• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II. AİLE ARABULUCULUĞU

2.1. Genel Olarak Arabuluculuk

2.1.1. Arabuluculuğun Tanımı

2.1.1.3. Arabuluculuk ve Uzlaştırma

Uzlaştırma (conciliation) ve arabuluculuk (mediation), anlam kargaşasına sebep olan iki terimdir ve bazen birbirleri yerine kullanılabilmektedirler123. Bazen ise, uzlaştırma bağımsız bir alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olarak kabul edilmekte, ancak bu sefer de tarafsız üçüncü kişinin rolü üzerinde fikir birliği sağlanamamaktadır. Bu nedenle, iki kavrama kısaca göz atmak uygun olacaktır124.

Geçmişten beri ‘uzlaştırma’ ve ‘arabuluculuk’, zaman zaman birbiri yerine kullanılmış, ancak aralarında belli farklar olduğu da belirtilmiştir125. Özellikle uzlaştırmanın, arabuluculuk ile karşılaştırıldığında tarafsız üçüncü kişinin rolü açısından aktif veya pasif mi kaldığı konusu hakkında görüş birliği yoktur. Moore’a göre, arabuluculuk içinde yer alan bir süreç olan uzlaştırma, gereksiz anlaşmazlıkların asgari düzeye indirilmesi ve uyuşmazlık tarafları arasında olumlu psikolojik bir ilişki kurulması çabasıdır. Uzlaştırma, arabuluculuğun psikolojik bölümüdür126. Akıncı da, bazı düzenlemelerde uzlaştırıcı yerine arabuluculuk kavramı tercih edilse de, işlevleri açısından bu tarafsız kişiler arasında bir fark olmadığını belirtmiştir127. Anglo-Sakson sisteminde uzlaştırmanın (conciliation), ticarî işlerdeki arabuluculuğu ifade etmek üzeri kullanıldığı belirtilmiştir. Ticarî işler dışında kalan konularda, arabuluculuk (mediation) ifadesinin kullanıldığı eklenmiştir128. Doktrinde diğer bir görüşe göre, her ne kadar bu iki kavram birbiri yerine kullanılsa da, uzlaştırma, daha çok tarafların arabuluculuğa henüz hazır olmadığı dönemde yer alan bir süreçtir. Uzlaştırıcılar gerilimi düşürmeye, konuların açıklığa kavuşturulmasına ve tarafların görüşmeye başlamasına yardımcı olmaya çalışırlar129. Ayrıca arabuluculuğun, yeterince serbest bir yöntem olsa da uzlaştırmaya

123 Güneş, Derya: Boşanma sürecindeki eşlerin aile içi ilişkileri ile problem çözme becerileri arasındaki

ilişkinin belirlenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Hizmet ABD. Ankara.(www.yok.gov.tr Tez No: 231492), 2007.

124 Kekeç, Arabuluculuk, s. 45.

125 Aile yaşam döngüsü. Aile Danışmanlığı El Kitabı. Ankara: Başbakanlık SHÇEK Eğitim Merkezi

Başkanlığı ve H.Ü. Aile Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (AHUM) Müdürlüğü ortak yayını. 28

126 Kite, Deniz: 21. YY. da arabuluculuk- meditasyon. Kayseri Ticaret Odası Dergisi, 35-41, 2007. 127 Özbek, Mustafa Serdar: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin “Aile Arabuluculuğu” Konulu

Tavsiye Kararı (DEÜHFD 2005/2, s. 71-102) (Özbek, Aile Arabuluculuğu), s. 75; Özbek, Uyuşmazlık Çözümü s. 602 vd.

128 Pekcanıtez, Hakan: Alternatif uyuşmazlık çözümü. Hukuki Perspektifler Dergisi, 12- 16,2005. 129 Saposnek, Donald T.: Commentary: The future of the history of family mediation research. Conflict

