• Sonuç bulunamadı

Avrupa’ da tehlikeli atıklara ilişkin ulusal mevzuat ve idari teşkilatlanma

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI

2.5. Avrupa’ da Tehlikeli Atık ve Đş Sağlığı-Güvenliği Yönetimi

2.5.1. Avrupa’ da tehlikeli atıklara ilişkin ulusal mevzuat ve idari teşkilatlanma

2.5.1.1. Avrupa birliği atık politikası

Birlik Üyelerde her yıl 2 milyar dolayında atık ortaya çıkmaktadır (Roney, 2000). Bu miktarın 40 milyondan fazlasını ise tehlikeli atıklar oluşturmaktadır.

AB, 1970’ li yıllar ile birlikte atıklara ilişkin stratejilerini bir atık yönetimi çerçeve yönetmeliği kapsamında normatif temele oturtmayı başarmıştır (The EC Committee of the American Chamber of Commerce in Belgium, 1995).

AB, atık ile mücadele konusunda 13 ana başlık altında özetlenebilen 30 adet mevzuat düzenlemesi gerçekleştirmiştir (Tüsiad, 2002).

1. Atık Yönetim Politikası

2. Titanyum Dioksit Sanayi Atıkları 3. Evsel Atıkların Yakılması

4. Zararlı Atıkların Yakılması 5. Atık Yağlar

7. PCB/PCT Bertarafı 8. Tehlikeli Atıklar

9. Kanalizasyon Atıksu Çamurları 10. Piller ve Aküler

11. Ambalaj Atıkları 12. Atıkların Sevkiyatı

13. Atıkların Düzenli Depolanması

AB, atık sorunuyla ilgili olarak teknik araştırma, dönüşüm endüstrilerinin geliştirilmesi, eğitim, bilinçlendirmeye yönelik eylem programları ve iyi uygulamaların değişimi gibi konulardaki tedbirleri desteklemekte ve finanse etmektedir. Atık yönetimi alanında belli başlı aktörler, merkezi hükümet, çevre ajansları, yerel ve bölgesel yönetimler, atık yönetim firmaları, endüstriyel ya da ticari amaçlı atık üreticileri, kamusal ya da hükümete bağlı olmayan sivil toplum organizasyonları oluşturmaktadır. Burada amaçlanan farklı toplumsal tarafların çözümü arama eylemine katılımını sağlamaktır. AB mevzuatı ile atık yönetimine ilişkin belirlenmiş beş temel prensip şunlardır (www.ikv.org.tr, 2007)

Atık yönetimi hiyerarşisi: Üye ülkeler, atık üretiminin önlenmesi, azaltılması zararın indirgenmesine, bunun yanında yeniden kullanım, dönüşüm ve atıkların enerji olarak kullanımına öncelik vermelidirler. Enerji kazanımı olmadan yakarak ve toprak altında depolayarak atıklardan kurtulma, hiyerarşinin en alt sınıfında yer almaktadır.

Topluluk ve üye ülke düzeyinde kendine yeterlilik: En uygun teknoloji kullanılarak kapsamlı entegre ve yeterli düzeyde atık kullanım tesisatı kurulmasını içermektedir.

Asgari gidere sebep olan en uygun teknoloji (BATNEEC): Đşletmelerden çevreye yayılan emisyonların ekonomik açıdan verimli bir şekilde mümkün olan en az seviyeye indirilmesidir.

Yakınlık: Bu prensip, atıkların kaynağına mümkün olduğunca yakın bir alanda yok edilmesi gereğini vurgulamaktadır.

Üretim sorumluluğu: Bu prensip atık kullanım masraflarının atık üreticisi tarafından karşılanması ya da atığı kullanım ya da toplama amaçlı olarak sahiplenen kesim tarafından karşılanması anlamına gelen “kirleten öder” ilkesinin uygulanmasıdır (Tekeli,2007).

