• Sonuç bulunamadı

AVRUPADA GÜVENLĐK YAPISININ OLUŞUM SÜRECLERĐ

3.3. AVRUPA GÜVENLĐK VE SAVUNMA KĐMLĐĞĐ (AGSK)

Soğuk Savaş sonrasında, siyasal bölünmüşlüğü ortadan kalkan Avrupa’da entegrasyon ve işbirliği ilkeleri yayılmaya başlamıştır. Orta ve Doğu Avrupa’daki Sovyet hegemonyasından kurtulan ülkeler liberal ekonomi ve demokrasiyi benimseyip Avrupa Birliği’ne (AB) girme hesapları yaparken AB üyeleri de sürdürdükleri ekonomik bütünleşme hareketini daha da derinleştirerek siyasal bütünleşme yolunda adımlar atmak için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır. Değişen bu yeni ortam, NATO ve AB’nin birlikte hareket ederek Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK) (European Security and Defence Identity-ESDI) açılımını gerçeğe dönüştürmelerini gerekli kılmıştır.206AGSK’nin oluşum aşamasında birden fazla gelişmeden bahsedilebilir. Bunlardan bir tanesinin BAB Maastricht Zirvesi olduğu bilinmektedir. 1991 Aralık ayındaki Maastricht BAB Bakanlar toplantısında, üye devletler AGSK'yi kabul etmiş, BAB’ın NATO'nun Avrupa ayağı ve savunma

204 Özgöker, a.g.e. s. 105. 205

Özgöker, a.g.e. s. 105.

206

B.Esra Çayhan, “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası ve Türkiye”, Akdeniz Đ.Đ.B.F. Dergisi, No 3, 2002, s. 47.

bileşeni olarak görev yapmasını öngörerek savunma konularında daha fazla sorumluluk ihtiyacının olduğuna ilişkin bir deklarasyon yayınlamışlardır. 207BAB içinde Planlama Hücresi oluşturulması, daha yakın askeri işbirliği geliştirilmesi, savunma bakanlarının sürekli toplanmaları gibi önemli adımlar da atılmış ve AB- BAB-NATO üçgeninin arasındaki asimetrinin, bu üç kurumun çalışmasına engel olma ihtimalini yok etmek ve aralarında tutarlılık sağlamak için BAB içinde tam üyelikten başka statüler de geliştirilmiştir.2081992 Kasım ayında yapılan BAB Roma Bakanlar Konseyi toplantısında ise belirlenen bu statülere devletlerin davet edilmesi aşamasına geçilmiştir. Böylece Yunanistan tam üye olurken; Türkiye, Norveç ve

Đzlanda, ortak üye; Danimarka, Avusturya, Finlandiya, Đsveç ve Hollanda gözlemci; Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Letonya, Litvanya, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovenya, Slovakya ve Slovenya ise ortak partner statüsü almışlardır.209 Ancak 2004 yılındaki tam üyelik sonrasında bu ülkelerin statüsü değişmiştir. Maastricht Antlaşması henüz yürürlüğe girmeden önce, 19 Haziran 1992 tarihinde Bonn yakınlarındaki Petersberg'de toplanan BAB üye devletleri Dışişleri ve Savunma Bakanları ise, BAB'ın temel yasası niteliğinde olan ve Birliğin operasyonel rolünün güçlendirilmesini içeren Petersberg Bildirisi'ni yayınlamışlardır. Bildiri’nin, BAB’ın, AB’nin savunma kolu olarak geliştirilmesinde ve NATO’nun Avrupa ayağının güçlendirilmesinde çok önemli bir yeri olduğu değerlendirilmektedir. Bu bildiri ile, Birlik’in gelecekteki gelişmesi belirlenmiş ve Washington Anlaşması'nın ve Değiştirilmiş Brüksel Antlaşması’nın 5. maddesinin gerektirdiği ortak savunmaya verilecek destek üzerinde uzlaşılmıştır. Yine bildiriyle, BAB üyeleri, konvansiyonel silahlı kuvvetlerinden gerektiği kadar BAB yetkisi altındaki askeri görevlere tahsis etmeye hazır olduklarını bildirmişlerdir. Birliği’nin üstleneceği asıl görevler, yeni uluslararası konjonktüre uygun olacak şekilde yeniden tanımlanarak kolektif savunma dışı görevler olarak belirlenmiştir. “Petersberg Görevleri” olarak bilinen bu görevler bildiri’de belirtilmiştir. Bu esaslar, çalışmanın kuramsal çerçeve

