• Sonuç bulunamadı

Araştırmada öncelikle işletmelerin tedarik zinciri faaliyetlerinin sürdürülebilirliğin üç boyutu olan sosyal-çevresel-ekonomik açıdan etkisi belirlenmiş, bununla beraber dış kaynak kullanım aktiviteleri tespit edilmiştir. Daha sonra işletmelerin sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamaları ve dış kaynak kullanımı faaliyetleri değerlendirilerek literatür ile uyumlu olup olmadığı incelenmiştir. Sonraki aşamada ise bu faaliyetlerin işletme performansına etkisi araştırılmıştır. Tablo 5.1’de

araştırmada ileri sürülen hipotezlerle ilgili temel bulgular, bunların açıklamaları ve hipotezleri test etmek için kullanılan analiz teknikleri sunulmuştur. Daha sonra elde edilen sonuçlar ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir.

Tablo 5.1. Araştırma Bulgularının Özeti

Dördüncü bölümde yapılan analizler sonucunda ortaya çıkan ve Tablo 5.1’de özeti sunulan bulgular aşağıdaki gibi değerlendirilebilir.

İşletmelerin Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Uygulamaları

Literatür incelendiğinde sürdürülebilirlik konusunun çevresel, sosyal ve ekonomik olmak üzere üç alt boyuttan oluştuğu görülmektedir. Bu alt boyutlar, işletmelerin tedarik zinciri yönetimi faaliyetleri gibi birçok alanda sürdürülebilirliğe ulaşılabilmesi için uygulanması gereken kriterleri kapsamaktadır.

İşletmeler açısından tedarik zinciri faaliyetlerinin sürdürülebilirliğe olan etkisinin belirlenmesi araştırmanın kavramsal çerçevesi açısından önemlidir. Bu noktada işletmelere 3 alt boyuttan (sosyal-çevresel-ekonomik) ve toplam 42 maddeden oluşan ölçekteki sorular yöneltilmiştir. Daha sonra açıklayıcı faktör analizi ile değişkenlerin tek boyutluluğu araştırılmış ve boyutların içsel güvenilirliklerine bakılmıştır. Bu analize göre sürdürülebilirliğin alt boyutlarının (sosyal-çevresel- ekonomik) üç faktöre yüklendiği belirlenmiştir. Açıklayıcı faktör analizi sonucunda ölçekler yeniden düzenlenmiştir. Aynı zamanda faktör yüklerinin ve güvenilirlik

Hipotezler Kullanılan Analiz Yöntemi Sonuç Açıklama H1: Dış kaynak kullanımının

sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarına olumlu etkisi vardır. Yapısal Eşitlik Modeli Kabul Dış kaynak kullanımı sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarını olumlu etkilemektedir. H2: Dış kaynak kullanımının

işletme performansına olumlu etkisi vardır. Yapısal Eşitlik Modeli Kabul Dış kaynak kullanımı işletme performansını olumlu etkilemektedir.

H3: Sürdürülebilir tedarik zinciri

uygulamalarının işletme

performansına olumlu etkisi vardır.

Yapısal Eşitlik Modeli Kabul Sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamaları işletme performansını olumlu etkilemektedir.

katsayılarının yüksek olması, ölçeğin yapısal geçerliliğe ve içsel tutarlılığa sahip olduğunu göstermiştir.

Sosyal sürdürülebilirlik konusunda işletmelerin en önemli gördükleri madde tedarikçilerle ilişkiler olmuştur. Bunu sırasıyla satınalma ve tersine lojistik maddeleri izlemektedir. İşletmeler satınalma ve tersine lojistik faaliyetlerinde tedarikçileri ile ilişkiler kurmaktadır. Bu noktada bu üç madde de işletmelerin sosyal hassasiyet konusunda tedarikçileri üzerinde baskı kurabilecekleri alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. İşletmeler, satınalma ve tersine lojistik faaliyetleri için hazırlanan sözleşmeler yoluyla çalışan haklarının korunması, yasal düzenlemelere uyulması, çocuk işçi çalıştırılmaması, çalışanlar arası eşitliğin sağlanması gibi konularda tedarikçilerinin taahhütte bulunmasını talep edebileceklerdir. Bu da sürdürülebilirlik faaliyetlerinin bütün zincirde gerçekleşmesi gerekliliğini sağlayabilecek olan önemli bir uygulama olarak görülmektedir.

