• Sonuç bulunamadı

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA

4.3. Ayçiçeği üretim alanlarının survey sonuçları

ÇalıĢmamızı kapsayan alanlarda ayçiçeği yetiĢtiriciliği daha çok Konya ili Karatay, Altınekin, Cihanbeyli, Karapınar, Kadınhanı ve Çumra ilçerinde, Aksaray ili Merkez ve Eskil ilçelerinde, Karaman ili Merkez, Ayrancı ve Kâzımkarabekir ilçelerinde yapıldığı için bu alanlarda survey çalıĢması yürütülmüĢtür.

Ayçiçeği üretimi yapan çiftçiler Mart-Nisan aylarında tohum ekimini yapmaktadırlar. Fidelerin çıkıĢı ekolojik koĢullara bağlı olarak 15-17 gün, tabla oluĢum süresi ise 57-62 gün arasındadır. Ürün hasadı 125-135 gün arasında değiĢmekle birlikte Eylül ayında baĢlamakta Ekim ayına kadar sürmektedir. Konya ve Aksaray illeri ekim zamanı birbirine benzerlik gösterirken, Karaman ilinde ekim yaklaĢık 1 ay daha geç baĢlamaktadır. Survey çalıĢmaları sırasında yaptığımız gözlemlere dayanarak Karaman ilindeki 1 aylık geç ekimin ayçiçeğinde abiyotik ve biyotik kaynaklı sorunların ortaya çıkıĢında etkili olabileceğini söyleyebiliriz.

Konya ve Aksaray ilçelerindeki ayçiçeği üretim alanları 2017 ve 2018 yıllarında Haziran ayından (çıkıĢtan) itibaren ortalama 20-30 gün (30, 45, 60 ve 90 gün) ara ile sürekli kontrol edilmiĢtir. Karaman ilçelerine ise 2017 ve 2018 yıllarında birer kez olmak üzere arazi çıkıĢları düzenlenmiĢ ve her ile ait survey sonuçları Çizelge 4.1, 4.2, 4.3‘de verilmiĢtir.

Çizelge 4. 1. Konya iline bağlı ilçelerin 2017-2018 üretim yıllarında ait toplam ayçiçeği ekiliĢ alanları,

buna göre örneklenen tarla sayısı ve hastalık oranı (%)

Yıllar Yer Üretim

Alanı(da) Survey Yapılan Tarla Sayısı Sürvey Alan(Da) Hasta Tarla Sayısı Hastalık oranı (%) 2017 Karatay 183710 25 1900 0 0 Karapınar 96000 20 1000 0 0 Cihanbeyli 83765 12 900 0 0 Altınekin 79904 24 850 0 0 Kadınhanı 78500 13 800 0 0 Çumra 36670 14 400 0 0 2018 Karatay 204743 32 2100 0 0 Karapınar 71523 13 700 0 0 Altınekin 109002 28 1300 8 9,38 Kadınhanı 76255 15 800 0 0 Çumra 88722 16 900 0 0

Çizelge 4.1‘de görüldüğü üzere Konya‘da 2017 yılında sürvey yapılan 5.850 da alanda kök ve kök boğazı çürüklüğü, solgunluk, geliĢme geriliği, zayıf bitki geliĢimi vb. belirti gösteren herhangi bir bitki ile karĢılaĢılmazken, daha çok abiotik kaynaklı sorunlarla karĢılaĢılmıĢtır. 2018 yılında 5.900 da alanın %4.74‘lük kısmında S.sclerotiorum tespit edilmiĢ aynı zamanda bir önceki yıl görülen abiotik kaynaklı sorunlar ile tekrar karĢılaĢılmıĢtır. Çiftçilerden gelen Ģikâyetler üzerine gidilen alanlarda %30‘a yakın çeĢitli abiotik nedenlerden kaynaklanan kayıpların olduğu gözlenmiĢtir. 2017 ve 2018 üretim yıllarında ayçiçeği ekim zamanını takip eden süreçte atılan herbisitlerin hem formülayonlarının firmalar tarafından değiĢtirilmesi hemde herbisit uygulamasının ardından yeteri kadar sulamanın yapılmaması özellikle ayçiçeğinin (Pıoneer, Royal) bazı çeĢitlerinde iki yıl üst üste kök boğazında ĢiĢkinlik ve sertleĢme Ģeklinde fizyolojik rahatsızlıklara neden olmuĢtur. Kök boğazı kısmında yanıklık, yarılma ve ur Ģeklinde ki çıkıntılar ileri aĢamada kopmalar Ģeklinde görülmüĢtür (ġekil 4.1). Ġlerleyen zamanlarda hem ilaç hemde tohum firmaları oluĢan bu fitotoksitenin kullanılan herbisitten kaynaklandığını kabullenerek çiftçilere gerekli açıklamalarda bulunmuĢlardır.

