• Sonuç bulunamadı

Alman Bilim İnsanlarının Tanımlanması için Kullanılan Kavramlar

1. BÖLÜM: TÜRKİYE’DE TOPLUMSAL ALANLARIN YENİDEN İNŞASINDA

2.4. Sığınmacı Akademisyenlerin Türkiye’ye Gelişi (1933)…

2.4.3. Alman Bilim İnsanlarının Tanımlanması için Kullanılan Kavramlar

Ankara’da Türk Milli Eğitim Bakanlığı ile Prof. Malche, Prof. Schwartz ve Prof. Nissen arasında bir eğitim anlaşması imzalanarak Hitler Almanya’sından kaçan yaklaşık 200 profesör ve asistandan oluşan bir öğretim üyesi kadrosu Malche tarafından Türk Hükümeti’ne önerilmiştir. Bu süreç, Alman bilim insanlarının içinde bulundukları duruma yönelik kaleme alınmış birçok kaynakta onları nitelendirmek için kullanılan yeni kavramları da beraberinde getirmiştir.

Yazılı eserlerde geçen kavramlar yerini zamanla bir başka kavrama bırakabilir. Farklı kavram tercihleri arasında ideolojik sebepler, yayınevinin, yazarın ya da çevirmenin tercihleri yer almaktadır. Bu başlık altında vurgulanan nokta ise araştırma sırasında başvurulan kaynaklarda tercih edilen kavramların çevirmenin, yazarın ya da araştırmacının tercihinden ileri geldiğidir. Kaynaklardan bazıları doğrudan Türkçe kaleme alınmışken, bazıları da çeviri eserlerdir. Alman bilim insanlarını nitelendirmek için “mülteci, göçmen”; yaptıkları eylemi ifade etmek için “iltica etmek”; üniversite reformuyla gelerek ne tür bir yardımda bulunduklarına dair bilgi verirken de ‘bilimsel

244 Özata, s. 114; Neumark, s. 21.

76

destek’ ya da doğrudan Almanca karşılığı kullanılarak ‘Bildunghilfe’ şeklinde kullanılmıştır.

İlk olarak, Türk Dil Kurumu’nun (TDK) Güncel Türkçe Sözlük ile Büyük Türkçe Sözlük sekmeleri kullanılarak kavramların sözlükteki anlamlarına yer verilmek istenmiştir. Ardından, aynı eser içinde adı geçen kavramlar tekrar tekrar kullanılmış olsa da örneklendirmek adına yalnızca birkaç örneğe yer verilmiştir. Bu kavramları karşılaştırmalı olarak gözden geçirmek, farklı kaynaklarda farklı isimlerle karşımıza çıkan fakat aynı anlam alanına ve/ya amaca gönderme yapan kullanımları görmek açısından yararlı olabilir.

Türk Dil Kurumu’nun (TDK) Güncel Türkçe Sözlük sekmesi, kapsam ve erişilebilirlik açısından ilk elden kaynaklara iyi birer örnek oluşturmaktadır. Söz konusu kaynakta yer alan tanımlara göre, kökeni Arapça olan mülteci ‘sığınmacı’; iltica etmek, sığınmak anlamlarına gelmektedir. Ancak daha fazla bilgi almak amacıyla Türkçede kullanılan “sığınmacı” ve “sığınmak” kavramlarının anlamlarına başvurulmuştur.

TDK’nın Güncel Türkçe Sözlük sekmesinde verilen tanımlara göre, “sığınmacı”: “1. Başka bir ülkeye veya yere sığınmış olan kişi, sığınık, mülteci.

2. Yabancı bir ülkede iltica etmeden önce belirli bir süre kalan kimsedir.”

TDK’nın Güncel Türkçe Sözlük sekmesinde verilen tanımlara göre, “sığınmak” şu şekilde tanımlanmaktadır:

“1. Yabancı bir ülkede iltica etmeden önce belirli bir süre kalan kimse.

2. Korunmak amacıyla bir yere veya birine başvurmak, başkalarının yardım ve korunmasına ihtiyaç.

3. Genellikle siyasi sebeplerle kendi ülkesinden kaçıp başka ülkeye gitmek, iltica etmek.

4. Güvenmek, yardım istemek veya ummak.”

TDK’nın Güncel Türkçe Sözlük sekmesinde verilen tanımlara göre, “sürgün” şu şekilde tanımlanmaktadır:

77

“ 1. Ceza olarak belli bir yerin dışında veya belli bir yerde oturtulan kimse. 2. Sürülme işi, nefiy.

3. Bir kimsenin sürüldüğü yer.”

TDK’nın Büyük Türkçe Sözlük sekmesinde verilen tanımlara göre, “göçmen”: “1. Kendi ülkesinden ayrılarak yerleşmek için başka ülkeye giden (kimse, aile veya topluluk), muhacir.

2. Bir ülkeden bir başka ülkeye yerleşmek amacıyla giden kişi, aile ya da toplumsal kümedir.”

Yukarıda salt sözlüksel anlamlarına değinilen sözcüklerin, metin içinde nasıl kullanıldığına yönelik örneklerine aşağıda yer verilmiştir:

Mülteci: “Mülteci hocalar 1933 sonbaharında İstanbul'a geldi.”245.