Araştırmaya katılan işletmeler açısından, sosyal sürdürülebilirlik konusunda dördüncü sırada önemli görülen madde tedarik zinciri risk yönetimi olmuştur. Tedarik zincirinde risk, önceden belirlenmiş hedeflere ulaşılmasını engelleyen bir etki olarak tanımlanabilmektedir. Bu durum sürdürülebilirlik açısından düşünüldüğünde işletmelerin sadece ekonomik değil aynı zamanda çevresel ve sosyal riskleri de dikkate almaları gerekmektedir. Bu noktada sosyal riskler, çalışma saatleri ve koşulları gibi alanlarda ortaya çıkabilmektedir.

Sosyal sürdürülebilirlik konusunda işletmeler beşinci olarak toplam kalite yönetimi maddesini önemli görmüşlerdir. Toplam kalite yönetiminin hedefi, çalışanların eğitimlerle daha verimli işler yapabilmesi ve müşterilerin kaliteli ürünleri daha ucuz ve kısa zamanda temin edebilmesidir. Bu da hem müşterilerin hem de çalışanların tatmin edilmesi anlamına gelmektedir. Bu noktada toplam kalite yönetiminin insan merkezli bir model olmasının, sürdürülebilirliğin sosyal boyutu içerisinde değerlendirilmesine neden olduğu düşünülmektedir.

Sürdürülebilirliğin alt boyutlarından çevresel sürdürülebilirlik konusunda işletmelerin en önemli gördükleri madde ISO 14001 olmuştur. ISO 14001, üretim süreçlerinin çevresel etkiler göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmesini sağlayan bir çevre yönetim sistemidir. Bu sistem, hem işletmeler hem de tedarikçileri açısından çevresel bozulmaları önleme konusunda büyük öneme sahiptir.

Atık eleme ve temiz üretim de işletmeler açısından çevresel sürdürülebilirlik konusunda önemli görülmektedir. Atık eleme, atıkların ortadan kaldırılması ile olumsuz çevresel etkileri azaltırken; temiz üretim, üretim süreçlerinde daha az hammadde ve enerji kullanımı, geri dönüşümün sağlanması ve daha az atık oluşumu gibi faydalar sağlamaktadır. Çevresel sürdürülebilirlik konusunda işletmelerin görüşleri genel olarak düşünüldüğünde faaliyetlerden kaynaklanan çevresel zararların önemsendiği anlaşılmaktadır.

Sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarının bir diğer boyutu ise ekonomik sürdürülebilirliktir. Ekonomik sürdürülebilirlik konusunda tam zamanında üretim, işletmeler tarafından en önemli görülen madde olmuştur. Tam zamanında üretim, sıfır hata düşüncesi ve kaynakların etkin kullanımını hedeflemesi sayesinde maliyetlerin azalmasını ve işletme karlılığının artmasını sağlayabilmektedir.

İşletmeler açısından ekonomik sürdürülebilirlikte önemli görülen bir diğer madde depolamadır. Tedarik zinciri yönetiminde depolama faaliyetleri, hammadde ve ürünlerin saklanabilmesi ve dağıtım kolaylığı sağlaması bakımından önemli bir yere sahiptir. Depolama faaliyetlerinin getirdiği bu avantajlar, işletmelerin maliyetlerini azaltmakta ve bu sayede ekonomik açıdan önemli bir faktör olarak görülebilmektedir.

Esnek taşıma ve esnek tedarik konuları da işletmeler açısından önemli görülen maddeler olmuştur. İşletmeler açısından değişen koşullara uyum sağlayabilme yeteneği günümüzde daha da kritik bir noktaya gelmiştir. Taşıma ve tedarik alanlarında esneklik, müşteri beklentilerini karşılayabilme adına önemli görülmekte ve işletmelerin satış performanslarına doğrudan etki etmektedir. Ekonomik sürdürülebilirlik konusu genel olarak değerlendirildiğinde işletmelerin, kaynakların korunması, maliyetlerinin azalması ve satış performanslarının artmasının noktasında yukarıda belirtilen maddelere önem verdiği anlaşılmaktadır.

Açıklayıcı faktör analizinin ardından sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamaları ölçeğinde yer alan faktörlerin doğrulanması ve ölçeğin geçerliliğinin ve güvenilirliğinin test edilmesi için doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Bu analiz sonucunda ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu sonucuna varılmıştır.