bölümünden hatırlanacak olan 'Yumuşak Güvenlik' ilkelerine

dayanmaktadır.210AGSK oluşturma planlarının devam ettiği sırada en yoğun tartışma konusu, oluşumun NATO bünyesinde mi yoksa NATO’nun dışında mı gerçekleştirileceği odaklıydı. AGSK’nın NATO içinde ve BAB ile oluşturulması 207 Çakmak, a.g.e. s. 183-184. 208 Çakmak, a.g.e. s. 183-184. 209 Türker, a.g.e. s. 56-57. 210 Dedeoğlu, a.g.e. s. 261.

ABD’nin Avrupalı müttefiklerine zaman zaman dillendirdiği arzusunu da ortaya koymaktadır. AGSK’nın amacı, AB çerçevesinde ortak bir savunma politikasının gerçekleştirilmesi ve NATO çerçevesindeki savunma ile tutarlı, ortak bir savunma politikasının oluşturulması olarak belirlenmiştir. AGSK’nın Avrupa’nın güvenliğine dair kıta-içi bir yapılanmanın ortaya çıkışı ile Avrupa ile Atlantik-ötesi ilişkilerin yürütülmesinde temel şart olma özelliğini ifade ettiği söylenebilir. Brüksel Zirvesi’nde ayrıca, BAB’ın NATO’nun olanaklarını kullanabileceği kabul edilerek

geçiş döneminde NATO’nun komuta-kontrol, haberleşme olanakları ve

birliklerinden BAB yararlanırken, NATO da AGSK’nın kendi ekseni etrafında gelişmesini sağlamış olacaktı. 211NATO, AGSK, BMGG ile tüm yeni misyonlara cevap verebilmek için kuvvetlerin daha fazla operasyonel esnekliğe sahip olmalarını ve müttefik olmayan ülkelerin de entegrasyon imkanını amaçlamaktadır. BMGG, aynı zamanda BAB tarafından kullanılabilecek ayrılabilir ama ayrılmadan konuşlandırılabilir karargâhlar sağlamayı amaçlamaktadır. Roma Zirvesinde 1991 yılında kabul edilen stratejik kavram kendinden önce gelen kavramlardan büyük değişiklikler gösterir. NATO tarihinde ilk kez bir stratejik kavram kamuoyuna açık bir metin olarak sunulmuş, meclislerin, strateji uzmanlarının, gazetecilerin ve halkın eleştirisine açık hale getirilmiştir.

1991 Kasımında Roma toplantısında kabul edilen bu strateji ana olarak eski düşmanlıkları bir yana bırakarak çatışma yerine işbirliğine gitme konusunu vurgulamıştır. Bu kavrama göre, NATO'nun ana amacı üye devletlerin güvenliğini sağlamak, buna ek olarak ise, güvenliği tüm Avrupa'yı kapsayacak şekilde genişletmek ve geliştirmektir. 212AGSK, ilk kez 1994 NATO Brüksel Zirvesi’nde ortaya atılan bir açılımdır. AGSK oluşturma düşüncesinin altında Avrupalı devletlerin Soğuk Savaş sonrası Avrupa’da değişen güvenlik algılamalarına paralel bir şekilde daha fazla sorumluluk üstlenerek NATO içerisindeki etkinliklerini arttırmak istemeleridir. AGSK daha çok askerî-teknik bir düzenleme olarak ortaya çıkmaktadır. Avrupa’nın güvenliği bağlamında Avrupalı devletlerin daha fazla sorumluluk almaları için kendilerinde olmayan gücü NATO imkân ve kabiliyetlerinden faydalanarak sağlamaları amacıyla AGSK ortaya konulmuştur.

211

Đlhan Uzgel, “ABD ve NATO’yla Đlişkiler”, Baskın Oran (der.) Türk Dış Politikası Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, Đstanbul: Đletişim Yayınları, C 2, 2004, s. 312.

