• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: BULGULAR ve TARTIŞMA

3.2. Araştırmanın Yürütülmesi

Bu başlık, araştırmanın yürütülmesinde ortaya çıkan aşamaları tanıtmak üzere tasarlanmıştır. Mülakat sorularının nasıl hazırlandığı, örnek olayın nasıl seçildiği, randevu alma sürecinin nasıl işlediği ve hangi görüşmeciler ile görüşme yapıldığının bilgisi, bu başlık altında incelenecektir.

3.2.1. Görüşme Sorularının Belirlenmesi

Araştırma sorusu, araştırmanın doğal sınırlarını belirlediğinden, sahada sorulacak soruların neler olacağını da yönlendirmektedir. Bu nedenle, araştırma sürecinin ilk aşaması mülakat sorularının belirlenmesi olmuştur. Bu aşamada hangi soruların sorulacağı kadar, hangi soruların dışarıda bırakılacağı da önemlidir. Çünkü örnek olay çalışmalarında, araştırmanın sınırlarının nerede başlayıp bittiğinin belirlenmesi (Punch, 2011: 150) önemli bir konudur. Bu bakımdan araştırmacı örnek olayı kendi bağlamı ve bütünlüğüyle ele alabileceği, ancak belirli bir konuya odaklanabileceği bir sınırı çizebilmelidir. Zira bir örnek olayı, her boyutuyla incelemek olanaklı değildir. Mülakat sorularının bu amaca hizmet edecek şekilde tasarlanmasına özen gösterilmiştir.

STBE yaklaşımını ulusaşırı bir firmanın firma içi çalışma ilişkileri üzerinden nasıl belirlendiğini çözümlemeye çalışan bu tez çalışmasında, STBE yaklaşımı içerisinde yer alan tartışmaları kapsayacak nitelikte soruların hazırlanması esas alınmıştır. Bu nokta da bu yaklaşım içerinde kurucu çalışmalar yürütmüş olan Chris Smith’in (Smith ve Meiksins, 1995; Smith ve Elger, 2005; Smith vd., 2008) 2005 yılı tarihli çalışmasında yürütmüş olduğu alan araştırmaları bağlamında yazar ile bağlantıya geçilmiş ve bu tez çalışması için o çalışmaya ait görüşme gündeminin nasıl güncelleştirilebileceği tartışılmıştır. Oluşturulan görüşme sorularını dört temel başlık altında

93

operasyonelleştirilmiştir. Bu dört başlık aracılığı ile ele alınan temalar ise i- görüşülen kişilerin iş geçmişi, ii- görüşülen kişilerin firmaya seçilim süreci, iii- görüşülen kişilerin firma içi iş geçmişi, iv- görüşülen kişilerin firmadaki rolü, v- firmada yaşanan önemli olaylar ve politika gelişmeleri, vi- çalışma süreci ve çalışma ilişkileri üzerine etki eden örüntüler, vii- firmanın genel karakteri hakkında sahip olunan fikirler olarak belirlenmiştir. Görüşme soruları bu temalara sadık kalmak kaydıyla firmanın farklı kademelerinde görev alan farklı pozisyonlara karşılık gelecek şekilde farklılaştırılmıştır. Görüşme soruları yarı yapılandırılmış bir özelliğe sahiptir. Yazında yer alan benzer örnek olay çalışmalarında olduğu gibi yarı-yapılandırılmış bir görüşme ‘araştırmacı ve kendisiyle görüşülen kişi arasında bağlam ve süreçler üzerine daha detaylı bir diyalog’ ortamı sağlayacağını düşünüldüğü için tercih edilmiştir (Halford vd., 1997: 59). Yarı-yapılandırılmış görüşme soruları görüşmeciye konuşmanın bağlamı içerisinde açılan gündemlere ilişkin daha detaya inme imkanı sunan yeni sorular sormaya izin verse de, bu tarz görüşme biçiminin görüşülen kişi için çalışma sürecine ve ona ilişkin bazı olaylara dair bir içini dökme anına da karşılık geldiği fark edilmiştir. O yüzden görüşme içeriklerinde araştırmanın kapsamında olmayan içerikleri doğal olarak çözümlemenin dışında bırakılmıştır.