İşletmelerin Dış Kaynak Aktiviteleri

İşletmeler, temel yeteneklerine odaklanabilmelerinin yanında maliyetleri azaltma, kaliteyi ve verimliliği artırma gibi sebeplerden dolayı dış kaynak kullanımına gitmektedirler. Günümüzde stratejik bir araç olarak görülen dış kaynak kullanımı, işletmelerin yapısına ve faaliyet gösterdikleri sektöre göre farklı ürün ve hizmet alanlarında kendini gösterebilmektedir. Bu noktadan hareketle araştırmaya katılan işletmelere, dış kaynak kullanım alanlarını belirlemek üzere toplam 11 maddeden oluşan ölçekteki sorular yöneltilmiştir. Daha sonra açıklayıcı faktör analizi ile değişkenlerin tek boyutluluğu araştırılmış ve boyutların içsel güvenilirliklerine bakılmıştır. Bu analize göre dış kaynak aktiviteleri ölçeğinin tek faktöre yüklendiği belirlenmiştir. Açıklayıcı faktör analizi sonucunda ölçekler yeniden düzenlenmiştir. Aynı zamanda faktör yüklerinin ve güvenilirlik katsayılarının yüksek olması, ölçeğin yapısal geçerliliğe ve içsel tutarlılığa sahip olduğunu göstermiştir.

Araştırmaya katılan işletmelerin dış kaynak kullanımına gidip gitmediğinin anlaşılabilmesi için dış kaynak kullanımını ne kadar talep ettikleri sorusu yöneltilmiştir. Buna göre işletmelerin yarısına yakın kısmı (%41,8) dış kaynak kullanımını orta düzeyde talep ettiğini belirtmiştir. Orta düzeyin üstünde talep edenler (%36,1) ise ikinci sırada yer almaktadır.

İşletmelerin hangi tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı yoluna gittikleri incelendiğinde ise taşıma faaliyetlerinin ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Taşıma faaliyetleri işletmelere ek maliyet getirecek olan bir alandır. Bu noktada işletmeler, maddi kaynakları temel faaliyetlerine aktararak bu alanda dış kaynak kullanımına gidebilmektedir. Ayrıca taşıma faaliyetlerinin uzmanlık gerektiren bir alan olması da işletmeleri dışarıdan hizmet alma yoluna itmektedir. Böylece işletmeler, kalite, hız, verimlilik ve rekabet avantajı gibi faydalar sağlayabilmektedirler. Dış kaynak kullanımına konu olan diğer alan depolama faaliyetleridir. Bu faaliyet işletmelerin dağıtım faaliyetlerinin etkinliği açısından önemlidir. Bu noktada işletmeler dağıtım kolaylığı sağlaması açısından farklı noktalarda stok bulundurma yoluna gitmektedirler. Depo maliyetlerinin yüksek olduğu düşünüldüğünde işletmeler bu alanda dış kaynak kullanımına başvurabilmektedirler.

İşletmelerin dış kaynak kullanımına gittikleri bir diğer alan lojistik bilgi sistemleridir. Lojistik bilgi sistemleri, tedarik, satış, depo, stok, sevkiyat gibi karmaşık

işlemlerin daha az hatayla, daha kısa sürede ve daha doğru şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Böylece sürecin verimliliği artırılabilmektedir.

İşletmelerin dış kaynak kullanımı yoluna gittikleri diğer alanlar ise ürün iadeleri, envanter kullanımı/yenilenmesi, atık yönetimi ve filo yönetimi/operasyonları olmuştur. Ürün iadeleri, ürünlerin iade edilen noktadan ana noktaya getirilmesi işlemidir. Bu işlem, ürün taşıma işlemi olarak görülmekte ve işletmeler bu işleri başka işletmelere devredebilmektedirler. Envanter yönetiminde ise amaç, stoklarda gerekli olan ürünlerin bulunabilirliğini sağlamaktır. Çok sayıda ürün ve hammadde bulunduran işletmelerde bu durum karmaşık bir hal alabilmektedir. Bu süreci uzman işletmelere devretmek isteyen işletmeler, 3PL işletmeleri aracılığıyla etkinlik sağlayabilmektedirler. Dış kaynak kullanımına konu olan atık yönetimi, atıkların oluşumunun engellenmesi, toplanması, geri dönüşümü ve bertaraf edilmesi süreçlerini kapsamaktadır. Çevresel koruma noktasında önemli olan bu süreç, işletmeler tarafından bu alanda uzman işletmelere devredilebilmekte ve sürecin etkinliği sağlanmaktadır. Filo yönetimi/operasyonları konusu ise taşımacılık faaliyetleriyle ilgilidir. Taşımacılık hizmeti alınan işletmeler filo yönetimi konusunda da işletmelere hizmet verebilmektedirler. Bu sayede işletmeler, planlama süreçlerini etkili bir şekilde yürütebilmektedirler.

Araştırmaya katılan işletmelerin dış kaynak kullanım alanlarına ilişkin verdikleri bilgiler genel olarak değerlendirildiğinde maliyet konusunun ön plana çıktığı görülmektedir. İşletmeler, bu alanlarda dış kaynak kullanımına giderek kaynaklarını daha önemli alanlarda kullanabilmekte ve faaliyetlerini verimli bir şekilde gerçekleştirebilmektedirler.

