakıma ana düşüncenin kısaltılarak sunulmuş özeti durumundadır (Akbayır, 2007, s. 166).

Başlık, okuyucuyu etkilemesi ve okuyucunun metni okuyup okumamaya karar vermesi bakımından yazının göze çarpan ilk ve önemli yeridir. Başlık, okuyucuya yazıda anlatılmak istenen mesajı vermekte ve yazıdaki ayrıntı ifadeleri daha çabuk görmesini sağlamaktadır (Güneş, 2015, s. 292).

Bilgilendirici bir özelliğe sahip belge özetlerinde başlık, kesin ve net bir ifadeyle kaleme alınmalı ve kesinlikle metnin içeriğinden bağımsız olmamalıdır. Başlık

41

okuyucuya araştırma yaptığı konu hakkında ipucu vermekte ve belgeyi okuyup okumaması hakkında onu yönlendirmektedir. Bir başka ifadeyle başlık, sadece ne bir konudur ne de bir ana düşüncedir sadece ana düşüncenin yalın, kısa ve öz halidir. Bu sebeple özeti hazırlanan belge için ana düşünceyi ve konuyu belirledikten sonra başlığın ne olacağına karar vermek kolay bir süreç olur. Özeti hazırlanan metin/belge daha önce birisi tarafından oluşturulduğu için baştan yazılan bir metin/belge olarak değerlendirilmemelidir. Bu nedenle kişisel yorumla hazırlanmış bir başlık değil, orijinal belgede verilmek istenen ana fikrin kısa ve net bir şekilde ifade edildiği bir başlık seçilmelidir.

IV.1.2. Anlatım Kipini Doğru Kullanma

Kip, “kök ve/veya gövde durumunda olan eylemin iş, oluş, kılış ve hareketin konuşan, dinleyen veya kendisinden söz edilen açısından hangi biçimde, hangi tarzda anlatıldığını gösteren bir gramer kalıbı, anlatım biçimidir” (Korkmaz, 2009, s. 569).

Aksan ise kip terimini, “eylemin bildirdiği devinimin, oluşun, kılınışın konuşan açısından hangi tarzda ve ne yolda yansıtıldığını gösterir. Bir bakıma, açıklamada beliren ruh durumudur da denilebilir” (2009, s. 101) olarak açıklamaktadır.

Türkçede kipler, haber kipleri ve dilek kipleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Haber kipleri: duyulan geçmiş zaman, görülen geçmiş zaman, geniş zaman, şimdiki zaman, ve gelecek zamandır. Dilek kipleri ise gereklilik kipi, emir kipi, istek kipi ve dilek-koşul kipidir.

Haber kipi daha önceden yapılmış, şu an yapılmakta veya gelecekte yapılacak olan işleri bildirme, haberdar etme özelliklerini içeren kiplerden oluşmaktadır (Korkmaz, 2017, s. 527). Dilek kipleri ise haber kipleri gibi haberdar etme, bilgi verme amacıyla iş, kılış ve oluş değil; henüz gerçek olmayan ancak gerçekleşmesi için gereklilik, emir, istek ve koşul şekillerinde olan kiplerdir (Korkmaz, 2017, s. 577).

42

Özetleme çalışmalarında kullanılması gereken kip konusunda bir zorunluluk olmamakla beraber özet çalışmalarının geniş zaman kiplerinden yararlanılarak oluşturulması konusu eğitim-öğretim yönetmeliğimizde açıkça ifade edilmektedir (Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, 2009, s. 371).

Geniş zaman kipi adından da anlaşılabildiği gibi geçmiş zamandan gelecek zamana uzanan geniş bir süreçteki iş, kılış ve oluşları içine alır. Ekin işlevinde “her zamanı” içine alan bir süreklilik işlevi olmasına rağmen geçmiş zaman, gelecek zaman ve şimdiki zaman arasında köprü görevi gören bir özelliğe sahip olduğu görülmektedir.

Bu özelliği sebebiyle, alışkanlık ve/veya adet haline dönüşmüş ve sık sık yapılan, bu üç zamanı kapsayan ve oluşumuyla genel özellikleri taşıyan iş, kılış ve oluşlar her zaman bu kiple anlatılmıştır (Korkmaz, 2017, s. 569). Bu özelliği dolayısıyla “genel yargılar, kanunlar, kurallar, hikmetler, vecizeler ve atasözleri” geniş zaman kipi ile ifade edilir (Banguoğlu, 1990, s. 462).

Özeti hazırlanan metin/belgelerde genel ifadelerin kullanılması, zaman kavramı ifadelerinin kullanılması ve bir yargı cümlesi halinde özet metnin hazırlanması gerekliliği ile haber kipleri, geçmiş zamandan gelecek zamana uzanan uzun bir zaman dilimini kapsaması sebebiyle de geniş zaman kipinin kullanılması gerekliliği görülmektedir.

Belge özetlerinin geniş zaman kipiyle yapılmasının birtakım sebepleri vardır.

