• Sonuç bulunamadı

Ailede Sağlıklı İletişim Ortamı ve Kuralları

1.3. Aile Psikolojisi

2.3.3. Ailede Sağlıklı İletişim Ortamı ve Kuralları

Ailede düzen ve etkileĢim biçimi, aile bireylerinin her türlü gereksinmelerini, doğal yaĢantı içerisinde karĢılar ve aile üyeleri ailelerinin bir parçası olmaktan mutlu olursa bu tip aile, sağlıklı aile olarak algılanır. Aile, kendi üyelerini değerli bulur, aralarında karĢılıklı destek, uyum ve iletiĢim vardır. Aile üyelerinin arasındaki sınırların oluĢturulması, herkesin, kendi sınırının nerede baĢlayıp nerede bittiğinin doğru yorumlanması ile mümkün olur. Tüm bunlar ise sağlıklı iletiĢim ile gerçekleĢir (Özgüven, 2000: 71).

Doğru iletiĢim kurabilmek için; duyguları paylaĢma, duyguları anlama, bireysel farklılıkların kabul edilmesi, ilgi ve sevgi duygusunun iletilmesi, iĢbirliği, mizah duygusu, sorumluluk alma, temel gereksinimleri karĢılama, manevi değerlere inanma,

51

sorunlarla baĢa çıkma becerilerini kazanmıĢ olma gibi birtakım nitelikler, ciddi önem taĢır. Ailede, kiĢilerin aile hayatını yaĢatabilmeleri için ahlâkî anlayıĢtaki uygunluk bulunmalıdır. Aile hayatının getireceği sorumlulukların altındaki beraberlikler, bu sorumlulukların olmadığı evlilik öncesi beraberliklere hemen hemen hiç benzemez. Genç kız ve erkeklerin ısrarla birbirlerini istemelerine rağmen, evliliklerinin hemen bitmesi dikkatimizi çekmektedir (Bayraklı, 2000: 64).

Her ailenin yapısı farklıdır. Nitekim kiĢiliklerin uyumlu olması gerekmez, zıt kiĢiliklere sahip olunsa bile sağlıklı iliĢki kurulabilir. Önemli olan tarafların bu konuda gösterdikleri samimi gayrettir (Tarhan, 2012: 136). Aile iletiĢiminde biz iletisi ve ben iletileri, kiĢiler arası iletiĢimde problemi açmada etkili bir yoldur. Bu yolla birey objektif olarak değil subjektif olarak kendi algısını, inançlarını vs. dile getirir ve daha az tehdit edicidir. Biz iletileri ise, beraber olan kiĢilerin eğilimlerini, problemlerini, düĢüncelerini, duygularını vs. açıklayan cümlelerdir. Biz iletisi, duygusal ayrılığı azaltır veya düĢük düzeye indirir (Nazlı, 2001: 226).

Evliliğin birbirinden farklı üç dönemi vardır. Ġlk zamanda eĢlerin iliĢkisine romantik duygular hâkimdir. Daha sonra, karĢılıklı kiĢilik çatıĢmalarının yaĢandığı dönem baĢlar. Eğer kiĢiler akıllı davranırlarsa bu dönemi aĢarlar ve bağlılık dönemi ortaya çıkar. Bu süreçte evlenmeden önce yaĢanan aĢkta sürer. Fakat bu duygu, evlilik sağlıklı yürüyorsa sevgi ve saygıya dönüĢür. Hem aĢkın hem arkadaĢlığın olduğu evlilikler ideal evlilikler olur. Ġyi iĢbirliği kuranların aĢkı yakalama ihtimali yüksek iken kuramayanların düĢüktür (Tarhan, 2006: 5). Sevgi, birdenbire, kendiliğinden oluĢan bir Ģey değildir. Sevgi, içinde yaĢadığımız toplumun ve anne babanın etkileriyle kiĢide geliĢebilir. Bu da bazen yanlıĢ algılara sebep olabilir (Buscaglıa, 1982: 11).

