• Sonuç bulunamadı

ADR’ye olan ilgi, yargı sistemi karşısında sahip olduğu avantajlar sayesinde artış göstermektedir. Geleneksel dava sürecinin getirdiği maddi ve manevi olumsuzluklar sebebiyle, dostane çözüm yollarının arayışı içine girilmesine sebep olmaktadır.

AB’de barışçıl çözüm yollarının gelişimine önem vererek, ADR’nin gelişimine yönelik çabalar içine girmiştir6. AB’de özellikle, mahkeme dışı uyuşmazlık çözüm mekanizmaları sunma ihtiyacı tüketicilere ilişkin uyuşmazlıkların çözümünü amaçlayan 1996 tarihli eylem planında açıkça vurgulanmıştır7.

AB’de uyuşmazlıkların çözümü için kullanılacak barışçıl yollar belirli yasal düzenlemelerle desteklenmiştir. Söz konusu ADR’ye yönelik çalışmaların yasal çerçeveleri şu şekilde sıralanabilir:

- Avrupa Komisyonu Tüketici Uyuşmazlıklarının Mahkeme Dışı Çözümünden Sorumlu Kuruluşlara Uygulanacak İlkeler Hakkında 30 Mart 1998 Tarihli Tavsiye Kararı,

- Tüketici Uyuşmazlıklarının Rızaya Dayalı Çözümünde Yer Alan Mahkeme Dışı Kurumların İlkeleri Hakkında 4 Nisan 2001 Tarihli Avrupa Komisyonu Önerisi,

-2004 Arabulucular İçin Avrupa Davranış Kuralları, 2004 Arabuluculuk Yönergesi Önerisi,

- Medeni ve Ticari Konularda Arabuluculuğun Belirli Yönleri Hakkında 21 Mayıs 2008 Tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi8.

6 Özbek, a.g.m., s. 267.

7 Ece Burç, The Use of Alternative Dispute Resolution to Settle Insurance Disputes in The European Union and Turkey, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü, 2010, s. 33.

8 Roxana Elena Topor, Ana Maria Bejan, “ Alternative Methods to Resolve Civil and Commercial Disputes”, Journal of Academic Research in Economics, Vol. 9, Iss. 1 (2017), s. 108; Burç, a.g.t., s.s. 37-38.

81

Ayrıca, bu tavsiye kararlarına ek, Avrupa Komisyonunca yayımlanan

“Yeşil Kitap” adlı çalışmada da ADR ile ilgili tavsiyelerde bulunulmuştur. Oksay ve Ceylantepe’ye göre, söz konusu çalışmanın amacı, ADR’yi dava sürecine destek bir yöntem olarak belirleyip uyuşmazlıkları dostane şekilde çözerek uzlaşma kültürüne destek olmaktır. Böylece ADR’nin gelişimi için uygun ortam da hazırlanabilecektir9.

Sıralanan tavsiye kararlarının, Yeşil Kitap’ın, Davranış Kurallarının ve Direktif Taslağının, AB’de ADR’nin gelişimine yardımcı olması, yapılan çalışmaların özgürlüğün, güvenliğin, adaletin olduğu ortamda sürdürülmesi açısından önemli işlevlerinin olduğu söylenebilir10. Sayılan çalışmalara ek olarak üye ülkelere ADR’nin geliştirilmesi amacıyla çeşitli tavsiyelerde bulunulmuştur.

Söz konusu tavsiyeler, 27 Ocak 2003 Tarihli Hukuki Yardıma İlişkin Asgari Ortak Kuralları Belirleyen, Sınır Ötesi Uyuşmazlıklarda Adalete Erişimi Kolaylaştırmayı Hedefleyen Konsey Direktifi, 3 Mayıs 2003 Tarihli Evliliğe ve Ebeveynlerin Sorumluluğuna İlişkin Konularda Verilen Kararlara İlişkin Tüzük Önerisi ve Elektronik Ticarete İlişkin Konularda Meydana Gelen Tüketici Şikâyetlerinde ADR’nin Rolüne İlişkin 2000/31/EC Sayılı Elektronik Ticaret Direktifi ile Konsey ve Komisyon Tarafından Yayımlanan Ortak Deklarasyon şeklinde sıralanabilir11.

