• Sonuç bulunamadı

Mustafa Kemal Paşa ile Hüseyin Rauf Bey giriş bölümünde ifade edildiği gibi 31 Mart İsyanı sırasında tanıştı. İsyanın bastırılmasından sonraki günlerde Mahmut Şevket Paşa’nın karargâhında rast geldikçe görüşmüşler, yine Trablusgarp Savaşı başlarında Kahire’de bir araya gelmişler, Balkan Savaşı sırasında da görüşmelerini sürdürmüşlerdi. Mustafa Kemal Paşa, Irak Cephesi’nde Bağdat ve çevresini İngilizlerden geri almak amacıyla getirildiği ordu komutanlığından, kanaatlerinin dikkate alınmaması nedeniyle istifa ederek İstanbul’a döndüğü günlerde Bahriye Nezareti Erkan-ı Harbiye Reisi olan Rauf Bey’i makamında, Rauf Bey de kendisini Beşiktaş Akaretlerdeki evinde ziyaret etmişlerdi. Mustafa Kemal Paşa, Vahdettin’in tahta çıkmasından sonra bir emrivaki sonucunda Suriye Cephesi’nde gönderildiği

71 “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, s.146-147.

72 Türk İstiklâl Harbine Katılan…, s.99.

41 zaman kendisini Haydarpaşa İstasyonu’ndan Rauf Bey uğurlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, durumu yakından takip etmesi ve Fethi Bey’le temas halinde bulunmasını istediyse de Rauf Bey, üzerinde askeri bir vazife olduğu sürece siyasi işlere karışmayacağı kararında olduğunu söylemişti.73 Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından önce Rauf Bey, Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’ya Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’a gelmesinin uygun olacağını söylemesine rağmen olumlu cevap alamamıştı. Sabırsızlanan Mustafa Kemal Paşa, ordusunda menzil müfettişi olan Kurmay Albay Ömer Lütfi Bey’i İstanbul’a Rauf Bey’in yanına göndermiş ve kendisinden memleketin selameti için bir an önce Harbiye Nezareti’ne atanmak suretiyle İstanbul’a çağrılması için çalışılmasını istemişti.74

İki yol arkadaşı Mustafa Kemal Paşa’nın 13 Kasım’da İstanbul’a ulaşacağı zamana kadar yüz yüze görüşmediler. Geçen sürede Rauf Bey, Ahmet İzzet Paşa Hükümeti’nde Bahriye Nazırı olduktan sonra Mondros Mütarekesi’nin altına imza atmış ve kabinenin toplu olarak istifa etmesiyle birlikte Bahriye Nezareti’nden ayrılmış, Mustafa Kemal Paşa ise mütareke sonrasında getirildiği Yıldırım Orduları Komutanlığı’nın lağvedilmesinin ardından İstanbul’a gitmişti.

31 Mart sırasında tanışan ve sonraki zamanlarda da karşılıklı görüşmelerle iyi arkadaş olan Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey, mütareke İstanbulu’nda yeniden bir araya geldikleri 13 Kasım 1918 tarihinden itibaren memleketi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarmak için neredeyse her gün bir araya gelmek suretiyle çaba harcayacaktı. Mustafa Kemal Paşa 13 Kasım 1918’de vardığı İstanbul’dan 16 Mayıs 1919 tarihinde Milli Mücadele’yi başlatmak için Samsun’a gideceği zaman ayrılacaktı. Yol arkadaşlığının temelleri de altı ay kadar kaldığı İstanbul’da

73 “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, s.336,369.

74 Akşin, İstanbul…, c.I, s.75-76.

42 atılacaktı. İstanbul’a geldiği ilk günlerden itibaren Rauf Bey ile görüşmeye başlayan Mustafa Kemal Paşa, Ali Fuat ve Kâzım Karabekir Paşalar tarafından Anadolu’ya davet edilecek, kendisine geniş yetkiler tanıyan 9. Ordu Müfettişliği vazifesi ile yola çıkarken Albay Refet Bey’i de yanında götürecekti.

