• Sonuç bulunamadı

2.7. Şamanizm’de Nesneler Dünyası

2.7.5. Ayakkabı

Elbise ve materyal bütünlüğünden de anlaşıldığı üzere yine temsil ve bulgu ön plandadır. Esrik dünya yolculuğunda olası durumlar için şamanın ayakkabılarına hayvan uzuvlarından olan ayı pençesi koyarak büyük bir gücü simgelediği düşünülmektedir.

“Sibirya şaman elbisesinin sembolik düzeninde ayak giyimleri alt dünyaya karşılık gelir. A. V. Anohin ayakkabıya uzanan iskeletin şamanın öteki dünyaya yaptığı ruh göçü anlamına geldiğini kaydetmiştir. Ayakkabının yeteri kadar güçlü olmadığı düşünüldüğünden ayı pençesi öteki dünyadaki yolculuğun zorluklarını yenmede büyük bir gücü sembolize etmektedir” (Hoppal, 2014, s. 222).

Şekil 27. Ayı tırnaklı Selkup şaman ayakkabısı (solda) Evenki şaman çizmesi, Ziçy-Fele Koleksiyonu’ndan (sağda) . “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 222 kaynağından alınmıştır.

“Şaman elbisesinin tek ve öz gayesi, bir Hayvan-Ata’yı kendisiyle sembolleştirmek ve o hayvanı temsil etmekti. Çıngıraklar, demir ve kemik plakalar, artık ikinci derecede gelen eşyalardır. Hiç bozulmamış ve orijinal Şaman elbiselerinde, baş süslerinden tutunuz, ayakkabının süslerine kadar aynı hayvanın belirtileri ve işaretleri görülür ve elbise, bütünü ve tam manası ile bir tek hayvanı temsil ederdi” (Ögel, 2014, s. 41-42).

Yine şaman kıyafetinin diğer bölümlerinde olduğu gibi çizmelerde de hayvansal ürün ve biçimlere rastlamaktayız. Bugün dahi uygulamakta sakınca görmediğimiz sağ ve sol ayak inanışına çizmelerde ki farklılıklarda da görmek mümkündür.

bazı şaman topluluklarında şaman çizmelerine bağlanmış geyik ayakları ve ayakkabıya sıkıca bağlanmış demirler görülmüştür. Şaman çizmesinin sağ tarafı iyiyi, sol tarafı ise kötü ruhları temsil ettiği ifade edilmektedir. (Hoppal, 2014, s. 222).

2.7.6. Kemer

Şaman kemeri önemi büyük olduğu bilinmektedir. Şaman kişi koruyucu kemeri olmadan asla tören yapmadığı söylenmektedir. Şaman kişi sadece banyo yapacağı sıra kemerini çıkarırmış onun dışında koruyucu özelliği olan kemeri asla çıkarmadığı bilinmektedir (Hoppal, 2014, s. 224).

Madeni materyallerden yapılan şamanların kemerleri onların yine yardımcı unsurları arasında yer almakta ve kurtarıcı, kollayıcı vazifesi üstlenmektedir.

Şekil 28. Tümü metal, çıngıraklı Nanay şaman kemeri. “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 225 kaynağından alınmıştır.

“Kötü ruhlarla mücadelede kullandığı “manevi” yayın ve diğer silahların sembolleri küçücük yay ve çıngıraklardır ve kötü ruhların fısıltılarını dinlemek için kulak, ay, güneş, yıldızlar, Erlik dünyasında yaşayan kurbağalar, yılanlar hep cübbede temsil olunur. Bu semboller örgüler, kumaş parçaları, madenden yapılmış süs ve sairelerden ibarettir” (İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm Materyaller ve Araştırmalar, 2000, s. 92).

Kam kemerlerinin yapılışı ve üzerindeki işçiliği onu önemli ve etkin kılmakta aynı zamanda hangi kültürden beslendiğini göstermektedir.

Kemerin zengin bir şekilde hazırlanması kemerin ne deni önemli olduğunu göstermenin kanıtıdır. İnce işçiliği olan şaman kemerinin üzerine çelik çıngıraklar takılırmış bunun nedeni ise bu çelik çıngırakların çıkardığı sesler ruhların çağrıldığına inanırlarmış. Kemer yardımıyla şaman kişi daha üst mertebelere yükseldiği belirtilmektedir (Hoppal, 2014, s. 224-225).

