Akrabalarla ilişkiyi sürdürme, akrabalık bağlarını yaşatma anlamında kullanılan “sıla-i rahim” İslam dininin en önemli gördüğü ve en önce ortaya koyduğu hususlardan biridir. Nitekim daha Mekke’de inen ayetlerde bu hususa işaret edildiği gibi Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Mekke’deki ilk tebliğleri arasında sıla-i rahim yer almaktadır.
Akrabalık müessesesini yüce dinimiz, kaynaştırıcı bir unsur olara takdim etmiş, onun için de fazilet ve fedakârlık ölçüleri içerisinde yaşatılmasını ısrarla emir buyurmuştur. Yakın akrabalarımızın ve bunların dışındaki hısımlarımızın her ferdine mü’min olduğu sürece kalbî bir sevgi beslemek, münasebet kurmak, alakayı devam ettirmek, onlara marufu emredip, münkerden nehyetmek, ihtiyaçları anında gerekli yardımda bulunmak mü’minlerin mukaddes görevlerindendir. Bu nedenle Allah’a ve ahiret gününe inananlar akrabalık münasebetini en iyi şekilde devam ettirir, onu hiçbir zaman ihmal etmezler.225
İslam dininin temel hedeflerinden biri müslümanları genel ve geniş bir kitle olarak güçlü şekilde birbirine bağlamaktır; bu da öncelikle akrabalar arasında yakın ilişkiler kurulmasını ve bunun yaşatılmasını gerekli kılar.226 Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’deki birçok ayette227 inananlar akrabalık bağlarını koruma konusunda uyarılmış, cennet ehli mü’minlerin belli başlı meziyetleri arasında Allah’ın sürdürülmesini emrettiği ilişkileri devam ettirmeleri sayılmıştır.228 Ayrıca
223
Müslim, İtk, 25(H. No: 1510); Ebû Dâvûd, Edeb, 120, (H. No: 5149); Tirmizî, Birr 8, (H. No: 19081).
224
Ebû Dâvûd, Edeb 120, (H. No: 5137); Tirmizî, Birr 5, (H. No: 1903).
225
İslamoğlu, Bekir, Kur’an’da Mü’minlerin Özellikleri, Pınar yay., İstanbul, 1998, s. 112.
226
Çağrıcı Mustafa, “Sıla-i Rahim” md. İslam’da İnanç, İbadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi, Heyet, I-IV c., MÜİFAV Yay., IV, s. 118.
227
Nisâ, 4/1; Nahl, 16/90; Bakara, 2/177; İsrâ, 17/26.
228
Kur’an, akrabalık bağlarını koparanları Allah’ın lânetlediğini ve onların cehennemlik olduğunu haber vermiştir.229
Allah Rasûlü (s.a.v.), akraba ile alakayı kesen cennete giremeyeceğini bildirmiş,230 ayrıca hayırlar içerisinde sevabı en süratli olanın, iyilik yapmak ve akraba ziyaretinde bulunmak; şerler içerisinde cezası en süratli olanın da zulmetmek ve akrabayla alâkayı kesmek olduğunu ifade etmiştir. 231
Sıla-i rahim, Allah’ın mahlûkatı yarattığı büyük meydanda durur ve kendilerini gözetmeyenlerden Allah’a sığınır. Ebû Hureyre’nin rivayet ettiği bu hadiste Rasûlullah (s.a.v.): “Şüphesiz Allah mahlûkatı yaratmıştır. Bütün
mahlûkatı yarattıktan sonra ‘rahim’ ayağa kalkmış ve: ‘Bu kesilmekten sana sığınanın makamıdır, demiştir. Allah Tealâ da: ‘Evet, seni gözeteni benim de gözetmeme, senden alâkayı kesenden benim de ilgiyi kesmemden razı değil misin?’ buyurmuştur. (Bunun üzerine) rahim: ‘Evet razıyım’ diye cevap vermiştir. Allah Tealâ da: ‘O halde seni gözeteni ben de gözetir, senden alakayı kesenden ben de keserim’ buyurmuştur. Konuyla ilgili diğer bir rivayet şöyledir: “Rahim arşa asılıdır ve şöyle der: Beni gözeteni Allah gözetsin, benimle alâkayı kesenden Allah da alâkayı kessin” 232
Rasûlullah (s.a.v.), rızkının bollaşmasını ve ecelinin geciktirilmesini arzu edenlerin sıla-i rahim’de bulunmalarını tavsiye etmiştir.233 Akrabaları ziyaret etmek için her müslümanın büyüklerinden sıla-i rahim yapacağı kimseleri öğrenmesini emretmiş ve sıla-ı rahim’in akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamaya vesile olacağını bildirmiştir.234
Allah Rasûlü (s.a.v.), sadakaların öncelikle akrabalardan ihtiyaç sahibi verilmesini tavsiye etmiştir. Yabancı bir fakire verilen sadakanın bir sadaka sevabı
229
Muhammed, 47/22–23; Ra’d, 13/25.
