• Sonuç bulunamadı

2.3. AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNİN TARAF OLDUKLARI

2.3.3. AVRUPA KONSEYİ TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR . 42

Kuruluşundan bu yana azınlık haklarını genel insan hakları şemsiyesinin altında değerlendiren Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan düzenlemelerden en önemli olanları, 1950 yılında Roma’da imzalanan ve 1953 yılında yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 1998 yılında yürürlüğe giren Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşme ile Bölgesel ve Azınlık Dilleri Avrupa Şartı’dır.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ulusal azınlıklardan söz eden tek madde, bu sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerin ulusal bir azınlığa dahil olmak dolayısıyla sınırlandırılamayacağını ifade eden 14’üncü maddedir. Bu açıdan sözleşmenin din özgürlüğünü düzenleyen 9’uncu maddesi ve dil özgürlüğü bağlamında kültürel kimliğin korunması ile bağlantılı olarak ifade özgürlüğünü düzenleyen 10’uncu maddesi önem kazanmaktadır. 04 Kasım 2000 tarihinde imzaya açılan 12’nci ek protokolde ise, “yasa ile öngörülmüş olan tüm haklardan yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensup olma, servet, doğum veya herhangi bir diğer statü bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan

68 David CHANDLER, “The OSCE and the Internationalisation of National Minorities”, (internet), in Ethnicity and Democracy in the New Europe, (ed.) Karl KORDELL (London: Routledge, 1999), 28.09.2008, <http://imm-live.wmin.ac.uk/sshl/pdf/OSCE1999.pdf>, 2.

sağlanır” ifadesiyle ulusal azınlığa mensup olmanın ayrımcılık yaratmayacağı hükme bağlanmıştır.

Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesi ile taraf devletler, ulusal azınlığa mensup bireylere kültürlerini sürdürme ve geliştirmenin yanında kimliklerinin temel unsurlarını; dil, din, gelenekler ve kültürel miraslarını korumak için gerekli şartları teşvik etmeyi taahhüt etmektedirler.

69Ayrıca sözleşmede, tarafların, etnik, kültürel, dilsel veya dinsel kimlikleri nedeniyle tehdit veya ayrımcılığa maruz kalabilecek ulusal azınlığı korumak için tedbirler almayı kabul edecekleri belirtilmektedir.Bunun yanı sıra, sözleşme, ulusal azınlıkların toplanma özgürlüğü, dernek kurma özgürlüğü, ifade özgürlüğü, düşünce ve vicdan özgürlüğü gibi haklarını güvence altına alarak, tarafların, ulusal azınlığa mensup bireylerin azınlık dilindeki soyadını ve adını kullanma hakkını taahhüt edecekleri ve azınlık kimliğinin eğitim ve öğretim alanında korunmasını ve bu alandaki fırsat eşitliğini sağlayacaklarını taahhüt ettiklerini hükme bağlamıştır.Sözleşmenin en önemli tarafı ise, ulusal azınlıklara sınır ötesi işbirliği kurma iznini vermesidir. Buna göre, ulusal azınlığa mensup bireyler, başka devletlerde bulunan özellikle etnik, kültürel, dilsel veya dinsel kimliği paylaştıkları veya ortak kültürel mirasa sahip olan şahıslarla sınır ötesi işbirliğinde bulunabileceklerdir. 70Burada, sınır ötesi işbirliğinin sınırı ve kapsamı belirtilmediği için, bu hakkın, ayrılıkçı düşünceye sahip gruplar tarafından istismar edilebileceği değerlendirilmektedir.

Bölgesel veya Azınlık Dilleri Avrupa Şartı’nda ise71, bölgesel ve azınlık dillerinin korunmasının Avrupa’nın kültürel geleneklerinin ve zenginliklerinin korunmasına ve bunların geliştirilmesine bir katkı olduğu, çokdillilik değerleri çerçevesinde resmi dillere zarar vermeden bölgesel ve azınlık dillerinin

69 B.Ali SONER:”Azınlıklar Sorunu ve Türkiye-AB İlişkileri”, Demokrasi Platformu,Y.1,S.4,(Güz 2005),s.145-416

70 SARAÇLI,a.g.e s.58

71 5 Aralık 1992’de imzaya açılan Bölgesel veya Azınlık Dilleri Şartı’nı 20 Aralık 2006 tarihi ile Avrupa Konseyi üyesi otuz iki devlet imzalamış olup bu devletlerden yirmi biri ayrıca Şartı

onaylayarak kendi iç hukukları açısından yürürlüğe de koymuşlardır.Avrupa Birliği üyesi ülkelerden Belçika,Estonya,İrlanda,Letonya,Litvanya,Portekiz ve Yunanistan belirtilen tarih itibarı ile Şartı ne imzalamışnedeonaylamışlardır.Bkz.http://conventions.coe.int/Treaty/Commun/CherchSig.asp?NT=14 8&CM=8&DF=01/03/2006&CL=ENG(erişim tarihi:02.06.2010)

korunması ve teşvik edilmesinin, kültürel farklılıklar ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa’nın inşası açısından önemli bir yere sahip olacağı vurgulanmaktadır. Ayrıca Şartta, tarafların, bölgesel veya azınlık dilinin uygun olan tüm basamaklarda öğretilmesini ve öğrenilmesini sağlamak için uygun araçlar ve ortamlar sağlayacağı, bölgesel veya azınlık dilin yararına olmak üzere, özellikle topraklarında aynı veya benzer bölgesel veya yerel dil kullanılan bölgesel ve yerel yönetimler arasında olmak üzere sınır aşırı işbirliğini kolaylaştırmak ve desteklemeyi taahhüt edecekleri, devletin resmi dil/dillerine halel getirmemek şartıyla, ilgili bölgesel ve azınlık dillerinde okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, mesleki ve teknik eğitim ile üniversite öğrenimi sağlamayı taahhüt edecekleri gibi hükümler yer almaktadır.AB’ye aday ülkeler için, AB Komisyonu tarafından yayımlanan İlerleme Raporları ve AP tarafından hazırlanan karar tasarıları da AB’nin etnik, dilsel ve dinsel kimliklere bakış açısını göstermeleri bakımından önemli belgelerdir.

2.4. AVRUPA BİRLİĞİ KURUMLARININ AZINLIKLARA YÖNELİK ÇALIŞMALARI

AB kurumlarının aday ülkeler için hazırladığı rapor ya da kararlar dışında etnik ve dinsel kimliklere yönelik çalışmaları da, AB’nin bu gruplara ilişkin bakış açısını göstermesi bakımından incelenmesi gerekmektedir.Bu çalışmalar genel olarak,hukuki bakımdan bağlayıcı olmayan kararlar almak ve azınlıkların durumunu iyileştirmeye yönelik programlara mali destek sağlamak şeklinde gerçekleşmektedir.Avrupa Parlamentosu,Avrupa Komisyonu ve AB Konseyi kendi sorumluluk alanları içerisinde azınlıkların korunması konusunda çalışmalar yapmaktadırlar.Bu çalışmalar aday ülkeler için önem arz etmektedir.