• Sonuç bulunamadı

Atipik Çalışma ve Toplumsal Cinsiyet İlişkisi

2. Kuramsal Tartışma

2.3. Atipik Çalışma ve Pazaryerlerinin Cinsiyetli Doğası

2.3.1. Atipik Çalışma ve Toplumsal Cinsiyet İlişkisi

İstatistiklere yansımayan ve ulaşılamayan kayıtdışı işlerde ya da ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların da varlığı unutulmamalıdır. Kadınların büyük kısmı toplumun getirdiği normlar neticesinde istihdamda tipik olarak yer alamamaktadırlar.

Bunun sebebi aile ve ev içi roller ya da toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin getirdiği erkeklerin eğitimlerine daha çok önem verilmesi gibi olumsuzluklardır.

düzeyi yüksek kadınlar çalışma hayatında elde ettikleri yüksek gelir ile çocuklar için bakım hizmetini karşılayabilirler ancak vasıfsız işgücünde çalışacak olan kadınların alacakları ücret bakım hizmetini karşılama maliyetiyle neredeyse aynı olacağı için bu kadınlar tam zamanlı istihdamda bulunmak yerine atipik istihdamda yer almayı tercih edebilmektedirler. Bunun sebebi de; bakım hizmetlerinin yetersizliği, yüksek ücretli olmaları ve temel eğitim kurumlarının yarı zamanlı olması, çalışma saatleriyle uymamasıdır. Buna ek olarak toplumda çocuğa en iyi annenin bakacağı yargısı da hakim olunca kadınların çalışmak yerine çocuklarına bakmaları ya da standart dışı işlerde çalışmaları kaçınılmaz hale gelmektedir (Çakır, 2008: 33). Cattan’ın yaptığı bir araştırmada çocuk bakımı hakkında yapılan çalışmalarda; çalışan ebeveynlerin ihtiyaçları üzerinde durulup, çalışmayan ebeveynlerin çocuk bakımı problemi yokmuş gibi bir izlenim bırakılmıştır ancak Youth Survey’in son verilerine göre istihdam edilmeyen birçok genç annenin işgücüne katılmalarındaki en büyük engelinin çocuk bakımı olduğundan bahsedilmiştir. Bu durum özellikle yoksul anneler için geçerli bir durumdur. Yoksul anneler için çocuk bakımına ücret ödemek pek mümkün değildir bu yüzden dışarıda iş arayamamakta, dolayısıyla işleri olmadığı içinde çocuk bakımına verecek paraya sahip olamamaktadırlar (Cattan, 1998: 7). Kadının çalışmasını belirleyen önemli etkenlerden aile yapısının geleneksel olmasından ileri gelen cinsiyete dayalı işbölümü dolayısıyla kadın yaşlı ve çocuk bakımı, ev işleri ile ilgilenmekte ve ev eksenli işlerde çalışmaktadır. (Tilev, 2018: 131). Geleneksel aile yapısı kırsal kesimde daha baskın bir şekilde görülüp, hissedilmektedir. Kırsaldaki kadınlar ücretsiz aile işçisi olarak tarım ve bahçe işlerinde atipik bir biçimde çalışmaktadırlar. Kente göç eden kadınlar ise eğitim düzeylerinin düşüklüğü ve vasıfsız olmaları sebebiyle düzenli ve güvenceli istihdama girmekte zorluk yaşamaktadırlar. Hem istihdamda fırsat yakalayamadıklarından hem de aile yapıları gereği kadınların çalışması olumsuz olarak değerlendirildiği için kadınlar korumasız ve düzensiz işlere yönelmektedir. Bunun yanısıra kadın erkeğe göre gün içerisinde birden fazla şey ile ilgilenmek durumundadır.

Ev işleri, çamaşır, bulaşık, yemek, evin düzenini sağlama, çocuk/yaşlı var ise bakım görevini getirme ve onların ihtiyaçlarının giderilmesi erkekten çok kadının yerine getirdiği sorumluluklardır ve bu sorumlulukları başkasına devredememektedir.

Özellikle hane içerisinde bu konularda dayanışma azlığı olduğundan kadınların sarf ettikleri emek görünmezleşir. Tipik istihdamda yer alan kadınlar için de bu sorumlulukları yerine getirmek zordur. Eğer ki hane geliri bu sorumlulukları azaltmaya yardımcı olmuyor ise kadın işyerinde de evde de sürekli çalışır ve emek gösterir halde

olup bitkin düşmektedir. Görüldüğü üzere bu sorumluluklar iş seçimi, işe giriş veya girememe, kariyer süreci, iş eğitimi, performans değerlendirme ve işten ayrılma gibi aşamalarda belirleyici rolde olup ve kadının çalışma alanı serbestliğini kısıtlamaktadır.

Bazı aile yapılarında eş, kadının çalışmasına müdahale etmektedir. İş piyasasında da her iş alanı kadına açık değildir ve genellikle kadın ev işlerinin uzantısı olan işlere yönelmekte ve yönlendirilmektedir (Pehlivan, 2009: 20). Kadınlar için oldukça yıpratıcı olan bu süreçte çözüm olarak kadınlar, kısmi süreli, geçici ya da kendi hesabına çalışma gibi esnek çalışma şekillerini tercih etmekte ya da bu tip işlerde çalışmaya mecbur kalmaktadırlar.