212

1994 Brüksel ve 1996 Berlin’de yapılan NATO toplantıları AGSK konusunda önemli gelişmelerdir. Bu bildirilerde BAB-NATO işbirliğine önemle değinilmiştir. Bu işbirliğinin amacı; AGSK’nin ek bir harcama yapılmadan, NATO imkân ve kabiliyetlerinin BAB tarafından kullanılarak gerçekleştirilmesinin sağlanmasıdır. Bu zirvelerde bu yönde yolunda kararlar alınmıstır209. Bu şekilde temelleri atılan BABNATO ilişkisinde Berlin zirvesinden sonra, NATO’nun BAB liderliğindeki operasyonlara vereceği desteğin, bütün görevleri karşılayabilecek şekilde uyarlanması için yapacağı düzenlemeler tanımlanmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır; NATO’nun kuvvet ve yetenek geliştirmesi ile ilgili yeni savunma planlanma yöntemleri içinde, BAB gereklerinin göz önünde bulundurmak.

BAB’nin Kuzey Atlantik Konseyi’nin onayıyla kullanmak isteyebileceği NATO varlık ve yeteneklerini belirleyecek yöntemler oluşturmak.

NATO içinde, BAB’nin politik kontrolü ve stratejik yönetimi altındaki bir

operasyonu hazırlamak, desteklemek, komuta etmek ve yürütmek için

kullanabilecek, çok uluslu Avrupa komuta düzenlemeleri yapmak.

NATO desteği ile yürütülen bir BAB operasyonunda gerek duyulan es güdümü sağlayacak danışma ve bilgi paylaşma düzenlemelerini yapmak.

BAB görevleri için askeri planlama ve tatbikatlar gelistirmek210. Bütün bu düzenlemelere rağmen ortaya çıkması muhtemel sorunlar şunlardır;

Hangi kuruluşun (NATO veya BAB) harekâtı yürüteceğine kim karar verecek?

NATO üyelerinin NATO’nun 5. maddesini sekteye uğratacağına inandıkları bir imkân devri durumunda ne olacak?

NATO sadece karargâh imkânlarını mı verecek, yoksa birlik tahsisi de yapacak mı?

Đmkânlar tahsis edildikten sonra bir ülke için daha öncelikli bir durum ortaya çıkarsa tahsis ettiği imkânlarını nasıl geri çağıracak?

Diğer kuruluşlar tarafından yürütülen bir operasyonda, NATO imkânlarının uygun kullanıldığı nasıl denetlenecek?

Diğer kuruluşlar tarafından NATO imkânları kullanılarak icra edilen başarısız bir harekâtın NATO’nun itibarına etkisi ne olacak?

AGSP’yi Rusya açısından ele aldığımızda, ABD’den farklı bir bakış ortaya çıkacaktır. Komünist Rusya’nın dağılmasından sonra Avrupa ile çeşitli platformlarda yakınlaşma gerçekleşmeye başlamıştır. AGSP, Rusya tehdit olarak değerlendirilerek oluşturulmamıştır.

Bu durum ise başlı başına olumlu bir başlangıç için yeterli olabilir. AGSP’nin oluşturulması yolundaki adımlar, Rusya tarafından ABD’nin içinde olmadığı bir savunma yapısının oluşturulması açısından bir fırsat olarak değerlendirilmiştir. Rusya’da AB’nin AGSP’ne ilgi yüksek düzeyde olsa dahi, temel işbirliği noktasını sadece AGSP kapsamında ele almak yanlış olacaktır. Güvenlik alanında bazı işbirlikleri yapmak öncelikli olarak AB tarafından başlatılmıştır. 2000 Paris zirvesinde “Avrupa’da politik ve güvenlik alanlarında diyalog ve işbirliğinin geliştirilmesi” konusunda bildiri yayınlanmıştır.

Rusya AB ilişkileri ABD’li uzmanlar tarafından, Rusya tarafından AB ile iyi ilişkiler geliştirilerek, ABD’nin Avrupa kıtasından dışlanması ve ittifak iliksilerinin zedelenmesi için girişimler olarak değerlendirilmiştir. Fakat aslında tamamen farklıdır. Moskova’nın politikaları Avrupa ile daha güçlü ekonomik ilişkiler geliştirmek üzere tasarlanmıştır.