39 oranla daha kuralcı olduğu da belirtilmiştir130. Bir tanıma göre uzlaştırma, tarafsız bir üçüncü kişinin, uyuşmazlığın taraflarına, somut olayın özelliklerine uygun çözüm şekilleri sunarak, onların bu çözüm seçeneklerini müzakere etmelerini ve sonucunda birisi üzerinde karar kılmalarını sağlayan bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabulucu, çözüm önerileri sunmazken, uzlaştırıcı sürecin işleyişi ve sonuca varılmasında daha aktif konumdadır ve çözüm önerileri sunar; hatta uzlaştırıcının asıl görevi budur. Ayrıca arabuluculuk sorun odaklı, geleceği ve taraflar arasındaki ilişkileri koruyan, yaratıcı ve çıkarlar dengesine önem veren bir yöntemken, uzlaştırmanın dava odaklı olduğu, teamül ve ilkeleri ön planda tuttuğu, geçmiş ve kimin haklı olduğu gibi konular üzerinde durduğu belirtilmiştir. Arabuluculukta tarafların çıkarları, uzlaştırmada ise, hukuk kuralları ve deliller belirleyici rol oynar, en iyi hukukî sonucun elde edilmesi amaçlanır131.

Diğer bir görüş ise, uzlaştırmanın arabuluculuğa oranla daha pasif olduğu yönündedir. Buna göre arabuluculuk, uzlaştırmadan farklı olarak çözüm için sunulan önerilerin oluşturulmasında daha aktif bir rolü ve bu önerilerin kabulü konusunda çaba sarf etmeyi içerir132. Uzlaştırıcı, sadece kolaylaştırıcı olarak görüşmelere katılırken, arabulucu çözüm önerilerinde bulunulması ve bu önerilerin kabul edilmesi için tarafların ikna edilmesinde daha aktiftir. Diğer bir ifade ile uzlaştırıcı, taraflara aralarındaki ortak noktaları görmeleri için rehberlik ederken, arabulucu taraflara çözüm önerilerinde bulunarak uyuşmazlığın son bulması için çalışır133. Uzlaştırma ve arabuluculuk, yapı itibariyle değil, çözüm hakkında yapılan tavsiyelerin hazırlanması bakımından birbirinden ayrılmaktadır134. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, uzlaştırma ve arabuluculuk konusunda farklı görüşler vardır. Hatta bazıları tamamen zıt görüşlerdir; fakat genelde bu görüşlerde üzerinde durulan temel noktalar, tarafsız üçüncü kişinin çözüm önerileri sunup sunmaması, aktif veya pasif olması, yöntemin sorun veya dava odaklı olması gibi konulardır. Hemfikir olunan konu ise, her ikisinin de AUÇ yolları içinde kaldığıdır. Sonuçta her iki yöntem de, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların ortadan kaldırılması amacını taşımaktadır. Bu ikili arasında sınırın çizilmesi çoğu zaman kolay olmadığı için, birbiri yerine kullanılabilmekte

130 Tanrıver, S. (2006 Mayıs-Haziran). Hukuk uyuşmazlıkları bağlamında alternatif uyuşmazlık çözüm

yolları ve özellikle arabuluculuk. Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 64, 151- 179.

131 Kekeç, Arabuluculuk, s. 46.

132 Özbek, Uyuşmazlık Çözümü s. 221. Uzlaştırmanın arabuluculuğa oranla daha pasif olduğu yönünde

ayrıca bkz. Singer, s. 24; Ildır, s. 141; Odyakmaz, s. 66; Özbay, Uzlaştırma, s. 391; Özbek, Avrupa Birliğinde Alternatif Uyuşmazlık Çözümü (TBBD 2007/68, s. 265-320) (Özbek-Avrupa Birliği).

133 Dolto, s.45. 134 Kite, s.36.

40 ve üçüncü kişinin devreye girdiği bu yöntemler arabuluculuk olarak adlandırılmaktadır135. Kanımca, uyuşmazlığın hangi sürecinde yer aldığı ve tarafsız üçüncü kişinin aktif veya pasif olduğu yönünde bir ayrım pratik açıdan çok önem ifade etmemektedir. Bu konu, daha çok arabuluculuk modelleri ile ilgili bir tartışmanın konusu olmalıdır136. Tarafsız üçüncü kişinin rolü, uyuşmazlığın yapısına, tarafların ve şartların özelliklerine göre değişebilir. Amaç, tarafların kendi çözümlerini kendilerinin üretmeleriyken, arabulucunun gerekli durumlarda bazı öneriler sunması mümkün olabilir. Bazı durumlarda ise, bu yaklaşım doğru olmayabilir. Sonuçta her durum kendi içinde değerlendirilecektir. Doktrinde haklı olarak savunulduğu üzere, bu sebeplerle uzlaştırma ve arabuluculuk gibi bir ayrım yapılması çok elzem değildir137.