Orijinal belgeden bağımsız olmamak koşulunu sağlarken kullanılacak zaman dilimine de dikkat etmek gerekmektedir; çünkü şimdiki zaman, geçmiş zaman, gelecek zaman, istek, emir, dilek-şart ve gereklilik kiplerinin kullanılması, özeti hazırlayan uzman tarafından bir olay veya duruma bizzat tanık olmuş, onu görmüş, yaşamış yargısını taşımaktadır. Bu durumda orijinal belgeden bağımsız, kişisel görüş ve ifadelerin yer

43

aldığı bir özetleme çalışması yapılmış olacaktır ve bu durum arşiv belgelerindeki özetleme çalışmasına gölge düşürecektir.

Türkiye Türkçesinde geniş zaman eki kullanımı tüm zamanları karşılayan kip olarak karşılanmakta ve günlük kullanımda oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Özetleme çalışması yapılan belgelerin içeriğinin rapor, tezkire, kararname vb. forma sahip olmaları her zamanı kapsayan ve devam eden bir süreç olarak genel bir durumu anlatması sebebiyle belge özetlerinin geniş zaman ile anlatılması çalışmanın güvenilirliğine katkı sağlamış olacaktır.

IV.1.3. Önemli İfadeyi Seçme

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı (2009, s. 366) eğitim ve öğretim sisteminde uygulanması gerekliliği gördüğü, önemli ifadeyi merkeze alarak bir zihin haritası oluşturulması ve böylece merkeze alınan önemli ifadenin çevresine önem derecesine göre ilişkilendirilen diğer bilgilerin, fikirlerin ve kavramların yerleştirilmesi hususunun öneminin yerleştirilmesine çalışmaktadır.

Yazılış amaçları açısından metin türleri, öğretici metinler ve kurgulayıcı metinler olarak iki öbekte ele alınır (Akbayır, 2007, s. 259).

1. Öğretici (bilgilendirici) metinler: Bu tür metinler, mantık ölçüsü içinde gelişen, var olan gerçek hayattaki durumlar, olaylar, nesneler, varlıklarla ilgili açıklamaya dayanan anlatım biçiminin ağır bastığı, kullanılan terimlerin herhangi bir çağrışımsal ve/veya duygusal anlam taşımaması esasına dayanır.

2. Kurgulayıcı (öyküleyici) metinler: Var olan gerçek hayattaki olay ve nesneleri, belirli bir mesajı iletmek için yazarın bakış açısına göre hazırlanıp seçilen kurgulanmış ve yeniden oluşturulmuş metinleri kapsar.

Öğretici metinlerde “okur” ilk olarak metnin konusunu saptamalı, sonraki aşamada belgeyi kaleme alan kişinin/kurumun iletmek istediği mesajı hangi bakış

44

açısıyla oluşturduğunu, belgede vermek istediği mesajının neler olduğunu saptamalı ve değerlendirmelidir (İşeri, 1998, s. 12).

Öğretici metinlerde, konu, ana fikir ve yardımcı fikirler vardır. Konu bir metinde ele alınan husus; ana fikir ele alınanlardan çıkan sonuç olarak tanımlanabilir. Ana fikir konudan farklıdır. Ana fikir, yazarın ele aldığı, konuda savunduğu görüştür ve bir yazının omurgasını oluşturur. Yardımcı fikirler ise bu omurgaya bağlanan kaburgalardır. Yardımcı fikirler, ana fikirle bağlantılı olmalı ve ana fikri desteklemelidir. Aksi halde, yardımcı fikirler havada kalır, yazıda bir bütünlük meydana gelmez (Gariboğlu, 1974, s. 144).

Öyküleyici/kurgulayıcı metinlerde gerçek, yazıyı kaleme alanın kendi hayal dünyasıyla ve onun gerçeğine bakış açısıyla yeniden oluşturulmuştur (İşeri, 1998, s. 11).

Öyküleyici/kurgulayıcı yazılarda yazıyı kaleme alan kişi, mesajında doğrudan bilgi vermeyi veya bilgiye nasıl ulaşılacağını öğretmeyi değil; gerçek olmayan olayı gerçeğe yakınmışçasına okuyucuya yaşatmayı amaçlamaktadır. Kurgulayıcı metinler sadece roman, hikaye, şiir vb. gibi yazarın hayal gücüyle oluşan yazınsal türleri içerir ve özellikle öğrencilik hayatında, Türkçe derslerinde kullanılmaktadır.

Öğretici metinlerdeki konu, ana fikir ve yardımcı fikirler okura dolaylı olmayan doğrudan anlatım yöntemiyle sunulur. Bunun sebebi ise öğretici metinlerdeki anlatılmak istenen düşünceye okuyucuyu da ikna etmek bu düşünceyi okuyucuya kanıtlama amacının olmasıdır. Arşiv belgelerinde özetleme çalışmalarının kararname, tezkire, resmi yazı ve evraklar vb. gibi belgelerden oluştuğu için kullanılan terimler hiçbir duygusal ve çağrışımsal anlam yükü taşımamalıdır.