AB’de ADR’nin gelişimi için yapılan çalışmalar sadece üye ülkelerin kendi iç hukuk sistemlerine yönelik olmayıp, söz konusu çalışmalar milletlerarası bir özellik taşımaktadır. Bu bağlamda Avrupa Konseyi’nin 1998 yılı aile arabuluculuğu kararı örnek verilebilir. Avrupa Hukuki İşbirliği Komitesi, Aile Hukuku Uzmanlar Komitesi’ni aileler arası uyuşmazlıklarını çözmek için arabuluculuk ve diğer yöntemlerle ilgili rapor hazırlayarak kendilerine önerilerde bulunmaları için görevlendirmiştir. Bu bağlamda, söz konusu komite, “Aile Uyuşmazlıklarının Çözümünde Arabuluculuk ve Diğer Usuller Hakkında Çalışma Grubu ”nu oluşturmuştur. Sürdürülen çalışmalarda, 1998’de Strassbourg’da

9 Suna Oksay, Tolga Ceylantepe, Sigorta Konusunda Ortaya Çıkan Uyuşmazlıkların Alternatif Yöntemlerle Çözümü(ADR): Avrupa Uygulamaları, İstanbul: Sigorta Araştırma ve İnceleme Yayınları, 2006, s. 50.

10 Oksay, Ceylantepe, a.g.e., s. 48.

11 Oksay, Ceylantepe, a.g.e., s. 49.

82

gerçekleştirilen “ Avrupa’da Aile Arabuluculuğu” konulu konferansta, aile arabuluculuğunun geliştirilmesi ve arabuluculuk eğitimine önem verilmesi sonucuna ulaşılmıştır12.

Ceza hukukunda, mağdurun menfaatlerinin korunması ceza adaletinin temel işlevlerindendir. Bu sebeple birtakım tedbirler alınmaktadır. Bu tedbirler, toplumsal kuralların kuvvetlendirilmesi, failin ıslahı ve topluma yeniden kazandırılması şeklindedir. Ayrıca, dava yolundaki ceza davalarının sayılarının artışı, mahkemelerin artan iş yükleri göz önünde bulundurulduğunda küçük çaplı suçlarla ilgili olarak seçimlik yollara yönlendirilmesi rasyonel görülmektedir. Bu çerçevede, 1999 yılı ceza arabuluculuğu tavsiye kararı yayınlanmıştır13. Bu tavsiye kararlarına ek, Yasal İşbirliği Hakkında Avrupa Komitesince 2001 yılında

“İdari Merciler ve Özel Kişiler Arasındaki Davalara Alternatifler Hakkındaki Düzeltilmiş Taslak Tavsiye Kararı” çıkarılmıştır. Bu kararda, idari alanda ortaya çıkan uyuşmazlıklarda ADR’ye ilişkin düzenlemeler yer alarak, Avrupa Konseyine üye olan ülkelerde idari uyuşmazlıkların çözümünde ADR yolları incelenmiştir14. Ayrıca, 30 Haziran 2005 tarihli, mahkeme kararlarının tanınması hakkındaki Lahey Sözleşmesi’nde de, uluslararası ticari işlemlerde ADR’den bahsedilmiştir15.

Medeni hukuk ve ticaret hukuku alanında ADR’ye ilişkin düzenlemeleri AB dışındaki ülkeler de yapmıştır. Örneğin, ADR’nin başlangıç noktası olarak görülebilecek ABD’de, mahkemeler ADR’nin gelişimini desteklemektedir.

Ayrıca, arabuluculuğun farklı alanlarda kabul eden kanunların sayısının fazla olması sebebiyle “ Tek Tip Eyalet Kanunları Hakkında Ulusal Komiteler Konferansı”, “Tek Tip Arabuluculuk Kanunu” hazırlanmaya çalışılmıştır. Bu

12 Mustafa Serdar Özbek, “ Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “Aile Arabuluculuğu” Konulu Tavsiye Kararı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 2 (2005), s. 72.

13 Mustafa Serdar Özbek, “ Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Ceza Uyuşmazlıklarında

Arabuluculuk Konulu Tavsiye Kararı”, https://uzlasma.adalet.gov.tr/doc/mevzuat/tavsiye.pdf , s.s.