Şekil 2.7 Mevcut atık hiyerarşisi

Şekil 2.7’ de görüldüğü üzere mevcut atık yönetimi hiyerarşisinde en çok uygulanan yöntem bertaraf yöntemidir. Geri kazanım ve diğer aşamalar daha sonra gelir. Ancak etkili bir atık yönetimi için önleme birinci basamak olmalıdır. Atıkların üretimi engellenemiyorsa, azaltıcı politikalar uygulanmalı, bu da mümkün olamıyorsa mevcut atığın, aynı karakter yapısına uygun üretim süreçlerinde yeniden kullanımı esas alınmalıdır. Yeniden kullanımı mümkün olmayan atıklar için geri dönüşüm yolları araştırılmalı, daha sonra geri kazanım yoluna gidilmelidir. Tüm bu aşamaları atlatan atıklar çevreye ve insan sağlığına zarar vermemek koşulu ile uygun yollarla bertaraf edilmelidir (Selim, 2005).

Birliğin ileriki dönemlerde ulaşmayı hedeflediği atık yönetim stratejisi içine üretici sorumluluğu ve duyarlılığı ilk aşama olarak girmektedir. Ayrıca yürürlüğe konulan direktif ve kararlar ile atıkların bertarafından önce mutlaka biyolojik veya kimyasal ön arıtma işlemlerine tabi tutulması gerekmekte, mevcut atık yönetim hiyerarşisi piramidi tersine çevrilmektedir. (Şekil 2.8)

Şekil 2.8. Hedeflenen atık yönetim hiyerarşisi

AB ölçeğinde etkili bir çevre yönetimini tesis etmek üzere 300’ ü aşkın direktif yayınlanmış ve üyelere söz konusu düzenlemeleri zaman içerisinde kendi ulusal mevzuatlarına aktarma sorumluluğu verilmiştir.

AB atık politikası ve stratejileri de 1975 yılından bu yana yayınlanmış Konsey direktifleri ve Komisyon kararları tarafından şekillendirilmiştir.

Konu tehlikeli atıklar boyutu ile değerlendirildiğinde, belli başlı AB direktifleri şunlardır:

 Atık Çerçeve Direktifi (75/442 EEC)  Tehlikeli Atık Direktifi (91/689 EEC)  Atıkların Yakılması Direktifi (2000/76 EC)  Düzenli Depolama Direktifi (99/31 EC)

2.5.1.2. Atık çerçeve direktifi (75/442 EEC’ yi yürürlükten kaldıran 2006/12/EEC direktifi)

15 Temmuz 1975 tarihli 75/442 sayılı direktif, AB’ nin atık olgusuna en temel ve en genel yaklaşımları içermektedir. 1991 ve 1996 yıllarında 3 değişiklik geçiren direktif, 2006 yılında yeni bir çerçeve direktifi ile yürürlükten kaldırılmış ve 30 yılı aşkın bir süre AB atık politikasının şekillendirilmesine hizmet etmiştir.

1991 yılında değişikliklerle geliştirilen çerçeveye göre, Avrupa birliği atık stratejisi “sürdürülebilir atık yöntemi” oluşturmaya yönelik hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu strajteji, hedefler hiyerarşisi kurularak hayata geçirilmiştir(Tenikler, 2007).

 Önleme

 Geri kazanım ve yeniden kullanım  Güvenli bertaraf

Temel amaç, üretim ve teknoloji kullanımıyla atık üretiminin önlenmesidir. Bu aşamadan sonra atık üretimi engellenemiyorsa, bunların geri kazanımı ve yeniden kullanımı üzerinde durulacaktır. Bu aşamadan sonra yine de atık ortaya çıkıyorsa çevreye en az zararı verecek şekilde yok edilmesi sağlanacaktır.

1996 yılında Avrupa atık stratejisi Avrupa komisyonu kararı ile yeniden irdelenmiştir. Komisyon, stratejideki değişikliğe gerekçe olarak Avrupa Birliği’ nde atığın sürekli artışı karşısında mevcut stratejinin etkisini güçlendirmek olarak açıklanmıştır.

Komisyon, yeni stratejiye göre, Birlik ölçeğinde atık yönetimi stratejisinin genel yaklaşımını iki ilkeye dayandırılmıştır:

 Đlkeler hiyerarşisi  Üreticinin sorumluluğu

Đlkeler hiyerarşisi, önceden olduğu gibi yine “Önleme, geri kazanma ve bertaraf” olmak üzere 3 kademeli tanımlanmıştır(Tenikler, 2007).