b) Mustafa Kemal Paşa ve Çözüm Arayışları

İstanbul’a 13 Kasım 1918 tarihinde gelen ve Beyoğlu’nda bulunan Pera Palas oteline yerleşen Mustafa Kemal Paşa, aynı gün fiilen işgale uğrayan bu şehirde ilk olarak Milli Mücadele sırasında yol arkadaşlığı yapacağı Rauf Bey’le görüştü.75 Ardından Rauf ve Fethi Beylerle birlikte ‘Bugünlerde İstanbul’da bulunmanızda fayda görüyorum’ sözleriyle kendisini İstanbul’a çağıran Ahmet İzzet Paşa’yı konağında ziyaret eden Mustafa Kemal Paşa, o sırada henüz güvenoyu almamış olan Tevfik Paşa’nın fiilen sadrazam olmadığı ve Ahmet İzzet Paşa’nın gayret göstermesi durumunda sadarette kalabileceği kanaatindeydi.76 Ahmet İzzet Paşa’ya Tevfik Paşa Kabinesi’nin beklentiye girilemeyecek bir kabine olduğunu ve bir Ahmet İzzet Paşa Kabinesi’nin yeniden iş başına getirilmesi gerektiğini anlatmaya çalışan Mustafa Kemal Paşa, kendisinden istifasına yol açan nedenlerin hala var olduğunu, ayrıca Padişah Vahdettin ile anlaşmazlığa düşerek memleketi daha da buhranlı bir vaziyete sokabileceğinden çekindiği cevabını aldı. Görüşmenin sonunda Mustafa Kemal Paşa, her şeyin üstünde tutulması gereken memleket menfaatleri için hiç bir fedakârlıktan çekinilmeyeceğini söyleyerek Tevfik Paşa Kabinesi’nin Meclis oyu ile düşürülerek

75 Bu görüşmede Mustafa Kemal Paşa Rauf Bey’e ‘Keşke istifa etmeseydiniz!’ diyerek hassas bir dönemde iş başında olan bir kabinenin önemini vurgulamış, Rauf Bey de Mustafa Kemal Paşa’ya kendilerini istifaya zorlayan nedenlerden bahsetmişti. Bkz. “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, s.369-370; Feridun Kandemir, Hatıraları ve Söyleyemedikleri ile Rauf Orbay, Sinan Matbaası, İstanbul, 1965, s.29-31.

76 Bu noktada Mustafa Kemal Paşa şu sözleri söylemişti: “Zat-ı şahane kendiliğinden ne karar alabilir, ne de karar tatbik edebilir. Bana kalırsa makamınızda oturunuz. Bunu sizden çok rica ederim. Siz buna karar verdiğiniz takdirde zat-ı şahane kararsız kalacaktır.” Bkz. Bayur, Atatürk, s.233.

43 içinde kendisinin de bulunacağı bir Ahmet İzzet Paşa Kabinesi’nin kurulmasından başka çare olmadığı noktasında Ahmet İzzet Paşa’yı ikna etmeyi başardı.77 Bundan sonra Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey’i, Fethi ve İsmail Canbulat Beylerle birlikte o sırada henüz güvenoyu almamış olan Tevfik Paşa Kabinesi’ni güvensizlik oyu ile düşürmek için var güçleri ile çalışırken görmekteyiz.

Ahmet İzzet Paşa’nın hükümete gelebilmesi için Tevfik Paşa Kabinesi’nin düşürülmesi yanında Vahdettin de ikna edilmeliydi. Padişah’la 15 Kasım’da bir görüşme yapan Mustafa Kemal Paşa, bu görüşmeden tam bir hayal kırıklığı içinde döndü.78 Rauf Bey, Minber’de Tevfik Paşa aleyhinde yayımlanan ‘Kuvvetli hükümet isteriz’ ve ‘Kabine var mı yok mu’79 başlıklı yazıların bu görüşmeden bir sonuç çıkmaması üzerine duydukları üzüntüyü kamuoyuna yansıtmak ve Vahdettin’i bir kez daha uyarmak için kaleme alındığını söylemektedir.80 Zaten o günlerde Minber gazetesi, bir yandan Tevfik Paşa Kabinesi aleyhinde kampanya yürütürken, diğer yandan Mustafa Kemal Paşa’yı siyasal kamuoyuna takdim etme çabası içindeydi.81 Mustafa Kemal Paşa mütareke İstanbulu’nda ilk olarak Tevfik Paşa Kabinesi’ni düşürmek ve yerine kurulması düşünülen bir Ahmet İzzet Paşa Hükümeti’nde Harbiye Nazırı olmak sureti ile düşündüklerini hayata geçirmeye çalışmıştı.

