• Sonuç bulunamadı

2.2 Mitolojinin GeliĢimi ve Tarihçesi

2.2.1 Avrupa Mitolojisi

Avrupa mitolojisi, tarih öncesi buz çağı dönemine kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait ürünlerin en bilineni mağara resimleridir. Bu döneme ait, mağara resimlerinin konusu bizon, geyik ve at gibi hayvanların avlanılmasıdır. Duvarlara çizilen yarı insan ve yarı hayvan Ģekilleri, buz çağı Ģamanlarını tasvir ettiği söylenmektedir. ġamanlar avdaki baĢarılarını garantilemek için büyü törenleri yaparlarmıĢ. Avlanılan hayvanları, ya sihirli oklarla vurulmuĢ ya da sihirli mızraklarla öldürülmüĢ olarak resmetmiĢlerdir.

M.Ö. 7000 sıralarında Avrupalılar, avcılık ve toplayıcılığın yanında tarımın geliĢmesiyle kendi mitlerine yeni unsurlar ve ritüeller eklemiĢlerdir. Tanrı ve tanrıçaları yeni biçimlerde, hem taĢlara oymuĢlardır hem de kilden heykellerini yapmıĢlardır. Bu heykeller genellikle insani özellikler taĢımaktadır, fakat biçimsel açıdan hayvansal figürler Ģeklinde yapılmıĢlardır. Aynı zamanda maske yapımı ve kullanımının da önemli bir unsur olduğu görülmektedir. Bunların dıĢında birçok figür göze çarpmaktadır.

Bronz devrinde, Avrupa da insan medeniyeti büyük bir devrim yaĢamıĢtır. Bronzdan silah ve araçlar yapmıĢlardır. TaĢ Devrinde kuĢ tanrıçası, Buz Devrinde avcılık törenleri önem taĢımaktadır. Özellikle gökyüzü ile ilgili mitosların önemi gün geçtikçe artmıĢtır. Bu yavaĢ yavaĢ ortaya çıkan Yunanlıların ve Romalıların, Ġskandinavların ve Keltlerin mitolojilerine hükmedecektir.

Mitler Antik Yunan dininin en önemli parçasını oluĢturmaktadır. Antik Yunanlılarda da birçok mit, tanrıların yaĢamlarından ve tanrıların insanlarla iliĢkileri ile ilgili hikâyelerinden oluĢmaktadır. Diğer tanrı hikâyeleri ise “günün neden geceye döndüğü, mevsimlerin neden değiĢtiği veya dünyanın nasıl oluĢtuğu gibi doğal olaylar hakkındadır” (Antik Dünya Ansiklopedisi, 2010: 228). Antik Yunan döneminde sayısız tanrılar ve tanrıçalar bulunmaktadır. Onların yaĢam tarzını anlatan bu hikâyelerle ilgili yazılar bin yıldan fazla bir süreyi içermektedir. Daha sonra ortaya çıkan Romalılar, Avrupa‟nın büyük bir kısmını fethederek çoğu Yunan mitini kendilerine uyarlamıĢlardır. Kendi tanrıları ve tanrıçalarına, fethettikleri insanların mitlerindeki karakterlerini, kendi mitlerine eklemiĢlerdir.

Tanrılar, Romalılar açısından da çok önem arz etmektedir. Bundan dolayı Antik çağdan günümüze gelen mitosların çoğu Tanrılar ile ilgilidir. Tanrılara birçok tapınaklar

yapılmıĢtır ve onların onuruna törenler düzenlenmiĢtir. Bu törenlerde tanrılara adaklar sunularak, onlar için oyunlar, tiyatro gösterileri yapılmıĢtır. Bu Tanrılar genellikle, insani özellikler taĢımaktadır. Mitlerde ele alınan konular genellikle aĢk, kıskançlık, öfke ve tanrıların insanları savaĢa sürüklemeleri olarak görülmektedir. Yunanlılar ve Romalıların inancına göre tanrıların yaĢam üzerinde büyük etkileri vardır. Her bir tanrı, kozmosun ya da var oluĢun farklı bir yönünden sorumlusu olarak görülmektedir. Örneğin, Ares savaĢı yönetiyordu, Aphrodite aĢk tanrıçasıydı, Athena ise savaĢ, bilgelik ve sanat tanrıçasıydı.