Önemli ifadenin seçilmesi, okuduğunu anlamanın bir göstergesi olarak metinde/belgede sunulan önemli ifadeyi gereksiz ifade ve ayrıntılardan arındırma olarak ifade edebiliriz. Önemli ifade ile önemsiz ifadenin metinde fark edilmesi metnin tam

45

anlamıyla kavranmış olduğunu okuma eyleminin amacına ulaştığını ve böylece özetleme eylemine başlanabileceğinin kanıtıdır.

Önemli ifadenin seçilmesi belgede yer alan metinle ilgili olarak anlatılmak istenen mesajla kim, neyi, nerede, ne zaman, nasıl ve niçin gibi sorulara cevap verebilmesi ve bu hususlar dikkate alınarak açık ve duru bir anlatımla, kısa ve öz bir ifade ile belge özetinin sunulması gerekmektedir.

Özetleme çalışması, bilgi, olay veya durumun en önemli yönlerini yazmaktır (Par, 1983, s. 370). Özet çalışmaları yapılacak belgelerde önemli ifadenin seçilmesi ile anlatılmak istenen ve vurgulanması gereken asıl önemli noktalar: belge içinde adı geçen özel ve tüzel adlar, belgede anlatılan konu, belgenin hangi tarihler arasında ne zaman oluşturulduğu, belgenin hangi coğrafyada nerede oluşturulduğunun not alınarak ortaya çıkarılması bu unsurlara cevap almak için belgenin dikkatle okunması ve unutulmaması sağlanmalıdır.

IV.1.4. Önemsiz İfadeyi Silme

Özetlemede önemsiz ifadenin silinmesi, önemli ifadenin seçilmesi kadar önemlidir; çünkü özeti hazırlayan bireyin metinde yer alan bilgi ve ifadelerden hangi bilginin önemli, hangi bilginin daha az önemli olduğu hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu ve bunları birbirinden ayırabildiğini göstermektedir. Önemsiz ifadenin özete dahil edilmemesi gereklidir. Özeti hazırlayan uzman kişinin önceliği, orijinal belgedeki önemli bilgileri ve daha az önemli bilgilerden ayırt etmek, orijinal belgedeki verilmek istenen mesajı koruyarak ifade etmektir (Dilidüzgün ve Genç, 2014, s. 89).

Garner’ın (1987, s. 301) orijinal belgeyi özümseyerek ve gerekli okuma kurallarını kullanarak belgede yer alan bilginin hangilerinin önemli ve hangilerinin daha az önemli olduğunun belirlendiği yazılı veya sözlü ifadeler şeklinde yaptığı özetleme tanımıyla gereksiz bilgi ve ifadelerin özet metinde yer almaması gerektiğini açık bir

46

şekilde vurgulamaktadır. Aksi takdirde, gereksiz bilgilerle donatılmış bir yazının özet olarak ifade edilmesi mümkün olmayacaktır. Gereksiz bilgi ve ifadelerin silinmemesi, metindeki asıl mesajın ve konunun kavranmasına engel olacaktır; çünkü okuyucunun ilgi ve odak noktasının dağılması metnin ana düşüncesinin anlaşılmasını olumsuz yönde etkileyecektir. Özet metnin, kısa ve anlaşılabilir olma kuralıyla da örtüşmeyecektir.

Dolayısıyla özetleme sırasında önemli ifadenin seçilmesi kadar önemsiz ifadelerin tespit edilip özetten çıkarılması da son derece önemlidir.

IV.1.5. Tutarlı Yazma

Tutarlılık, metnin derin yapısında yer alan anlam bağlantısı olarak ifade edilir.

Tutarlılık kavramı, metinle sınırlı olmayıp metni kuran veya okuyanın algılama ve anlamlandırma süreçlerini de ifade eder. Söz ve öge dizimi, gönderim ögeleri arasındaki açıklık ve bağlaç kullanımındaki doğru seçimler, metin tutarlılığını sağlar; fakat metni oluşturan kişinin veya okuyucunun eski bilgilenme düzenindeki eksiklik ve yanlışlık, yanlış söz ve öge dizimine, bulanık gönderim ögeleri ve yanlış bağlaç kullanımına yol açarak anlam bulanıklığı oluşturur (Karaağaç, 2013, s. 803).

Tutarlılık, belge/metin üzerindeki cümlelerin, anlam akışı ve mantıklı ifadeler çerçevesinde birbiriyle bütünlük sağlaması halinde oluşur. Metindeki cümleler arasında cümle geçişleri sağlanırken paragraflar arasında ve paragraf geçişlerinde düşünce akışı sağlanamazsa cümleler ve paragraflar arasında anlamlı bir bütün oluşturulamaz. Bunun

Tutarlılık, belge/metin üzerindeki cümlelerin, anlam akışı ve mantıklı ifadeler çerçevesinde birbiriyle bütünlük sağlaması halinde oluşur. Metindeki cümleler arasında cümle geçişleri sağlanırken paragraflar arasında ve paragraf geçişlerinde düşünce akışı sağlanamazsa cümleler ve paragraflar arasında anlamlı bir bütün oluşturulamaz. Bunun

Benzer Belgeler