Komisyon, yeni atık stratejisi yaklaşımında, ilkeler hiyerarşisinin belli bir “esneklik” içinde uygulanacağını ifade etmiştir. Komisyon, atık hiyerarşisinde en arzu edilen ilkenin “önleme” ilkesi olduğunu kabul etmekle birlikte uygulanacak çözümlerde “fayda-maliyet analizleri” yapılmasını gerekli kılmıştır.

Analizlerde maliyetler aleyhine bir sonuç çıkar ise önleme ilkesinin dikkate alınamayacağı gibi bir yaklaşımın önü açılmış, Komisyonun söz konusu kararı ile AB

atık yönetimi stratejisi büyük bir darbe almıştır. Avrupa Çevre Kurulu karara tepki göstermiş, Avrupa Birliği atık yönetimi stratejisi açısından yürürlüğe koyulan kararların, atık hiyerarşisinin yok ettiğini ve kaynakta önleme ilkesinin “esneklik” ilkesine kurban edildiğini ifade etmiştir(Tenikler, 2007).

Önleme ilkesi doğrultusunda atık üreticisinin sorumluluğunun yaşama geçirilmesi için şu uygulamalara başvurulacaktır:

 Temiz teknoloji ve temiz ürün desteklenecektir.

 Avrupa standartları komitesi (CEN) tarafından tasarlanan teknik standartların çevresel boyutu geliştirilecektir.

 Ürünlerde belirli ağır metaller ile tehlikeli bileşenlerin sınırlandırılması ya da yasaklanması yoluyla tehlikeli atık üretimi engellenecektir.

 Rekabete zarar vermeksizin, atık üretimini önleyebilecek ekonomik araçlar kullanılacaktır.

 Yeşil (ekolojik) denetim ve yeşil (ekolojik) etiket uygulamaları geliştirilecektir.

Geri kazanım ilkesi doğrultusunda, iki geri kazanım türü söz konusudur: Materyalin geri kazanımı ve enerjinin geri kazanımı. Materyalin geri kazanımı, çöplerin kaynağında ayrıştırılması ile gerçekleştirilecektir. Bu arada en önemli rol, son kullanıcı ve tüketicidedir.

Materyalin geri kazanımında ayrıştırma işlemi ve geri dönüştürme sanayisi teşvik edilmelidir. Atığa dayalı enerji stratejileri, önleme ve materyal geri kazanımı ilkelerine zarar vermemelidir. Materyalin geri kazanımı, atığın önlenmesine, enerji kazanılmasına daha çok hizmet eder(Tenikler, 2007).

Ancak, Komisyon burada da esneklik göstermektedir. Geri kazanımın bu iki türü arasında seçimin çevresel, ekonomik, bilimsel etkileri hesaba katılarak yapılması zorunludur. “Atığın enerji kaynağı olarak geri kazanımının önemi büyümektedir." Komisyon, üye devletlerde farklı tanımlar kullanıldığını, daha önemlisi, geçerli kullanımıyla "geri dönüştürme" kavramının materyal geri kazanımı ile sınırlandırıldığını, 94/62/EC sayılı Konsey Yönergesi' nde de paketleme ve paketlenmiş atık anlamında kullanıldığını ve kavramın enerji geri kazanımını kapsamadığını belirtmektedir.

Oysa Komisyon bu kavramın atığın enerji geri kazanımı biçimini de içermesi gerektiği görüşündedir. Komisyon böylece yaygın bir muhalefet ile karşılaşan yakma

tesislerinin önünü açmıştır. Strateji içinde atığın enerji elde etmek amacıyla yakılması bir bertaraf yöntemi değil, bir geri kazanım faaliyeti olarak kabul edilmiştir.

Bertaraf yöntemleri de enerji geri kazanımı olmayan yakma ve depolama olarak algılanmaktadır(Tenikler, 2007).

Komisyon’ a göre atığın yakılması, çöpün hacmini azaltan, böylece depolama gereğini en az düzeye indiren yöntemlerden biridir. Ancak enerji üretmeyen yakma, kaynakların korunmasına katkı sağlamaz. Komisyon, bu gerekçeyle tüm yakma tesislerinin aşamalı olarak enerji üretimi özellikli hale getirilmesini benimsemiştir.

