• Sonuç bulunamadı

Amanullah Han Döneminin İlk Yıllarında Afganistan’ın Rusya ve Orta Asya’ya Bakışı

TÜRK-AFGAN İLİŞKİLERİ: 1919-1927 YILLARI 2.AMANULLAH HAN DÖNEMİ TÜRK-AFGAN İLİŞKİLERİ

2.4. Amanullah Han Döneminin İlk Yıllarında Afganistan’ın Rusya ve Orta Asya’ya Bakışı

Çarlık Rusyası 1853-1856 Kırım savaşı yenilgisi sonrasında sıcak denizlere inmesine İngiltere ve Fransa’nın müsaade etmeyeceğinin farkına varınca Asya’da yayılmaya başlamıştır. İlk olarak da Türkistan’ın işgaline girişmiştir. Eylül 1920 yılında Moskova tarafından düzenlenen “Şark Milletler Kongresi” Azerbaycan’da Bakü’ de toplandı Batı sömürgesi altında olan Asya halkları orada buluştular.78 Bu Asya halkları içlerinde Asya bölgesinin uyanış tohumlarını taşıyorlardı. Her şeye rağmen, İngiltere bir sömürgeci olarak etkisini kaybetmekteydi. Kafkaslardan da geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bakü Kongresine Turan Birliğinin savunucusu ve İngiltere’nin düşmanı olan Enver Paşa’da katılmıştır. Bu görüşmeler Moskova için büyük bir fayda sağlayacaktı. Aynı zamanda Cemal Paşa’nın Afganistan’da faaliyetleri Amanullah Han’a güç katmıştır.79

Amanullah Han’ın döneminin başlangıcında Rusya ile Afganistan sıcak ilişkilerine rağmen Orta Asya’daki Rusya ile Afganistan anlaşmazlığı biliyodu. Aynı zamanda Afganistan dış temsilcisi Mahmmud Tarzi, Çiçerin’e gönderdiği mektupta dolaylı bir biçimde Afganistan’ın Türkistan üzerindeki iddiasını ifade etmişti. Eylül 1919’da Leon Trotsky, Buhara, İran, Hive ve Afganistan’ın İngiliz destekli konfederasyonunu Rusya Türkistan’a yönelik tehdidinden bahsetmişti. Aynı zamanda Afganistan, Buhara ve Hive Hanlarına yardım etmekteydi. Afganistan’ın hedeflediği tutum Kabil’in baskın güç olduğu bir Orta Asya konfederasyonunun teşkil edilmesi ve böyle bir konfederasyon kuzeyden Rusya saldırılarına karşı bir

      

77 Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri., IV, Ankara, 1991, s. 442.

78 M. Saray, 2002, a.g.e., s. 122.

79 Alpay Kabacalı, (2001), Hatıralar, Cemal Paşa, İstanbul: Türkiye İşbankası Yayınları, s. 15.

tampon olurdu ve ülke kendi tutumuna bir az daha yaklaşmış olurdu.80 Afganistan Buhara ve Hive Hanlarına Eylül 1920’de Kızıl ordu tarafından savaşa maruz kaldığı vakit onları desteklemek için ülke halkı bölgedeki Sovyet kontrolüne karşı direnmeye devam etmiştir. Kızıl ordu Buharayı ele geçirdikten sonra Afganistan, Rusya karşıtı bir kamuoyu oluşturmaya başladı. Ancak 1921 yılında Afgan-Rus antlaşması yapıldık tan sonra bu gerilimlerin orta dan dan anı kalkmasına neden olmuştur.81