1-2. (06.11.19).

14 Mustafa Serdar Özbek, “ İdari Uyuşmazlıkların Çözümünde Yargılama Dışı Usuller”, TBB Dergisi, S. 57 (2005), s. 82, 133.

15 https://www.hcch.net/en/instruments/conventions/specialised-sections/choice-of-court , (07.11.19).

83

çalışmalara ek, Japonya’da 2001’de, ADR yöntemlerinin yasal temellere ulaşması amacıyla Adalet Sistemi Reform Konseyi, tavsiye kararı yayınlamıştır16.

AB’de ADR’ye yöneliş ve ADR’ye ilişkin çalışmalar, çoğunlukla tüketicinin korunması, aile ve iş hukukuyla ilgili olmuştur. Tüketicilerin adalete erişiminin sağlanması amaçlayan bir program ile son yıllarda tüketici anlaşmazlıkları alanında büyük projeler mevcuttur. Bu kapsamda, komisyon önerisi üzerine, adalete, Parlamento ve Konsey’e tüketici erişimini arttırmak için oluşturulan program çerçevesinde, tüketici çıkarlarının korunması için tedbir hakkında 19 Mayıs 1998 tarihli direktif kabul edilmiştir17. Komisyon ayrıca, uyuşmazlıkların çözümü için tüketicilerin mahkeme dışı yöntemlere erişimini kolaylaştırmak amacıyla EEJ-Net(European Extra- Judicial Network For Cross- Border Dispute Resolution) ve FIN- Net (Financial Services Complaints Network) olmak üzere, iki adet ADR ağı kurmuştur18. Bu projelerden EEJ- Net, tüketicilere yardım ve bilgi sağlamak için oluşturulmuştur. Üye devletler tarafından tüketici uyuşmazlıklarının mahkeme dışı çözümünden sorumlu kuruluşlara uygulanan ilkelere ilişkindir. Finansal hizmetler için mahkeme dışı şikâyetler ağı olan FIN- Net ise, bankacılık, sigorta, yatırımlar ile ilgili bir sorunla karşı karşıya kalan tüketicilere ADR mekanizmalarından yararlanmalarını sağlamaya yöneliktir.

Ayrıca, bu projelere ek, SOLVIT Projesi, EEC- Net(European Consumer Centres Network) ağları da mevcuttur. EEC- Net, Avrupa Komisyonu tarafından AB üye ülkeleri ile birlikte daha iyi bilgilendirilmiş ve eğitimli tüketicilere sahip olmak ve sınır ötesi işlemlerde tüketici olarak hak ihlali durumunda uygun tazminatın alınmasında onlara yardımcı olmak için kurulmuş bir projedir.

SOLVIT Projesi ise, AB üye devletlerinin iç piyasa hukukunun kamu otoritelerince yanlış uygulanması ile ortaya çıkan sınır ötesi uyuşmazlıkları, yasal işlemler olmadan çözmek için birlikte çalıştığı çevrimiçi problem çözme ağıdır19.

16 Özbek, Avrupa Birliği’nde Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, s. 278.

17 Commission of The European Communities, Green Paper on alternative dispute resolution in civil and commercial law, Brussels 2002, s. 16.

18 Commission of The European Communities, Green Paper on alternative dispute resolution in civil and commercial law, Brussels 2002, s. 16.

19 Burç, a.g.t., s. 40.

84

Özetle, AB’de söz konusu uyuşmazlıkların sınır ötesi nitelik taşıması, sorunları daha da karmaşık hale getirmiştir. Bu sebeple, ülkeler, etkin uyuşmazlık çözüm yöntemleri üretmeye önem vermişlerdir. Adalete erişimin önündeki engelleri kaldırmak, Avrupa Birliği’nin koymuş olduğu kurallara uyum sağlamak için bir dizi çalışmalar yürütülmüştür20. AB’de ADR’ye yönelik yapılmış yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, adalete erişimin önündeki engelleri yıkacak yeni bir reform olarak görülebilecek ADR, gündemin önemli konuları arasında yer almıştır. Çeşitli yasal düzenlemelerle üye devletlere alternatif yolların oluşturulması gerekliliği sonucuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda, AB, ADR’ye oldukça ilgi göstermiştir.