• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

3.5. İbn Kuteybe'de Anlam İlişkileri

3.5.3. Çokanlamlılık

3.5.3.2. Arap Dilinde Çokanlamlılığı Ortaya Çıkaran Sebepler

- Mecâz: Dilde çokanlamlılığı ortaya çıkaran en önemli sebep hakîkî anlamın mecâzî anlama taşınmasıdır. Kelimeler mecâz veya istiʽâre yolu ile yeni anlamlar kazanır.788 Mecâzî kullanımlar tekrarlanarak zamanla yaygınlaşır, insanlar tarafından mecâz veya istiʽâre özelliği unutulur ve hakîkî anlama dönüşür. Bir kelimenin birden çok mecâzî anlama hamledilmesi ve bununla birlikte hakîkî anlamın korunması çokanlamlılığı ortaya çıkarır.789

Mecâz yolu ile bir kelimenin birden çok anlamı ifade etmesi konusunda en çok örnek verilen lafızdan biri ﻦﯿﻌﻟا (göz) kelimesidir.790 ﻦﯿﻌﻟا, "İnsan ve diğer canlılardaki görme organı", "su kaynağı", "gözcü", "casus", "delik, çukur", "bir şeyin kendisi", "nasır",

"dirhem", "yağmur", "terazi kefesi", "bulut" gibi anlamlara gelmektedir.791

- Lehçeler: Dilciler eşanlamlılık konusunda olduğu gibi çokanlamlılık konusunda da lehçelerin oluşumu ve aralarındaki ilişkilerin, etkili olduğu kanaatindedirler.792 Mesela Temîm dilinde ﺖﻔﻟﻷا "güçlü kuvvetli" anlamına gelirken aynı kelime Kays kabilesi dilinde “ahmak” anlamına gelmektedir. Sonradan dili konuşanlar arasında bu iki anlamda da kullanılmıştır.793

787 Ḥaydar, s. 139; İbrâhîm, eẓ-Ẓavâhiru'l-luġaviyye, s. 624.

788 Mücâhid, s. 324; Ḥaydar, s. 140.

789 eş-Şeyḫ, s. 60. Bazı dilcilere göre mecâz yolu ile gerçekleşen anlam çokluğunun çokanlamlılık ile alakası yoktur. Çokanlamlılık ancak hakîkî anlamlar arasında gerçekleşebilir. Farklı anlamlar arasında hiçbir anlam bağı (mecâz, istiʽâre, teşbih vb) bulunmamalıdır. eş-Şeyḫ, s. 61.

790 Bazı çağdaş bilimcilere göre mecâzın en yaygın örnekleri duyu organları ve onların anlamları üzerinden yapılmış aktarmalardır. Hemen her dilde duyu organları ile ilgili mecâzî kullanımlara ve bu mecâzî kullanımlar sonucu ortaya çıkan çokanlamlılık örneklerine rastlanır. Palmer, s. 82.

791 ﻦﯿﻌﻟا kelimesinin birçok eski muʽcemde geçen anlamı ve kullanımlarını derleyen eṣ-Ṣûyûtî tüm bu anlamların sonraki dönem dilciler tarafından güzel bir şekilde sınıflandırıldığını ve çokanlamlılığın mecâz ile olan ilişkisinin daha açık bir şekilde ortaya konulduğunu ifade etmektedir. Ona göre bu mânâlar "bakmak" anlamına râcî olan, yani hakîkî anlamın "göz" olduğu kullanımlar ile bunun dışında kalanlar şeklinde ikiye ayrılır. Birinci gruba giren anlamlar teşbih veya macâz yolu ile ortaya çıkmış, diğerleri iştikâk veya başka sebeplerle gerçekleşmiştir. es-Sûyûtî, s. 372-375.

792 es-Suyûṭî, el-Muzhir, I, 381; eş-Şeyḫ, s. 66; Mücâhid, s. 326; Ḥaydar, s. 141; İbrâhîm, eẓ-Ẓavâhiru'l-luġaviyye, s. 626.

793 es-Suyûṭî, el-Muzhir, I, 381; eş-Şeyḫ, s . 67; Ḥaydar, s. 141.

