• Sonuç bulunamadı

PSİKO-SOSYAL GEREKSİNMELER

3. Göz rahatsızlıkları

4.2.2. Görsel Faktörler 1 Aydınlatma

4.2.2.1.1. Aydınlatma Şekli ve Türü

Bürolar; insanların yaşamlarının büyük bir bölümünü sürdükleri çalışma ortamlarıdır. Bu mekanlar içinde meydana gelen her türlü hoşnutsuzluk, insanlar üzerinde fiziksel ve psişik rahatsızlıklara yol açmaktadır. Mekan içinde uygun fiziki ortamın sağlanmasındaki faktörlerden birisi de, aydınlatmadır. Fiziki ortam içindeki bozuklukların çalışma verimini düşürdüğü bilinmektedir. ( Sakallı, 1997 )

Bürolarda uygun fiziki ortamın oluşturulmasında en önemli etkenlerden biri “ görsel konfor ”un sağlanmasıdır. Görsel konfor ise, büroların işlevlerine göre, aydınlatma tekniği yönünden iyi görme koşullarını sağlayacak düzenlerin getirilmesiyle olanaklıdır. ( Şerefhanoğlu )

Aydınlık şiddeti, yapılan işin niteliğine ve niceliğine göre değişmektedir. Örneğin; ince işlerin yapıldığı mekanlarda aydınlık şiddeti daha fazla gerekmektedir. Yapılan çeşitli deneylerde; çalışma alanlarında min. 200 lm/m², normal büro çalışma alanlarında 500 lm/m² aydınlık düzeyi gerekirken, çizim yapılan bürolarda bu rakam 750-1000 lm/m² arasında değişmektedir. Bazen de çalışma alanlarında optimum 2000lm/m² olabilmektedir. ( Şerefhanoğlu )

Önceden enerjiden tasarruf etmek için genellikle doğal aydınlatma ( gün ışığı ) kullanılmakta, doğal aydınlatmanın yeterli olamadığı koşullarda ise doğal aydınlatmaya yardımcı olmak amacıyla yapay aydınlatma ( lamba ışığı ) kullanılmaktaydı. Oysaki günümüzde özellikle bilgisayarların büro mekanlarına girmesi ile yapay aydınlatmanın doğal aydınlatmaya oranla daha çok kullanıldığı görülmektedir.

4.2.2.1.1.1. . Doğal Aydınlatma ( gün ışığı )

Doğal aydınlatma; gün ışığının miktarı, süresi, pencerenin geometrik durumu, büyüklüğü ve mekan derinliği ile ilişkilidir.

Gün ışığının çalışma ortamına vermiş olduğu ısı güneşli günlerde özellikle sıcak mevsimlerde en yüksek değerlere ulaşmakta ve bu yüksek ısı çalışma ortamında bulunan kullanıcıları rahatsız etmektedir. Çalışma ortamında kullanıcıların rahatlığı açısından bu yüksek ısı güneş kırıcılar sayesinde kesilerek gün ışığı içeriye alınmalıdır. ( Tablo, 4.7. )

Büro yapılarında çalışan kişinin fazlalığı, görme koşullarının da yüksek ve verimli olması gerekliliği düşünüldüğünde; büro yapısının cephelerinde cam yüzeylerin daha fazla olması gerektiği aşikardır. Bu yüzden büro yapılarının dış biçimlenişinde giydirme cephe sistemi kullanılmaktadır. Büro yapılarında cam yüzeylerin fazla olması, mekan içinde dengesiz ısı, ışık ve buna bağlı olarak gölge, rutubet gibi sorunları ortaya çıkarmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, pencere boşluğunun ölçüsü büro alanının en az %30’u olmalıdır.

Büro yapılarında çalışan personelin rahatlığı açısından ışığın homojenliği önemlidir. Yansıtma sistemler ( prizmalar, aynalar ) kullanılarak, gelen gün ışığının mekan derinliğine yönelmesi sağlanır. Tek cepheden ışık alan büro yapılarında; iç yüksekliği 3m olan büro mekanlarında gün ışığının yeterli düzeyde ulaştığı mekan derinliği 8m olmaktadır. İki cepheden ışık alabilen büro yapılarında ise mekan derinliği 18-20m’ye kadar varabilmektedir.

Sonuç olarak; kullanıcının yeterli gün ışığı miktarı gereksinimi, ışığın homojen yayılması, parlama ve göz kamaştırıcı etkisinin önlenmesi, uygun optik algılama ortamının sağlanması, güneşten korunma, enerji kayıplarının minimize edilmesi, gün ışığının içeriye girmesini sağlayan pencere öğesi ile ilgilidir. Bu nedenle pencere öğesi, büro mekanı tasarlanırken ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte olmalıdır.

