• Sonuç bulunamadı

F. TEZLE İLGİLİ YAPILAN ÇALIŞMALAR

1.3. ALLAH-İNSAN İLİŞKİSİNİN HİDAYET BOYUTU

1.3.4. Allah’ın Nebi ve Kitap Göndermesi

Allah, insan ve görünen âlemi yarattıktan sonra onu desteksiz bırakmak istememiştir. Bu yüzden insana sözsüz ayetleri olan tabiatı, kendi varlığının açık belgeleri olarak sunmayı yeterli görmeyerek ona sözlü mesajını (vahyini) de göndermiştir. Gerçi insan vahye muhatap olmadan, vahiy verileri karşısında görmeden de sorumludur. En azından yaratıcısını bulmakla ve temel ahlaki ilkeleri tespit etmekle

248 Seyyid Kutub, Fî Zilâli'l-Kur'ân, Beyrut, 1405/1985, c. IV, s. 2338. 249 Isfahani, Müfredat, s. 471.

250 Asım Efendi, Kamûs Tercümesi, İstanbul, 130, c.1 s. 59. 251 İbn Manzûr, Lisanu'l-Arab, c.1 s. 104.

47

yükümlüdür. Ancak Allah, onun, bu yükümlülüğünün daha kolay yerine getirebilmesi için vahyini indirmiştir.253

Allah'ın elçiler ve kitaplar göndermesi hidayetin ikinci mertebesini oluşturmaktadır. Hidayetin bu ikinci mertebesi, Allah-İnsan ilişkisi çizgisinde üçüncü merhaleyi oluşturmaktadır. Bunlar hilkat, umumî hidayet, elçi ve kitap göndermesidir. Allah insanlara aklî güç, batını hisler ve zahirî duygular gibi işlerine yol bulmaya ve maksatlarına ulaşmaya imkân veren güçleri lütfettikten sonra onlara bir de elçiler ve kitaplar göndermiştir. Bu durum, ilk insan Hz. Adem'in yeryüzüne indirilişinden, Hz. Muhammed (s.a.v) in gönderilişine kadar devam etmiştir. Allah kullarını peygamberleri ve onlarla gönderdiği kitapları ile irşâd etmiştir.254 Nitekim Hz.

Adem'e: “(Bütün neslini temsilen) Hepiniz oradan (cennetten) inin, yalnız size benden bir hidâyet (enbiyâ, resul, beyân)255 geldiği zaman, kim(ler) benim hidâyetime uyarsa

artık onlara bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”256 buyruldu. Bu âyette

olduğu gibi daha bir çok âyette indirilen kitaplar ve gönderilen Peygamberler hidâyet vasıtaları olarak takdim edilmişlerdir.257 İrşad nev'inden olan bu çeşit hidâyet

gerçekleşmeden yani elçi göndermeden hiç kimseye azab edilmeyeceği Allah tarafından açıklanmıştır.258

Kur’ân âyetlerinde her toplumun mutlaka bir elçi aracılığıyla uyarıldığı şöyle bildirilmektedir: “Muhakkak ki, biz seni gerçek ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet de yoktur ki, içlerinden bir uyarıcı geçmiş olmasın”259 Kullarına karşı sonsuz merhamet sahibi olan Allah; her insanı doğru yola elçileri aracılığıyla çağırmakta, hidâyet yolunu bulması için türlü hatırlatmalarda

253 Albayrak, Kur’an’da İnsan-Gayb İlişkisi, s.260.

254 El-Merâğî, Ahmet Mustafa (ö. 1364/1945), Tefsîru'l-Merâğî, Beyrut, 1394/1974, VII/183. 255 İbn Kesîr, Tefsîr’ul-Kur'ânı'l-Azim, Beyrut, 1405/1985, c.1, s.82.

256 Bakara, 2/38.

257 Meselâ: Bakara, 2/2, 159,185; Âl-i İmrân, 3/4, 138; Mâîde, 5/44, 46; İsrâ, 17/9; Enbiyâ, 21/73; Şûra,

42/52.

