• Sonuç bulunamadı

geldiğini belirtmektedir. Ancak bu durumu Aleko Paşa’ya değil zamanın karışıklığına bağlamakta ve Aleko Paşa’nın suçsuz olduğunu düşünmektedir. Bu konuda gazetenin yaptığı bir yorum şu şekildedir:

“Vakıa müşarileyh Aleko Paşa Hazretleri vilayetimize vali tayin oldukları zaman iğtişatı göz önüne getirdiğimiz halde hakkı devletlerinde istimal edeceğimiz lisanın pekde mu-i hezekerane olamayacağı bedihi [açık] olup çünkü noksan-ı icraatın bir kısmı zamanın karışıklığına atf olunur ise masumiyet-i şahsiyesine hükm olunur.”210

Her şeyden önce kabul etmek gerekir ki, Şarkî Rumeli Vilayeti’nde vali olarak görev yapmak kolay değildi. Zira vilayet dâhilinde ki Türk, Bulgar ve Rum ahali arasındaki anlaşmazlıklar bir tarafa bırakılacak olsa bile, takip edilecek siyasette, Berlin Antlaşması’na göre meseleye dâhil olan devletlerin hesaba katılması gerekiyordu. Fakat Aleko Paşa’nın, herkesin “nabzına göre şerbet” veren bir siyaset sayesinde, bir yandan ilgili devletlere taraf görünmek ve diğer yandan da vilayetteki

208 Hilâl, 27 Ocak 1884, nr. 7, s. 1. 209 Hilâl, 25 Mayıs 1884, nr. 24, s. 1. 210 Hilâl, 16 Mart 1884, nr. 14, s. 1.

ahaliye güven vermek suretiyle, bu zor vazife’nin üstesinden gelmeye çalıştığını görüyoruz. Başlangıçtan beri ortaya koyduğu bu tutum sayesinde, her devlet onu kendisine taraftar zannetmiş ve vali tayininde, herhangi bir muhalefetle karşılaşılmamıştır. Ayrıca Aleko Paşa, Bulgarlara karşı, kendisinin de Bulgar olduğunu ve “Büyük Bulgaristan” planlarını desteklediğini söyleyerek, onlar gibi kalpak takarken, Rumlara karşı da, Aleksandr Bogoridi adını kullanarak,211

aslında Rum olduğunu söylemiştir. Bu arada, Türklere de, başına fes takarak ve Türkçe konuşarak yaklaşmayı ihmal etmeyen Aleko Paşa, Padişah’ın sadık tebaası olduğunu söylemekten de çekinmemiştir.212

Aleko Paşa’nın bu siyasetinin Şarkî Rumeli Vilayeti İslam ve Hıristiyan ahali üzerinde ne derece etkili olduğunu, Hilâl gazetesinde yer alan ve her iki ahalinin de Aleko Paşa’nın görev süresinin uzatılması taraftarı olduğunu belirten, şu haber destekler niteliktedir;

“Bugünler umum ve havas lisanında devam eden sözler vali-i vilayet Devletlü Aleko Paşa Hazretleri’nin reside olmak üzere bulunan müddetleri temdid

[uzatma] mi edilecek yoksa ayrı bir zatın tayini yoluna mı gidilecek olduğuna dairdir.

Hıristiyan ahalinin hâlihazır düşüncesi, bizimle beraber, müşarileyh hazretlerinin memuriyetlerinin devamını arzu ve temenni etmekte olduklarını kemal-i memnuniyetle işitiyoruz.

Bu arzu vali müşarileyhin beş seneden beri vilayetimizde bulunarak ahval-i mahalliyeye kesb-i vukuf etmeleriyle hüsn-ü icraata muvafık olacakları meselesine mebnidir.”213

Gazete, Aleko Paşa’nın kişiliği ile ilgili yaptığı bir yorumda şu ifadelere yer vermiştir;

“Müşarileyh Aleko Paşa Hazretleri şahs-ı aliyelerinden kimseyi delgir

[gücendirme] etmediği gibi kadirşinas bulunduklarından muamele-i hatr-ı tevazi-i

devletleriyle sıfat-ı memuriyet-i zatlarına aid ta’zimataneyi vilayetimizden infaka gelirine değin hüsn-ü muhafaza etmişlerdir.”214

211

M. Aydın, Şarkî Rumeli, s. 116. 212 M. Aydın, Şarkî Rumeli, s. 116. 213 Hilâl, 27 Ocak 1884, nr. 7, s. 1. 214 Hilâl, 16 Mart 1884, nr. 14, s. 1.

