• Sonuç bulunamadı

2. Seçim Sistemlerinin Sınıflandırılması

2.2. Nispi Temsil Sistemleri

2.2.2. Seçim Çevresi Düzeyinde Nispi Temsil Sistemi

2.2.2.1. Artık Oy Sorununu Çözmeye Yönelik Sistemler

“Artık (bakiye) oy” sorunun çözümüne yönelik üç farklı sistem uygulanmaktadır. Bunlar; “en yüksek artık”, “en yüksek ortalama” ve “ulusal artık” sistemleridir.

2.2.2.1.1. En Yüksek Artık Sistemi / Usulü

Artık oy ve buna bağlı olarak da açıkta kalan sandalye sorunun “en yüksek artık” usulüne göre çözüldüğü nispi temsil seçim sistemlerinde, açıkta kalan sandalyeler artık oyların yüksekliğine göre dağıtılır. Hangi partinin en çok artık oyu kalmışsa, açıkta kalan sandalye o partinin olur. Birden fazla açıkta kalan sandalye için artık oyları en yüksek olan partiden başlayarak dağıtım yapılır.

Yukarıdaki örnek tabloya göre; boşta kalan 2 milletvekilliğinden birincisini, artık oyu en yüksek olan (16.000 artık oyla) A partisi, ikincisini de ondan sonra en yüksek artık oya sahip (12.000 artık oyla) D partisi alır. Böylelikle ilk dağıtımda 1 milletvekilliği alan A partisi milletvekili sayısını 2’ye yükseltirken, ilk dağılımda kendisine hiç milletvekili düşmeyen D partisi, artık oyların dağıtımı sonrası 1 milletvekilliğine sahip olmuştur.

Görüleceği üzere en yüksek artık usulü, artık oyların dağıtımı esnasında genellikle görece küçük partilere avantaj sağlamaktadır.

En yüksek artık usulünün mucidi İsviçreli Ernest Naville olduğu için bu sistem, “İsviçre Sistemi” olarak da bilinir.75

74

Bu tasnif için bkz. Hikmet Sami Türk, a.g.b., s.88 75

2.2.2.1.2. En Yüksek Ortalama Sistemi / Usulü

En yüksek ortalama sisteminin hareket noktası; açıkta kalan sandalyenin mümkün olduğunca yüksek miktarda seçmen kitlesini temsil eden partiye (yahut bağımsız adaya) verilmesi fikridir.76

Bu sistemde artık oyların ve açıkta kalan sandalyelerin dağıtımı işlemi bir önceki “en yüksek artık” sistemine nazaran biraz daha karmaşık işlemler gerektiriyor. Buna göre;77 öncelikle yine her partiye “çevre seçim sayısı” hesabına göre düşen sandalyeler dağıtılır. Açıkta kalan sandalye(ler), farazi/geçici olarak sırasıyla birer birer bütün partilere verilir. Bu durumda her partinin önceki dağıtımda elde ettiği sandalye sayısına farazi olarak bir eklenir ve her partinin almış olduğu oylar bu rakamlara (önceki dağıtımda kazandıkları sandalye sayısı +1) bölünür. Böylelikle her parti için ortalamalar bulunmuş olur. Açıkta kalan sandalye en yüksek ortalamaya sahip partiye verilir. Birden fazla açıkta kalan sandalye olması halinde bu işlem sırayla tekrarlanır. İki sandalyenin açıkta kaldığı bir önceki örnek tablodaki oy sayılarını kullanarak bu hesaplamaya örnek verelim:78

A Partisi 36.000 / 2 (1+1) = 18.000

B Partisi 28.000 / 2 (1+1) = 14.000

C Partisi 24.000 / 2 (1+1) = 12.000

D Partisi 12.000 / 1 (0+1) = 12.000

Bu hesaptan sonra açıkta kalan iki sandalyeden birincisi; en yüksek ortalamaya sahip A partisine verilir. Böylelikle A partisinin milletvekili sayısı 2 olur. Diğer sandalyenin hangi partiye verileceğini bulmak için aynı işlem (bu kez yeni sonuçlar üzerinden) tekrarlanır. Şöyle ki;

A Partisi 36.000 / 3 (2+1) = 12.000 B Partisi 28.000 / 2 (1+1) = 14.000 C Partisi 24.000 / 2 (1+1) = 12.000 D Partisi 12.000 / 1 (0+1) = 12.000 76