Hükümetin güvenoyu almaması için gösterilen çabalar sonuç vermemiş, ikna edildiği

77 Atay, Çankaya, s.177; “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, s.370.

78 “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, s.371; Akşin, İstanbul…, c.I, s.86-88; Sarıhan, Kurtuluş…, s.28.

79 18 Kasım tarihli yazıda ‘Tevfik Paşa vatana hizmet etmek isterse tereddüt etmeden işgal ettiği makamı boşaltmalı.’ deniyordu. Bkz. Minber, 18 Kasım 1918. Tevfik Paşa aleyhindeki yazılar başka sayılarda da göze çarpıyordu. Örneğin, 25 Kasım tarihli Minber kabine için ‘Kudretsizlik değil liyakatsizlik’ başlığı atıyor, 8 Aralık tarihinde ise ‘Ne hükümette kudret var, ne ona nüfuz edebilecek kuvvetlerde belirli bir amaç mevcut. Hala zulmet içindeyiz.’ ifadeleri kullanılıyordu. Bkz. Minber, 25 Kasım, 8 Aralık 1918.

80 “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, sayı 25, s.371-sayı 26, s.400.

81 17 Kasım tarihli Minber, “Mustafa Kemal Paşa ile Mülakat” başlığı altında kendisinin bir özgeçmişi ve demeci yanında son savaşta nam ve şöhretini yükselten müstesna bir komutan olduğunu vurguluyor, Mustafa Kemal Paşa’nın ordunun en büyük komutanlarından biri olduğunu yazıyordu. 19 Kasım tarihli Minber’de ise ‘Yurdun geleceği Mustafa Kemal’den büyük hizmetler beklemekte haklıdır.’ deniliyordu. Bkz. Minber, 17-19 Kasım 1918.

44 düşünülen vekiller dahi kabineye güvenoyu verilmediği takdirde Padişah’ın Meclis’i dağıtabileceği endişesinden hareket ederek varlıklarını bir süre daha devam ettirme yolunu seçmişti. Neticede Tevfik Paşa Kabinesi güvenoyu almış, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları akim kalan bu ilk teşebbüslerinin ardından ilk hayal kırıklığını yaşamıştı.82

Mütareke hükümlerini dikkate almayan itilaf güçleri, İstanbul’u yaşanması zor bir yer haline getirmişti. Rauf, Fethi ve İsmail Canbulat Beylerle birlikte neredeyse her gün bir araya gelen Mustafa Kemal Paşa’nın, ziyaretçileri hiç eksik olmayan Şişli’de kaldığı ev83 kısa sürede bu dört arkadaş için kendilerini iktidara taşıyacak planların yapıldığı bir toplantı mekânına dönüşmüştü. Bu sıralarda Minber için sermaye sağlamayı kabul eden Teceddüt Fırkası Reisi Cavit Bey ile yakınlık kurulması dışında, kendisini muhtemel bir sadrazam adayı olarak gören Ayan Reisi Ahmet Rıza Bey ile de yeni bir kabine için görüşmeler yapılmış, ancak bir sonuç alınamamıştı.84 Rauf Bey, o günlerde Mondros hükümleri tatbik edilirken kendisine verilen sözlerin tutulmamasının verdiği bir hayal kırıklığını yaşamaktaydı. Mütareke müzakereleri sırasında Türk halkının tepkisini çekmesin diye Karadeniz’e gitmek için Boğazlardan

82 “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, s.370-371; Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Cumhuriyet Gazetesi yay., İstanbul, 1998, s.99. 18 Kasım’da hükümet programı Meclis’te okundu, 84 lehte, 27 aleyhte 3 de çekimser olmak üzere toplam 114 oy kullanıldı. Mebuslar Meclis’ten çıkıp gittikleri için çoğunluk sağlanamadı ve oylama ertesi güne bırakıldı. Bkz. İkdam, Minber, Sabah, Tasvir-i Efkar, Vakit, 19 Kasım 1918. 19 Kasım’da yeniden yapılan ve 91 lehte, 33 aleyhte 7 de çekimser oy kullanılan oylama neticesinde Tevfik Paşa Kabinesi güvenoyu aldı. Bkz. İkdam, Minber, Sabah, Vakit, 20 Kasım 1918.