3. Türk-Afgan İlişkileri: 1919-1927: Yılları 3.1. Ülkenin Tam Bağımsızlığı

Afganistan Kralı Amanullah Han tahta çıkmadan önce 3 Mart 1919 tarihinde Hindistan’da bulunan İngiltere Genel Valisi Lord Chelmsford’a bir mektup yazarak Habibullah Han yani babasının suikastı ve tahta çıkışı ile ilgili bilgilendirdi. Ancak bu mektubun cevabı altı haftadan sonra 15 Nisan 1919 tarihinde Lord Chelsford tarafından Amanullah Han’a ülke bağımsızlığı ile ilgili ifadelerini görmezden geldiğini ve İngiltere Hükümeti’nin yakın dostu olan Habibullah Han’ın ölümünden dolayı üzüntüsünü belirterek Kral Amanullah Han’a mektubu için teşekkür etti ve Hindistan’ın Afganistan ile ticari bir antlaşmaya hazır olduğunu belirti. Amanullah Han 21-22 Şubat 1919 tarihinde Barekzeyler tarafından Afganistan, Kralı ilan edildikten sonra İngiltere bağımsızlık isteğini göz ardı etmeye karar verdikleri halde, Kral Amanullah Han bu hedefi gerçekleştirmek için başka yollar aramaya başladı.

Bu nedenle 7 Nisan 1919 tarihinde Sovyetler Birliği Lideri Lenin’e bir mektup yazdı.82

Sovyet Rusya Hükümeti 27 Nisan 1919 tarihinde yazmış olduğu cevabi mektubunda Afganistan halkının özgürleşmesini ve iyi niyet dileklerini paylaştığını vurguluyor ve diplomatik ilişkiler kurma önerisini kabul ediyordu. Üçüncü Afgan-      

80 Anthony, Arnold, 1985, Afghanistan The Soviet Invosion in Perspective, Hoover Institution Press, Stanford, s. 11.

81 Zeki Sarıhan, 2002, Kurtuluş Savaşımız’da Türk-Afgan İlişkileri. İstanbul, Kaynak Yayınları, s.

86. 82 Afganistan, Kralı Amanullh Han İngiltere’den ülke bağımsızlığıyla ilgili olumlu cevap alamadığı için yalnızca SSCB’ye değil, Japonya ve ABD gibi ülkelere Diplomatik ilişkide bulunmaya çalıştı.

Bkz, R.T. Stewart, 1973, Fire in Afghanistan 1914-1929, New York, ss. 46-47. 

İngiliz savaşı bir ay sürdükten sonra Hindistan Hükümeti, Afganistan Kralı Amanullah Han’ın Sovyetler Birliği ile diplomatik girişimleri yapılan görüşmelerini öğrendi. Öbür yandan İngiliz orduları dayanılmaz bir sıcağa ve sağlıksız koşullara maruz kaldı. Üçüncü Afgan-İngiliz savaşı, askeri alanından çok diplomasi sahasında kazanılmıştır. 5 Ağustos 1919 tarihinde İngiltere Hükümeti, İngiliz-Hint Hükümeti’nin ambargo koyarak Afganistan’ın resmi olarak tanınması da İngiltere’nin önemli bir politikası olmuştur. Ayrıca İngiltere Hükümeti Afganistan’ın dış işlerini kontrol etmeden yardım etmeyi de uygun bulmamıştır. 20 Temmuz 1919’da Ali Ahmet Han önderliğindeki bir Afgan misyonu barış ve ülke bağımsızlık şartlarını tartışmak üzere Ravalpindi’ye Sir Hamilton Grant ile bir araya gelerek ve 6 Ağustos 1919 tarihinde konferansın beşinci toplantısında İngilizlerin, Hindistan dışişleri Bakanı Sir Hamilton Grant, antlaşma metnini Afganistan tarafına teslim etti ve 8 Ağustos 1919 tarihinde Ali Ahmet Han bu antlaşmayı imzalayarak Afganistan gerçek anlamda bağımsızlık adımını atmış oldu.83

Afganistan ve Afgan halkı açısından Ravalpindi Antlaşması, pek tatmin edici olmamıştı. Bu antlaşma, sınır ve bölge sorunlarının çözümünü getirmemişti. Afgan hükümeti başta Durand Hattı olmak üzere yapılan antlaşmada sınır tayinin iptal edilmesini istiyordu. Ancak Amanullah Han ülke bağımsızlığının bedeli olarak bunun kabul etmek zorunda kalmıştır. Bu antlaşmada yer almayıp ayrı bir mektupta, ülkenin artık “İç ve dış ilişkilerinde resmen bağımsız” olduğunu “Tüm önceki antlaşmaları hükümsüz kıldığını” gösteriyordu.84 Amanullah Han, Afganistan’ın tam bir bağımsızlığını sağlamakla etmekle beraber ülke ve halkın medeniyet ve çağdaşlaşmaya ulaşmak için şüphesiz bu yolda yürümüş ve uluslararası sahnede itibari oldukça yükselmiştir.85