Şekil 29. Mançu şaman kemeri. “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 225 kaynağından alınmıştır.

2.7.7. Yay ve Ok

Ok bir savaş aracı olmaktan ziyade şamanları temsil eden, onların ayinlerinin ayrılmaz bir parçası ve unsurudur. Türk ve akraba toplulukları da niteleyen ok bir materyalden öte köklü bir kültürün figürüdür.

Avcı kültürlerin en eski aracı olan yay Avrasya mitolojisinin ve ritüel geleneğinin en önemli ögelerinden biridir. Hatta davulun kullanılmaya başlamasından önceki kültsel törenlerde şamanın başlıca aracı yay idi. Büyük ihtimalle Sibirya mağara resimlerindeki okçu figürleri ve şaman davullarındaki oklu süvari resimleri şaman kişisini ifade etmektedirler. İlkçağ yüksek kültürlerinin mitolojik geleneklerinde ok seçilmişlik, güç göstergesi kabul edilirdi (Hoppal, 2014, s. 249).

Şekil 30. Çelkan şamanı yayla fala bakıyor. “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 44 kaynağından alınmıştır.

Buryatlarda şaman kişi yeteneklerini başka kişiye miras olarak bırakabilir bununla birlikte şaman kişinin ruhu okun ucunda olduğu da bilinmektedir. Bu şaman topluluğunun oku fal bakmak için de kullandığı belirtilmektedir (Hoppal, 2014, s. 251).

Şamanların bazen davul yerine yay ile ayinlere katıldığı da söylenmektedir (Radloff, 2012, s. 132).

“Korkmaz’a göre; Yay, şaman giysisinde çıngırakların üst dizisine yerleştirilen, sayısı genellikle dokuz olan ve kötü ruhlara karşı kullanıldığına inanılan silahtır” (Korkmaz, 2003, s. 164).

Şekil 31. Küçük yuvarlak aynalı Tuva şaman okları. Her şaman ailesinde en azından alt, üst ve orta dünyayı sembolize eden ve farklı uçlara sahip üç kutsal ok vardı . “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 250 kaynağından alınmıştır.

2.7.8. Ayna

Aynanın kökeninin M.Ö. dönemlere dayandığı ve güneş ruhunun imgesi olduğu düşünülmektedir.

Aynanın kullanılmasında şamanlık kültüründe bir dönemeç noktası olmuş hatta davulun bile önüne geçmiştir. Aynayı kullanma kudreti ya gökten alınır ya da atalarından şaman adayına geçer. Ayna inanışa göre ölüler dünyasını canlılar dünyasıyla birbirine bağlanmaktadır. Bunun yanı sıra şaman adayları arasında sembolik bağı ifade etmektedir (Hoppal, 2014, s. 212-213).

Şamanın bu nesnesi sihirsel anlamları bölgeden bölgeye değişiklik gösterdiği bilinmektedir. Eliada’ya göre; Aynanın, şamanın dünyayı görmesine ve insanların ihtiyaçları üzerine bir şeyler yapmasında büyük bir önemi vardır. Kısacası ayna gölge ve ruhu içinde besleyen bir nesnedir. Şaman kişinin aynaya baktığında ölmüş kişinin ruhunu gördüğü de ifade edilmektedir (Eliade, 2014, s. 205-206).

Şamanın vazgeçilmez elemanlarından biri de aynadır. Ayna şamana kılavuzluk etmekte, yönünü tayin etmesinde yardımcı olmakta ve ruhani bir bakış açısı yakalamasını sağlamaktadır. Moğol ve Tuva şamanların da aynanın kötü ruhları kaçırdığını savunmuştur. Ayna ile bazen fala bakılıyor bazen de hastalığın nedenini ve hangi kötü ruhlar tarafından yapıldığını görme aracı olarak da kullanılmıştır (Hoppal, 2014, s. 211).

Şekil 32. Buryat şaman Baykal kenarında bakır aynayla tedavi yapıyor. “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 36 kaynağından alınmıştır.

Ayna şamanın gözleme-görme aracı olan onun kudretinin en büyük alametidir. Şaman konseptinin en vazgeçilmez unsuru, bir diğer tabirle olmazsa olmazıdır.