Tablo 4.7. Gün Işığının Aydınlık Düzeyleri

Koşullar Aydınlık Düzeyleri

Dolaysız gün ışığı ( öğlen vakti ) 64.000-87.000lux Gölgede gün ışığı ( dışarıda öğlen vakti ) 1.080-10.750lux

4.2.2.1.1.2. Yapay Aydınlatma ( lamba ışığı )

Yapay aydınlatma ( lamba ışığı ); lambanın cinsi ve ışık verimi, lambaların ışık akışını yansıtan elamanların kalitesi, yapı içi aydınlatma şekli, yüzeylerin yansıma katsayıları, mekanın boyutu ve benzeri faktörlere bağlı olarak, nitelik ve nicelik hesabı değişkenlik göstermektedir. ( Şerefhanoğlu )

Özellikle bilgi işleme dayalı bürolarda, doğal aydınlatma yapay aydınlatmanın alternatifi durumundadır. Yapay aydınlatma; direkt aydınlatma ve endirekt aydınlatma olmak üzere iki alt grupta toplanır.

• Direkt Yapay Aydınlatma

Direkt aydınlatma yapmanın en sık uygulanan yöntemi, belirli aralıklarla yerleştirilen ve ışığı aşağıdaki çalışma yüzeyine direkt gönderen aydınlatma armatürlerini kullanmaktır. Bunlar; asılı halde olabilir, tavana monte edilebilir veya en çok kullanılan tür olan tavana gömülü armatürlerden olabilir. Bunlar ışığı, yarı saydam yayıcılarla, lenslerle, parabolik olanlar da ( çok sayıda yansıtıcı taşıyan bir sistem ) dahil olmak üzere ızgaralı petek veya yansıtıcılarla kapatılabilir. ( Öncel, 1996 )

Enerji kullanımının en üst düzeyde bir verim göstermesi, ışık yörüngesinin denetimli olması ve optik algılamayı daha belirgin kılması bu sistemin olumlu yanı olarak görülmesine karşın, ışığın parıldaması bakımından ışık kaynağının yerinin seçilmesi, konumuna ve uzaklığına ilişkin ek önlemler gerektirmesi olumsuz özelliğidir. ( Özek, 1992 )

• Endirekt Yapay Aydınlatma

Endirekt aydınlatmada ışık tavana yönlendirilir. Böylece tavan aydınlatılmış olur ve yansıyan ışık büroyu aydınlatır. Endirekt aydınlatma armatürleri; tij ya da kablolar yardımıyla tavana asılabilir, bir mobilyanın üzerine monte edilebilir, duvar veya kolonlara tutturulabilir ya da doğrudan yerde durabilirler. ( Öncel, 1996 )

Parıltısız, gölgesiz, yumuşak ve kontürsüz bir aydınlık mekan etkisi, endirekt aydınlatmanın başarılı özellikleri olarak sayılırlar. Ancak çok yüksek aydınlatma düzeyi gerektirmesi ve çok güçlü ışık kaynaklarının yer alması zorunluluğu, aynı zamanda işletme maliyetinin yüksek oluşu, endirekt yapay aydınlatmanın olumsuz özellikleri olarak sayılırlar. ( Özek, 1992 )

Endirekt aydınlatma armatürü seçiminde, ışık dağılım eğrisi ve verim ele alınması gereken iki unsurdur.

Düzgün tavan parıltısı isteniyorsa, ışık dağılım eğrisi çok geniş olan endirekt aydınlatma armatürleri kullanılmalıdır. Endirekt bir aydınlatma sistemi değerlendirilirken ele alınması gereken dört temel unsur bulunmaktadır: ( Öncel, 1996 )

• Aydınlatma sistemi, tavanda armatürlerin hemen üzerinde bir spot alan yaratmamalıdır.

• Aydınlatma sistemi, armatürlerin hemen üzerinde diğer yanlara göre az parıltılı yani karanlık bir alan yaratmamalıdır.

• Aydınlatma sistemi, armatürlerin hemen iki yanında açıklı koyulu çizgiler halinde ışık yolları oluşturmamalıdır.

4.2.2.1.1.3. Karma Aydınlatma

Karma aydınlatma, direkt aydınlatma ile endirekt aydınlatmanın bir birleşimidir ve her iki sistemle de ilgili yönleri bulunmaktadır. Bu sistem hem aşağı hem de yukarı ışık veren tavana asılı armatürler yardımıyla kurulabilir. ( Öncel, 1996 )

Direkt aydınlatmadan daha sert olan modelleri ve gölge etkileri, yaygın olan endirekt aydınlatma ile yumuşatılmaktadır. Direkt, endirekt ve karma aydınlatma sistemleri ile ilgili olarak yapılan bir araştırmada, bilgisayar kullanan ofis çalışanlarının %50 ile %65’inin direkt aydınlatmayı, %50 ile %35 arasının da endirekt aydınlatmayı tercih ettiği ortaya çıkmıştır. ( Öncel, 1996 )

Direkt ışıkla endirekt ışığı bir armatürde toplamak, dengeli bir çevre parıltısının elde edilmesini sağlayabilmektedir. Işığın büyük bir bölümünün lambadan, hiçbir iç yansıtıcı olmaksızın gelmesi, karma aydınlatma armatürlerinin daha yüksek bir verime sahip olmasına neden olmaktadır. ( Öncel, 1996 )