• Sonuç bulunamadı

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)

5. TÜRKİYE’DE TURİZM POLİTİKALARI VE GELİŞİMİ

5.3. Planlı Dönemde Turizm

5.3.6. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemindeki ilke ve politikalar içerisinde, turizmin çeşitlendirilmesi yani alternatif turizm çeşitlerine yönelme önem arz etmektedir. Buna istinaden, alternatif turizm çeşidi olarak, golf turizmi, av turizmi, kış turizmi, kongre turizmi, termal ve sağlık turizmi, üçüncü yaş turizmi sayılmaktadır ve bu turizm çeşitliliğini geliştirmek de ulaşılmak istenen ilke ve politikalar arasında yerini almıştır. Diğer dönemlerde olduğu gibi, bu dönemde de turizm alt ve üst yapısının geliştirilmesine, turizm sektörü için eğitimin desteklenmesine ve teşvik edilmesine önem verilmiştir.

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planının turizm hedefleri; turizm gelirlerinin, yılda ortalama % 13,6 oranında artışla 1994 yılında 5.514 milyon dolara, turizm giderlerinin de yılda ortalama % 18,4'lük bir artışla 1994 yılında 1.026 milyon dolara ulaşmasının beklendiği görülmektedir. Buna istinaden, Altıncı Plan dönemi sonunda net döviz gelirinin 4.488 milyon dolara ulaşacağı tahmin edilmiştir. Diğer taraftan, Türkiye'ye gelecek turist ve ziyaretçi sayısı, bu plan döneminde yılda ortalama % 8,2 artarak 5 milyon kişiden 7,4 milyon kişi; yurt dışına çıkacak vatandaş sayısının da yılda ortalama % 4,8 artarak 2,2 milyon kişiden 2,8 milyon kişi olacağı yönünde bilgi verilmiştir. Tüm bunların yanı sıra, belgeli konaklama tesisleri kapasitenin, inşa halinde ve proje aşamasında olan tesislerin bitirilmesiyle, bu plan dönemi sonunda 350 bin yatağı aşacağı söylenmiştir (DPT, 1990: 281).

Bu plan çerçevesinde; kültür ve tabiat mirası konumundaki değerlerin etkin bir şekilde korunmasına, çevre ile kültür peyzajı ilkeleri temelinde, turizm faaliyet ve yatırımlarının planlanması ve uygulanmasına karar verilmiştir. Ayrıca, charter taşımacılığı geliştirileceği ve yerli seyahat acentalarının tur operatörlüğü teşvik edileceği belirtilmiştir. Mevcut olan tesislerde doluluk oranlarını arttıracak, turizm sezonunu uzatacak ve nitelik yükseltecek tedbirler alınması da bu plan kapsamında yer almıştır. Bu ilke ve politikaların yanı sıra; doğal güzelliklerin ve kültürel değerlerin korunarak sürdürülebilir nitelik kazandırılmasına, belirli sahaların

korumaya altına alınarak hizmete açılmasına teşvik edileceği vurgulanmıştır. Bunlarla beraber, turistik tesis işletmeciliği geliştirilerek küçük kapasiteli tesisler ve aile işletmeciliğine teşvik sağlanacak ve böylece, topluma, en uygun ve sağlıklı koşullarda tatil yapma imkanı sunulacaktır (DPT, 1990: 282).

Altıncı Plan dönemi sonunda, turizm gelirlerinin bu dönemler içerisinde artış gösterdiği tespit edilmiştir. Bu gelişmenin yanı sıra, bu dönemde, bazı olumsuzluklara da rastlanmaktadır. Hizmet planlama ve faaliyete geçirmeden kaynaklı yaşanan sıkıntılar, altyapı düzensizlikleri ve yetersizliği, seyahat acentacılığı ve tur operatörlüğüne ilişkin yapılması gerekenler, eğitim sektöründe istenilen seviyeye ulaşılamama, ulusal politika eksikliği bu dönemde düşünülen biçimde gerçekleştirilememiştir. Bunlara ek olarak, turizmin çeşitlendirilmesi de planlandığı gibi yürütülememiştir ve tam anlamıyla başarıya ulaşamamıştır.

1990 yılında Kıyı Kanunu ve Turizm Bakanlığı Arşiv Hizmetleri Yönetmeliği, 1991 yılında Turizm Yatırım ve İşletmelerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik, Turizm Uygulama Kurulunun Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik, Turizm Bakanlığınca Mahalli, Milli ve Milletlerarası Turizm Faaliyetlerini Düzenleyen İl Özel İdarelerine Yapılacak Yardım Yönetmeliği, 1992 yılında Turizm Bakanlığı Hizmet İçi Yönetmeliği, 1993 yılında Turizm Alan ve Merkezlerinde Yer Alan Termal Suları Kullanma Hakkı ve İşletilme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik çıkartıldığı bilinmektedir. Ayrıca, Profesyonel Turist Rehberleri Yönetmeliği de zamanın koşullarına uygun bir şekilde düzenlenmiştir. Bunlara ilave olarak, alt yapıda kamu sektörünün yerel yönetimlere yeterli finansman ayırmaması sebebiyle istenilen gelişmeler gerçekleştirilememiştir (Ünal, 2007: 33).

Daha önceki plan dönemlerinden beri devam eden ve Altıncı Plan sürecinde de sürekli artan kamu açıkları, ekonominin dışa açılımı ve serbestleştirilmesi konusunda gerçekleşen olumlu gelişmelerden kazanılacak yararları büyük ölçüde kısıtladığı görülmektedir. Ayrıca, maliye politikası hedeflenin aksine genişleme göstererek, iç talebe dayalı istikrarsız bir büyüme yapısının ortaya çıkmasına ve yükselmiş olan fiyat artışlarının süreğen hale gelmesine sebep olmuştur. Kamu açıklarının yükselmesine bağlı olarak iç faiz oranları artarak sıcak para girişini

hızlandırmıştır. Buna istinaden, Türk Lirasının da reel olarak aşırı değer kazanmıştır. Bu gelişme, işgücü maliyetindeki reel artışlar, doğrudan ve dolaylı ihracat teşviklerinde olan azalma ile birleşerek, Türk ekonomisinin hızlı bir şekilde rekabet gücünü kaybetmesine sebep olmuştur. Özetle, kamu açıklarının yüksek olması nedeniyle ekonominin iç istikrarsızlığı dış istikrarda da ani bir bozulmaya ortam hazırlamıştır. Bu durumlara istinaden, ithalat artarak, ihracat yavaşlamış ve dış ticaret açıkları da yükselmiştir. Söz konusu durum, 1994 yılı başlarında, para, sermaye ve döviz piyasalarında önemli bir kriz yaratmıştır. Bütün bu sebeplerden dolayı, ekonomik dengesizliği çözmek, kamu açıklarını azaltmak, dış talebe dayalı bir büyüme yapısı meydana getirmek ve ekonomik istikrarı sürekli hale getirecek yapısal reformları başlatmak için, 5 Nisan 1994 tarihinde, Ekonomik Önlemler Uygulama Planı yürürlüğe girmiştir (DPT, 1995: 5).

5 Nisan Ekonomik Önlemler Uygulama Planının faaliyete geçirilmesinin sonucunda, yapılan düzenlemeler başarılı olmuş ve istenilen hedeflere neredeyse ulaşılmıştır. Bu planla birlikte düzeltilmesi istenen kamu ve dış ticaret açıklarının önemli bir düzeyde kapatıldığı ve Türk Lirasının yeniden asıl değerine ulaştığı saptanmıştır.