“Atatürk Kültür Hareketi’nin içine giren mülteci Alman hocalar dışında, diğer ülkelerden gelenler de vardır.”246.

“Albert Malche, bu cemiyete Mayıs 1933’te gönderdiği bir mektupta mülteci Alman bilim adamlarına Türkiye’de çalışma imkânı bulunduğunu bildirmiştir.”247.

Sürgün-İltica: Frizt Neumark’ın Boğaziçine Sığınanlar Türkiye'ye İltica Eden Alman

Bilim, Siyaset ve Sanat Adamları 1933–1953 başlıklı kitabında iltica kavramı görülmektedir.

Aynı şekilde Horst Widmann’ın Sürgün ve Eğitim Yardımı: Alman Dili Konuşan Akademisyenlerin 1933 Sonrası Türkiye'ye İlticası başlıklı kitabında da hem sürgün hem de iltica kelimeleri kullanılmıştır248. “İltica terimini sürgün teriminin yanında kullanıyor ve burada iltica’yla daha çok kaçış hareketini, ‘sürgün’le de mültecileri kabul eden ülkelerin ilticadan dolayı içine girdiği geçici durumu ifade etmek istiyoruz.”249.

245 Neumark, s. 173. 246 Widmann, s. 21. 247 Namal, s. 15. 248 Neumark, s. 9. 249 Widmann, s. 36.

78

Andreas Hänlein’ın yazdığı, Alpay Hekimler’in çevirdiği “Gerhard Kessler: Türkiye’de Sürgün Bir Alman Sosyal Politikacı” adlı makalenin başlığında daha metni okumadan “sürgün” kavramı ilk olarak göze çarpmaktadır.

Göçmen: “Türkiye Cumhuriyeti 1933–1945 yılları arasında çok sayıda Yahudi ve Yahudi

olmayan birçok göçmeni topraklarına kabul etme cesaretini gösterir.”250.

Bilimsel Destek (Bildunghilfe): Türkçede bilimsel destek anlamına gelen bu kavram,

özellikle sığınmacı akademisyenlerin modern Türk üniversiteleri ve yüksekokullarının kuruluşundaki katkılarını ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır.

Gençlerin Alman hocaların verdiği eğitimi çok yararlı bulduğuna yönelik bir soruyla karşılaşan Aykut Kazancıgil soruyu şu şekilde yanıtlamaktadır: “Tabii öyle ama sonradan Almanlar bunu eğitim yardımı251 falan diye tanımladılar, terbiyesizlikti bu yaptıkları; çünkü muhtaçtılar. Türkiye'ye gelmeyi tercih etmiyorlardı, imkânları olsa hepsi Amerika'ya giderdi ama o zaman Amerika Yahudilere kapatmıştı kapılarını.”252.

Hitler Almanya’sından kaçarak Avrupa ülkeleri ile denizaşırı ülkelere kaçan ve kendilerine yeni bir yaşam alanı oluşturmaya çalışan Alman bilim insanları ve birçok kişi 1933 yılı itibariyle A. Malche’nin yardımıyla İstanbul’a gelmiştir253. Savaşmak zorunda kaldıkları siyasi yapının, onlara ceza vermek amacıyla nihai çözümle tehdit etmesinin yanı sıra ülkeden sınır dışı etmesi ve bu durum karşısında başka ülkelere sığınma sürecini konu alan birçok kaynak mevcuttur. Söz konusu kaynaklarda iltica, sürgün, sığınmacı ve mülteci gibi kavramlara sıklıkla yer verilmiştir. Örneğin, Mesur Ilgım, Atatürk ve üniversite reformuyla ülkemize gelen profesörlerden Wolfgang Gleissberg’i (Astronomi Enstitüsü’nün kuruluşuna katkı sağlamıştır) kaleme alan yazının başlığında “Modern Astronomiyi Türkiye’ye Tanıtan Alman Sığınmacı Prof. Wolfgang Gleissberg”254 sığınmacı ifadesini kullanmıştır. Günümüzde gazete haberlerinde ve manşetlerinde ise

250 Arak, s. 2.

251 A. Kazancıgil, Bildunghilfe kavramını “eğitim yardımı” olarak çevirmiştir. 252 Kazancıgil, s. 63.

253 Bu konuda bk. 2. Bölüm.

254 http://arsiv.salom.com.tr/news/print/20038-Modern-astronomiyi-Turkiyeye-tanitan-Alman-siginmaci-PROF-WOLFGANG-GLEISSBERG.aspx (Erişim Tarihi: 21.10.2017, 10.39).

79

göçmen kavramının sıkça tercih edildiği görülmektedir. Milliyet gazetesinin attığı manşet buna örnek olarak verilebilir: “Türk gemisi Akdeniz'de 75 göçmeni kurtardı”255. Aynı şekilde Sabah gazetesinin manşeti de şu şekildedir: “Kefken'de 24 göçmenin öldüğü tekne faciasına 4 gözaltı.”256.