Geleceğe dönük riskleri en aza indirmek için, atık stratejileri, öncelikle atığın ortaya çıkmasını önleme doğrultusunda ciddi çabalar göstermeli, bu mümkün olmadığında depolanacak çöp miktarının minimize edilmesini hedeflemelidir. Böylece komisyon, düzenli depolamaya dönük bu yaklaşımı ile bertaraf yöntemleri içinde yakma yöntemini esnek bir uygulamaya konu etmektedir(Tenikler, 2007)..

17 Mayıs 2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 22 maddeden oluşan direktif (Offical, 2006) atık kategorileri, bertaraf yöntemleri ve geri kazanım işlemlerinin listelenmiş olduğu eklere sahiptir.

Yeni direktif incelendiğinde, ortaya konan yaklaşımlar şu şekilde özetlenebilir: Söz konusu direktifte atık ile ilgili tanımlar yapılmakta; direktifin kapsadığı atık kategorileri ile bertaraf ve geri kazanım faaliyetleri sıralanmaktadır. Bunların dışında direktif, kapsam dışında tutulan atık türleri, atık yönetimi ile ilgili genel esaslar, yetkili otoritenin oluşturulması, atık yönetim planları, geri kazanım ve bertaraf faaliyeti yapan işletmelerin lisans alma zorunluluğu, bu işletmelerin kayıt tutma zorunluluğu ve periyodik olarak denetlenmeleri ile atık bertaraf maliyetlerinin kirleten öder ve üretici sorumluluğu ilkeleri kapsamında karşılanması gibi atık yönetiminin temelini ve ana ilkelerini oluşturan hükümler içermektedir.

Söz konusu direktif, atıkların toplanmasından bertarafına kadar her aşamada insan ve canlı sağlığını tehlikeye düşürebilecek her türlü olumsuz etkiyi ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır(Tenikler, 2007).

Direktif ile atmosfere yayılan gaz atıklar ile diğer mevzuat ile hüküm altına alınmış olan “radyoaktif atıklar, taş ocağı faaliyetleri ile mineral kaynakların aranması, çıkarılması, işlenmesi ve depolanması sonucu oluşan atıklar, hayvan kadavraları ile tarımsal atıkları (tarımda kullanılan hayvan dışkısı ve diğer doğal ve tehlikeli olmayan maddeler), sıvı haldeki atıklar hariç atık sular ve patlayıcıları kapsam dışında

bırakılmıştır. ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) ise bazı radyoaktif atıkları tehlikeli atık listesine dahil edilmiştir(Tenikler, 2007)..

Üye devletler, öncelikle,

 Atıkların önlenmesi ile miktarları ve zararlı etkilerinin azaltılmasına ilişkin olarak, doğal kaynakların olabildiğince az kullanıldığı temiz teknolojilerin geliştirilmesi,

 Üretim, kullanım ve bertaraflarına ilişkin olarak çevreye zarar vermeyen ya da olabildiğince az etkileri olabilecek şekilde dizayn edilmiş olan ürünlerin pazarlama ve teknik gelişiminin sağlanması,

 Geri dönüşüme uygun atıkların içerdiği tehlikeli maddelerin nihai bertarafı için uygun teknikler geliştirilmesi,

Đkinci olarak ise,

 Geri dönüşüm, yeniden kullanım ya da yeniden değerlendirme gibi işlemlerin yanı sıra ikincil hammadde elde etme amaçlı diğer prosesler ile atığın geri kazanılması veya

 Atığın enerji kaynağı olarak kullanılması

Konularını cesaretlendirecek önlemleri almalarına ilişkin sorumluluk üstlenmelidirler.