2- Aleko Paşa’nın Görevinin Sona Ermesi

Herkesi memnun etmek gibi, uygulaması mümkün olmayan bir düşünce ile işe başlayan Aleko Paşa, sonuçta Şarkî Rumeli Vilayeti’nde yaşayan İslam ve Hıristiyan ahaliyi memnun etmiş gibi gözükse de, Berlin Antlaşması’na göre Şarkî Rumeli meselesine dahil bulunan ve diğer devletlere göre daha önemli bir mevkide bulunan Rusya ile Osmanlı Devleti’nin desteğini kaybetmiştir. Bu doğrultuda, Rusya’nın izlediği Panslavizm siyasetine karşı takındığı olumsuz tavır sebebiyle, yeniden vali seçilebilme yolunda Ruslardan ümidini kesmiştir. Buna karşılık Osmanlı Devleti’ne taraftar görünmeye gayret etmiştir215. Bunun için 4 Nisan 1884

tarihinde bir emirname yayınlamış ve Şarkî Rumeli Vilayeti’nde Bulgaristan ile birleşme amacı taşıyan mitingleri yasaklamıştır216

. Fakat Bâbıâli, Aleko Paşa’nın yeniden Şarkî Rumeli Vilayeti’ne vali tayin edilmesi için herhangi bir sebep görmemiştir ve hatta hakkındaki memnuniyetsizliğini Hilâl gazetesinde de yer alan şu hususlara dayandırmıştır:

- Vilayetin senelik vergisini, 240.000 liradan 180.000 liraya indirmesi217, - Vilayetteki Müslüman ahalinin, memuriyetlerden ve Dâhilî Nizamnâme’de belirtilen haklardan yararlanamaması218

,

- Vilayette Müslüman ahaliye karşı yapılan zulümlere, komiteci Bulgarlarla birlikte bazı hükümet görevlilerinin de katılması ve bu duruma seyirci kalması219

, - Bulgaristan ile birleşmek maksadıyla, vilayet dâhilinde yürütülen faaliyetlere engel olmaması220

,

- Yeniden seçilmesi halinde, kendisini bir daha valilikten uzaklaştırmanın mümkün olamayacağı221

,

215 M. Aydın, Şarkî Rumeli, s. 119. 216 Hilâl, 20 Nisan 1884, nr. 19, s. 2.

217 Hilâl, 23 Mart 1884, nr. 15, s. 1; M. Aydın, Şarkî Rumeli, s. 119. 218

Hilâl, 10 Şubat 1884, nr. 9, s. 2, Hilâl, 2 Mart 1884, nr. 12, s. 2; M. Aydın, Şarkî Rumeli, s. 119. 219 Hilâl, 16 Mart 1884, nr. 14, s. 1; M. Aydın, Şarkî Rumeli, s. 119.

220 Hilâl, 16 Mart 1884, nr. 14, s. 1, Hilâl, 6 Nisan 1884, nr. 17, s. 1; M. Aydın, Şarkî Rumeli, s. 11. 221 M. Aydın, Şarkî Rumeli, s. 116.

- Devletlerden birinin muhalefeti, diğerlerinin onayını hükümsüz bıraktığından ve Rusya’nın olumsuz tavrı ortada iken, yeniden teklif edilmesinin uygun görülmediği222

.

Sonuç itibariyle Aleko Paşa, memuriyetinin 12 Nisan 1884 tarihinde sona ermesi ile Şarkî Rumeli Valiliği’nden ayrılmaya mecbur kalmıştır223.

3- Valiliğe Kimin Tayin Olunacağı Meselesinin Gazeteye Yansıması

Hilâl gazetesi, Aleko Paşa’nın görev süresinin bitmesine yaklaşılan dönemlerde halk arasında başlayan, yeni valinin kim olacağı konusundaki tartışmaları gündemine almış ve bu konudaki düşüncelerini yayımladığı yazılarda ifade etmiştir. Yeni valinin kim olacağı konusundaki tartışmalar haftalarca gazetenin gündeminde kalmıştır.

Gazete, yeni valinin kim olacağı meselesini ilk olarak 27 Ocak 1884 tarihli sayısında gündemine almış ve “Hâl-i Hazır” başlığıyla yayımladığı yazıda şu ifadelere yer vermiştir:

“Bugünler umum ve havas lisanında devam eden sözler vali-i vilayet

devletlü Aleko Paşa Hazretleri’nin hitama olmak üzere bulunan müddetleri temdid

[uzatma] mi edilecek yoksa ayrı bir zatın tayini yoluna mı gidilecek olduğuna dairdir.