258 İsrâ, 17/15: "Biz elçi göndermedikçe azap edecek değiliz." 259 Fâtır, 35/24.

48

bulunmaktadır. Her insana öğüt alabileceği kadar vakit verilmekte, doğrular türlü şekillerde anlatılmakta, herkes hak ettiği ile karşılık görmektedir.260

Allah'ın ayetlerini okuyan insanları uyaran elçiler geldikten sonra onlara îmân edip tâbi olmayanlara da artık şiddetli azab edileceği haber verilmiştir. Nitekim; “İnkarcılar bölük bölük cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman cehennemin

kapıları açılır. Cehennemin bekçileri onlara içinizden Rabb'inizin âyetlerini size okuyan ve sizi bu gününüzle karşılaşacağınızdan uyaran elçiler gelmedi mi? derler. Onlar da evet geldi derler. Artık azab kâfirlere hak olmuştur.”261

Allah'ın peygamberler göndermesi, insanlığı rehbersiz bırakmaması, Onun insanlığa olan merhametinin kaynağıdır. Zira insanlığın kıstasları aşınıp iyilik ve kötülüğün ölçüleri sarsıldığı sıralarda, bunları yerli yerine koyacak ilahi bir müdahaleye ihtiyaç hissedilir. Zaten Allah'ın peygamber göndermesi insanlığın buhranlı günlerine rastlar.262

Peygamberlerin görevleri içerisinde en önemlisi Allah'ın varlığını ve birliğini insanlara duyurmaktır.263 Bu sayede insanlar büyük çabalar harcamadan, Allah'ın

varlığını, birliğini ve O'na karşı görevlerini öğrenmiş olmaktadırlar.264

Peygamberlerin gönderilmesi ve kitapların indirilmesi ile gerçekleşen hidayet çeşidi; "Onlara, emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve onlara hayırlı işler

yapmayı, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden (İnsan)lardı."265 ayetiyle "Gerçekten bu Kur'an en doğru yola iletir. Ve iyi işler

yapan mü'minlere kendileri için büyük bir ecir olduğunu müjdeler."266 âyetinde kastedilen hidayet'tir.267

260 Ayşe Öztürk, Allah - Âlem İlişkisinin Somut Tezâhürleri, (Yüksek Lisans Tezi) Sivas, 2007. s.

26.

261 Zümer, 39/71. 262 Kehf, 18/56. 263 Enbiyâ: 21/25.

264 Nail Karagöz, Kelam Ekollerinin Allah Tasavvurunda İnsan Unsuru, s.12. 265 Enbiyâ, 21/73.

266 İsrâ, 17/9.

49

Böylece peygamberler ve kitaplar her zaman insanları hakka ve hakikata ulaştıracak rehber ve vasıta olmuşlardır. Nitekim Allah, İsrailoğulları'nın peygamberlerinden bahsederken; “Onların her birini sâlih kimseler kıldık. Onları

emrimizle insanlara doğru yolu gösteren (Allah'ın izniyle insanları Allah'a çağıran ve kendilerine uyulan) önderler kıldık. Ve onlara hayırlar yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Ve onlar bize kulluk eden (insanlara emrettiklerini bizzat kendileri yapan) kimselerdi.”268 buyurmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v) hakkında da; “Şüphesiz

sen, doğru yola götürüyorsun”269 buyurmuştur. Kitaplar için de: “İşte o kitap (Kur'ân),

kendisinde hiç şüphe yoktur. O muttakîler için bir hidâyettir (bir yol göstericidir)”270 Ve“Gerçekten bu Kur'ân en doğru yola hidâyet eder

(iletir).”271 buyrulmuştur.