Bununla birlikte üye devletler,

Atıkların, çevreye zarar verecek yöntemler kullanmaksızın ve insan sağlığını tehlikeye atmaksızın geri kazanıma bertarafına olanak sağlayan gerekli önlemleri almak zorundadır. Söz konusu yöntemlerin özellikle, su, hava, toprak, bitki ve hayvanlar için risk yaratmayacak gürültü, veya korku yoluyla rahatsızlığa neden olmayacak, kırsal alanlar ya da özel öneme sahip bölgeleri olumsuz etkilemeyecek şekilde kurgulanması gerekmektedir. Ayrıca direktifle, atıkların gelişigüzel terk edilmesini veya kontrolsüz bertarafını yasaklayacak tedbirleri almaları konusunda üye devletlere sorumluluk verilmiştir(Tenikler, 2007)..

Üye devletlerin diğer üye devletler ile işbirliği içinde bulunması da direktif kapsamına alınmıştır. Buna göre, her üye devlet, diğer üye devletler ile işbirliğine giderek ya da gerektiğinde danışarak, aşırı maliyetler gerektirmeyen bir bütünleşik bertaraf tesisi ağı kurulmasına ilişkin önlemleri alacaktır. Söz konusu tesis ağı, devletlerin atık bertarafı konusunda kendi kendine yeterli düzeye gelebilmelerini sağlayacak nitelikte olmalıdır.

Bu yönetmelik hükümlerinin yürütülmesinden ve uygulanmasından sorumlu olacak yetkili otorite/otoriteleri tanımlama sorumluluğuna sahip olan üye devletler, söz konusu yetkili otoriteleri tarafından bir koşulları dâhilinde bir veya daha fazla atık yönetim planlarını oluşturmak durumundadırlar(Tenikler, 2007)..

a) Geri kazanılacak ya da bertaraf edilecek atığın türü, miktarı ve kaynağı b) Genel teknik koşullar

c) Belirli atıklara yönelik özel düzenlemeler

d) Uygun bertaraf alanları veya tesisleri hakkında bilgileri içermelidir.

Söz konusu planlar, atık yönetimi konusunda yetkinleştirilmiş gerçek veya tüzel kişileri; geri kazanım ve bertaraf işlemlerinin tahmini maliyetlerini; atığın toplanması, sınıflandırılması ve işlenmesinin rasyonelleştirilmesini teşvik edecek uygun önlemleri de kapsayabilir.

Üye devletler, atık yönetim planları gereğince uygun olamayan atıkların taşınımını önleyici tedbirler geliştirebilirler. Ancak söz konusu tedbirler hakkında Komisyon’ a ve diğer üye devletlere bildirimde bulunmak durumundadırlar(Tenikler, 2007)..

Atıkların geri kazanım veya bertaraf işlemlerine yönelik faaliyetleri sürdüren kişi, kurum, ve kuruluşların otoriteden/otoritelerden izin alması gerekmektedir.

Söz konusu izin (lisans), atık türleri ve miktarları, teknik koşullar, alınacak güvenlik önlemleri, bertaraf alanı ve arıtma yöntemine ilişkin bilgileri içermelidir. Yetkili otorite, atığın üretildiği yerde kendi atıklarının geri kazanımını veya bertarafını yapan tesis veya kuruluşları, 91/689 Numaralı Tehlikeli Atık Direktifi hükümlerine halel getirmeyecek şekilde, lisans uygulamasından muaf tutabilir. Ancak muafiyet uygulanan tesis veya kuruluşlar yetkili otorite tarafından kayıt altına alınmalıdır(Tenikler, 2007)..

Bunun yanında atık üreticileri ile bertaraf ve geri kazanım işlemlerini yapan tüm kuruluşlar, atığın miktarı, özellikleri, kaynağı, gidiş noktası, toplama sıklığı, taşıma şekli, direktif eklerinde listelenmiş geri kazanım ve bertaraf işlemlerinden ilgili olanları kayıt altına almakla yükümlüdürler.

Atıkların bertaraf maliyetlerinin ise “kirleten öder” prensibine göre, atık sahibi ya da atığın kaynaklandığı ürünün üreticisi tarafından karşılanacağı hüküm altına alınmıştır.kaynak göster(Tenikler, 2007).

2.5.1.3. Tehlikeli atık direktifi (91/689 EEC)

Tehlikeli atıklara ilişkin Konsey Direktifinin temel stratejisi, Atık Çerçeve Direktifi’ nde yer alan esasları, tehlikeli atıklara uyarlamaktır. Bir başka deyişle Yeni Atık Çerçeve Direktifinin tamamlayıcısı durumundadır.