Ġnsanoğlunun kalbinde samimi olmak ve birbirlerini sevmek için duyulan arzu yatar. Evlilik, bu yakınlık ve sevgiye duyulan gereksinimi karĢılamak için hayata geçirildiği gibi karı ve koca evlilikle artık “bir beden” haline gelir. Sevildiğini hissetmek insanın birinci derecede doğal ihtiyacıdır. YanlıĢ davranıĢlar, kabuğuna çekilmeler, acı sözler ve eleĢtirisel bir ruh, sevgi duygusundaki tatminsizlikten kaynaklanabilir (Chapman, 1998: 19-24). Sevmenin ve sevdiğini göstermenin hiçbir maddi gideri olmamasına rağmen sevmeyi göstermek kiĢilerin zorlandığı durumlardandır. Ailede sevgiyi yeterince hissedememiĢ veya sevgisini gösteremeyen anne baba tarafından büyütülmüĢ kiĢiler,

52

çocuklarına karĢı sevgilerini göstermekte zorlanırlar bu sebeple bu ailede büyüyen çocuklar eĢlerine karĢı sevgisini ifade ederken sıkıntı yaĢayabilirler (Korucu, 2001: 21). Allah ve peygamberin koyduğu ölçüleri esas alıp birbirleri ile bu çerçevede iliĢki ve iletiĢimlerini sürdüren eĢlerin mutlu ve huzurlu olmaları kolaylaĢır. Ġslam dini, aile müessesesinde kadınla erkek arasında kendi maddi ve manevi kabiliyetlerine göre görev taksimi yapmıĢtır. EĢler birbirlerini Allah için sevdikleri zaman yalnızca bu dünyada belirli bir süre birlikte olacakları kiĢiler olarak birbirlerine bakmazlar(Ersanlı, Kalkan, tarihsiz: 243;Cebeci, 2003: 133). Âhiret arkadaĢı olarak düĢünürler. Bu anlayıĢtan dolayı bağlılıkları daha sağlıklı olur. Aile, nikâh ile kurulur. Nikâh, her ne kadar medenî bir sözleĢme ise de bir yönü ile ibadettir ve Peygamberin sünnetidir.

Ġslâm‟da kadın, kocasının malını korur, israftan sakınır. Çocuklarının terbiyeleri ile ilgilenir, onları yetiĢtirmeye çalıĢır. Evlenme sırasında erkeğin kadına ödediği mal ya da para, kadının hakkıdır. Ayrıca kadının nafakası kocasına aittir. Kocasının meĢru isteklerini yapmak, ailenin düzenini bozacak davranıĢlardan kaçınmak kocanın hakkıdır. Ailesinin iffetini korumak ve kocasının istemediği kiĢileri eve almamak dikkat kadının dikkat etmesi gereken konulardandır. Samimiyet, güler yüzlü ve tatlı dilli olmak, saygı, eĢlerin güzel ahlaklı olması, birbirleriyle istiĢare etmek, geçim ehli olmak, ruhî olgunluk iki eĢ içinde yuvanın saadeti için önemli hususlardır (ġentürk, 2002: 155-164).

EĢler beklenmedik tepkilerde birbirlerini anlamaya, duyguları paylaĢmaya, istenmeyen olaylar karĢısında soğukkanlılıkla değerlendirme yapmaya çalıĢmalıdırlar. Aile içinde açıklık esas olmalı kimsenin diğerinden gizlisi olmamalıdır. Evliliğin özellikle ilk yılları uyum açısından ciddi zorlukların yaĢandığı dönemlerdir. EĢler birbirlerinin ihtiyaç ve beklentilerini dikkate almalı ve sabırlı olmalıdır. Öfkeye öfkeyle karĢılık vermek sıkıntıyı büyüteceğinden sakinleĢmeyi beklemek daha uygundur. En önemli iletiĢim bozukluklarından bir tanesi eĢlerin birbirlerini dinlediklerini zannettikleri halde dinlememeleridir. Dinlenmemek insanı sinirli ve huzursuz yapar. Ayrıca hatalar ve ayıplar açığa çıkarılarak yüze vurulmamalıdır (Cebeci, 2003: 133-135).