3.2.2. Örnek Olayın Seçimi ve Verilerin Toplanması

Araştırmanın sorunsalı bağlamında uygun görülen araştırma yönteminin örnek olay çalışması olduğu yukarıda belirtilmişti. Punch’a (2011: 183) göre örneklem seçiminin nasıl olacağı nicel araştırmalar kadar nitel araştırmaların da sorunudur. Nitel araştırmalarda ‘olasılığa dayalı’ örneklem değil, daha çok ‘amaçlı/kasti örneklem’ türü tercih edilir. Diğer bir ifade ile amaca en uygun olan örneklem, önceden düşünülüp belirlenir. Bu çalışma bağlamında, amaca en uygun örnek olayın hangisinin olacağının belirlenmesinde kritik olan unsur, firmanın ulusaşırı bir firma oluşu ve bu konumunun kavramsal yönelişimize uygun bir karşılığı olabilmesi için faaliyet alanında ‘lider’ bir yerde olması önemsenmiştir. İlgili ulusaşırı firma otomotiv endüstrisinde etkinlik gösteren, yerel ve yabancı bileşenlerin eşdeğerde sahip olduğu bir tesise karşılık gelmektedir. Türkiye’nin en büyük ikinci sanayi kuruluşu olmakla beraber, ticari araç ihracatı sıralamasında Türkiye’nin ilk sırada gelen şirketidir. 2012 yılı itibariyle senelik araç üretim kapasiteleri bakımından, sektördeki diğer firmalar ile ilk sıraları paylaşmaktadır. Ancak 2014 yılı itibariyle kapasitesini yeni yatırımlarla yaklaşık %20

94

dolaylarında arttırmış olduğu görülmüştür. Ayrıca küresel otomotiv endüstrisinin ‘lider’ firmalarından olan yabancı ortağın sahip olduğu üretim sistemiyle ve onun markası altında üretimin yapılıyor oluşu, ulusaşırı toplumsal alana ilişkin etkileşimin daha güçlü olacağına karşılık gelecektir. Bu anlamda Punch’ın (2011) örnek olay çalışmalarına konu edilecek örneklerin, bazı özellikleri bakımından kendine has, ilginç olması gerektiği konusuna ilişkin vurgu araştırmacı tarafından dikkate alınmıştır.

Burada ulusaşırı firma olma özelliğinin yanı sıra yapılan üretimin dünya pazarları için gerçekleştiriliyor oluşu, çalışmanın kuramsal yöneliminde bahsi geçen etkilere karşılık bulabilmek adına önemli bir özelliktir.

Seçilen örneğin sayısının ne kadar olması gerektiği, benimsenen araştırma yöntemi yaklaşımının ne olduğu ile yakından ilgilidir. Bu aynı zamanda araştırmanın geçerliliği ve güvenilirliği konusunu da gündeme getirmektedir. Macpherson ve diğerlerine (2000) göre, günümüz neoliberal kamu yönetimi iklimi, performans ölçümünün hakim olduğu nicel yöntemler ve araştırmalarda pozitivist bilim yaklaşımı kabul görmekte ve desteklenmektedir. Nicel araştırmaların güvenilir, geçerli, nesnel ve net bulgularının olması nedeniyle genellenebilir sonuçlar veren açıklamalarının olduğu iddia edilir. Bu görüşü benimseyenler nitel araştırmaları muğlak, öznel ve yerel bağlama oldukça bağlı bulmaktadırlar. Öte yandan, Denzin ve Lincoln (1994) nitel araştırmaların amacının, kendi sosyal bağlamı içerisinde sosyal aktörlerce inşa edilen karmaşık anlam yapılarının derinlemesine anlaşılması için sosyal fenomenlerin yorumlanması olduğunu belirtir. Bir başka deyişle, araştırılacak olgu/olay/fenomen sayısı tek, ancak araştırmanın derinliği fazla olacaktır. Dolayısıyla, bir genelleme kaygısı söz konusu değildir. Asıl kaygı ele alınan örnek içerisindeki yapısal ilişkilerin ve etkileşimlerin derinlemesine irdelenebilmesidir. Pratt’a göre (1994: 119) ancak niteliksel bir araştırma yönelimiyle bu derinlik yakalanabilir.