Bu direktifin genel amacı ise tehlikeli atıkların ortadan kaldırılmasına yönelik ortak bir tanım oluşturarak bu tür atıkların yönetimine yönelik üye devlet mevzuatının birbirine yakınlaştırılması için bir uyum paketi hazırlamaktır. Direktif, tehlikelilik özellikleri ve bileşenleri tanımlanmış atıkların bir listesini içermektedir. Bertaraf faaliyetlerini sürdüren kuruluşlara yönelik lisans sorumluluğu, Atık Çerçeve Direktifi’ nde öngörülen atık yönetim planlarının tehlikeli atık özelinde oluşturulması, yetkili otoritelerin denetim esasları gibi konular direktifte ele alınan başlıklardan bazılarıdır.

Evsel atıklar bu direktif kapsamı dışında bırakılmıştır.

Üye devletler, tehlikeli atıkların tanımlanması ve kayıt altına alınması konusunda sorumluluğa sahiptir. Ayrıca insan sağlığı ve çevrenin güvenlik altına alınarak tehlikeli atıkların farklı kategorideki atıklarla ve tehlikeli olmayan atıklarla karıştırılmaması çin gereken her türlü önlemi almak zorundadırlar.

Direktif üye devletlere, ayrıştırılması mümkün olmayan atıkların Atık Çerçeve Direktifi’ nde belirtilen insan ve çevre sağlığını riske etmeyecek koşullarda diğer atıklarla karıştırılabilmesi konusunda açık bir kapı bırakılmıştır.

Bertaraf faaliyetleri sürdüren her kuruluşun lisans alma zorunluluğu bulunmaktadır.

Tehlikeli atıkların geri kazanım ve bertarafına ilişkin her türlü faaliyet, özelikle atıkların kaynağı ve gidiş noktalarına ilişkin periyodik kontrollerle denetime tabi tutulmalıdır.

Tehlikeli atık taşıyıcıları, üreticileri ve bertaraf edicileri, faaliyetlerine ilişkin kayıt tutmak ve bu bilgileri her bir üye tarafından görevlendirilmiş olan yetkili otoritelere sunma sorumluluğuna sahip kılınmışlardır.

Yetkilendirilmiş otoriteler ise, Komisyon tarafından değerlendirilmek üzere tehlikeli atık yönetimine ilişkin hazırlayacakları planları yayımlamak zorundadırlar.

Bu sorumlulukların yanında üye devletlere, tehlike arz eden acil bir durum karşısında, direktif hükümlerini geçici olarak askıya alabilmeleri konusunda bir serbesti tanınmıştır. Ancak söz konusu devletler, Komisyon’ a askıya aldıkları hükümler hakkında bilgi vermek durumundadırlar.

Ayrıca üye devletler, tehlikeli atıkları toplanması, taşınması ve geçici depolanması sırasında yürürlükte bulunan uluslararası ve topluluk standartlarına uygun olarak ambalajlanması ve etiketlenmesi konusunda gerekli tedbirleri almak zorundadırlar. Taşınımlar ise, tehlikeli atıkların sınır ötesi taşınımlarına ilişkin direktifte tanımlanmış olan bir “tanımlama formu” ile mümkündür.

Yetkili otoriteler tehlikeli atık yönetimine ilişkin planlarını ya ayrı olarak ya da genel atık yönetimi planları çerçevesinde düzenlemek durumundadırlar. Komisyon bu planları karşılaştırmalı olarak inceler ve talep eden üyelerin bu bilgilere erişimini olanaklı kılar.