ġekil 4. 1. Ayçiçeği kök boğazı kısmında meydana gelen fizyolojik bozuklukların görüntüsü.

a) Ur Ģeklindeki ĢiĢkinlik ve b) Yarılma

Konya ili aylık (6. ve 7. aylar) ortalama nisbi nem %40.4 değerinde iken ortalama sıcaklık ise 24 °C görülmekte ve bu iklim değerlerinin hastalığın (S. sclerotiorum) ortaya çıkıĢına engel olabileceği düĢünülmektedir. Çünkü hastalığın geliĢiminde nem ve yağıĢın önemi pek çok çalıĢmada vurgulanmıĢtır (Çetinkaya ve Yıldız 1998; Huang ve ark., 1998; Matheron ve Porchas, 2000).

Çizelge 4.1‘e bakıldığında Konya ili Altınekin ilçesi ayçiçeği ekim alanın geniĢ olduğu görülmekte ve 2017-2018 yılı surveylerinde abiotik hastalık simptomlarının en çok görüldüğü yerlerden birisi olmuĢtur. Özellikle ortalama nem, sıcaklık ve aylık yağıĢ verilerine bakıldığında 2017-2018 yılları arasında gittikçe artan değerlerin olduğu ve

2018 yılında bu bölgede ayçiçeği kök çürüklüğüne neden olan hastalık etmenlerinin çıkabileceği öngörülmüĢtür. Bu değerlendirmeler göz önünde bulundurulduğunda 2018 yılı surveylerinde Altınekin‘in Oğuzeli köyünde hastalık etmeni ile karĢılaĢılmıĢtır. Yapılan incelemede toplamda incelenen 480 bitkinin 45 tanesi hastalıklı görülmüĢ ve hastalık oranı %9.38 olarak tespit edilmiĢtir. Ġklim verilerinin yanısıra yapılan hatalı tarımsal iĢlemlerde hastalık çıkıĢını tetiklemiĢtir. Özellikle münavebeye sadece 1 yıl girmeleri, tarlayı nadasa bırakmamaları ve aĢırı sulama yapmaları bunlara örnek olup, ayrıca önümüzdeki yıllarda bu hastalığın artıĢ yaparak çıkabileceğini de göstermektedir. Bunların arasında uzun süreli ürün rotasyonu yapmak patojenin (S. sclerotiorum) bir bölgede ciddi bir problem haline gelmeden önce mücadelesinde çok önemlidir. Çünkü S. sclerotiorum tarafından üretilen sklerotlar toprakta çok uzun kalabilmekte ve buda hastalık salgınlarına katkıda bulunabilecek önemli sayıda sklerot oluĢumu için yeterli zaman oluĢturmaktadır (Rashid, 2003).

Çizelge 4. 2. Karaman iline bağlı ilçelerin 2017-2018 üretim yıllarında ait toplam ayçiçeği ekiliĢ alanları,

buna göre örneklenen tarla sayısı ve hastalık oranı (%)

Yıllar Yer Üretim

Alanı(da) Survey Yapılan Tarla Sayısı Survey Alan(Da) Hasta Tarla Sayısı Hastalık oranı (%) 2017 Merkez 62700 8 700 0 0 Ayrancı 6942 2 80 0 0 Kâzımkarabekir 3100 3 40 0 0 2018 Merkez 57328 6 600 0 0 Ayrancı 6688 4 80 0 0 Kâzımkarabekir 3144 4 50 0 0

Karaman ilinde de her iki yılda da yapılan sürveylerde hastalığa rastlanılmamıĢtır (Çizelge 4.2). Hastalığın gözlenmemesi iklim koĢullarına ve özellikle Karaman bölgesinde ayçiçeği ekiminin çok fazla geçmiĢinin olmamasının yanında diğer illere göre ekim zamanın geç olmasına ve hibrit seçimine bağlanmaktadır. Aylık (6. ve 7. aylar) ortalama nisbi nem %39,4 değerinde, ortalama sıcaklık ise 25,4°C görülmekte bu değerlerin hastalığın ortaya çıkıĢına engel olduğu da düĢünülmektedir. Alexandrov and Angelova (2004) tarafından yapılan çalıĢmada S. sclerotiorum çıkıĢının yağıĢ miktarına, ekim tarihlerine, bitki örtüsündeki sıcaklığa ve ekim için ayçiçeği hibritinin seçimine bağlı olarak önemli ölçüde değiĢtiği belirtilmektedir. S. sclerotiorum'a karĢı bitkinin geç ekilmesinin normal zamanında ekilmesine göre hastalık çıkıĢını %90 oranında azalttığı belirtilmiĢtir (Hua ve ark., 1994).