83 Pera Palas’tan sonra kısa bir süre de Halep’te iken tanıdığı bir ailenin Beyoğlu’ndaki evlerinde kalan Mustafa Kemal Paşa, bu iki yerde bir ay kadar kaldıktan sonra Şişli’deki bu eve taşınmış, annesi ve kız kardeşini de yanına almıştır. Bkz. Aydemir, Tek…, c.I, s.325-326; “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, sayı 25, s.371-sayı 26, s.400.

84 Akşin, İstanbul…, c.I, s.126-128; Aralık ayının ikinci haftasında sona eren görüşmeler, Ahmet Rıza’nın sadrazam, Mustafa Kemal Paşa’nın Harbiye Nazırı olacağı, Fethi, Rauf ve İsmail Canbulat Beyler’in de içinde yer alacağı bir kabine kurma girişimine yönelikti. Ahmet Rıza, kabinede yer alacak isimleri tanımadığını söyleyerek onlarla çalışamayacağını söylemişti. Öte yandan zaten Padişah’ın Ahmet Rıza’nın sadrazamlığı ile Mustafa Kemal Paşa’nın Harbiye Nazırlığı’na sıcak bakması ihtimali de azdı. Bkz. Bayur, Atatürk, s.244. Kâzım Karabekir de, 23 Mart’ta İsmet Bey aracılığı ile kurulması düşünülen kabinede bulunması yönünde Mustafa Kemal Paşa’dan bir teklif aldığını söylemektedir. Bkz. Karabekir, İstiklâl Harbimizin…, s.32.

45 gece geçirileceği sözü verilen Yunan gemileri Dolmabahçe’de demirlemiş durumdaydı.85 O zamana kadar takdir ettiğini söylediği İngilizler tarafından aldatıldığını kabullenmekte zorlanan Rauf Bey, bu meseleden söz ederken Mustafa Kemal Paşa’nın Minber gazetesinde yayımlanan bir mülakatta İngilizler için

‘İngilizlerden daha hayırhah bir dost olamayacağı’86 şeklindeki sözlerini ön plana çıkarmaktadır. Bu yaklaşım ‘Benim yerimde kim olsa inanırdı.’ kabilinden bir savunma olarak yorumlanabilir. Bununla beraber Rauf Bey, İngilizlerin sözlerinde durmayarak mütareke hükümleri tatbik edilirken yaptıkları hareketlerin, aynı zamanda kendilerini Mustafa Kemal Paşa’nın Şişli’deki evinde toplanarak memleketin kurtuluşu için çareler aramaya ittiğini söylemektedir.87

Tevfik Paşa Kabinesi’ni düşürme girişiminin başarısız olması üzerine Mustafa Kemal Paşa Vahdettin ile Kasım ayı sonlarında bir kez daha görüşecekti.88 Bu görüşme, Padişah’ın ikna edilmesi ve Tevfik Paşa Kabinesi yerine bir Ahmet İzzet Paşa Kabinesi’nin kurulmasına yönelik bir görüşme olacaktı. Ancak bu çaba da bir sonuç vermediği gibi Vahdettin, komutan ve zabitler tarafından sevildiğini söylediği Mustafa Kemal Paşa’dan ordunun kendisine sadık kalıp kalmayacağı konusunda teminat almak isteyecek, Padişah’ın neden böyle bir istekte bulunduğu ise ancak

85 Akşin, İstanbul…, c.I, s.88. Amiral Calthorpe, hükümetinden aldığı emir gereği Yunan gemilerinin İstanbul Limanı’na girmesine engel olamayacağını, ancak Osmanlı hükümetinin de bir kargaşaya yol açmayacağına güvendiğini söylemektedir. 13 Kasım’da Averoff’la birlikte dört Yunan gemisi Boğaz’a giren filo içerisinde bulunmaktaydı. Bkz. Jaeschke, Kurtuluş…, s.29.