Gönderilen peygamberler hem hidayete bir vesile hem de Allâh-insan ilişkisi açısından bir rahmet olarak takdim edilmişlerdir. Nitekim bu hususta âyetlerde:

“O peygamber sizden inananlar için bir rahmettir.”272

“(Ey Muhammed) biz seni ancak âlemlere rahmet için gönderdik.”273

“Çünkü biz Rabb'inin bir rahmeti olarak peygamberler göndermekteyiz.”274 buyrulmuştur.

Yukarda da ifade edildiği gibi gerek diğer peygamberler ve gerekse Hz. Muhammed (s.a.v) insanlara sırf rahmet olarak gönderilmiştir. Yani Allah insanlara acıdığı için onlara yol göstermek üzere peygamberler göndermiştir ki onların sayesinde insanlar sıkıntılardan kurtulma ve saadete ulaşma yollarını

268 Enbiyâ, 21/73. 269 Şûra, 42/52. 270 Bakara, 2/2.

271 İsrâ, 17/9. Aynca bk. Bakara, 2/159, 185; Al-i İmrân, 3/4, 138; Mâide, 5/44, 46. Bu âyetlerde de ilâhî

kitaplar hidayete vesile olarak gösterilmişlerdir

272 Tevbe, 9/61. 273 Enbiyâ, 21/107. 274 Duhan, 44/5, 6.

50

öğrensinler, böylece dünyada ve ahirette Allah'ın azabından kurtulsunlar. İşte Allah Teâlâ insanlara acıdığı için merhameten onlara peygamberler göndermiştir.275

Kitapların bir rahmet olarak gönderildiğini belirten âyetlere gelince, bu hususta da Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol

gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap gönderdik.”276

“Bu (Kur'ân) Rabb'inizden gelen basiretler (gönül gözlerini açan nurlar, gerçeğe ileten kanıtlarıdır. Ve inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmettir!”277

“Ey insanlar, size Rabb'inizden bir öğüt, göğüslerde olan sıkıntılara bir şifâ ve inananlara bir yol gösterici ve rahmet gelmiştir.”278

Netice itibariyle hem peygamberlerin ve hem de ilahi kitapların gönderilişi Allah'tan kullarına bir rahmet olmuştur. Gerek Peygamberler ve gerekse ilâhî kitaplar kendilerine iman edip itaat edenleri hem dünyada huzur ve saadete, hem de ukbada ebedi hayata ulaştırıcı olmuşlardır. Peygamberler ve ilahi kitaplar gönderilmese idi insanlar felaketten felakete sürükleneceklerdi. Allah insanlara acıyıp merhamet ettiği için merhameten onlara bu elçileri ve kitapları göndermiştir.279 Peygamberlerin ve

kitapların gönderilişi, Allâh- insan ilişkisi açısından, Allah'ın kullarına merhametinin bir tecellisidir.

Allâh-insan ilişkisi açısından peygamberlerin ve kitapların özellikle Hz. Muhammed (s.a.v)'in ve Kur'ân'ın gönderilişi bütün insanlar için bir hidâyet ve bir rahmet oluşu değişik âyetlerle de vurgulanmıştır. Nitekim aşağıdaki âyetlerde bu husus açıkça belirtilmiştir. “Doğrusu biz seni, gerçekle müjdeleyici ve uyarıcı olarak

gönderdik.”280

275 Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, c.V, s.3375. 276 A'râf, 7/52.

277 A'râf, 7/203.

278 Yûnus, 10/57. Ayrıca bk. Yûsuf, 12/111; Nahl, 16/64, 89; Neml, 27/77; Kasas, 28/86; Ankebut,

29/51; Lokman, 31/3; Câsiye, 45/20.

279 Taberî, Câmi'u'l-Beyân, an Te’vili Ayeti’l Kur’an, c.V, s.40. 280 Bakara, 2/119.

51

“Seni (bütün) insanlara elçi gönderdik.”281

“Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.”282

Böyle olduğu halde Hz. Peygamber (s.a.v)in gerekse Kur'ân-ı Kerîm'in rehberliğinden ancak îmân edenler yararlanabilmişlerdir.