• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmada Zonguldak’taki endüstriyel yapının yukarıda bahsedilen sürece yayılmış parçalanması sonucu kömür madenciliği sektöründe ortaya çıkan yeni üretim ilişkileri ve emek yapısının keşfedilmesi hedeflenmiştir. Geçmişte bir devlet girişimi olarak TTK’daki daimi ve rotasyonel işçi ayrımına dayalı emek yapısı, özel madencilik şirketlerinin sektöre yarım yüzyıl sonra tekrar girmeye başlaması ve işsiz kalan kitlelerin

Kuzey yarımkürede, azgelişmiş ülkelerin büyük kısmının ise Güney yarımkürede olmasından hareketle kullanılmaktadır.

9 Sweatshop sözcüğü, kötü çalışma koşulları altında, uzun saatler boyunca, düşük ücretler karşılığı işçi çalıştıran işyerleri için kullanılmaktadır.

geçimlerini sağlamak için kaçak üretim aktivitelerine başlamasıyla tamamen farklı, parçalı ve daha heterojen bir hale gelmiştir. Özelleştirme, taşeron işçiler olgusuyla;

yoksulluk ve istihdam problemi ise kaçak maden işçileri olgusu ile sonlanmıştır. Bugün havzadaki emek, birbiriyle “simbiyotik” bir ilişki içinde olan formel, enformel ve illegal madencilik girişimlerinde farklı çalışma koşulları deneyimleyen, aynı işi yapmalarına rağmen farklı ücretler alan ve farklı değerler sistemine sahip 3 farklı maden işçisi profilinden oluşmaktadır. Bu araştırmanın amacı, Havzada özelleştirmeden sonra kömür madenciliğindeki üretim ilişkilerini ve emek yapısını bu 3 maden işçisi profili üzerinden ortaya koymaktır. Bunun için oluşturulmuş araştırma sorularının genel ana hatları şu şekilde belirlenmiştir:

(1) TTK madenlerinde, özel maden ocakları ve onların alt taşeronlarında ve kaçak madenlerde nasıl farklı üretim ilişkileri bulunmaktadır? Formel, enformel ve illegal olmak üzere bu 3 tip madencilik arasında nasıl bir üretim-dağıtım-bölüşüm ağı oluşmuştur?

(2) Maden işçileri bu 3 farklı üretim rejimi içinde nasıl farklı mesleki deneyimler yaşamakta ve bu deyimlerle sınıf bilinci, sınıf dayanışması, politik eylemlilik, ekonomik ve toplumsal adalet vizyonu gibi unsurları içeren nasıl bir sınıf kimliği şekillendirmektedir?

Bu çalışma, dört bölümden oluşturulmuştur. Giriş kısmının ardından çalışmanın ikinci bölümünde, kentteki madencilik endüstrinin enformelleşmesinin ekonomi-politik bağlamını açıklamak için sırasıyla Modernleşme Okulu, Bağımlılık Okulu ve bu okulların takipçileri olarak görülebilecek düşünürlerin enformel ekonomi ve enformel emek üzerine yaklaşımları ele alınmıştır. Liberal kanadın modern/geleneksel veya formel/enformel ayrımına dayalı ikici yaklaşımına karşı, Marksist kanadın bu araştırma için de temel alınan kapitalist ve geçim veya formel ve enformel sektör arasında simbiyotik bir ilişkinin olduğunu öne süren yaklaşımı ortaya konmuştur.

17

Çalışmanın üçüncü bölümünde ilk olarak Türkiye’de Kırsal Yapı ve Dönüşümü başlığı altında, tarihsel olarak endüstri ve tarım arasındaki dalgalı emek arzı ve köylü işçi olgusunun nedenleri açıklanmıştır. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerindeki tarım ve endüstri politikalarına, bu politikalar sonucu oluşmuş kırsal sınıf yapısına ve Türkiye’deki kırsal dönüşüm ve işçileşme sürecinin Batı Avrupa’dakinden nasıl farklı bir yol izlediğini tartışan düşünürlerin görüşlerine yer verilmiştir. İkinci olarak Osmanlı Döneminde Zonguldak başlığı altında, madencilik ve tarım arasında ekstra-ekonomik bir araç olarak mükellefiyet rejimiyle yaratılan rotasyon sistemi ve köylü maden işçisi olgusu ele alınmıştır. Son olarak Cumhuriyet Döneminde Zonguldak başlığı altında ise sırasıyla ekstra-ekonomik zorlamaya dayanan ikinci mükellefiyet rejimi, rıza üretimine yönelik sosyal politika uygulamaları ve neoliberal politikalarla endüstrinin özelleştirilmesi hakkında tarihsel bir çerçeve çizilmiştir. Böylelikle bir özelleştirme formu olarak redevans sisteminin, Osmanlı Devleti’nin madencilik endüstrisindeki işletme uygulamalarına, güvencesiz ve geri emek koşullarına ve düşük teknolojili üretime bir geri dönüşü temsil ettiği gösterilmeye çalışılmıştır.