86 Mustafa Kemal Paşa, mülakatın sonlarında İngilizler hakkındaki kanaatlerinin sorulması üzerine şunları söylemektedir: “Bu harpte İngilizlerle Arıburnu, Anafartalar ve Filistin cephelerinde karşı karşıya birçok muharebeler verdim. Ben bu muharebelerle ve suret-i umumiyede bu saydığım cephelerden başka cephelerde, başka mıntıkalarda diğer milletlerle dahi verdiğim muharebelerde daima vatanın müdafaasından ibaret olan bir vazife-i asliye ifa ve bunun için askerlik hizmetimi tahattur etmiyorum. Binaenaleyh kalbimde buğz ve adavet (düşmanlık) hissiyatı yer bulmamıştır.

İngilizlerin Osmanlı milletinin hürriyetine ve devletimizin istiklâline riayette gösterdikleri hürmet ve insaniyet karşısında yalnız benim değil, bütün Osmanlı milletinin İngilizlerden daha hayırhah bir dost olamayacağı kanaatiyle mütehassis olmaları pek tabiidir.” Bkz. Minber, 17 Kasım 1918.

87 “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, sayı 25, s.371-sayı 26, s.400-401.

88 Atay, Atatürk’ün…, s.84-85; “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, sayı 25, s.371; Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi 1918-1938, TTK yay, Ankara, 2000, s.10.

46 Meclis’in kapatılmasından sonra anlaşılacaktı.89 Mustafa Kemal Paşa, kendisini siyaset dışı bırakmamak düşüncesiyle o sırada dağınık bir halde bulunan ordunun Padişah’a sadık olduğunu söylemek durumunda kalacaktı.90

İttihat ve Terakki Kasım ayı başlarında kendisini feshedince yerine Teceddüt Fırkası91 kurulmuş,92 başına da Cavit Bey geçmişti. Meclis’te çoğunluğu teşkil eden Fırka’nın bazı üyeleri 18 Aralık’ta Tevfik Paşa Kabinesi hakkında bir gensoru önergesi vermişti.93 Fethi Bey de 19 Aralık’ta Meclis’te gizli bir oturum yapıldığını ve 50 imzalı bir önerge ile kabineye güvensizlik oyu verilmesi kararı alındığını söylemektedir.94 Mustafa Kemal Paşa o günlerde Sultan Vahdettin ile bir görüşme daha yapmıştı.95 Ancak Padişah mebuslara fırsat tanımamış, ‘esbab-ı zaruriyet-i siyasiyeye binaen’ ve Kanun-ı Esasi’nin 7. maddesine dayanarak dört ay içerisinde seçimlerin yapılması şartıyla Meclis’i feshetmiş,96 böylece üzerindeki tek denetim mekanizmasını ortadan kaldırmak suretiyle serbest hareket imkanı bulmuştu. Ertesi gün Minber Meclis’in vatanın en hicranlı zamanında feshedildiğini yazmıştı.97 21 Aralık’ta Meclis dağıtılmış, 2 Ocak’ta Meclis-i Vükela bir karar alarak seçimlerin işgaller ve seferberliğin devam ettiği gerekçesiyle geçici olmak kaydıyla

89 Atay, Atatürk’ün…, s.100; Aydemir, Tek…, c.I, s.314-315. Vahdettin, Meclis’in dağıtılmasından hemen önce Rauf Bey aracılığı ile de donanmadan bir tepki gelmemesi için güvence almaya çalışmıştı. Bkz. Akşin, İstanbul…, c.I, s.115.

90 Bayur, Atatürk, s.238-239; Akşin, İstanbul…, c.I, s.115.

91 İttihat ve Terakki’nin birçoğu mebus olan ılımlı isimleri tarafından kurulan Fırka, İttihat Terakki’nin devamı niteliğindeydi. Bir nevi 'İttihat ve Terakki’yi yeniden hortlatma girişimi’ olan fırka basının şiddetli eleştirilerinin hedefi olacak, İttihatçılara yönelik tutuklamalardan nasibini alacak, 1919 yılı Şubat ayı başında İttihat ve Terakki’den devraldığı tüm malvarlığına el konulacaktı. Bkz.

Bayur, Atatürk, s.198.