Şaman kişi hastayı tedavi etmeye giderken de olsa asla aynayı yanından ayırmadıkları belirtilmektedir. Şaman eşyaları arasında en kudretlisi olarak bilinen ayna bazı hastalıkların tedavisinde de en yakın yardımcısı olarak bilinmektedir. Ayna şaman kişiye özel ve sadece onun kullandığı da ifade edilmektedir. (Bayat, 2015, s. 190).

Her bir güçlü Şamanın semavi aynasının olması gerektiğini gerek onların tedavisinde gerek kötü ruhlardan koruduğu için ayna nesnesi önem arz etmektedir.

2.7.9. Asa

Şaman asası şamanın eşyaları arasında en önemlisi olan davulun bile önüne geçmektedir. Şaman olacak kişi ilk şaman seçildiğinde belli bir zaman davul vermediği söylenmektedir. Bunun yerine bu süre zarfında şamana asası takdim edildiği bilinmektedir. Şaman asasının geneli ağaçtan fakat başı demirden işlenerek yapılmış at başı olduğu görülmektedir (Hoppal, 2014, s. 253-254).

Davul edinmeden önce şamanlığın dönemsel olarak en önemli elemanı olan asalar, biçim, form ve kullanılış şekli olarak atları temsil etmektedirler. Asaların yapımında ise materyal olarak ağaç üzerine metal işleme olarak ele alınmıştır.

Darkhatlarda şamanın asası tayag ya da at başlı tayag olarak anılmaktadır. Tayg, baş kısmı iki ya da üç çatallı olan sopadır. Çatalın uçları şamanın ait olduğu bir sopadır. Bu uç kısmında kumaşlardan yapılmış beyaz, sarı, kırmızı, yeşil, mavi ve siyah renklerde şeritler ve çanlar bağlanmıştır. Öte yandan, çalışma esnasında elde edilen bir kadın şaman tarafından kullanılmış at başlı asada yalnızca at başını temsil eden bir oyma değil atın tırnakları ve kuyruğunu ifade eden şeyler de vardır (Çoruhlu, 2011, s. 100).

Şaman yeryüzünden, gökyüzü ve yeraltına yolculuk yaparken yardımcı ruhu olarak da bilinen at figürünün kullanılması asayı bir hayli önemli kılmıştır.

Ağaçtan yapılanlar gibi demir asalar da at ayaklarına benzemektedir. Alt uçları toynağa benzer şekilde işlenmiştir. Küçük üzengi ve küçük çıngırak arasına ipek kurdele (hadak) yerleştirilir. Demir asaları Buryat şamanlar ancak beşinci kabul töreninden sonra alırlar. Zira bunlar şamanın güç ve bilgisini ifade eder. O aynı zamanda şamana yardım eden ve onun ruhlar dünyası ile insanlar dünyası arasında gidip gelmesini sağlayan ruh atıdır (Hoppal, 2014, s. 254-255).

Şekil 33. At başlı şaman asaları . “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 254 kaynağından alınmıştır.

2.7.10. Şaman Ağacı

Ağacın, yeryüzünün ve gökyüzünün katmanlarını oluşturduğu ifade edilmektedir. Ağaç, şamanlar için gök ile yeri birbirine bağlayan göğe Tanrının yanına giden yolsa aracı olduğu söylenmektedir. Ağacın göğe yükselişi şaman kişinin göğe yükselişi demektir (Hoppal, 2014, s. 261).

Ağaçlar eskiden bu yana Türk Kültüründe önemli bir yer tutmaktadır. Şamanları için de büyük önem arz eden ağaçlar, onların göğe çıkarken araç kullandıkları en önemli bağlantı elemanlarından olduğu bilinmektedir.

Şaman kişinin göğe çıkarken ağacı merdiven olarak kullandığı bilinmektedir. Ağaçta bulunan dallar ve kertikleri ise göğe çıkan şamanın basamak olarak kullandığı belirtilmektedir (Korkmaz, 2003, s. 139).

Göğün katmanlarını bünyesinde barındıran ağaçlar, değişik bölge ve kültürlerde teolojik açıdan birçok anlam içermektedir.