Fahir Armaoğlu, a.g.e., s. 95 77

En yüksek ortalama usulüne göre açıkta kalan sandalyelerin dağıtım hesabı için bkz. Fahir Armaoğlu, a.g.e., 95-96. Erdoğan Teziç, a.g.e., s 299. Kemal Gözler, a.g.e., s. 322

78

Bu kez en yüksek ortalamaya sahip parti B partisi olur ve açıkta kalan sandalyelerin ikincisini B partisi alır. Bu durumda nihai seçim sonucu şu şekilde ortaya çıkar;

A Partisi 2 Milletvekili

B Partisi 2 Milletvekili

C Partisi 1 Milletvekili

D Partisi -

Bu tablodan görüleceği üzere; “en yüksek ortalama” usulü, “en yüksek artık” usulüne kıyasla daha çok büyük partilerin yararına sonuç vermektedir.

2.2.2.1.3. Ulusal Artık (Milli Bakiye) Sistemi

“En yüksek artık” ve “en yüksek ortalama” sistemleri, artık oy sorununu seçim çevresi düzeyinde çözerken, “ulusal artık” (milli bakiye) sistemi bu sorunu ülke düzeyinde çözmeye yönelmiştir.

Bu sistemde nispi temsil öncelikle seçim çevreleri düzeyinde uygulanır ancak her bir seçim çevresinde oluşan artık oylar ve açıkta kalan sandalye sayıları ülke düzeyinde tek bir merkezde toplanarak dağıtım işlemi yapılır. Sistem şöyle işler: Önce ülke çapında bütün artık oyların toplamı açıkta kalan toplam sandalye sayısına bölünerek “ulusal seçim sayısı” saptanır. Daha sonra her partinin toplam artık oy sayısı bu ulusal seçim sayısına ayrı ayrı bölünerek partilere ulusal artıktan ne kadar sandalye düştüğü hesaplanır ve partilerin gösterdikleri “milli listeler”den kendilerine düşen sayı kadar aday seçilmiş olur.79

Bu şekilde yapılan dağıtımdan sonra da açıkta sandalye kalması mümkündür. Zira partilerin artık oyları, hesaplanmış olan seçim sayısının tam katı olmayacağı gibi bir kısım partilerin artık oyları seçim sayısından küçük olabilir. Bu durumda açıkta sandalye kalabilir. Bunu önlem ek için ulusal artık sistemine, İsviçreli fizik profesörü

Hagenbach-Bishoff tarafından geliştirilen bir formül ilave olarak tatbik edilir.80

79

Ergun Özbudun, a.g.e., s.285. Ayrıca bkz. Sonnur Bakır, Semra Küçükoğlu, Sevgi Pehlivan, (Haz.)

Seçim, Seçim Sistemleri ve Türkiye’deki Uygulamalar, TBMM Kütüphane ve Dokümantasyon

Müdürlüğü Yayınları, Yayın No:5, Ankara 1982, s.59 80

“Geliştirilmiş seçim sayısı” da denilen bu formüle göre dağıtılacak artık oylar, açık sandalye sayısının toplamından 1 fazlasına bölünür. Böylelikle seçim sayısı suni olarak küçültülmüş olur.

Ulusal artık sistemi, “tam nispi temsil”den yani ulusal düzeyde uygulanan nispi temsilden sonra, yüksek nispiliği ve dolayısıyla temsil adaletini sağlamaya en elverişli sistem kabul edilir.81 Nispi temsilin mahalli düzeyde ortaya çıkabilecek temsil hataları bu sistem sayesinde ulusal çapta tashih edilebilmektedir.82 Seçim çevrelerinde kazanamayan bazı küçük partiler, ulusal artık (milli bakiye) yoluyla birkaç milletvekilli çıkarabilmektedirler. Böylelikle çok küçük siyasi partilerin dahi milletvekili çıkarma şansının bulunduğu bu sistem, toplumdaki her siyasi eğilimin parlamentoya yansımasına imkan verir. Bu özelliğinden ötürü, siyasal istikrarsızlığa yol açtığı savıyla eleştirilmektedir. Ayrıca birbirini takip eden aşamalı işlemler gerektirdiğinden seçim sonuçlarının açıklanması vakit aldığından günümüzde pek tercih edilmemektedir.83