Evlilikte sosyo-kültürel benzerlikler uyumu kolaylaĢtırmaktadır. Ancak bazen birbirine yakın aile evliliklerinde sorunlar görülürken, yabancı ailelerin çocukları daha iyi uyum yakalayabilmektedir. Evlilikte yapılan en büyük hatalardan biri, eĢlerden birinin ailesini diğer eĢin olumsuz Ģekilde eleĢtirmesidir. Bu durumda kiĢi savunucu pozisyona geçerek

53

zamanla içinde birikim oluĢabilmektedir. EĢ ve aile arasında sevgi ve saygıyı yıpratmayacak Ģekilde iletiĢim becerisine sahip olmak zor ama gereklidir. Aile büyükleri ile iliĢki içinde olunurken dikkat edilmelidir ki her aile müstakildir. Aileye eĢ ile ilgili konuları anlatmak çok uygun olmamakla beraber üstesinden gelinemeyecek konularda yardımlarına baĢvurulabilir (Artır, tarihsiz: 66-68).

Sağlıklı ailenin sırrı sağlıklı iletiĢimden geçer. Sağlıklı ve doğru iletiĢimde Ģu hususlar göz önünde bulundurulabilir: Önemli konuları konuĢurken doğru zamanı beklemek, peĢin fikirli olmamak, ne istediğini bilmek ve ifade edebilmek, karĢındakinin duygularını dikkate almak, tartıĢmalarda baĢka konuları dâhil etmemek, cevap vermek yerine tepki koymamak (Büyük, 2007: 115-117). Aykırı duygulara sahip olma hakkı tanımak, eĢini değiĢtirmeye çalıĢmamak, sinirli olma hakkı tanımak, Ģefkat, kanaat, sabır, affedici olmak, fedakarlık, vakar vs.(Tarhan, 2008: 89; Güney, 2010: 307). Ġnatçılık, bencillik, cahillik, güvensizlik, feminizm, kibir, eĢini beğenmemek, tutarsızlık (Gordon, 1998: 12), lüks yaĢam, yıkıcı kıskançlık, içki, kumar, zina, inanç ayrılığı, kitle iletiĢim araçlarının bireyleri yalnızlaĢtırması, küreselleĢmenin dayattığı doyumsuzluk etkisi, dinî değerlerden uzaklaĢmak vs. ailede geçimsizliği doğuran etkenlerdedir. Bununla beraber ciddi maddi sıkıntılar ve ekonomik çıkmazlar bazen aileyi sarsıcı sonuçlara sebep olabilir. Kontrol edilemeyen sinirlilik hali, fiziksel Ģiddet gibi ileri boyutta hadiseler ise mutlaka tıbbi yardım alınması gereken noktalardandır (DurmuĢ, 2006: 109).

Hiç sorun yaĢamamanın ve daimi mutluluğun yeri bu dünya olmadığı için evlilikte sıkıntılar mevzu bahis olabilir (Özburun, 2010: 39). Her Ģeyin değiĢtiği bir dünyada kiĢi kendini geliĢtirmek, iç dünyasını zenginleĢtirmek zorundadır. Tek sermaye ise insana verilen hayattır. Hayatı tüketerek yaĢamak yerine; hayatı değiĢime ve anlamlandırmaya yönelerek yaĢamak gerekir (Özburun, 2011: 39). Peygamberin aile hayatı bize bu noktada önemli bir örnek teĢkil etmektedir. Kendisi hanımlarına nazik davrandığı gibi; ev iĢlerinde yardım eden, kendi iĢini kendisi yapan, ayakkabılarını tamir eden, söküğünü diken, önüne konulan yemeği eleĢtirmeden yiyen, olduğundan fazlasını istemeyen, insanların kusurlarını bağıĢlayan mübarek bir kimsedir (Yıldız, 2009: 43). EĢler arasındaki doğru iletiĢimi yakalamak Kur‟an‟ı ve Sünnet‟i bilmek ve hayata tatbik etmekle gerçekleĢebilir.

54