Çalışmanın bulgular kısmını teşkil eden dördüncü bölümünde, Zonguldak’ta kömür madenciliğindeki yeni sermaye ve emek ilişkileri üç alt başlıkta açıklanmıştır: TTK Madencileri, Taşeron Madenciler ve Kaçak Madenciler.

Bulguların TTK Madencileri adlı ilk bölümünde, TTK’nın Karadon ve Üzülmez madenlerinde çalışan işçilerle yapılan derinlemesine görüşmelere dayanarak, Kurumun özelleştirilerek küçülmesinin kamu madenlerinde çalışan maden işçileri için emek sürecinde, bölüşüm ilişkilerinde, sınıf kimliklerinde, devletle olan ilişkilerinde, toplumsal adalet vizyonlarında, işyerinin anlamı konusundaki düşüncelerinde, sendikal örgütlenme ve sınıf mücadelesi pratiklerinde yarattığı etkiler ortaya konmaya çalışılmıştır.

Bulguların Taşeron Madenciler adlı ikinci bölümünde, Zonguldak’ın yoğun olarak Kilimli bölgesindeki taşeron madenlerde çalışan işçilerle yapılan derinlemesine

görüşmelere dayanarak, kömür endüstrisindeki enformelleşmenin nasıl bir maden işçisi profili yarattığı ortaya konmuştur. İlk olarak kömür endüstrisinin enformelleşmesi ve taşeron sistemi hakkında genel bir teorik çerçeve çizmek amacıyla (1) sermayenin kar krizinin ve yapısal dönüşümün bir uzantısı olarak enformelleşme; ve bunun bir devamı olarak (2) işçi sınıfının örgütlenme gücünü parçalama, kontrol altına alma ve onları sermayeyle uzlaştırmanın aracı olarak taşeron sistemi tartışılmıştır. Bu tartışmanın ardından saha verilerine dayanarak kentin taşeron madenlerini işleten madencilik sermayesi, bu madenlerde çalışan emeğin karakteristikleri, emek sürecinde uygulanan ve hegemonik despotizme dayanan kontrol mekanizması, parça başı üretim ve bonus sistemine dayalı bölüşüm ilişkileri, devletin sektördeki rolü ve rıza üretmek için uyguladığı otoriter popülizm politikası ve son olarak taşeron madencilerin sendikasızlık ve eylemsizlik problemleri ele alınmıştır.

Bulguların Kaçak Madenciler adlı üçüncü bölümünde, daha önce basit meta üretimi formunda geçimlik olarak yapılırken, 90’lı yıllardan itibaren kentte giderek artan ve kapitalist meta üretimi formuna dönüşen illegal bir üretim aktivitesi olarak kaçak madencilik olgusu ele alınmıştır. Literatürde illegal madencilik olarak da adlandırılan kaçak madencilik, büyük oranda geç kapitalistleşen ülkelerde ortaya çıkan bir olgudur ve konu üzerine yapılan tartışmaların büyük çoğunluğu da azgelişmiş ülkelerde yapılan alan araştırmalarına dayanmaktadır. Türkiye’de ise kaçak madencilik sektörünün tarihsel eğilimleri, sosyo-politik ve ekonomik tarihi üzerine hiçbir öncü çalışmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle ilk olarak geç kapitalistleşen ülkelerde yapılan saha çalışmalarına dayanan literatürde kaçak madenciliği “geçim” (yoksulluk ve geçim krizinin bir ürünü olarak) ve “birikim” (ekonomi-politik dönüşüm sürecinin bir ürünü olarak) sorunu olarak ele alan iki karşıt görüşe değinilmiştir. Genellikle Kilimli Karadon bölgesinde kaçak madencilik yapan ocak sahipleri ve işçilerle yapılan görüşmeler ve ocak sahalarında yapılan gözlemlere dayanarak elde edilen bulgular, yapısalcı perspektifin

19

sorunu etrafında ele alan yaklaşım çerçevesinde yorumlanmıştır. Bu bağlamda sırasıyla kaçak madencilikte basit meta üretiminden kapitalist meta üretimine dönüşüm süreci, kaçak maden işletmelerinin ve girişimcilerinin karakteristikleri, ilkel birikimin sürekliliğinin bir ifadesi olarak müştereklerin gaspı ve sermayeye dönüştürülmesi, kaçak ocaklarda çalışan emeğin karakteristikleri, kaçak kömürün meta zinciri ve bölüşüm ilişkileri, bir tampon mekanizma olarak kaçak madenciliğe karşı devlet toleransı, sosyal güvenliğin yerine patron-yanaşma ilişkileri ve enformel toplumsal güvenlik ağları ele alınmış ve son olarak kaçak madenciliğin popülist bir direniş olarak görülüp görülemeyeceği tartışması yapılmıştır.