Hıristiyan ahalinin hâl-i hazır düşüncesi, bizimle beraber, müşarileyh hazretlerinin memuriyetlerinin devamını arzu ve temenni etmekte olduklarını kemal-i memnuniyetle işitiyoruz.

Bu arzu vali müşarileyhin beş seneden beri vilayetimizde bulunarak ahval-i mahalliyeye kesb-i vukuf etmeleriyle hüsn-ü icraata muvafık olacakları meselesine mebnidir.”224

Gazetede yer alan bu ifadelerden, hem İslam ahalinin dolayısıyla Hilâl’in, hem de Hıristiyan ahalinin Aleko Paşa’dan memnuniyetlerini ve valiliğinin devamı taraftarı olduklarını görüyoruz. Fakat Hilâl gazetesi ilerleyen sayılarında verdiği haberlerde, bir kısım Hıristiyanların Aleko Paşa’dan memnun olmadıklarını ve

222 Hilâl, 20 Nisan 1884, nr. 19, s. 1; Hilâl, 4 Mayıs 1884, nr. 21, s. 1; M. Aydın, Şarkî Rumeli, s. 119. 223 Hilâl, 4 Mayıs 1884, nr. 21, s. 1.

valilik süresinin uzatılmasına karşı faaliyet gösterdiklerini belirtmiştir. Bunlarla ilgili olarak yaptığı bir haberinde, görev süresinin bitmesi dolayısıyla İstanbul’a gitmeye hazırlanan Aleko Paşa’yı şu ifadelerle uyarmıştır:

“Devletlû Vali Paşa Hazretleri’nin Mart’ın yirmi sekizinde225 veyahut daha evvel İstanbul’a azimet buyuracaklarına dair elsine-i nâsda bir şayia devran etmekte ve yerli evrak havadisten bazıları dahi bu yolda neşr-i malumat eylemekte ise de bizim bir menba-i mevsuktan [sağlam kaynak] haber aldığımıza göre müşarileyh hazretlerinin Dersaadete azimetleri [gitme] Nisan ayının duhulünden [girme] evvel vuku bulmayacaktır. Bir müddet için olsun Paşa-i müşarileyhin şu zamanda Filibe’den gaybuyeti emel ve maksatları hükümeti teşevvüşten [karıştırma] ibaret olan entrikacıların icra-i fesadına meydan açacağından Dersaadet’e azimeti ne kadar tehir buyursalar iyidir.”226

Aleko Paşa’nın valiliğini istemeyen ve gazetenin entrikacılar diye bahsettiği bir kısım Hıristiyanlar, “Konservatur” (ittihatçı) denilen ve Şarkî Rumeli Vilayeti’nin Bulgaristan ile birleşmesini amaç edinen komiteci Bulgarlardır. Gazeteye göre, Konservaturlar, Aleko Paşa’nın vali olmasıyla birlikte ona karşı iltifatlar ederek memur olmuş, fakat memur olduktan sonra kuvvet ve nüfuzlarını fütursuzca kullandıklarından yine Aleko Paşa tarafından memurluktan uzaklaştırılmış kimselerdir227. Bu yüzden kaybettikleri memuriyetlere geçenlere ve memuriyetlerini kaybetmelerine sebep olanlara kin beslemişler ve iktidarlarını tekrar elde etmek için her yola başvurmaya başlamışlardır228. Asıl amaçları kaybettikleri memuriyetleri geri almak olan Konservaturlar, vilayet idaresinin ıslahı maskesi altında mitingler düzenlemeye başlamışlar, daha sonra söylemlerini sertleştirerek Bulgaristan ile birleşmek amacında olduklarını belirtmişlerdir229. Aynı kişiler, Aleko Paşa’nın sona

eren valilik süresinin beş sene daha uzatılmaması için halkı vali aleyhinde şikâyete teşvik etmişlerdir. Fakat halk, vilayetlerine vali tayininin hükümet-i seniyenin isteğine bağlı olduğunu bildiğinden haklı, haksız valiyi şikâyete yanaşmamıştır230

.