Açıklayıcı faktör analizinin ardından dış kaynak aktiviteleri ölçeğinde yer alan faktörlerin doğrulanması ve ölçeğin geçerliliğinin ve güvenilirliğinin test edilmesi için doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Bu analiz sonucunda ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu sonucuna varılmıştır.

İşletmelerin Performans Bilgileri

Performans kriterleri ölçeği, araştırmaya katılan işletmelerin sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi faaliyetleri ve dış kaynak kullanımlarının işletme performansına etkisini ölçmek amacıyla ilgili işletmelere yöneltilmiştir. Ölçek toplam

7 sorudan oluşmaktadır. Açıklayıcı faktör analizi ile ölçeğin tek boyutluluğu ve içsel güvenilirliklerine bakılmıştır. Bu analize göre işletme performansı ölçeğinin tek faktöre yüklendiği belirlenmiştir. Açıklayıcı faktör analizi sonucunda ölçekler yeniden düzenlenmiştir. Aynı zamanda faktör yüklerinin ve güvenilirlik katsayılarının yüksek olması, ölçeğin yapısal geçerliliğe ve içsel tutarlılığa sahip olduğunu göstermiştir.

İşletmelere açısından performans kriterlerinden en önemli görülen madde satışlardaki büyüme olmuştur. Bunu sırasıyla, pazar payındaki büyüme, büyüme oranı, yatırım karlılığı ve iç ve dış müşteri memnuniyeti izlemiştir.

Kavramsal Model

Sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamaları ve dış kaynak kullanımının işletme performansı üzerindeki etkisinin belirlenmesi araştırmanın temel amacıdır. Araştırmanın kavramsal modelinin test edilmesinde sosyal bilimler, davranış bilimleri, eğitim, ekonomik, pazarlama, sağlık vb. bilim dallarında yaygın şekilde kullanılan, çok değişkenli istatistiksel tekniklerin birleşiminden oluşan ve gerçekleştirdiği farklı analiz yöntemleriyle farklı hipotezlerin test edilebildiği bir analiz tekniği olan Yapısal Eşitlik Modelinden yararlanılmıştır. Araştırmanın kavramsal modeline ilişkin değerlendirmeler aşağıdaki açıklanmıştır.

Kavramsal modelin ilk adımında dış kaynak kullanımının sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarına olumlu etkisinin olduğu ileri sürülmüştür. Yapısal eşitlik modelinden yararlanılarak elde edilen sonuçlara göre (t=2.613 ve p=0.009) dış kaynak kullanımının sürdürülebilir tedarik zinciri faaliyetlerine olumlu etkisinin olduğu ileri sürülen Hipotez 1 kabul edilmiştir.

Modelin ikinci adımında dış kaynak kullanımının işletme performansına olumlu etkisinin olduğu ileri sürülmüştür. Yapısal eşitlik modelinden yararlanılarak elde edilen sonuçlara göre (t=1.994 ve p=0.046) Hipotez 2 kabul edilmiştir.

Modelin üçüncü adımında ise sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarının işletme performansına olumlu etkisinin olduğu ileri sürülmüştür. Yapısal eşitlik modelinden yararlanılarak elde edilen sonuçlara göre (t=2.276 ve p=0.023) Hipotez 3 kabul edilmiştir.

Literatürde dış kaynak kullanımının sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamaları etkisi üzerine gerçekleştirilen doğrudan bir çalışma bulunmamaktadır. Bununla

beraber MoosaviRad v.d. (2014), yaptıkları çalışmada AB’de uluslararası dış kaynak kullanımı faaliyetlerinin sürdürülebilirlik üzerine olumsuz etkisinin olduğu sonucuna varmışlardır. Bu noktada gerçekleştirilen çalışmaya konu olan dış kaynak kullanımı faaliyetlerinin uluslararası düzeyde olması ve bunun yerel dış kaynak kullanımı faaliyetlerine göre daha zor olmasından dolayı sonuçların farklılık gösterebileceği ileri sürülebilir.

Sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamaları ve dış kaynak kullanımının işletme performansına etkisinin belirlenmesi konusunda ise literatürde çeşitli çalışmaların yer aldığı görülmektedir. Bu çalışmalar incelendiğinde her iki konunun da işletme performansına olumlu etkide bulunduğu yönünde sonuçlara ulaşılmıştır. Sonuç olarak yapılan bu çalışmanın benzer çalışmalarla birbirlerini destekler nitelikte olduğu söylenebilir.

Buraya kadar yapılan açıklamalar doğrultusunda sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarının işletme performansına doğrudan etkisinin olduğu ileri sürülebilir. Aynı şekilde dış kaynak kullanımının işletme performansına doğrudan etkisi olduğu sonucuna varılmıştır.