Tehlikeli Atık Direktifi, uygulama hükümlerine sürekli Atık Çerçeve Direktifi’ ne gönderme yapmaktadır. Söz konusu direktif 2006 yılında bir Avrupa parlamentosu ve Konsey tüzüğü (Official, 2006) ile değişikliğe uğramış ve raporlama esaslarını düzenleyen 8. maddesi iptal edilmiştir. Değişikliğin amacı, üye devletlerin Komisyon’ a, Komisyonun da Parlamento ve Konsey’ e yönelik raporlama gerekliliklerinin basitleştirilmesi ve kolaylaştırılmasıdır. Raporlamaya ilişkin yeni esaslar üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

2.5.1.4. Atıkların yakılmasına ilişkin konsey direktifi (2000/76 EC)

Atıkların yönetimine ilişkin Topluluk Stratejisi’ nin gözden geçirilmesi Hakkında Komisyon’ dan Tebliği, atıkların önlenmesini birinci öncelik olarak belirlerken, diğer öncelikleri sırasıyla atıkların tekrar kullanımı, yeniden kazandırılmaları ve en son olarak tehlikesiz olarak bertarafı olarak belirtmiştir. Atıkların yönetimine ilişkin bir Topluluk Stratejisi hakkındaki 24 Şubat 1997 tarihli Đlke Kararı’ nda da (Official, 1997) Konsey, atığın tehlikeli özellikleri ile atık üretiminin asgariye indirilmesine ilişkin olarak atıkların önlenmesinin herhangi bir rasyonel atık politikasının birinci önceliği olması gerektiğine dair inancını yinelemiştir.

Konsey ayrıca, atıkların Topluluk içerisinde büyük oranlarda yakılma veya beraber yakılma amacıyla taşınmasından kaçınmak için, enerjiyi yeniden kazanarak atıkları yakmaya ilişkin olarak, Komisyon’ un Topluluk mevzuatı üzerinde tadilat yapması gerektiğine de değinmiştir. Atıkların daha düşük çevre standartları nedeniyle daha düşük maliyetlerde faaliyet gösteren tesislere, sınırötesi taşınımlarını önlemek amacı ile, atık yakan ve beraber yakan tüm tesisler için katı kurallar belirlemek gerekmektedir.

Atıkların yakılması hakkında tek bir metinin, yasal açıklığı ve uygulanabilirliği arttıracağı düşüncesiyle tehlikeli atıkların yakılması hakkındaki 16 Aralık 1994 tarih ve 94/67/AT sayılı Konsey Direktifi’ nin içeriğini ve yapısını tamamen göz önünde bulunduran ve tehlikeli ve tehlikeli olmayan atıkların yakılması ve beraber yakılmasına ilişkin olan tek bir direktif olmasına karar verilmiş ve 28 Aralık 2005 tarihi itibariyle 94/67/EEC sayılı Direktif yürürlükten kaldırılmıştır.

Radyoaktif atıklar ile sadece hayvan atığı arıtan yakma ve beraber yakma tesisleri, bu direktifin kapsamı dışında bırakılmıştır.

Atıkların yakılmasına ilişkin direktifin amacı, atıkların yakılması ve beraber yakılmasının çevre üzerindeki olumsuz etkilerini, özellikle havaya, toprağa, yüzeysel sulara ve yeraltı suyuna yapılan emisyonlardan kaynaklanan kirlenmeyi ve sonucunda insan sağlığı için ortaya çıkan riskleri önlemek veya mümkün olduğu derecede kısıtlamaktır.

Bu amaca, atık yakma ve beraber yakma tesisleri için emisyon limit değerleri Topluluk içerisinde belirlenerek ve Atık Çerçeve Direktifi’ nin şartları yerine getirilerek, sıkı işletme koşulları ve teknik şartlar vasıtası ile ulaşılacaktır.

Yakma sonucu oluşan artıklar, miktar ve zararlılık bakımından minimuma indirilmeli, elverişli olduğu durumlarda geri dönüştürülmeli, ve AB ve ulusal mevzuata uygun olarak bertaraf edilmelidir.

Yüksek seviyede bir çevresel koruma ve insan sağlığının korunması için, Topluluk içerisinde atıkları yakan ve beraber yakan tesislere ilişkin olarak sıkı faaliyet koşullarının, teknik şartların ve emisyon limit değerlerinin belirlenmesi ve muhafaza edilmesi gereklidir. Belirlenen limit değerler, uygulanabildiği derecede, çevrenin üzerindeki negatif etkileri ve bunun sonucunda insan sağlığı için ortaya çıkan riskleri