“Dünya ya da Evren Ağacı simgeselliğinde içerilen birkaç dinsel fikir veya kavram vardır. Bir yandan, sürekli yeniden doğuş halinde ki Evreni, kozmik canlılığın tükenmez kaynağını,

kutsallığın en tipik ve yetkin kap ve kalıbını temsil eder. Öte yandan, Göğü ya da gezegenlerin Göklerini simgelediği düşünülmektedir” (Eliade, 2014, s. 339).

Canlılığı ve evrenin işleyişini bünyesinde barındıran ağaç, Anatomik açıdan temsil kimliği üstlenmektedir. Birçok kültürde önemli yer tutan ağaçlar, saygı gösterilen ruhani temsilciler olarak ululuk sıfatını bünyesinde toplamaktadır.

Ağacın kökleriyle yeraltını, gövdesiyle yeryüzünü, dallarıyla gökyüzünü temsil ettiği bu özelliğiyle de dünyalar arasında arabuluculuk yaptığı belirtilmektedir. Ağaç şamanlığın en belirgin sembolüdür (Hoppal, 2014, s. 262).

Şekil 34. Nanaylar’ın ölüleri anma törenindeki üç basamaklı şaman ağacı. “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 261 kaynağından alınmıştır.

2.7.11. Kırbaç

Gündelik hayatta kullanılan sıradan bir materyal olan kırbaç, şamanlar tarafından ayin ve em aracı olarak kullanılarak kutsal bir malzeme kimliğine bürünmüştür.

Genellikle şamanlar kabul töreni evresinde davulu almıyorlar; ama en güçlü yardımcı teçhizata ulaşıyorlardı. İlk olarak asayı ya da kırbacı elde ederlerdi. Çünkü kırbaç hayvancılıkla uğraşan topluluklarda vaz geçilemez bir araçtı, bu nedenle kullanılmasını yasaklamak mümkün olmuyordu. Şamanlarda bulunan inanç, kırbaç iyileştirici güçle donatılmış bir motif haline getiriyordu. 1995 yılında Tuva’da bazı şaman kadınların sadece küçük kamçılarının olduğunu ve bunu tedavi de kullandıklarını gördüm. Ak şamanlar arasına giren Kırgız sağaltıcı kadını (bübü), sembolik olarak kötü ruhların içlerinden çıkması için küçük kırbacıyla hastalara vururdu (Hoppal, 2014, s. 258-259).

Şekil 35. Daur şaman kadını tedavi kırbacını gösteriyor. “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 259 kaynağından alınmıştır.

2.7.12. Mezarı

“Sıradan insanların ölümü de toplum ve aile için sarsıcı bir olaydır. Şamanın ölmesi durumunda da durum böyledir. Ama o sadece çevresinin saygıdeğer bir üyesi değil aynı zamanda ritüel işler için de vazgeçilmezdir. Şamanın yaradılışı sıra dışıdır” (Hoppal, 2014, s. 264).

Toplumda saygı gören kişiler olarak bilinen şamanların defin şekilleri de statülerine göre diğer insanlara göre farklılık göstermektedir.

Şaman kişi öldüğünde mezarı toprak üzerinde yapılan tahta mezarlar içinde çürümeye bırakma şekilleri ile görülmektedir. Türk mezarlarında ise içinde ölünün bedeni olmadığı halde ölünün anısına yapılmış mezarlarda bulunmaktadır. Bunun sebebi ise ölüyü anmak ve ölüler hatırasına bir şeyler yapmak onlar için önemli sayılmıştır (Çoruhlu, 2011, s. 155).

Günümüzde mevcut bulunan anıt mezarlarda Eski temsili mezar olan lahit formuyla örtüşmektir. Geçmişte içinde ölen kişi olmasa bile mezarların başına ve üstüne taş lahitler yapılarak ölüleri anmak istemişlerdir. Şamanlarda ki ölüleri yaşadığı yerden uzak bir yere, yerden yüksek tahta tabutlar içinde defnetme geleneği bu durumla örtüşmektedir.

Şamanları, genellikle tıpkı sıradan insanlar gibi yaşadıkları yerlerden uzağa gömerler. Ormanda gizli ve terk edilmiş uygun bir yer ararlar. Oraya şamanın bütün teçhizatını götürürler. Her şeyden önce davulların içindeki kötü ruhların dışarıya çıkmaları için davul derisini yararlar. Yakutlar diğer Sibiryalı halklarla benzer şekilde şamanı yere değil havaya defnederler. Bu iki ya da dört direğe kurulmuş ağaç ayaklar üstüne defnetmek anlamına gelir (Hoppal, 2014, s. 264-265).