225 Burada belirtilen, Rumi 28 Mart 1300 tarihi Miladi 9 Nisan 1884 tarihine tekabül etmektedir. 226 Hilâl, 30 Mart 1884, nr. 16, s. 1 227 Hilâl, 6 Nisan 1884, nr. 17, s. 1. 228 Hilâl, 30 Mart 1884, nr. 16, s. 1 229 Hilâl, 20 Nisan 1884, nr. 19, s. 1 230 Hilâl, 13 Nisan 1884, nr. 18, s. 1

Hilâl gazetesi, Aleko Paşa’nın valilik süresinin uzatılması taraftarı olmakla birlikte bu konuda temkinli davranmayı da ihmal etmemiştir. Buna göre, Bulgarlar arasında valinin kim olacağı konusunda şiddet derecesine varan tartışmalar devam ederken “Hâlihazır” başlığıyla yayımladığı bir yazıda; “Ahali-i İslamiye kendi

dertlerinin iltiamına çare taharrisiyle [arama] meşgul olup, Bulgar

vatandaşlarımızdan bazılarının nümayişlerine karşıdan karşıya seyirci oluyorlar. Müslümanlar vali kim olursa olsun hangi millete mensup bulunursa bulunsun buralara asla ehemmiyet vermeyip yalnız Berlin Muahedenamesiyle vilayetimiz Nizamnâme-i Dâhilî’sinin kendilerine bahş etmiş olduğu hukuk-u siyasîyeden müstefit olmak gayretindedirler.”231

diyerek, valinin kimliğinden ziyade “Dâhilî Nizamnâme” hükümlerinin uygulanmasının önemine dikkat çekmiştir.

Hilâl gazetesi, yeni valinin kim olacağı yönündeki tartışmalar devam ederken, “Mariça” gazetesi ve Bulgar evrak havadisinde çıkan ve Aleko Paşa’nın vilayet valiliğinde kalmasını rica için İslam ahaliden bir heyetin, İstanbul’a gittiğine dair iddialar içeren haberlerin yalan olduğunu yazmıştır232

.

Aleko Paşa, valilik süresinin bitiminden sonra Şarkî Rumeli Vilayet merkezi Filibe’den ayrılarak İstanbul’a gitmek üzere trenle yola çıkmıştır. Filibe’den ayrılırken, Rusya konsolos vekili, Bulgar metropoliti ve vilayet memurları tarafından asker mızıkasının çaldığı Bulgar marşları eşliğinde uğurlanmıştır233

.

Aleko Paşa’nın 9 Mayıs 1884 tarihinde İstanbul’a ulaşmasından sonra da, yeni valinin kim olacağı yönündeki tartışmalar devam etmiştir. Bu tartışmalara iştirak eden gazete, o günlerde yeni valinin belli olduğu yönünde haberler çıkması üzerine bunun yalan olduğunu belirten “Hâl-i Hazır” başlıklı bir makale yayımlayarak, olayı şu şekilde yorumlamıştır:

“Devletlü Aleko Paşa Hazretleri’nin Dersaadet’e azimetlerinden beri halkımızın iştigali, münhal kalan valiliğe tayin buyrulacak zatın, kim olacağını tahmine çalışmaktan ibarettir.

231 Hilâl, 20 Nisan 1884, nr. 19, s. 1 232 Hilâl, 4 Mayıs 1884, nr. 21, s. 2 233 Hilâl, 4 Mayıs 1884, nr. 21, s. 1.

Her tarafta edilen bahisler hep bu meseleye dair olup bu meselede her gün birkaç türlü yalanlarla kulaklar doluyor. Franklar nezdinde mahiyetini beğendiğimiz, aldatmakla mülatafadan [şakalaşma] ibaret olan “Povâson Dâvrîl” oyunu234, yalnız

Nisan’ın birinci gününe mahsus olduğu halde bizde haftalarca bile inhisar edemeyip Nisan iptidasından beri her gün (prova) ediliyor.

Halkımız tabiyen mülatafaya meyal olduklarından birbirini aldatmak için avam nezdinde müphem olan bu meseleyi vesile ittihaz ederek tezkireler tahririyle ve sair vesait ile hatıra gelen bir zatın ismini ortaya koyup vali tayin olunduğunu veyahut olunmak üzere bulunduğunu ilan etmekle mülatafa ediyorlar.

Garip değilmidir ki (Ajans Havas) telgraf şirketi ve yerli gazetelerden bir kısmı da bu oyuna dehalete münhemin görünüyorlar.

Çend gün evvel gazetelerden biri Devletlü Aleko Paşa Hazretleri’nin ibka buyrulduğunu yazdığı gibi Nisan’ın yirmi dördüncü gününden yirmi yedisine kadar (Ajans Havas) telgrafı tezyid [ziyadeleştirme, arttırma] ile Dersaadet’ten şehrimize birçok haberler isal etmiş ve atufetlü Gavril Efendi Hazretleri’nin vilayetimiz valiliğine tayin olunacağını ve daha sonra müşarileyh hazretlerinin tayin buyrulduğunun Dersaadet’te resmen ilan olunduğunu neşretmişlerdir.

