• Sonuç bulunamadı

KAFKASYA POLİTİKASI (1146-1225)

Azerbaycan Atabeyliği’nin kurucusu olan Şemseddin İldeniz, Derbend’de köle pazarından satın alınmış Kıpçak asıllı bir gulam idi. Tarihçiler babası ve soyu hakkında kesin bilgiler verememiş olmalarına rağmen İldeniz’in Deşt-i Kıpçak’tan gelmiş olduğunu söylemektedirler. Irak Selçuklu Sultanı Mahmud’un veziri Kemâleddin es- Sümeyremi’ye satılmış idi. Vezirin ve ardından da Sultan Mahmud’un ölümü sonrasında tahta çıkan Sultan Mesud’un hizmetine girdi. Sultan Mesud’un yanında

30

üstün başarılar elde etmesi sonucunda Azerbaycan ve Arran bölgesinin valiliğine getirildi. Sultan Mesud, ölmüş olan kardeşi Tuğrul’un eşi Mümine Hatun ile evlendirdi ve bu evlilikle birlikte doğan çocukları sonucunda Azerbaycan Atabeyliğinin temelleri atılmış oldu. Azerbaycan ve Arran bölgeleri ikta olarak Şemseddein İldeniz’e verildi (1136). (Alyarî, 1966:12-14; Bala, 1968:961-962; Bezer, 2000a:81; Necef, 2010:23).

Sultan Mesud’un ölümünden sonra yaşanan taht mücadelelerine Şemseddin İldeniz’de dahil oldu. Sırasıyla Melikşah, Muhammed ve Süleymanşah tahta geçmişlerdi. Şemseddin İldeniz ise tahta üvey oğlu olan Arslanşah’ı geçirme uğraşındaydı. Süleymanşah’ın tahtta bulunduğu sırada Şemseddin İldeniz ordusu ile birlikte Hemedan’a gelerek onu tahttan indirerek yerine Arslanşah’ı getirdi. Arslanşah ise Şemseddin İldeniz’e “Büyük Atabeg (Atabeg-i Âzâm) ünvanını vererek devletin idaresini ona verdi. Irak Selçukluların başında Sultan Arslanşah olmasına rağmen asıl hakimiyet Şemseddin İldeniz’in elinde idi. (Bala, 1968:962; Ahmed Bin Mahmud, 1977:119; Kırzıoğlu, 1992:124-125).

1.4.1. Şemseddin İldeniz Dönemi (1146-1175)

Irak Selçuklu Devleti’nde taht kavgalarının devam etmesi sonucunda siyasi istikrarsızlık olmuş ve bu durumdan faydalanmak isteyen Gürcüler hemen harekete geçtiler. Bu sırada Gürcü Kralı olan Giorgi III. Ani kentinin yönetiminin Türklerin elinde bulunmasına tahammül edemeyerek 1161 yılında Ani üzerine yürüdü. Ani şehrinin alınması ile birlikte Gence ve Düvin’de tahrip edildi. Ani Emiri II. Fadlun’u azlederek şehrin yönetimini Başkumandan Orbelyanlı İvane’ye verdi. Bu durum üzerine Şemseddin İldeniz komutasında Sultan Arslanşah, Ahlatşah II. Sökmen, Fahreddin Devletşah ve Merağa emiri Arslanapa gibi Türk beylerinin orduları ile Gürcü-Kıpçak ordusu Gag Ovası’nda karşı karşıya geldi. Lukri Savaşı’nda Giorgi III ve müttefiki olan Kıpçak ordusu ağır yenilgiye uğratılarak Ani şehri yeniden alındı (Temmuz 1163). Kazanılan zafer sonrasında II. Sökmen ve Devletşah kendi memleketlerine, Sultan Arslanşah ve Şemseddin İldeniz ise Gence’ye gittiler. Mağlubiyet sonrasında ise Gürcüler Ani şehrinden çekilmeye başladılar. Giorgi III. ise Kafkasların ormanlık alanlarına kaçmak zorunda kaldı. (Kırzıoğlu, 1992:125; Bezer, 2000a:81; Berdzeneşvili ve Canaşia, 2000:146; Kayhan, 2002:872; Mehmetov, 2009:256-257).

31

Gürcü-Kıpçak ordusu almış olduğu ağır mağlubiyetlere rağmen yılmadılar. Yine bu sırada Selçuklu orduları İran taraflarında bulunmakta idiler ve bu durumdan yararlanmak istediler. Bunun üzerine Orbelyanlı idaresindeki Gürcü-Kıpçak ordusu Ani şehrini ele geçirmek için harekete geçtiler. Azerbaycan’a sokuldu ve Gence’ye kadar geldiler. Şemseddin İldeniz’in gelmesi ile birlikte Gürcü-Kıpçak ordusunu Düvin Ovası’nda yenilgiye uğrattı (1167). (Kırzıoğlu, 1992:127; Buniyatov, 2007:64; Necef, 2010:27).