230
Buhârî, Edeb, 11, (H. No: 16); Ebû Dâvûd, Zekât, 45, (H. No: 1689); Tirmizî, Birr, 10, (H. No: 1909).
231
Terğib, III, 343.
232
Buhârî, Tevhid, 35, (H. No: 114).
233
Buhârî, Edeb, 12; Müslim, Birr, 20–21.
234
yerine geçeceğini; ancak akrabaya verilen sadakanın iki sadaka sevabı yerine geçeceğini ki; bunlardan birinin verilen sadaka için diğerinin ise akrabalık haklarının gözetilmesi için verileceğini haber vermiştir. 235
İnsan bazen akrabalarına yaptığı iyiliklere rağmen onlardan hiç iyilik görmeyebilir hatta yaptığı iyilikler kötülükle mukabele edilebilir. Eğer bu şartlarda bile o kişi akrabasına iyilik yapmaya devam ederse karşılığında ona Allah katında büyük bir mükâfat vardır. Konuyla ilgili şu rivayet bizi bu hususta daha da aydınlatacaktır:
Bir adam Rasûlullah (s.a.v.)’a gelip “Ey Allah’ın Rasûlü! Benim
akrabalarım var, ben onları ziyaret ediyorum ama onlar beni ziyaret etmiyorlar. Ben onlara iyilik yapıyorum onlar bana kötülük yapıyorlar. Ben onlara yumuşak davranıyorum, onlar bana cahillik ediyorlar” der. Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v.) “Eğer sen dediğin gibiysen, sanki onlara sıcak kül yediriyorsun. (yani
senin bu yaptığın karşısında öylesine eziliyorlar ki sanki sıcak kül yemiş gibi oluyorlar.) Sen bu halini korudukça, onlara karşı senin yanında Allah tarafından daima bir yardımcı bulunacaktır.” buyurur. 236
Dinimiz İslam, akrabalar gayri müslim dahi olsalar onlara iyilikte bulunmayı, onlarla bağı koparmamayı tavsiye etmiştir. Konuyla ilgili bir rivayette Allah Rasûlü (s.a.v.): “Falanın ailesi benim dostlarım değildir. Benim dostlarım
ancak Allah ve mü’minlerin salih olanlarıdır. Fakat onların iyilik yaptığım akrabaları da vardır” buyurmuştur.237 Ayrıca yakınlara iyilik her durumda düşünülmeli ve yapılmalıdır. Yoksul ve güçsüz iken iyilik ve yardımdan söz edip, zengin ve güçlü duruma yükselince başka türlü davranmak, fesâd ve ahlâksızlıktan başka bir şey değildir.
Sıla-i rahim konusunda dikkat edilecek hususlardan biri de onlara karşı yapılacak iyiliğin, karşılık bekleyerek yapılmaması, sadece bizi görüp gözeten
235
Tirmizî, Zekât, 26, (H. No: 658); Nesâî, Zekât, 82, (H. No: 2535); İbn Mâce, Zekât, 28, (H. No: 1834); Dârimî, Zekât, 38, (H. No: 1687).
236
Müslim, Birr, 22.
237
yakınlara karşı sıla-i rahimde bulunulmaması; aksine, unutan, akrabalık bağlarını koparanlara karşı da bu görev yerine getirilmesidir. Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: “İyiliğe benzeri ile karşılık veren kişi, tam anlamıyla akrabasını görüp
gözetmiş olmaz. Hakiki sıla, kişinin kendisi ile ilgiyi kesenleri görüp gözetmesidir”238