92 Ati, 5 Kasım 1918; İkdam, 7 Kasım 1918.

93 Tanin, 17 Eylül 1945.

94 Fethi Okyar, Üç Devirde Bir Adam, Tercüman yay., İstanbul, 1980, s.265.

95 Ati, 22 Aralık 1918; Jaeschke, Türk…, c.I, s.10.

96 Ati, İkdam, Vakit, 22 Kasım 1918; Türkgeldi, Vahdettin’in, itilafın sonu gelmez baskılarından bunaldığını, kendisine Meclis’i feshettirenin onlar olduğunu ve meşruti bir hükümdar olduğu halde mutlak bir hükümdarmış gibi muamele gördüğünü söylediğini aktarmaktadır. Bkz Türkgeldi, Görüp…, s.183.

97 Minber, 22 Aralık 1918.

47 yapılamayacağını ve barış yapılmasından sonraki dört ay içerisinde seçimlere gidileceğini duyurmuş, Padişah da 4 Ocak’ta bu hükümet kararını onaylamıştı.98 Tevfik Paşa 12 Ocak’ta istifa etti, bir gün sonra da önceki isimlerin bazılarını değiştirdiği kabineyi yeniden kurdu.99 Hükümeti düşürme ve Vahdettin’i ikna etme girişimleri sonuç vermemiş olsa da Mustafa Kemal Paşa, Rauf, Fethi ve İsmail Canbulat Beyler ile Şişli toplantılarına devam etmekteydi. Bu toplantılardan birinde Mustafa Kemal Paşa, iktidarı elde etmek için artık hükümeti düşürmek ve gerekirse bir yolunu bulup Vahdettin’i tahttan indirmekten başka çare kalmadığını ileri sürdü.

Rauf Bey, Tevfik Paşa Kabinesi’ni ve hatta onu destekleyen Vahdettin’i devirmek için harekete geçme kararı aldıklarını, ancak Mustafa Kemal Paşa’nın İttihat ve Terakki’nin meşhur İaşe Nazırı Kara Kemal ile konuşurken Tevfik Paşa’nın kaçırılarak İstanbul’da bir yerde saklanacağı planını duyarak “Yok birader, böyle komitacı işlerine gelemem, böyle şey olmaz, bu benim işim değil..” diyen İsmail Canbulat Bey’in itirazı ile bu girişimden vazgeçtiklerini söylemektedir.100

30 Ocak 1919 tarihinde İngilizlerin isteği üzerine Mustafa Kemal Paşa’yla birlikte hareket eden İsmail Canbulat Bey ile Hüseyin Cahit, Ziya Gökalp, Kara Kemal gibi kimselerin de aralarında bulunduğu 30 kadar İttihatçı tutuklandı.101 O günlerde yeniden ortaya çıkan Hürriyet ve İtilaf’ın başı çektiği muhalefet, savaş sırasında iktidarı elinde tutan İttihatçıların yeterince cezalandırılmadığını ileri sürerek kabineyi eleştirmekte, basın da kendisine destek vermekteydi. 24 Şubat’ta Tevfik Paşa, kendisi istifa etmeksizin üyelerinin çoğunu değiştirdiği yeni kabinesini kurmuş olsa

98 Ati, İkdam, 5 Ocak 1919; Tasvir-i Efkar, 7 Ocak 1919.

99 Alemdar, Vakit, 14 Ocak 1919; Simavi, Sultan…, s.375-376; Türkgeldi, Görüp…, s.179-180.

100 “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, s.402. Mustafa Kemal de Fethi Bey dışında dört ortak arkadaş ile Padişahı değiştirmek, Hükümeti düşürmek ve yeni bir kabine kurmak için bir komite kurma fikrinden ve içlerinden birinin itirazından bahsetmekte ve Rauf Bey’i teyit etmektedir. Bkz. Atay, Atatürk’ün..., s.108-109.

101 İkdam, Sabah, 31 Ocak 1919.

48 da102 ne muhalefete ne de Vahdettin’e yaranabildi.103 Vahdettin’in Sadrazam’a başta bulunduğu dört aylık süre zarfında kabinenin gösterdiği atalet ve acizliğin, nezdinde teessüfe neden olduğunu iletmesi üzerine Tevfik Paşa 4 Mart 1919 tarihinde istifa etti, yerine Hürriyet ve İtilafçı muhalefeti iş başına getiren Damat Ferit Paşa Kabinesi kuruldu.104 Vahdettin ile uyum içinde bulunan yeni hükümetle Tevfik Paşa’nın idare-i maslahatçı tutumu ortadan kalktı ve idare-itidare-ilaf devletleridare-inidare-in idare-isteğidare-i doğrultusunda İttihatçılara karşı çok daha sert bir tutum içine girildi. Amaç, itilaf devletleri ile iyi ilişkiler kurmak suretiyle daha elverişli barış şartları elde etmekti.105 Kısa süre içinde İttihatçılar kovuşturulmaya başlandı, 10 Mart 1920 tarihinde İttihat ve Terakki eski vekilleri ile ileri gelenleri tutuklandı.106 Tutuklananlar arasında eski sadrazam Sait Halim Paşa ile Mustafa Kemal Paşa’nın en yakın arkadaşlarından Fethi Bey de vardı.