Bu araştırma ulusaşırı firmanın çalışma ilişkilerini belirleyen etkilere ilişkin derinlikli bir anlayış geliştirmeyi amaçladığından, seçilen örneğin bu derinliğin yakalanabilmesine olanak sağlayacak nitelikte olduğu düşünülmüştür. Bunun anlamı, nicel araştırmalar için söz konusu olan geçerlilik ve güvenilirlik kavramlarının, nitel araştırmalar bağlamında başka bir kimlik kazandığıdır. Her bilimsel araştırmada olduğu gibi, nitel araştırmaların meşruiyetini sağlayan ölçütler vardır, ancak örnek sayısının ne

95

kadar olduğu tek bir ölçüt olamaz. Whittemore ve diğerleri (2001) nitel araştırmalarda geçerlilik standartlarının geliştirilmesinin zorluğuna dikkat çekerek, bu kriterleri iki aşamada değerlendirmiştir. Birincil kriterler; güvenilirlik, aslına uygunluk, eleştirellik ve bütünlük-tamlık olarak tanımlanmıştır. İkincil kriterler ise, açıklık, canlılık, yaratıcılık, kapsamlılık, uyum ve duyarlılıktır.

Örnek olayın özellikleri arasında, araştırma amacını gerçekleştirmek için çeşitli veri kaynaklarından yararlanmak (Yıldırım ve Şimşek, 2008; Yin, 2003) yer aldığından, araştırmacı veri zenginliğini sağlayacak çeşitli kaynaklara ulaşmaya özen göstermiştir. Yıldırım ve Şimşek (2008), katılımcı gözlem, katılımcı olmayan gözlem, görüşme, doküman incelemesi ve arşiv kayıtları gibi bir dizi nitel veri toplama yönteminin, bu gibi çalışmalarda kullanılabileceğine dikkat çekmiştir.

Bu çalışmada toplanan verileri iki şekilde sınıflamak mümkündür: i- çalışanlar ile yapılan görüşmelerden elde edilen birincil veri, ii- firmanın kendi yayınladığı faaliyet raporlarından oluşan ikincil veriler. Veri çeşitliliği, araştırmanın güvenilirliğini sağlaması bakımından önemli bir unsurdur.

Birincil veriler ile ilgili detaylar şöyledir: Mülakatlar 12 Şubat-17 Mart 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Firmaya alan araştırmasının yürütülmesi için izin alma girişimlerinde bulunulmuş ancak bu girişimler karşılıksız bırakılmıştır. Bu sebeple çalışma içerisinde firmanın ve görüşme yapılan çalışanların ismi kullanılmamıştır. Firma içerisinde örgütlü olan sendika aracılığı ile mavi yakalı çalışanlara ulaşılmış, eski bir firma çalışanının referansıyla da orta düzey bir yöneticiyle temasa geçilmiş ve onun aracılığı ile beyaz yakalı çalışanlara ulaşılmıştır. Sonuç olarak 8 mavi yakalı (6 operatör, 2 süreç teknisyeni) ve 8 beyaz yakalı (1 ustabaşı, 4 orta düzey yönetici, 2 mühendis, 1 İKY uzmanı) çalışan ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Sendikalı çalışanların 6’sıyla (1 tanesi fabrika sendika temsilcisi olmakla beraber) firma sınırları içerisinde bulunan sendika bürosu içerisinde görüşülmüş. Ustabaşı, süreç teknisyenleri, bir orta düzey yönetici ve bir mühendisle firma dışında, diğer çalışanlarla ise firma içerisinde randevulaşarak görüşülmüştür. Görüşmelerin biri hariç hepsi ses kayıt cihazıyla kaydedilmiş ve 45 - 120 dakika arasında sürelere karşılık gelmiştirr. Görüşmeden önce mülakat sorularını görmek istediğini söyleyen çalışanlara, sorular e-posta ile ulaştırılmıştır. Her görüşmeden önce kısaca araştırmanın konusu ve amacı hakkında

96

görüşmecilere kısa bilgi verilerek, görüşmecinin de izniyle mülakat süreci boyunca ses kaydı yapılmıştır. Yarı yapılandırılmış bir mülakat süreci izlenmiştir.

İkincil veriler ise firmanın kendi internet sitesinde yayınlamış olduğu faaliyet raporlarının 2004-2014 yılları arasında olanlarından ibarettir. Görüşmeleri özellikle rakamsal olarak desteklemesi, konuşulanların doğrulanması ve şirketin genel karakterinin algılanabilmesi için bu veriler araştırma kapsamına dahil edilmiştir.