- Ses Değişimi: Ses değişmeleri yolu ile de çokanlamlılık ortaya çıkabilmektedir.794 Bu durumda ses özellikleri farklı olan iki kelimeden bir veya ikisi ses değişimine uğrayarak diğeri ile ortak bir ses yapısına kavuşmuş ve nihayetinde bu iki lafız tek bir lafza dönüşmüş ancak farklı anlamları ifade etmeye devam etmiştir. Mesela ةوﺮﻔﻟا kelimesi hem "kafa derisi" hem de "zenginlik" anlamına gelmektedir. İkinci anlam, "zenginlik"

anlamına gelen ةوﺮﺜﻟا kelimesinde meydana gelmiş bir ses değişimi ile yani ibdâl yolu ile ortaya çıkmıştır.795

- Muʽarreb Kelimeler: Arapçaya başka dillerden giren kelimeler de çokanlamlılığa sebep olmuştur. Yabancı dildeki kelimenin Arap dilinde mevcut olan başka bir kelime ile lafzî olarak aynı özellikleri taşıması ama farklı anlamlara gelmeleri sonucunda çokanlamlılık ortaya çıkar.796 Mesela روز kelimesi Farsça'da "karışma" mânâsına gelirken aynı lafza sahip olan Arapça'daki روز kelimesi "sahte" anlamına gelir. Bu iki kelime iki anlamı taşıyacak şekilde Arapça'da kullanılmıştır.797

- Anlam Değişmeleri: Dilde çokanlamlılığa sebep olan etkenlerden biri de anlam değişmeleridir. Aslında ilk etken olarak zikrettiğimiz mecâz olgusunu da içine alan anlam değişmeleri; anlam daralması, anlam genişlemesi veya anlam kayması şeklinde gerçekleşebilir. Anlam değişmesinin çok anlamlılığı ortaya çıkarabilmesi için kelimenin hakîkî anlamını korumakla birlikte yeni anlam(lar)ını da ifade etmesi gerekir. Eğer hakîkî anlam kaybolmuşsa kelime çokanlamlı sayılmaz.798 Mesela ﺔﺸﯾﺮﻟا kelimesi aslen

"tüy" mânâsına gelmektedir. Daha sonra kuş tüyleri yazım aleti olarak kullanılmış ve bu sebeple "kalem"e de zamanla ﺔﺸﯾﺮﻟا denilmiştir. Böylece kelimenin hakîkî anlamı korunmakla birlikte anlam kayması sonucu yeni bir anlam kazanmış ve kelime birden çok anlamı ifade eder hale gelmiştir.799

Bu ana sebeplerin dışında başka sebepler de zikredilmiştir. Mesela birbirinden farklı müfred lafızların cemiʽ sîġalarının aynı olması800, anlamı dışında kullanılan lafızlar

794 eş-Şeyḫ, s. 66; Ḥaydar, s. 141-142; Mücâhid, s. 326; İbrâhîm, eẓ-Ẓavâhiru'l-luġaviyye, s. 626; Aksan, III, 190.

795 Ḥaydar, s. 141.

796 Ḥaydar, s. 141; Mücâhid, s. 327; İbrâhîm, eẓ-Ẓavâhiru'l-luġaviyye,s. 626.

797 Ḥaydar, s. 141.

798 Mücâhid, s. 325; İbrâhîm, eẓ-Ẓavâhiru'l-luġaviyye, s. 626.

799 Ayrıca kelimelerin ıstılahî anlamlar kazanması, müstehcen veya uygunsuz lafızların yerine daha hoş kelimelerin kullanılması gibi sebepler de, kelimelerin hem hakîkî anlamlarını hem de taşındıkları yeni anlamları ifade etmeleri bakımından bu kapsamda değerlendirilebilir. Mücâhid, s. 325.

800 Ḥaydar, s. 142.

(kinâye)801, lafızların anlamlarının yanlış anlaşılması802 gibi durumlar da çokanlamlılığa sebep olabilmektedir.