Antik Yunan tek bir ülke değildi. Birkaç Ģehir devletinden oluĢuyordu. Bunlardan bir tanesi Olympos‟tur ve tanrısı Zeus‟tur. Her Ģehir kendi tanrısına özel tapınaklar inĢa edip, onun üzerine festivaller düzenlemiĢtir. Bu aktiviteler hem sanat dallarında hem de sporda ve ayrıca Ģaircilik ve oyunculuk açısından büyük geliĢmelere neden olmuĢtur.

Antik Yunanistan‟da “atletizm yarıĢmaları, bir tanrı ya da tanrıça adına düzenlenmekteydi. Bu yarıĢlar o dönemlerde büyük bir ilgi görüyor ve yarıĢlara katılıma herkes teĢvik ediliyordu. Modern oyunların atası olan Olimpiyat oyunları tüm oyunlar içinde en ünlüsüydü ve 4 yılda bir tanrı Zeus adına yapılmaktaydı. O dönemde oyunlar için muhteĢem tapınaklar ve stadyumlar inĢa etmiĢlerdir” (Antik Dünya Ansiklopedisi, 2010: 226).

Ġskandinav mitolojisinde, birçok tanrı ve yaratılıĢ hikâyeleri bulunmaktadır. Ġskandinav mitleri en çok doğaüstü güçlere sahip olan tanrılardan ve değerli nesnelerden (sihirli yüzükler, savaĢta baĢarı getiren mızraklar, gençliği koruyacak elmalar vb) bahsetmektedirler. Ayrıca, Ġskandinav mitleri de diğer mitler gibi savaĢ, aĢk, kavga, cinsellik, iyi-kötü, “evrenin yaradılıĢı, tanrıların savaĢları ve aĢkları ve dünyanın sonu gibi” vb konular içermektedir (Wilkinson, 2010: 89). Gökyüzü tanrısı olan Thor‟un kullandığı bir çekiç vardır, bu çekiç hem korkunç bir silahdır hem de güçlü bir dini sembolü temsil etmektedir. Ayrıca, evlilik törenlerinde gelinleri kutsamak için de kullanıldığı belirtilmektedir.

Kelt mitolojisi Fransa, Ġspanya, Güney Almanya, Macaristan ve Kuzey Ġtalya‟yı kapsamaktadır. Kelt kabilesinin büyük bir kısmı Büyük Britanya Adalarında yaĢamaktadır. Julius Caesar bu bölgeleri fethetmesiyle, ada keltleri kendi kültürlerini

erken Hıristiyan kültürü dönemine kadar yaĢayabilmiĢtir. Daha sonra Büyük Britanya ve Ġrlanda ada keltleri efsaneleri Hıristiyanlık kültürüne aktarılarak ve böylece HıristiyanlaĢmıĢ bir biçimde günümüze kadar ulaĢmıĢtır. Böylece mitolojik döngüler çeĢitli tarihöncesi göçlerin hikâyesini anlatmaktadır. Ayrıca Britanya‟daki Kral Arthur‟la ilgili Kelt mitolojik maceraları edebiyata en çok etkisi bulunduğu görülmektedir. Adalardaki Kelt mitolojisinin günümüze ulaĢan belli unsurları da vardır, örneğin Cadılar Bayramı kutlaması ve bazı unsurlar Ģimdi yeniden canlandırılmaktadır. Kelt mitolojisine ait birçok çizgi filmler ve filmler de (Asterix çizgi film, Yüzüklerin efendisi vb.) bulunmaktadır (Verlag, 2009: 255).

Kuzey Avrupa bölgesinde yer alan Viking mitolojisi, insanların ve tanrıların baĢından geçen olayların iç içe geçtiği dramatik kahramanlık öykülerini içermektedir ve günümüze kadar popülerliğini korumuĢtur. Efsanelerin sözlü gelenekle aktarılmasından dolayı, tanrılar ve inançlar konusunda o döneme ait çok az yazılı kaynak bulunmaktadır. Fakat sözlü gelenekten gelen Viking efsanelerinin zenginliği dikkat çekmektedir. Daha çok o dönemin korkularını ve umutlarını yansıtmaktadır.