Birinci Dünya Savaşı sırasındaki tehcir ve öldürmelerden dolayı yargılanan Yozgat Mutasarrıfı Vekili Kemal Bey 10 Nisan’da idam edildi.107 5 Mayıs’ta ise İttihat ve Terakki’nin feshinden sonra kurulan Teceddüt Fırkası ile Fethi Bey’in Hürriyetperver Avam Fırkaları kapatıldı ve mallarına el konuldu.108 Bu gelişmeler, Mustafa Kemal Paşa’yı uygun bir kabine ve harbiye nazırlığı noktasında bir şey yapılamayacağı düşüncesine itecek ve kendisinin İstanbul’dan ayrılarak Anadolu’ya

102 İleri, Sabah, 25 Şubat 1919; İkdam, Takvim-i Vakayi, Tasvir-i Efkar, 26 Şubat 1919.

103 Akşin, İstanbul…, c.I., s.169-173.

104 Alemdar, Ati, İkdam, Takvim-i Vakayi, Tasvir-i Efkar, Sabah, Vakit, 5 Mart 1919; Simavi, Sultan…, s.389-390; Bayur, hükümetin istifasının gerekçesini şöyle açıklamaktadır: İtilaf devletleri ısrarlı bir şekilde pek çok kişinin tutuklanarak yargılanmasını istemiş, mevcut kanunlar buna imkân tanımadığından yeni bir kararname çıkarılması lüzumu ortaya çıkmıştı. Çıkarılacak kararname noktasında sorumluluğu üstlenmek istemeyen Padişah kararnameyi imzalamamış, hükümet de kararname olmadan bu işi görmek istemeyince Tevfik Paşa Hükümeti istifa etmiş ve Damat Ferit Paşa’nın sadaretine giden yol açılmıştır. Bkz. Bayur, Atatürk, s.264.

105 Akşin, İstanbul…, c.I, s.195.

106 İkdam, İleri, Sabah, Vakit, 11 Mart 1919; Tasvir-i Efkar, 12 Mart 1919; Simavi, Sultan…, s.391.

107 Alemdar, İkdam, 11-12 Nisan 1919.

108 Akşin, İstanbul…, c.I, s.197-202. Fethi Bey, bu fırkayı mütarekenin imzalanmasının hemen ardından, kendisi Sofya elçiliğinden ayrıldıktan sonra kurmuştu. Otuza yakın mebusun dahil olduğu ve liberal bir programa sahip olan Fırka, sermayesinin bir kısmı Mustafa Kemal Paşa tarafından karşılanan Minber adında bir de gazete çıkarmaktaydı. Teşkilat kuramayan Fırka, Fethi Bey’in 10 Mart 1919’da tutuklanması ile siyaset sahnesinden silindi. Bkz. Bayur, Atatürk, s.195.

49 geçme kararını vermesinde etkili olacaktı. Öte yandan o günlerde Şişli’deki evi, Rauf Bey’in de bulunduğu bir zamanda, daha önce de olduğu gibi bir kez daha aranmak istenmiş, Mustafa Kemal Paşa bu baskını da bir şekilde savuşturmasını bilmişti.109

c) Ali Fuat Paşa ve Çözüm Arayışları

Ali Fuat Paşa İstanbul’a geldiğinde Mustafa Kemal Paşa, Rauf, Fethi ve İsmail Canbulat Beylerle birlikte iktidara gelmek için kabineyi güvensizlik oyu ile düşürme girişiminde başarıya ulaşamamış, Vahdettin’le olan görüşmesinden de bir sonuç alamamıştı. Ayağının tozuyla Mustafa Kemal Paşa’yı Şişli’deki evinde ziyaret eden Ali Fuat Paşa, kendisiyle memleketin geleceği üzerine konuştuğunu ve ülkenin kurtuluşu için ordunun milletle birlikte hareket edeceği bir ‘milli mukavemet hareketi’ oluşturmanın tek çözüm olduğu noktasında bir fikir birliğine vardıklarını söylemektedir. Bu noktada yapılması gerekenleri de şöyle sıralamaktadır:

“1. Ordunun terhisini derhal durdurmak,

2. Yurdun müdafaasına en lüzumlu olan silah, cephane ve teçhizatı düşmana vermemek,

3. Genç ve muktedir kumandanları kıtaları başında bulundurmak. İstanbul’dakileri de Anadolu’ya yollamak,

4. Milli mukavemete taraftar idare amirlerinin yerlerinde bırakılmasını temin etmek, 5. Vilayetlerde fırkacılık adı altında yapılan kardeş mücadelesine mani olmak, 6. Halkın maneviyatını yükseltmek.”

Bu hareketin başarıya ulaşması için ya hükümeti devirmek ya da aynı düşünceyi taşıyan bir dahiliye ve harbiye nazırının iş başına getirilmesi gerekliydi. İkinci seçeneğin gerçekleşme şansının daha yüksek görülmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa’nın Harbiye Nazırlığı’na getirilmesi için çalışmalar yapılması kararlaştırıldı.

İstanbul’a aynı zamanla tedavi amacıyla gelen Ali Fuat Paşa, ara sıra sıtma nöbetleri

109 “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, s.401; Aydemir, Tek…, c.I, s.354-355.

50 geçirmesine rağmen evlerinin bulunduğu Kuzguncuk ile Şişli arasında gidip geldiğini, sık sık yol arkadaşının Şişli’deki evinde misafir olduğunu ifade etmektedir.

Aldıkları ortak karara göre Mustafa Kemal Paşa, Ali Fuat Paşa’nın akrabası olan Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın ileri gelenlerinden Mehmet Ali Bey ile tanıştırılacak, Ali Fuat Paşa da Padişah Vahdettin ile görüşerek hükümetin, itilaf güçlerinin mütareke isteklerine göğüs gerebilecek kimselerden oluşması için ricada bulunacaktı.

Mustafa Kemal Paşa, Mehmet Ali Bey ile Ali Fuat Paşa’nın ailesine ait evde tanıştırılmışsa da Harbiye Nazırlığı konusunda bir sonuç alamayacak, Padişah’la görüşmeye giden Ali Fuat Paşa ise o sırada başka paşaların da huzura alınması nedeniyle durumu arz etmeyi uygun bulmayacaktı. Girişimlerinin sonuçsuz kalması Ali Fuat Paşa için artık İstanbul’da bir şey yapılamayacağı ve milli mukavemetin İstanbul’dan değil, Anadolu’dan idare edilmesi gerektiği düşüncesini kesin bir şekilde ortaya çıkaracaktı.110

Rauf Bey de, Ali Fuat Paşa’nın Mustafa Kemal Paşa’nın Şişli’deki evinde “Siz de Ankara’ya gelin, başka çare yok. Burada bir şey yapılamayacağı artık anlaşılmıştır. Kolordum Ankara’ya yerleşince gelin, birlikte hareket edelim.” teklifinde bulunduğunu söylemektedir.111 Ali Fuat Paşa’ya göre, Mustafa Kemal Paşa her şeye rağmen Anadolu’da arkadaşları tarafından hazırlanacak bir teşkilat ve mukavemet hareketinin başına geçme kararını vermişti. Mustafa Kemal Paşa’nın Şişli’de evinde yüksek mevkide bulunan çok sayıda isimle görüşülmüş olmasına rağmen, Rauf ve Refet Beylerin dışında bazı fırka komutanları ile kurmay başkanları Anadolu’da görev almayı kabul etmişti. Hatta Mustafa Kemal Paşa o günlerde Ali Fuat Paşa’ya kolordusunun başına ne zaman döneceğini sormuş, kendisinden “Ne zaman emrederseniz Paşam” cevabını alınca

110 Cebesoy, Milli…, s.51-56.

111 “Rauf Orbay’ın Hatıraları”, c.II, s.401.