Üçüncü İngiliz-Afgan savaşı, Afgan halkına yönelik büyük bir haksızlığı düzeltmek, bağımsızlıkla birlikte, sınırın her iki tarafında bulunan Peştun kabilelerinin yeniden birleşmesini sağlamak ve Hindistan ile olan eski sınırlarını       

83 Bu antlaşma Afganistan açısında önemli bir gelişme olup ve İngiltere’ye göre Afganistan’ı tam bağımsız bir ülke olarak tanınmasıdır. Bkz. S.K. Nawid, Religious Responseto Social Chang in Afghanistan, s. 56.

84Adamec, 1967, a.g.e., s. 131.

85 “Afganistan ve Hükümdarları”, Serveti Fünun Dergisi. C: 64, Ahmet İhsan Matbası, Ankara, 1928, s. 36.

yeniden oluşturmaya yönelikti. Ancak bu mücadele, sadece İngiltere’nin Afganistan üzerindeki dış politikalarında İngiltere’ye olan bağımlılığına son vermiştir. Bu mücadele aynı zamanda parçalanmış bir toplumun da bir milli devlete dönüşüm sürecidir. Ravalpindi antlaşmasının ardından Amanullah Han uluslararası onay ve destek sağlamak için çeşitli ülkelerde heyetler göndermiştir. Afganistan’ın bağımsızlığıyla ilgili dostane önerilerde bulunan ve 1919’da diplomatik ilişki kuran ilk ülke Sovyetler Birliği olmuş ve Türkiye, Fransa, Almanya, İtalya ve İran bunu takip etmişlerdir.86

Bu politikalar sonucunda 1907’de imzalanan Rus-İngiliz antlaşmasında Afganistan aleyhine oluşan güç dengelerini yeniden kurmuştur. Bağımsız Afganistan, İngiltere’nin ve Sovyetler Birliği’nin aralarındaki bölgeye yönelik rekabetlerini birbirlerine karşı kullanma politikası izlemiştir.87Afganistan ile Sovyet Rusya ilişkilerindeki yaşanan gelişmeler, İngiltere’nin Afganistan’a yönelik yanlış politikalarını karşısında Afgan halkının hasasiyetinin, Bolşevikler tarafından doğru bir zamanlamayla kullanılmasının bir sonucuydu. Öte yandan, Rusya’daki Bolşevik Devrimi nedeniyle yaşanan gelişmeler özellikle gittikçe artan iç ve dış muhalefet de bu yakınlaşmada önemli rol oynamıştır.88

Rawalpindi antlaşmasının imzalanmasından sonra, Afganistan ve İngiltere hareketlerini güvensizlikle izledi. Ancak bu güvensizliğin ardından 17 Nisan 1920 tarihinde Mussoorie Konferansı başladı ve bu Konferans 18 Temmuz 1920 tarihine kadar sürmüş ve memnun edici bir antlaşmaya varamadan sona ermişti. Bolşeviklerin Afganistan’a yönelik siyasetleri, İngilizlerin hiç de istemedikleri tavizleri vermeye zorlamıştı. Bu gelişmelerin sonucunda İngiliz-Afgan antlaşması 22 Kasım 1921 tarihinde ülkenin başkenti Kabil’de imzalandı. Afganistan’ın iç ve dış bağımsızlığını garantilemekten başka İngiltere ile Afganistan diplomatik ilişkileri değişimini sağlamış oldu.89

      

86Saikal, 2004, a.g.e., ss. 63-64.

87 V. Gregorıan, 1969, a.g.e., s. 233.

88 P. Sykes, 1940, A History of Afganistan, First publishhed in London, Macmillan & Co., 1940, Reprint in New Delhi: Oriental, s. 367.

89 Seyed Hassan Amin, 1993, Law Reform and Revolution in Afghanistan, Glasgow, s. 39.

3.2. Ankara’dan Afganistan’a İlk Temsilci ve 1921’de Türk-Afgan