Özellikle evli kadınlar içerisinde eşlerine bağımlı kalmak istemeyip ekonomik özgürlüklerini elde etmek isteyenlerin sayısı az değildir. Gelişmiş ülkelerde kadınlar, kısmi süreli çalışmanın %80-90’ını oluşturmaktadır. Evli kadınların çalışma hayatına katılması kısmi süreli çalışma şekli ile artmaktadır. Bu çalışmayı tercih eden kadınlar günün geri kalan zamanında aile sorumluluklarını da yerine getirebilmektedirler (Yavuz, 1994: 59). ILO Yarı Zamanlı Çalışma Sözleşmesi’ne göre de kısmi süreli çalışma kadınlar arasında en yaygın standart dışı istihdam türüdür. Kadınlar toplam istihdamın %40’ından azını oluştururken, yarı zamanlı çalışanların payı %57’dir. Yarı zamanlı çalışmaya ilişkin cinsiyet farklılıkları özellikle Hindistan, Hollanda, Kuzey Avrupa ülkeleri, Japonya, Nijer ve İsviçre’de yüksektir. Kadınlar arasında marjinal yarı zamanlı çalışmanın (haftada 15 saatten az) liderleri ise Brezilya, Almanya ve Hindistan’dır (ILO, 1994).

Kadınların atipik iş türleri içerisinde yer almaları her ne kadar sorumluluklarını gerçekleştirmelerini sağlayıp düşük de olsa bir gelir elde etmelerini mümkün kılsa da aslında bu işlerde yüksek riskler ile karşı karşıyadırlar. Bu risklerden birisi güvencesizliktir. Bireyin kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu ailesi için gelir güvencesinin olmayışı bir risktir. Geçimin sağlanması ve ihtiyaçların karşılanması için belirli ve düzenli bir gelir akışı olmalıdır. Ancak bu tip işlerde ücretin miktarı da sürekliliği de bireyi belirsizlik ile karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle kadınların bu gibi işlerden daha kolay çıkarılabilmesi erkeklere göre daha güvencesiz olduklarını gösterir. Bu sebeple kadın işten her an çıkarılma riski altında, yeni bir iş bulma güçlüğü ya da işsiz kalma endişesi içerisinde çalışmaktadır. Güvencesizliğin kaynakları, iş sürecinin kontrolünün kaybedilmesi ya da kontrolün azalması, statü ve gelirin yükselme olasılığının olmaması ya da azalması, aynı geliri elde etmek için daha çok emek sarf

etmenin gerekmesi, geleneksel ücret artışlarında azalma yaşanması, işi tamamlayabilme becerisinin yitirilmesi ve sonuçlarla ilgili belirsizliğin artması şeklinde ifade edilebilir (Erdut, 2004: 32). Ülkelerin işsizlik oranlarının yüksekliği ile güvencesizlikleri doğru orantılıdır. OECD üyesi ülkeler arasında İspanya, İtalya ve Yunanistan göreli olarak güvencesizliğin en yüksek olduğu ülkelerdir. Yeni bir iş bulabilme olasılığı, yeni işin nitelikleri ve işsizlik deneyimi gibi faktörler ülkelerin artan güvencesizlik deneyimlerini göstermektedir (Temiz, 2008: 61). Türkiye’de sosyo-kültürel faktörler ve toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde ev işleri ve çocuk bakımının kadınların sorumluluğunda olması işgücüne piyasasına çıkmalarını engellerken, bu sorumluluklarla birlikte işgücü piyasasında istihdam eden kadınlar da mevcuttur.

Tablo 7. İstihdamdaki Kadınların İşteki Durumları (Bin kişi)

İşteki Durum Tarım Tarım dışı

Ücretsiz Aile İşçisi 1612 200

Kendi Hesabına 211 592

İşveren 5 169

Ücretli veya Yevmiyeli 220 5996

Toplam 2047 6958

Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, 2021.

Türkiye’de kadınların istihdam içerisindeki durumları için Tablo 7’ye bakıldığında tarım dışı işlerde ücretli veya yevmiyeli işlerde çalışan kadın sayısı fazladır. Tarım içerisinde ise kadınlar en fazla ücretsiz aile işçisi olarak istihdam edilmektedirler. Bunun yanı sıra hem tarımda hem de tarım dışı alanda kendi hesabına çalışan kadın sayısı da azımsanamayacak durumdadır. Her iki alanda da işveren kadın sayısı diğer çalışma durumlarına oranla oldukça azdır. Tarım dışında ücretli veya yevmiyeli çalışan kadınların sayısı fazla olsa da SGK’ya kayıtlı olmama durumları da diğer istihdam durumlarına göre aynı derecede fazladır. TÜİK’in esas işinden dolayı sosyal güvenlik kurumuna kaydı olmayanların durumuna bakıldığında tarım dışında ücretsiz veya yevmiyeli çalışan kadınların 745 bini SGK’ya kayıtlı değildir (TÜİK, 2021). Bu durumda kadınlar istihdamda yer alsalar iş içerisinde bir şekilde korumasızlık ve güvencesizlik ile karşı karşıyadırlar. Tablo 7’de ücretsiz aile işçisi olarak istihdam eden kadınların tarım içerisinde yoğunlaşmasını ise Türkiye’de tarımsal faaliyetlerin

yapıldığı kırsal alanlarda kadınların diğer işlerde çalışmaları yerine aile içi ve ev çevresindeki işlerde çalışmalarının daha uygun görülmesi olarak açıklayabiliriz.