Çizelge 4. 3. Aksaray iline bağlı ilçelerin 2017-2018 üretim yıllarında ait toplam ayçiçeği ekiliĢ alanları,

buna göre örneklenen tarla sayısı ve hastalık oranı (%)

Yıllar Yer Üretim Alanı (da) Survey Yapılan Tarla Sayısı Sürvey Alan (Da) Hastalıklı Tarla Sayısı BulaĢık

Tarla %‘si Hastalık oranı (%)

2017 Merkez 49950 13 600 3 23 2,83

Eskil 86500 20 900 0 0 0

2018 Merkez 64825 17 800 5 29 3,97

Eskil 65066 18 700 4 22 4,16

Çizelge 4.3‘de görüldüğü gibi Aksaray ili 2017 ve 2018 yıllarında yapılan sürvey çalıĢmaları sonucunda Merkez‘de 2017 yılında hastalık oranı %2.83, 2018 yılında %3.97; 2017 yılında Eskil‘de hiç hastalıkla karĢılaĢılmazken 2018 yılında %4.16 oranında hastalık belirlenmiĢtir. Aksaray bölgesinde 2017 yılında survey alanının % 23‘ünün S. sclerotiorum ile bulaĢık olduğu saptanmıĢtır. 2018 yılı survey çalıĢmalarında ise bir önceki yıl hiç hastalığın görülmediği ilçelerde de hastalığın çıktığı ve bulaĢıklık oranının %22 ve %29 arasında olduğu görülmüĢtür. Hastalık çıkıĢının bir önceki yıllara göre artıĢ göstermesi veya hiç çıkmayan ilçelerde görülmesinin değiĢik nedenleri olabilir. Bunlar; Aksaray ili ayçiçek üreticilerinin üretim alanlarında münavebeye tam olarak uymamaları, üst üste ayçiçek ekiminin yaygın olması, ekim zamanın uygun olmaması, sık ekim, hastalıklı bitki artıklarının imha edilmemesi ve salma sulama (vahĢi sulama) yapmalarından dolayı artan yoğunlukta ortaya çıkmaya baĢlamıĢtır. Ürün rotasyonunda patojen bir alanda ciddi bir problem haline gelmeden baĢaltılmalı ve konukçusu olmayan ürünlerin 3-5 yıl boyunca ekilmesi topraktaki sklerot sayısını azaltarak ve ayçiçeği kökü enfeksiyonunun etkisini en aza indirecektir. Sklerotlar konukçu yokluğunda çimlenebilir fakat konukçu enfeksiyonu gerçekleĢmediği için canlılıklarını kaybedecek ve sayıları yavaĢ yavaĢ azalacaktır (Gulya ve ark., 1997; Rashid, 2003).

Daha önce de belirtildiği gibi toprak nemi kök boğazı hastalıklarının enfeksiyonun da ve hastalık geliĢiminde oldukça önemlidir. Özellikle aĢırı sulamadan kaynaklanan kayıp daha çok S. sclerotiorum’un ayçiçeğinde oluĢturduğu enfeksiyonlardan ikincisinde oldukça önemlidir. Toprak neminin 1-2 hafta kadar yüksek kalması patojenin orta sapta ürettiği sklerotların çimlenmesine yol açarak tabla veya orta gövdenin çürümesi ve ilerleyen zamanda gövdenin kırılması Ģeklinde oluĢan enfeksiyonlara ve hastalık Ģiddetinde artıĢa neden olmaktadır (Rashid ve Desjardins, 2010). S. sclerotiorum fakültatif bir patojen olup toprakta hayatta kalma süresi 5-6 yıl

olarak kabul edilmektedir. Bir önceki yıldan kalan sklerotlar penetrasyonun en önemli aracı olup çimlenebilmeleri % 24 oranında toprak neminde en iyi Ģekilde gerçekleĢmektedir. Bununla birlikte duyarlı bitkilerin yakın olduğu durumlarda yıkıcı enfeksiyonlar ortaya çıkmaktadır (Irany vd. 2001; Lazar ve ark. 2011). Ayrıca bitkilerin yeteri kadar havalandırılmasını sağlamak ve hastalıkla bulaĢık bitkilerle teması azaltmak için tohum yoğunluklarını azaltmak ve daha geniĢ aralıkların seçilmesi uygun olacaktır (Agrios, 1997).

Ayrıca S. sclerotiorum‘un 2017 ve 2018 yıllarında oluĢturduğu hastalık oranı (%) ve yıllar arasındaki farklılığın vejetasyon dönemindeki nem ve yağıĢ miktarına bağlı olarak değiĢtiği ve parallelik gösterdiği gözlenmiĢtir. Çünkü iklim koĢullarının hastalık oluĢumu için uygun olması da hastalık çıkıĢını artırmaktadır. Aksaray ili aylık (6. ve 7. aylar) ortalama nisbi nem %60 değerinde oldukça yüksek ve ortalama sıcaklığın ise 21,6 °C civarında ve diğer illere göre düĢük olması hastalığın bu bölgede görülmesinin sebepleri arasında sayılabilir. Sadece yüksek nemin değil düĢük sıcaklıklarında ayçiçeğinde S. sclerotiorum‘un geliĢmesi üzerine etkisi olduğu bilinmekte nitekim Kanada'nın batısında yapılan bir çalıĢmada da epidemiyolojik etki yapabileceği belirtilmiĢtir (Huang, 1990).

4.4. Ayçiçeği bitkilerinin toplanması ve fungal mikroorganizmaların