Orbelyanlı İvane mağlup olmasına rağmen Ani’den vazgeçmiş değildi. Ani’ye yeniden sahip olmak istemesi üzerine Gürcü Kralı Giorgi III.’ü sefer için teşvik etti. Ordunun başına geçen Giorgi III. Ermenilerin yardımı ile Ani şehrine baskın yaptı. Ani’nin hakimi Emir Şahenşah’ı yakalayarak Tiflis’e gönderdi ve Ani’yi ele geçirdi. Bunun üzerine başta Sultan Arslanşah olmak üzere yanında Şemseddin İldeniz, II. Sökmen, Diyarbakır Artukluları, Irak ve Azerbaycan Emirleri orduları ile Nahcivan’da toplandılar. Şemseddin İldeniz orduları ile ilerleyerek Ahılkelek ve Trialet arasında yer alan Akşehir’e geldi. İldeniz komutasındaki ordu büyük tahribat yapmasına rağmen Gürcü Kralı cesaret edemeyerek savaş alanını terketti. 21 Ağustos 1175 yılında Ani şehri yeniden kurtarıldı. Ani şehrinin idaresi yeniden Şahenşah’a verildi. Bu galibiyetten sonra Türk ordusu Nahcivan’a çekildi. Sultan Arslanşah’da bir süre burada kaldıktan sonra Hemedan’a geri döndü. Şemseddin İldeniz ise hastalanarak Nahcivan’da öldü (1175). Onun ölümü Irak Selçuklu Devleti için büyük bir kayıp oldu. (Kırzıoğlu, 1992:128; Sevim ve Merçil, 1995:282: Kayhan, 2002:873; Buniyatov, 2007:65; Necef, 2010:27).

1.4.2. Nusreteddin Ebûbekir Dönemi (1191-1210)

Şemseddin İldeniz’in ölümünden sonra sırası ile Cihan Pehlivan, Kızıl Arslan devletin yönetimini üstlendi. Kızıl Arslan’ın öldürülmesinden sonra oğlu olmadığı için yerine yeğeni olan Nusreteddin Ebûbekir geçti.

Şemseddin İldeniz’in ölmesi ve Kızıl Arslan’ın öldürülmesi sonucunda Irak Selçuklu ile Azerbaycan Atabeyliği birbirinden ayrıldılar. Atabeyliğin liderliğini Ebûbekir alırkan Irak Selçuklu Devleti’nin egemenliğini ise Kutluk İnanç alıyordu. (Necef, 2010:39).

32

Azerbaycan Atabeyliği’nin başına geçmiş olan Nusreteddin Ebûbekir’in hükümdarlığını Kutluk İnanç ile Emîr-i Emîrân Ömer tanımadılar ve üzerine ordu ile geldiler. Yapılan mücadele neticesinde Kutluk İnanç yenilerek Irak’ geri döndü. Emîr-i Emîrân Ömer ise mücadeleye devam ederek Şirvanşahlar’dan ve Gürcüler’den aldığı yardım ile birlikte Ebûbekir’i yenilgiye uğratarak Gence’yi ele geçirdi. (Bezer, 2000b:83; Necef, 2010:40).

Nusreteddin Ebûbekir, Gürcülerin almış olduğu toprakları yeniden almak amacıyla Şirvan’a karşı harekete geçti. Şirvanşahı Ağsartan, Ebûbekir’in karşısında direnç gösteremeyince Gürcü Kraliçesi Tamara’dan aldı. Kraliçe Tamara bu durum karşısında yardım göndermesi ile Gürcü ordusu ve Ebûbekir’in ordusu Şamkori civarında karşı karşıya geldi. Burada Ebûbekir büyük bir hezimete uğratıldı ve Ebûbekir kaçarak canını zor kurtarmış oldu. Şamkori şehrinin ele geçirilmesi ile idaresi Ağsartan’a verildi. Bu zaferden sonra Gence şehri de ele geçirildi (1195). (Berdzeneşvili ve Canaşia, 2000:152-153).

Nusreteddin Ebûbekir’in 1210 yılında ölümünden sonra yerine kardeşi Muzaffereddin Özbek geçti. Nusreteddin Ebûbekir’in ölümü ile birlikte Arran ve Azerbaycan’da siyasi istikrar bozuldu. Özbek’in hüküm sürdüğü sırada Harezmşah ve Moğol saldırıları başlayacaktı. Güney Kafkasya üzerindeki faaliyetleri Moğollar ve Harezmşahlar konusunda ayrı olarak değinilecektir.

Muzaffereddin Özbek zayıf karaktere sahip bir insandı ve eğlenceye çok düşkündü. Şahsi hataları sonucunda Atabeylik yıkılma sürecine girdi. Celaleddin Harezmşah’a karşı Tebriz ve Gence’yi kaybetmesi sonucunda Azerbaycan Atabeyliği tarih sahnesinden silinmiş oldu (1225). (Kayhan, 2002:877; İsmailov; 2014:175).

1.5. ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİNDE GÜNEY KAFKASYA