Şekil 36. Tek bir ağaç gövdesinden oyulmuş şaman sandukası, güçlü ağaç kazıklar üzerine inşa edilmiştir. Göğe defnetmenin bir örneği. “Avrasya Şamanlar”, Hoppal, M. 2014, İstanbul: Yapı Kredi, s. 264 kaynağından alınmıştır.

Bazı şaman topluluklarında ağaç direkler üzerine konulmuş lahit tipi gömme ile de ölülerin gömüldüğü görülmektedir. Bu tip mezarların nedeni ise ölünün kemiklerinden dirileceği düşünülmüştür. Bazı Türk topluluklarında tabutların ağaca bağlandığı da tespit edilmiştir (Çoruhlu, 2011, s. 155).

Literatüre göre ölenlerin cesetlerinin bulunduğu sandukaların yerden yüksek yere konulmasının nedeni ise ruhun Gök Tanrı’ya yakın olması, doğadan ve doğada yaşayan zararlı unsurlardan korunmak amaç edinilmiştir.

2.7.13. Töz

Şaman mitolojisinde özel yer tutan ve 1) koruyucu 2) yardımcı olmak üzere iki kısma ayrılan ruhlar kategorisi vardır. Yardımcı ruhların sayısı Şamanın gücünün simgesidir. Şamanın başlıca yardımcısı onun ecdadıdır. Nitekim Şamanlar yardımcı ruhlarına töstar derler ki, asıl öz, ezelden var olan anlamlarına gelen töz/tös kelimesinin çoğuludur (Bayat, 2015, s. 147).

Şamanın koruyucu ruhları dışında yardımcı ruhları da bulunmaktadır. Şamanın gücü de yardımcı ruhları ile orantılıdır ve bu gücü de geçmişinden, soyundan alır. Bu yardımcı ruhları ise töz olarak adlandırılmaktadır. Simgesel olarak her topluluk ve boy, kuş isimlendirmeleri altında toplanmaktadır.

Töz tapımı ile bazı nesne ve eşyaların ilahlaştırılması ile onların kötü ruhlardan koruduğu ve uğur getirdiği düşünülerek yapılmıştır. Töz denilen küçük heykelciklerin aslında hayvan ana, hayvan ata tapımının nesnel bir nitelik kazanmasından başka bir şey olmadığı ifade edilmiştir (Korkmaz, 2003, s. 150).

Tözlere ruhani ve koruyucu anlam yüklendikten sonra gündelik hayat içinde kullanımı yaygınlaşmıştır. İnsanların koruyucu ruhu olduğuna inanılan bu tözleri koruyarak yanlarından ayırmadıkları da belirtilmektedir.

Tös/töz keçeden, paçavralardan, kayın ağacı kabuğundan yapılır. Bir kısmı da tilki, tavşan ve başka hayvan derilerinden ibarettir. Bunlar duvarlara yahut sırıklara asılır. Bazı aileler bunları torbalarda saklarlar. Ava veya önemli bir sefere çıkarken bu putlara saçı saçarlar ve ağızlarına yağ sürerler (İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm Materyaller ve Araştırmalar, 2000, s. 42).

Şekil 37. (Solda) Moğolistan’da tespit edilmiş bronz töz. (Sağda) Kalmuklara ait keçeden yapılmış ve yine keçe torba içinde saklanan iki töz (Çoruhlu, 2011, s. 66).

Bazı şaman toplulukların da koruyucu ruh olarak gördükleri ayı erk hayvanının tasvirinden töz yaparlar ve bu tözü ayı pençesi ve metal halkalarla süslemişlerdir. Şamanın koruyucu ruhu olan töz kötü ruhları kovmak için şaman kişinin yanında taşıdığı da bilinmektedir (Bayat, 2015, s. 148-149).

Bu tözlere hayvansal niteliklerin yüklenmesi ile hayvanların uzuvlarını kullandıkları, tözleri korumak ve bu hayvan atalarının güçlerinden yardım aldığı da bilinmektedir. Tözlerin koruyucu ruhları olduğu gibi hastalıklara şifa olduğu da belirtilmektedir.

Benzer Belgeler