Çokanlamlılığın mahiyeti ve sınırları ile ilgili belirsizlik özellikle çağdaş dilcileri bu konuda ayrım yapmaya sevk etmiştir. Bir lafzın ifade ettiği birden çok anlamdan bazıları onun aslî anlamına yakın veya uzak bir anlam ilişkisine sahipken, bir kısmı arasında hiç bir anlam ilişkisi bulunmamaktadır. Bu iki durumu birbirinden ayıran dilciler birincisini çokanlamlılık (polysemy), ikincisini eşadlılık (homonymy) olarak isimlendirmişlerdir.803

Arap dilinde de bu ayrım çağdaş dilciler tarafından yapılmış, klasik literatürde bir bütün olarak "el-müştereku'l-lafẓî" olarak isimlendirilen çokanlamlılık olgusu çağdaş Arap dilbilimcileri tarafından, aralarında anlam ilişkisi bulunanlar -bulunmayanlar şeklinde taksim edilmiş, birincisine el-müştereku'l-lafẓî (ﻲﻈﻔﻠﻟا كﺮﺘﺸﻤﻟا), ikincisine teʽaddüdü'l-maʽnâ (ﻰﻨﻌﻤﻟا دﺪﻌﺗ) denilmiştir.804

Arap dilinde çokanlamlılığa konu olan lafızların hangilerinin el-müştereku'l-lafẓî, hangilerinin teʽaddüdü'l-mâʽnâ kapsamına girdiğini tespit etmek ise oldukça zordur.805 Şayet iki veya daha fazla kelime arasında ses değişimi neticesinde lafzî bir benzerlik oluştuğu biliniyorsa aralarındaki ilişki kesin olarak eşadlılık (teʽaddüdü'l-maʽnâ) şeklindedir. Ancak bu değişim bilinmiyorsa kelimeler anlamları üzerinden değerlendirilir ve anlam ilişkisi olup olmamasına göre karar verilir.806 Zira mecâzın sebepleri ortadan kalkmış veya zamanla kelimenin mecâzî anlamı hakîkî anlama

801 eş-Şeyḫ, s. 68.

802 Mücâhid, s. 325.

803 Aksan, III. 192.

804 eş-Şeyḫ, s. 67; Ḥaydar, s. 142; Mücâhid, s. 321; İbrâhîm, eẓ-Ẓavâhiru'l-luġaviyye, s. 633. "Polysemy"

ve "Homonymy" kelimelerinin anlamları üzerinde duran dilciler poly (çok) ve semy (anlam) kelimelerinden oluşan "polysemy" kelimesinin çokanlamlılığı, homo (tek), onuma (ses) kelimelerinin bir araya gelmesi ile oluşan "homonymy" kelimesinin ise eşsesliliği ifade ettiğini, birincisinin anlama dayalı bir olay olduğunu ancak ikincisinin yalnızca bir ses olayı olduğunu ifade etmişlerdir. Mücâhid, s. 321.

805 Diğer diller için de benzer bir ayrım yapılmış ve bu dillerde de söz konusu iki olguyu birbirinden ayırmanın bir kriteri olmadığı belirtilmiştir. Ancak derin etimolojik araştırmalar neticesinde lafızlar arasında bir ses benzeşmesi mi yoksa bir anlam ilişkisi mi olduğu ortaya konulabilir. Palmer, s. 85-86.

Mesela Türkçe'deki "yüz" kelimesi, "kapak", "yüzey", utanma" gibi anlamları çokanlamlılığa, aynı kelimenin "sayı" ifade eden ve "suda yüzmek" fiilini ifade eden anlamları eşadlılığa örnek gösterilebilir. Aksan, III. 188.

806 Başka dilciler de mecaz yolu ile meydana gelen çok anlamlılığın lafzî müşterek ile alakalı olmadığını ifade etmişlerdir. Lafzî müştereklik hakîkî anlamlarda meydana gelir. Hakiki anlam taşıyan kelimeler arasında hiçbir anlam ilişkisi olmaması gerekir. ضرﻷا kelimesinin hem "yeryüzü" hem de "soğuk algınlığı" mânâsına gelmesi gibi. eş-Şeyḫ, s. 61.

dönüşmüş olabilir. Nihaî olarak, iki olgu arasındaki ayrımın, dilcilerin yorumlarına bağlı olarak değişiklik gösterebileceği söylenebilir.

Birden çok anlamı ifade eden tek bir lafzın, hangi durumda hangi anlamı ifade ettiğini belirlemek ve lafzın anlamını sınırlamak ise ancak sözün bağlamı içinde mümkündür.807 Çünkü hiçbir kelime -şayet edebî bir kullanım veya kasıtlı bir durum söz konusu değil ise- tek bir bağlamda birden çok mânâyı ifade etmez. Çokanlamlı bir kelimenin anlamını tek anlama indirebilmek için kullanıldığı bağlamı dikkate almak gerekir.