Yerli gazetelerden bazıları ilaveler çıkarıp bu mühim havadisi halka tebliğ ile arz-ı hidmet göstermişler. İşin arkası gelmeyince bunun “Povâson Dâvrîl” oyunu olduğuna herkesçe itminan [inanma] hasıl olmuştur.

Bizim bildiğimize göre vali-i cedidin ilan-ı tayini zamanı henüz hulul etmemiş olup daha beş on gün kadar intizarda [bekleme] bulunmaklığımız zaruri gibidir.”235

Gavril Paşa’nın 18 Mayıs 1884 tarihinde valiliğe tayin edildiği 236

düşünüldüğünde Hilâl gazetesinin 11 Mayıs 1884 tarihli sayısında, yeni valinin tayini için beş on gün kadar daha beklenilmesi gerektiğini ifade eden makalesinin ne derece doğru olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durum, Hilâl gazetesinin, yalan ve dedikodular

234 “Povâson Dâvrîl” oyunu günümüzde de bilinen 1 Nisan şakasıdır. Gazete bu haberini Rumi tarih ile 29 Nisan 1300 tarihinde yapmış ve Nisan bitmek üzere olduğu halde Nisan 1 şakalarının Şarkî Rumeli’de bitmemesini eleştirmiştir.

235 Hilâl, 11 Mayıs 1884, nr. 22, s. 1. 236 Hilâl, 25 Mayıs 1884, nr. 24, s. 1.

üzerine haber yapmadığını ve olayları tüm gerçekliğiyle okurlarına yansıtmaya çalıştığını göstermesi açısından önemlidir. Aynı zamanda gazetenin bu olay karşısında ne kadar temkinli hareket ettiğini de göstermektedir. Çünkü gazete yeni valinin ataması kesin olarak gerçekleşinceye kadar hiçbir dedikoduya itibar etmemiş, hatta bunların yalan olduğunu belirten haberler yapmıştır.

Diğer taraftan, gazetede yayımlanan bu makale bazı Müslümanların tepkisini çekmiş ve gazeteye bununla ilgili pek çok şikâyetlerde bulunulmuştur. Gazete bu şikâyetleri iki hafta sonraki sayısında gündemine alarak yanlış anlaşıldığını belirten açıklama niteliğindeki şu yazıyı kaleme almıştır;

“Halkımız içinde gazete okuyanlar çok ise de okuduklarını anlamayanlar dahi az değildir.

Burasını ifada maksadımız gazetemizin 22 numaralı nüshasında ki Hâl-i Hazır başlıklı makaleyi kastederek güya Gavril Paşa Hazretleri’nin vali tayinlerinden hoşlanmadığımızı ifade etmişler. Biz o hâlihazırla müşarileyh hazretlerinin memuriyetlerinden hoşlanmamazlık gibi bir ifade kullanmadık. (Ajans Havas) şirketinin vaktinden evvel neşr etmiş olduğu havadis-i telgrafiyenin mahiyetini meydan-ı ilaniyete koyarak buna karşı bir muhakeme-i fikriyada bulunmuş idik.”237

Yine gazetede yeni valinin kim olacağına dair bir haber şu şekilde yer bulmuştur;

“Bulgarlardan iki zat vilayetimize gelecek yeni valinin kim olacağına dair bahse tutuşmuşlar. Biri Aleko Paşa Hazretleri’nin ibka [baki, devamlı] olunacağını diğeri Gavril Kristeviç Hazretleri’nin olacağını söylemiş aralarında mukavelename imzalayarak kaybeden kazanana yüz (100) Osmanlı lirası verecek demişlerdir.”238

Gazetenin yeni valinin kim olacağı konusunda yaptığı haberler ve yayımladığı makalelerde iki isim geçmektedir. Bunlardan biri mevcut vali Aleko Paşa diğeri ise hem müsteşar hem de Dâhiliye Müdürü sıfatıyla görev yapan Gavril

237 Hilâl, 25 Mayıs 1884, nr. 24, s. 1. 238 Hilâl, 11 Mayıs 1884, nr. 22, s. 1.

Kristeviç Efendi’dir. İlerleyen dönemde Gavril Kristeviç Efendi’nin vali olarak atanması gazetenin konuya olan hâkimiyetinin göstergesi olması açısından önemlidir.

Benzer Belgeler